“Du bist zu sehr Ergebnis orientiert. Schieße einfach, wenn du der Meinung bist das du gut warst ist das so, Ergebnisse zählen nur beim Wettkampf, nicht beim Training”

Böyle diyor başkan…
Gel de bir öğretmene bunu anlat…
Ne anlatabilirsin seri atış alışkanlığını ne vurdun mu oturtman gerektiğini…
Alının tam ortasından…
Anlatamazsın ki > en ufak bir hatanın en kötü ihtimal ile milyonlara mâl olabileceğini <
Evet…
Hatice’ye değil neticeye bakarım ben…
Bakmak zorundayım elim ekmek tutuğundan beri…
Hatice’yi becermenin öyle veya böyle yöntemleri vardır, olur…
Önemli olan Hatice’yi becermeyi başardın mı başaramadın mı?!

Özel sektör elemanıyım, elemanıydım…
Tek başarı ölçüsü VERIM…
Verimli olmayacakmışım, ulan verimli olamadığım gün geldiğinde ben öldüm…
Böyle alışmışım.

Her horoz kendi çöplüğünde ötermiş ya…
Önderin öttüğü o kadar çok ve değişik çöplük var ki, göbek atmak zorunda olduğu onca düğün…
Anlatamazsın…
Görmediği, yaşamadığı, bilmediği için anlamaz ki!

“Du wirst immer besser”

Ayakta, akşam olmuş, Önder yorulmuş…
25 metre…
Desteksiz, hamın evladı değilim ama eller sanki pamuk, görmemiş kazma kürek, tutmamış nasır…
Yıllarca eline silah almamış, bacaklarda olduğu gibi kollarda yok güç…
Ta başında dedim; ben iyiyim…
İnanmayanı, inanmak istemeyeni inandıramazsın ki!

Iyi geceler

EVET, Buuu… Tam bir Önder işi, Önder çıkmazı!

Bir bilsen, bir bilsen neler oluyor yine…
Bir macera…
Bir kâbus…
Bilene!

Haber yeni geldi, moral sıfır. Üstüne müşteri…
Adama sert davranmışım, ters…
Farkında bile değilim. Aman bir kızdı bir kızdı aldı işleri gitti.

İnan…
Farkında değilim, o kadar çok o kadar çok geliyor ki üst üste…
Bende sadece bir çeyreğim be, bir çeyrek…
Ister miyim müşteri kaybetmek?
Müşteri veli nimet!

Ama bu değil, böyle şeyler değil…
Çok, çok, çok daha ciddi şeyler…
Önder çıkmazı, Rus ruleti!

Hani çok kısa Reinraume’e değinmiştim, hani toz tanesi

İzleyeceğin teknolojik…
SEN…
Birde bunu tıbbi alanını görsen, kafayı yersin. Allah ikisini de görmeyi, orada çalışmayı nasip etti…
Laboratuvar ortamı…
Hani hep diyorum ya bilişimciyim ama bildiğin tiplerden değil!

BAK…
Sözüm tüm “cep manyaklarina” hakaretten sayma…
Sizler daha cebin ne olduğundan bir haberken ben cep sahibiydim, pardon takoz sahibi…
😊
Özellikle çocuklarınız için, ÖZELLIKLE…
Tabii geri kalmışlığımızın bir başka göstergesi, hani e-numaraları, gıda…
Halk sağlığı…
VEYA bir o kadar belki ondan da önemli çevre bilinci, çiçek – böcek meselesi…
Arılar ölüyor…
Almanlar bir yazılım geliştirdi, galiba 8000 böcek türü yok olmuş, nesli tükenmiş…
ALLAH…
Hiçbir şeyi boş yere yaratmadı, yaratmaz. Göreceğiz, çekeceğiz ileride çilesini…
Hem öğren hem yârdim et bilime diye…
Dört yazılım, Almanya’da yaşayanlar için. Ben öyle kolay kolay tavsiye etmem…
Bunu bil, ona göre!

Anladığım kadarıyla bu yazılım IPhoneler için, Android yok yani

!!!
https://kommunikation.iosb.fraunhofer.de/servlet/is/105060/
!!!

Doğrudan gıda maddesinin “tazeliğini” anlıyorsun cebin ile. Et mesela, meyve!

