### >>> ! <<< ###

‚Muhammed her zaman Evangelizm’in (Hıristiyanların) üstüne çıkıyor. O, insanı Allah saymıyor ve kendini de Allah ile bir tutmuyor. Müslümanların Allah’tan başka ilâhı yoktur ve Muhammed onun peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur.‘
Lev Nikolayeviç TOLSTOY

http://www.okumedya.com/Tolstoy_Hz%20Muhammed.pdf

Sana, ikisi de. Tolstoy’u MUTLAKA oku

“YAZMA AMACIM
Bir film düşün. İlk sahne sıradan bir olayla başlar. Film ilerledikçe gelişmelere inanamazsın. Dehşete kapılırsın. Film biter. Etkisinden kurtulamazsın. Korkarsın. Bu kitabın yazım sürecinde ben bunları yaşadım.”

http://www.okumedya.com/Soner%20Yalcin%20-%20Sakli%20Secilmisler.pdf

Durum onu gösteriyor ki…
Hastaneden sonra görüşmek üzere!

78 kuşağı

“KANTAR
Tutuklular havalandırmada çırılçıplak soyundurulup tek sıra halinde dizilirler, sıranın ön tarafında duran tutuklu sırt üstü yatırılırdı. İkinci tutuklu, yatan tutuklunun testis ve erkeklik organlarından tutarak yukarı kaldırır, tutuklunun kaç kilo geldiğini söylemesi istenirdi. Tüm tutuklular birbirini tartana kadar bu işlem devam ederdi.
SEHPA
Tutuklu gece koğuştan alınıp, koğuş koridorunda gardiyan ve subaylardan mizansen olarak oluşturulan bir mahkemede sorgulanırdı. Mahkeme, tutukluyu idam cezasına çarptırır, ikinci katın merdiven kenarlığına bir ip geçirilip, ipin ucuna tutuklunun boyun kemiğini kırmayacak düzeyde kalın bezden bir ilmik takılır, tutuklunun boynu bu ilmiğe geçirilir ve temsili infaz gerçekleştirilirdi. Tutuklu tam boğulacağı sırada ip açılırdı.
COP SOKMA
Gardiyanlar copu zeytinyağına batırır ve yağlı copu tutuklunun makatına zorla sokardı. Sonra bu copu kendisine ya da bir başka tutukluya yalatırlardı.
VEREM
Veremlilerle, sağlam tutuklular birbirinden tecrit edilmez, aynı kapta yemek zorunda bırakılırdı. Aynı battaniyenin altında yatırılırlardı. Veremlilerin balgamları tahlil yapılacak bahanesiyle toplanır, karavanadaki yemeklere karıştırılır ve bu yemekler tüm tutuklulara yedirilirdi.
KÖPEK SALDIRTMA
Tutuklu çırılçıplak soyulur, kurt köpeği üzerine saldırtılırdı. Köpeğin ilk kaptığı yer bacak arası olurdu.”

Gibi…
Gibi…
Gibi!

Ne mi anlatmaya çalışıyorum sizlere?
Makale biterse, bitirebilirsem hastaneye yatmadan önce…
Anlarsın!

Çocuklar…
Yatıp, kalkıp Allah’ınıza şükür edin…
Belki değişik acılar yaşadınız, kötü günler gördünüz…
Ama…
İnanın bana; beterin beteri var!

Yukarıda yayınladıklarım…
Solda sıfır kalıyor, sıfır…
İnsan, insana neler yapabiliyor hayal bile edemezsiniz!

Bir kesit




İnançların gücünü küçümseme…
İki inanç var ki bunlar öyle dürtülerdir ki karşı koyamazsın genelde…
Dini inançlar ve milliyetçilik…
Popülistlerin iki amansız silahı, nice insan kanmıştır bunlara…
Ne acılara ne maddi – manevi yıkımlara vesile olmuştur bu iki dürtünün…
Yanlış eller tarafından, SANKI millet menfaatineymiş gibi…
Adiler tarafından kendi ikballeri için kullanılması çok kötü sonuçlanıyor, sonuçlanmıştır.

Eninde sonunda, eninde sonunda sonuçları kötü oluyor. Bana göre hiçbir şeyin
aşırısı, uç noktası ne insana ne topluma faydalıdır.

Ressentiment…
Fransızca bir kelime, evet bu kelime fanatizm ile birleşince; gizlenen kin…
Gizliden gizliye içinde beslediğin kin, nefret, öfke…
Fanatik görüşler ile birleşmeye görsün(!)

Tek kelime ile korkunç sonuçlara vesile oluyor!

