😊 çok yorulmuşum, eve gelince anladım. Yarına olmaz mı, yarına anlatırım. Ben ve oyuncaklarım

Eve geldim…
KAN, inan kan ortalığı götürdü, elim kaydı…
Ters bir yere geldi anlaşılan, hala durmadı, derin bir kesik…
Yeni bir bıçak kombinasyonu ısmarlamıştım, aslında tamir aracı…
Lazım olan her şey var içinde, bıçak dahil…
Bilerken…
😊
Az kaldı, ruhsata…
İmtihana hazırlanmalıyım, silahı söküp takmaya lazım, INAN 50 gramın ağırlığını his eder oldum…
Yazılıdan çekinmiyorum ama “ağır” silahta kullanmam gerekecek…
Gücüm yetecek mi bilmiyorum.

Ya sakar…
APTAL…
Balık hafızali…
Input kapasitesi kısıtlı…
Çeyrek falan, INAN erkek demeye milyon şahit lazım.

Sorma, hayvan deyip geçme

Ne gözlemledim, NEYI ANLADIM biliyor musun?
Bebeklikmiş yaptıkları…
Çok uslandı, bak hayvan deyip geçme, eskiden bilerek belki beni kızdırmak için kaldırıma…
Artık…
Çok ilginç, dip köse, çalılıklar arasına.

INAN BANA…
Hayvan deyip geçme, Hayvan bile kimi insandan daha akıllı, daha duyarlı…
Örneğin AKP’lilerden…
Herifler yüzlerine büyük abdestini yaptı…
Yarabbi şükür deyip daha yok mu diye baktılar, bakıyorlar etraflarına!

Mursi midir, muşti midir ne boktur…
Gıyabında cenaze namazı…
Ancak soytarılar yapar bunu…
“Müslüman” kardeşler!

😊 Kari gibi ağlanıyorum hep değil mi? Ne sıcak ne soğuk, aslında çekilmeliyim kenara, kendimi geçer akçe falan saydığımdan değil, yapacak kimse yok, YOK

Akıllı bıdık, anladın ne demek istediğimi AMA belki imkânın yoktu(?) Esas rüşvet, esas para…
Esasen…
Parayı bastıran düdüğü çalan!

Bilmiyorum okudun mu, dikkatini çekti mi?
70 metre…
Normal bir hız ile yürüdüm, normal…
Ve BITTIM…
Ayarlı yürüseydim, her zamanki gibi…
Belki bir 100, 120…
Nispi bir gündü, bugün olsa 50 metre şüpheli…
Yok…
Benim hiçbir şekilde hiçbir konuda ayarım, halim kalmadı artık.

Ortalıklardayım, MECBURIYETTEN!

Dün annem kardeşe söylemiş hemen…
Başlamış ağlamaya, sonrasında iki kadın birden…
Demiş…
“Biliyor musun anne en çok benim ve senin ihtiyacı var ona, tek güvendiğim”
Gerçek şu ki…
İki elim kanda olsa ben olmam gereken yerdeyim…
Ve onlar bunu en iyi bilenler arasında.

Telefon etti şimdi, yorgun yorgun geliyordu sesi…
Bu çocuk…
Taştan ekmeğini çıkaracak, taştan…
Aferin oğluma, aferin…
İnan…
O ne eder, eder sevdiklerinin nafakasını taştan çıkarır.

Louvre

Gösterecektim sana Eros ve sevgilisini…
Yok, ne yazık ki her şey para bu dünyada…
Hele sanat hele sanat…
Ucubeler…
Kimi Orospu çocuğuna göre…
Buradan bak, gör bari:

https://de.wikipedia.org/wiki/Amor_und_Psyche

Sanal müze, örneğin Louvre…
Veya seçenekler, Google…

musee.louvre.fr/visite-louvre/index.html?defaultView=rdc.s46.p01&lang=ENG
https://artsandculture.google.com/project/streetviews

Kafa gitti, kafa cok gitti

https://artsandculture.google.com/

Yarına galiba sadece yatacağım, yataktan hiç çıkmayacağım

Herkes sen ben değil ki, 2000 üzerinde gerçek kitap, hamurdan, kâğıt hamuru… Ve içlerinde ne değerli ne kıymetli bilgiler, hayaller, kuruntular. Belki ARTIK 65-70 bin civarı olabilir sanal kitap, son indirdiklerimi, 5 – 10 bin civarı olsa gerek okumadım, okuyamadım. Vaktim yok ki, evlada kütüphane hem gerçek hem sanal. ANCAK, gerçek bir bilgi bankası, taradım, aradım mi bir şeyi, TRAK karşımda. Ve biliyorsun en büyük kabiliyetim, yetenek, okuduğumu ISTERSEM öğrenmek çok çabuk kavrıyorum

IT gibi koşturuyorum sadece, it gibi

Galiba kimsenin umurunda değil Önder…
Allah belamı versin yalanım varsa…
Dükkâna adımımı attım koşturmaca, iki kez kısa kısa girdim…
Bir şeyler karaladım, yallah sokaklara…
Sokak sürtüklerini geçtim hem valla hem billa…
“Oğlum yürüyerek gitsene!”
“Çok sıcak”…
“Oğlum dada kızacak, yürüyerek git yüzme havuzuna”
“Olsun biraz küfür eder, kızar ama götürür beni, denemeye değer!”
Öyle de oldu, küfür etmedim gerçi ama götürmek zorunda kaldım.