CodeCheck
SÜPER, bir MUTLAKA…
https://www.codecheck.info/

Hani Almanya’da Türk gıda maddeleri satan birileri var, çok büyük. Salam, sucuk, peynir falan…
Elimden gelse 48 sene evime sokmam…
Onlar bile bilgi bankasında.

Nabu Insektenwelt
HARIKA
Cebin böcekleri tanıyor, tanımlıyor VE sen istersen bilime yârdim ediyorsun.
Şahane bir bilgi bankası

https://www.nabu.de/tiere-und-pflanzen/aktionen-und-projekte/insektensommer/mitmachen/24466.html

Gıda ampulünü duymuşsundur, zayıflamada, sağlıklı gıdada…
Bu da güzel. YOK…
AK Pezevenklerin ampulü değil bu, gerçekten iyi

Open Food Facts

FAYDALI bir ampul!!!

https://de.openfoodfacts.org/

Hepsi cebin için, cebini de kullan…
Kafayı da!

Hastaneden şimdi telefon geldi

06.06 saat 9:00
Yatacağım gene masaya, bıçak altına…
Çok şaşırmıştım doktor beni Wiesbaden’de hastaneye yollayınca…
Meğer akciğer kısmı 1897’den beri işbaşında!

Bitmedi Önderin çilesi, bitmeyecek…
Önder…
Kolay kolay can veremeyecek!

Yeminle…
İğrendim, tiksindim…
Eğer birazcık hatırım varsa sizlerde, dua…
Bitsin artık bu kâbus, bitsin bu macera…
Bu ne bu ne ya?

Hep dedim, diyorum…
Öyle her önüne gelen doktor bana bakamaz, bakmıyor zaten…
Bakamıyor…
Özel hastaymışım gibi sanki, halbuki sadece bir sigortalıyım…
En aşağı başhekim…
Eğer bu bir sınamaysa, sabrın sınaması…
Benim ve sevdikleriminin…
İsyan etmedim, etmem AMA tahammül sınırlarını çoktan aştı…
Ulan arkadaş ne canmış be, çıkmak bilmedi…
YEMINLE…
Ölümle kankayım, o kadar çok son salisede, SON salisede…
İnan…
Sayısını unuttum. Akciğer…
Kurtuluşu yok ama işin yoksa yine yat bıçak altına!

Patolojik histogramiş, yani geçmiş…
Ulan geleceğim yok ki, sikmişim geçmişini…
Öffffffff, vallahi billahi nasil canim sikildi anlatamam…
Tahammül kalmadı artık acı çekmeye, o öksürük…
İçim çıkmıştı dışıma!

Hanim hastanede, ben hastanede…
O bir tarafta ben bu yanda…
Şansa bak ya!

Yamukkk…
Aptal yamuk seni, geberemedin gitti.

Istıfa kültürü, demokrasinin bir olgunluk göstergesidir

Geçenlerde o kadar, o kadar kızdım ki bir Amerikalı göt kılına…
Evet, evet Trump’in göt kılı, kızdığım Amerika yani…
“Trump bir milyarder. Amerika’yı bir şirket gibi yöneterek iyi yapıyor”

İşte…
Göt kılığının Amerikalısı, Avrupalısı, Ortadoğulusu OLMAZ!

Hep dedim, her zaman diyeceğim…
Arkadaş…
Benim ileri demokrasiye kafam basmaz. Ama…
Demokrasiyi, tahammüllerini çok iyi derecede bilirim diyebilirim!

Eğer bir nebze dikkatli bir kişiliğe sahipseniz…
Siyaset ile ilgileniyorsanız…
Dünyanın sadece Tayyipistandan ibaret olmadığını düşünüyorsanız…
Eğer…
Sizde benim gibi yüce dinimizin siyasete, şahsi emellere heba edilemeyecek kadar değerli olduğu kanısındaysanız bundan sonra yazacaklarıma dikkat buyurunuz lütfen.

Neye niyet neye kısmet…
Z Kuşağında isleyecektim konuyu, bu makaleye kısmetmiş. Evet, MAKALE…
Görüşler…
Veri tabanına dayanır, yani veriler sunarak bilgilendireceğim sizleri.