Korkutmak…
Korkutarak insanları aldatmak…
Histeri, Yunanca rahim demek. Evet ne yazık ki insan bu duyguya çok çabuk kapılabiliyor, korku ki duyguların en güçlülerinden biri birleşince > yüzeysel < dengesiz duygu manzumesi ve bastırılmış özlemler, takdir edilme gibi insani ihtiyaçlar ile…
Bastırılmış korkular, geçmişte yaşanmış kötü anılar, hayaletleri…
Histeriye dönüşebiliyor. “Etnik temizlikler” mesela tüm bu duygusal karışımlardan, ne olduğu belirsiz “varsayımlardan” kaynaklanıyor.

Hatırla…
Hep derim ama nasıl ki insanda çocukluğu ilerisi için önemliyse…
İnsandan topluma, toplumdan insana…
Toplumlarında geçmişleri, toplum katmanları…
Burada bünyelerinde barındırdıkları “azınlıklar” onların siyasetini, görüsünü belirler.

Örneğin Fransızlar, İspanyollar, Yunanlılar…
Azınlık sahibidirler…
DIKKAT belki anlarsın bu örnekten neden batı çatal dilli, yılan gibi…
Tek kelime ve “öz Türkçeyle”
Göt korkusu(!)
Örneğin özerklik örneğin azınlıklara tanıması gereken kim haklarda bir öyle bir böyle…
Tek nedeni kendi bünyelerinde barındırdıkları toplumsal ve veya tarihi unsurlar.

Amaç…
Emsal, örnek kararlar yaratmamak.

Yerler…
Duvarlar…
Tavan, kanlar içinde, öbek öbek, kimi kurumuş…
Kahverengi – kırmızı, sanki pas gibi…
Kimi taze, kayıyorsun üstünde yürüyünce. Kanın o kendine has kokusu burnunda…
Mayhoş, tatlı…
Mide bulandırıcı VE işkence aletleri, girişte, sanki unutulmuş AMA…
Aslında bilinçli bırakılmış oraya, seni bekleyenin habercisi…
Çığlıklar duyuyorsun, yürüdüğünde dar, karanlık koridorda…
Bir hayvandan mı çıkıyor bu sesler, bir insandan mı?
Kendine sormadan edemiyorsun…
Bazen…
Orada burada rast geliyorsun kadına, darmadağın saçlar, bakımsız, perişan…
Pelperişan…
Kimi göz mor, darp izleri…
Yüzünde, kollarında, bacaklarında…
Kimisinin görüyorsun…
Etek, elbiselerden aşağı kan sızıyor, bacak arası…
Bakmazlar yüzüne, göremezsin suratlarını, baş hep aşağı…
Seks köleleri…
İnsan mı hayvan mı bilemiyorsun…
Bakmıyorlar ev kadını mi, ana mı, hâkim mi…
Tahsilli, tahsilsiz…
Kendilerinden olmasın, kadın olsun yeter(!)

“Resmi rakamlara göre” 20 bin…
Allah bilir gerçek sayılarını, tecavüze, şiddete maruz kalan kadın sayısını.


https://docplayer.biz.tr/storage/66/55743195/1560771430/8NqGS5H7RXys6j0i8ur3LA/55743195.pdf

http://www.okumedya.com/Ergün%20Poyraz%20-%20İplikçi%20,Kirli%20İlişkiler%20Yumağı.pdf

İçim mıncık mıncık, bir önsezi!?

08:30 / 07:30

Dolar 5,92
Euro 6,64
Çeyrek altın 418,52
Borsa 90787

İzlemeyen, izleyemeyenler için…
Cumhuriyet Tarihi Kronolojisine dahil edilecektir, ileriki nesiler dönüp geriye baksın diye!

Vaktim olursa…
Yazarım kopyalamayı, yedeklemeyi falan…
Bir kaç kez anlatmıştım yedeklemenin önemini, bir kez daha anlatırım…
OROSPU…
Her şeyi yapar, aklına gelecek ve gelmeyecek olan her şeyi!