Yoruldum, vallahi billahi bir an sırtım yatak, başım yastık görmedi…
Sütçü beygirleri gibi ayakta uyuyacağım…
Akşamları nerede yattığımı bilmiyorum…
Nefes nefese sadece koşturma, gittim geldim hastaneye adam bekliyordu…
Doğru Oma’a…
X akşama, inan gözleri zor açık tutuyorum. Belki…
Senin umurundaydı, belki…
Hastane, yok bir şey sadece Einweisung götürdüm, dün telefon ettiler…
Getirmezsen 5 gün içinde özelden fatura. Önder’de de o kadar çok para var ki…
Bir o eksikti.

Şans mı, yazgı mi?
Göreceğiz hangisi, gerçekten ölümümü merak eder oldum, acaba nasıl can vereceğim?
Heyete girdim, yetmedi Frankfurt’tan özel adam getirdiler, bilirkişi…
Bir kişi…
Bir doktor tesadüfen evraklarımı görüyor, göz atıyor, ilgisini çekiyor…
Okuyor araştırıyor VE bu geçmişle bu adam bir daha nasıl açılır diye kendine soruyor…
Sırtı yarığım, sırtı yarık…
Karni yarık ne ki yanında?
Belkemiği kalbin önünde, hatırla yazmış, anlatmıştım sana 3 doktor…
Sadece üç bu ameliyatı gerçekleştirebiliyor koca Avrupa’da…
Çok uykum geldi, çok yoruldum…
Kısmetse akşama.

😊 Psiko nedir, kimdir bilir misin, ILK aklına gelen değil. Belki sen ve ben, dur anlattayımda öğren!

Vaz geçtim, çok uzun hikaye…
Çok sıcak…
Yunan mitolojisi…
Var bir güzel, ölümsüz aşık olmuştur Eros’a…
Bir ölümlüdür…
Senin benim gibi, bilindiği üzere Eros, tanrılardan biri…
İsmi…
Psyche’dir güzelin…
BILIYORSUN…
Yunan mitolojisi çok derin mana içerir!

Afrodit…
Ah Afrodit güzeller güzeli…
Sevginin tanrıçası…
Kıskanır bu aşkı…
Ne yapar eder Eros’u kendine aşık etmek ister…
Baktı olmuyor…
Hapis eder kendisini, Psyche o kadar mutsuzdur ki…
Bir ölümlü kaptırdı aşkını bir tanrıya…
Ah ne etmeli, nasıl kavuşmalı yine ona…
Nasıl mücadele verirsin, nasıl başa çıkarsın bir tanrıçayla?

Gider Afrodit’e, yalvarır, yakarır ayırma bizi…
Ayaklarına kapanır…
Nafile…
Yok Afrodit ister Eros’u…
Bunun üzerine Psyche…
Karar verir…
Ölecektir…
Ölmelidir kavuşamayınca aşkına…
Çaresizce çıkar bir kulenin tepesine, atacaktır kendini uçurumdan aşağıya…
Afrodit…
Hain Afrodit onca yalvarmaya yakarmaya kulak asmadı ama…
Aklına geldi bir hainlik…
Psyche’ye verir bir vazife, IMKANSIZ bir görev, maksat onu Eros’un gözünden düşürmek…
Psyche düşünür taşınır, danışır yok, yok imkânsız bir vazife…
Biliyor artık, kavuşamayacak Eros’una…
Evet, bunun üzerine ölmeye karar verir…
Çıkar kuleye…
Kule bu…
Kule…
Ve hikâye değil mi bu, bir mit?
Kule gelir dile…
Acır Psyche’ye vazifenin üstesinden nasıl geleceğini tek tek anlatır…
Ve der ki “Afroditin sana verdiği som altından kâseyi ne yap yap sakın açma”

Görevi…
Yeraltı tanrı ve tanrıçasını ziyaret etmek…
Ölmüşlerin efendilerini…
Tanrıçaları…
Yunanlıların insan gibi, aşk, kıskançlık, ihanet ne ararsan var yani…
Yeraltı tanrıçası Afroditin rakiplerinden birdir, güzel(!?)

Rica edecekmiş…
Tanrıca güzelliğinden biraz bu kâseye nakil etmeliymiş…
Yollarda bin bir tehlike, üç başlı ejder köpek mesela…
Kule dedi, pastayı çok sever, yedir zehirli pastayı…
Uzun lafın kısası…
Psyche tanrıçanın önündedir…
Der…
Afrodit güzelliğine hayran, dedi ki acaba bana güzelliğinden birazcık bu kâseye bahış etmez mi?
Tanrica…
Mest, Afrodit onun güzelliğinden istiyor…
>>> Karı milleti <<<
Fark etmiyor eskisi, yenisi, Yunanı, Türkü…
HEPSI böyle hepsi…

Vakit geç olmuş, hastaneye gidiyim geleyim devam

Çok sıcak, acayip sıcak

Kaldırmıyor, kaldırmıyor…
Bünye kaldırmıyor. Yeminle çıt kırıldım değildim…
Artık öyleyim. Dün adamı bir görmeliydiniz…
Artık açamayız seni, açamayız!

Geçen sene kimi öneriler sunmuştum…
1 ile 3 derece arası fark atıyor, ölçtüm yani…
30 derece başka bir şey…
32 – 33 başka bir şey!