Tabii ki izzetinefis, öze saygı sadece erkeğe özgü değildir. Tabii ki…
Öyle insanlar var ki dünyamızda, onarları incindiği, yaptıklarından veya onlara yapılan yakıştırmalardan dolayı kendilerini öylesine aşağılanmış his ederler ki…
Yaşamlarına son verirler…
Örneğin Japonya’da, Uzakdoğu’da bu kültür, EVET KÜLTÜR öylesine içselleşmiştir ki üstlendiği görevde başarılı olmayan bir insan intihar eder.
Şahsi görüşüm bu konuda, duruma bakar. Vaziyete…
Her başarısızlığın “cezası” ölüm ile sonuçlanacaksa dünyada insan kalmazdı.

Ama öyle mesuliyetler, öylesine sorumluluklar vardır ki dünyada…
Hayatidir…
İnsanı, insanları, toplumu, devleti etkiler…
Demiyorum ki…
Başarısızlığı kendine, nefsine yediremediği için insan, sorumlu, yönetici hemen canına kıysın…
Hayır…
Ama en azından diyebilir; ben üstlendiğim vazifenin hakkini veremedim…
Başarılı olamadım, benim yerime bir başkası gelsin…
Diyebilir, yani gönüllü üstlendiği vazifeden ayrılabilir!

Ahhh çocuklar sizler bilmesiniz…
AMA ben bilirim…
AK Pezevenkler öncesi bu ülkenin demokrasisinde istifa kültürü vardı…
Tek tük de olsa, vardı…
VARDI…
Başarısız olan alır ceketini giderdi…
Örneğin Mehmet Ağır 2007’de istifa etti…
“İLK İSTİFA 1930’DA
Siyasi tarihimizde “Genel Başkan düzeyinde” ilk istifa Serbest Cumhuriyet Fırkası’nda yaşandı. CHP’nin (Halk Fırkası) ardından Kâzım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele ve Adnan Adıvar’ın öncülüğünde 17 Kasım 1924’te kurulan ancak kısa sürede irtiaci ve bölücü odakların merkezi haline geldiği gerekçesiyle kapatılan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’ndan sonra 12 Ağustos 1930’da kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası, Cumhuriyet döneminde kurulan ve çok partili siyasal yaşama geçiş yolunda ikinci siyasi parti oldu.
Ali Fethi Bey (Okyar) tarafından kurulan parti kısa sürede geniş bir destek kazanarak Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) yönetimini kaygılandırdı. SCF’nin iktidara ancak cumhurbaşkanıyla çatışarak gelebileceğini kavrayan Fethi Bey bunun çok ağır sonuçlar yaratacağı inancıyla, 17 Kasım 1930’da Dahiliye Vekâleti’ne başvurarak istifa ettiğini ve partinin feshedildiğini açıkladı.
Böylelikle fesih yöntemi ile de olsa ilk istifa eden Genel Başkan Fethi Okyar oldu. Ancak izleyen yıllarda “İstifa eden genel başkan” kıtlığı yaşandı.



MİLLİ ŞEF “İSTİFA EDER GİBİ” YAPTI
CHP’nin en uzun süreli genel başkanlığını yapan Milli Şef İsmet İnönü ise Demokrat Parti ve ardından gelen Adalet Partisi karşısındaki ezici mağlubiyetlere rağmen koltuğunu bırakmadı. İnönü, partisinin genel sekreteri Bülent Ecevit ile yoğun bir mücadeleye girdi. Mayıs 1972 tarihinde toplanan 5 Olağanüstü Kurultay’da, politikasının partisince onaylanmaması durumunda istifa edeceğini açıkladı. Kurultayda parti meclisi Ecevit’in yanında yer alınca da 8 Mayıs 1972 tarihinde 34 yıldır görev yaptığı CHP genel başkanlığından istifa etti. Her ne kadar “istifa etmiş” olsa da aslında İnönü, kongrede Ecevit’e mağlup olunca koltuğunu bırakmak zorunda kaldı.