Erdoğan’ın Binali taktiği
12 Haziran 2019

Şunu biliyoruz:
Binali Yıldırım’a, Ekrem İmamoğlu ile televizyon canlı yayınına çıkma iznini Erdoğan verdi.
Ama…
Bir haftadır kafamda aynı soru:
– “Erdoğan tv tartışmasına neden izin verdi?”
Evet, Erdoğan böyle bir tartışma programı olmasını niçin kabul etti?
Biliyoruz ki:
Kılıçdaroğlu her seçim öncesi Erdoğan’a canlı yayında tartışma teklifi götürdü ve Erdoğan her seferinde reddetti. O halde…
Şimdi niye kabul etti?
Şunu diyemeyiz: Erdoğan, Kılıçdaroğlu karşısında kaybedeceği için canlı yayın teklifini kabul etmedi! Sanmam. Lise yıllarından beri “belagat” – “hitabet”/ retorik öğrenmiş Erdoğan’ın “söz cambazı” olduğunu biliyoruz.
Peki…
Kılıçdaroğlu karşısına televizyon canlı yayınında çıkmayan Erdoğan, Binali Yıldırım’ın İmamoğlu ile tartışmasını nasıl kabul etti? Herkes moderatör üzerinde yoğunlaştı, ama asıl bu sorunun üzerinde durmak gerekmiyor mu?
Benim aklıma ilk gelen şu oldu:
Erdoğan, 23 Haziran seçiminin Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasında geçtiğini göstermek istiyor! Yani “ben yokum” demek istiyor; seçim sonrasına karşı gardını alıyor/savunma durumuna geçiyor!
Dikkat ediyor musunuz, seçime onbir gün kaldı ve Erdoğan ortalıkta gözükmüyor! Seçim çalışmasını İstanbul’da bazı kabuller yapmakla sınırlı tutuyor. Erdoğan, 23 Haziran seçimi için kamuoyu karşısına çıkmıyor.
Aslında…
Binali Yıldırım’ın İmamoğlu ile tv’ye çıkmasına izin vermesi ve görünürde seçim çalışması yapmaması aynı kapıya çıkıyor:
Erdoğan, seçimi İmamoğlu kazandığında kendi kaybetmiş gibi göstermek istemiyor.
“Ben değil, Yıldırım ile İmamoğlu yarıştı” algısını yaratmak istiyor!
Fark büyük
Erdoğan şunu bilmiyor mu:
Ekranda, İmamoğlu mu başarılı olur, Binali Yıldırım mı?
Biri, 17 yıldır yıpranmış ve ekonomik krizin sorumlularından bir olarak gözüken Binali Yıldırım…
Diğeri, genç, pırıltılı, başarılı Ekrem İmamoğlu…
Biri, vaatlerini yapamamış, ülkeyi iktisadi krize sokmuş bir hükümetin önde geleni…
Diğeri, iki haftalık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde ulaşımı, suyu ucuzlatmış vaatlerini gerçekleştiren sözünün eri siyasetçi…
Bu karşılaştırmayı uzatabilirsiniz ve Binali Yıldırım’ın İmamoğlu’na üstünlük sağlayacağı tek olgu bulamazsınız.
Keza:
Binali Yıldırım, 20 yıldır İstanbul gerçeklerinden uzak; Ankara siyasetine gömülmüş durumda.
Oysa.
Ekrem İmamoğlu 5 yıldır İstanbul’da belediyecilik yapıyor; sorunları yakından biliyor.
Tek siyasi strateji uzmanı bulamazsınız; “Binali Yıldırım, tv’de İmamoğlu karşısında başarılı olur” diyecek.
Erdoğan’ın bile bile “lades” demesinin tek amacı var:
“23 Haziran seçimine Erdoğan girmiyor” algısını oluşturmak.
Erdoğan, iktidarının seçimden sonra tartışılır olmasını istemiyor. Kaybedeceği baştan belli Binali Yıldırım’ı “aslanın” önüne atmasının başka sebebi var mı?
Deniyor ki, var.
Neymiş?
Şu…
Kumpas
Söylenen şu:
– “Efendim devlet tüm olanaklarıyla İmamoğlu’nun geçmişini araştırıyor…”
– “Çok çarpıcı belgeler ortalığa çıkarılacak…”
– “İmamoğlu belgelerin yalan olduğunu ispatlayana kadar seçim sona erecek…”
Demek…
Siyaseti bu derece küçültmeyi düşünüyorlar!
Anlamadıkları şu:
Sandığa saatler kala yapılacak belden aşağı vuruş ters teper!
Binali Yıldırım’ın buna alet olup siyaseti böylesine bir politik lekeyle sonlandıracağını düşünmüyorum. Üstelik…
O hatayı 31 Mart gecesi yaptı; kürsüye çıkıp “kazandık” deyip koşarcasına uzaklaştı! Benzeri bir kumpasa alet olacağına ihtimal vermiyorum.
Anlamadığım şu, ne gerek vardı bunlara?
Zamanında defalarca yazdım; Erdoğan “Cumhurbaşkanlığı sistemine neden ihtiyaç duyuyor?” Yüzde 36 oyla her dediğini yaptıran Erdoğan yüzde 50+1 aramaya neden ihtiyaç duydu? Anlamsızdı… MHP’ye mahkum oldu Erdoğan!
Ve:
31 Mart seçiminden sonra da yazdım:
– “Seçimi yeniletmeyin, kazansanız da kazanmış olmazsınız!”
Anlatamadım..
Yazık.
Olan bu güzelim ülkeye oluyor…
Olan demokrasiye oluyor…
Türkiye’ye bu kadar zaman kaybetmeye ne gerek vardı?
Halkın bunu anlamadığını mı sanıyorlar? Bu kadar mı milletten uzaklaştılar.
Baksanıza…
Gele gele tek umutları Binali Yıldırım’ın televizyon performansına kaldı.
İşleri çok zor.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/soner-yalcin/erdoganin-binali-taktigi-5115225/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger


+