Türk solunun efsane ismi Karaoğlan Bülent Ecevit’in koltuğuna vedası ise hüzünlü oldu. Demirel, Türkeş, Erbakan gibi yarım yüzyıllık siyasi rakipleriyle birlikte yolu askeri darbelerle sık sık kesilen Ecevit 18 Nisan 1999’daki seçimlerinden birinci partinin lideri olarak çıktı. 17 Ağustos Gölcük ve 12 Kasım Düzce depremleriyle sarsılan ekonomi 19 Şubat 2001’deki olaylı Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından büyük bir krize girdi. 3 Kasım 2002’deki genel seçimler ise Ecevit’in tam bir yıkım oldu. DSP’nin oyları % 22,18’den %1,22’ye düştü. Genel başkanlıktan ayrılma kararını, 3 Kasım’dan sonra zaman zaman dile getiren Bülent Ecevit ancak 24 Temmuz 2004 tarihinde Zeki Sezer’e devretti.



Demokratik anlamda ilk istifa haberi 2002 yılında geldi. CHP dışında diğer partiler gibi AKP karşısında 2002 Kasım’ında eriyen DYP’nin lideri Tansu Çiller 9 Kasım tarihinde yaptığı basın toplantısında bir sonraki kongrede adaylığını koymayacağını açıkladı. 14-15 Aralık 2002 tarihlerinde yapılan DYP 7. Olağan Büyük Kongresi’yle genel başkanlığı sona erdi ve aktif siyasetten çekildi.



Turgut Özal’ın ANAP efsanesini muma çeviren Mesut Yılmaz da ‘zoraki görevi bırakan’ liderlerden oldu. Merkez sağdaki en büyük rakibi Çiller gibi Mesut YIlmaz da 2002 seçimlerinden büyük bir başarısızlıkla çıktı. 1980’lerin tek başına iktidar partisi olan Anavatan Partisi’nin bu seçimlerde yüzde 4’lü rakamları görmesi üzerine Mesut Yılmaz görevinden istifa etti.



1980 askeri darbesinde “CHP’yi canlandıran lider” olan Deniz Baykal istifa edip daha güçlü gelen liderlerin başında geldi.
18 Nisan 1999 seçimlerinde CHP’nin Meclis dışında kalması üzerine istifa eden Baykal, 30 Eylül 2000 tarihinde Ankara’da toplanan CHP’nin 11. Olağanüstü Kurultayı’nda yeniden seçilerek üçüncü kez CHP Genel Başkanı oldu. İkinci döneminde de AKP karşısındaki yenilgileri ile başı ağrıyan Baykal her şeye rağmen koltuğunu korumayı başardı. Ancak 2011’deki kaset kumpası Baykal’ın sonu oldu. Baykal görevini o dönem partinin genel sekreteri olan Kemal Kılıçdaroğlu’na devretti.



2002’deki seçimlerden hüsranla çıkan DYP ve ANAP’ı Demokrat Parti (DP) adı altında birleştirmek isteyen Mehmet Ağar siyasi tarihimizdeki en net liderlerden birisi oldu. Büyük umutlarla girdiği 2007 seçimlerinde partisi baraj altında kalınca, Ağar aynı gece istifa ettiğini açıkladı.



Ağar kadar ‘net istifa’ beyanı da 2011 seçimleri sonrasında geldi. Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yalçın Topçu, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ardından devraldığı koltuğu ‘yeterli başarıyı sağlayamadığı’ gerekçesiyle Mustafa Destici’ye bıraktı.“

Okuyabildiğiniz gibi çocuklar AKP öncesi demokrasimizde istifa mekanizması vardı ve bir şekilde isliyordu. AKP ile birlikle…
Y-CHP yönetimi dahil…
İleri Demokrasi kavramı…
Istıfa Kültürü denilen kavramı içermiyor!

Almanya’da deprem yaşanıyor…
Fil yavrusu istifa etti…
Kıçı kırık istifa etti…
Kurz istifasını sunmak ZORUNDA kaldı…

https://www.heise.de/tp/features/Misstrauensantrag-Kurz-muss-zuruecktreten-4433527.html

https://www.msn.com/de-de/nachrichten/politik/rückzug-als-parteichefin-kein-mitleid-mit-theresa-may/ar-AABQFXF?ocid=spartanntp

https://www.msn.com/de-de/nachrichten/politik/„alles-versucht-was-ich-konnte“-theresa-may-kündigt-rücktritt-zum-7-juni-an/ar-AABQtqA?MSCC=1558690533&ocid=spartanntp

https://www.welt.de/politik/ausland/live193881071/Strache-Video-Van-der-Bellen-erklaert-Vorgehen-nach-Misstrauensvotum-gegen-Kurz.html