Sen hayatında “deli para” görmedin değil mi, ki miktar kişiden kişiye değişir. ÖLÜM ne demektir, kaç çeşit ölüm vardır bilmiyorsun değil mi?

Feryat etmek istiyorsun, haykırmak…
Sanki bir daha hiç susmayacakmışsın gibi bağırmak…
Böyle bir durumda…
Susmak ZORUNDA kalmanın yükünü hiç omuzlarında taşımadın değil mi?
Allah…
Göstermesin, Allah yaşatmasın sana, kimseye!

Dükkân, müşteriler…
Öyle insanlar var ki…
ADI!

20 dakika kaldı, yok bu sefer üç kez baktım saate
😊

Allah göstermesin, her seferinde beni şaşırtıyorsun…
Galiba sen gerçekten şiddetin şiddetinin şiddetini hiç görmedin…
Allah göstermesin.

### >>> !!! Asimetrik ekonomilerin emniyet sibobu! Bir perde arkası bilgisi !!! <<< ###




Sözüm sizlere Z Kuşağı…
Kimi ekonomiler…
Devletler daha doğrusu kimi sözde yöneticiler, hükümetler başvurur böyle yöntemlere…
Kancıklıktır bana göre…
Devalüasyon…
Sabit kur sistemlerinde ödemeler dengesi açık veren ülkenin ulusal parasının dış satın alma gücünün, hükümetçe alınan bir kararla düşürülmesidir. Başka bir deyişle devalüasyon, bir devletin resmi para biriminin diğer ülke dövizleri karşısında değer kaybettirilmesidir. Bu yolla ithal malları pahalılaşırken yerli malların fiyatı da aşağı çekilmiş olur.
😊
Bir şey anlamadınız değil mi?
Türkçesi…
Uluslararası piyasada ürünlerin > milli paranın < değerlenmesinden dolayı fiyatları artar, sen ürünlerini bundan dolayı piyasaya süremesen, SUNI olarak > milli paranın < değeri düşürülür böylelikle ürününün fiyatı düşerek sen yine rekabet edecek hale gelirsin. Yani Türk Lirası değerliyse…
Yabancı…
Bu ürün almak için daha çok para ödemek zorunda kalır. Bırak ürünü, mali bir tarafa sen doları ne zaman alırsin?

Doların değeri düşükken değil mi, o misal…

İtalyanlar örneğin Euro öncesi bu yönteme çok başvururlardı…
Mesela İtalyan ayakkabıları, modası falan…
Bu yüzen ekonomistler…
DIKKAT ben bir ekonomist, hukukçu falan değilim…
Kambiyo kurunu (Wechselkurs), asimetrik ekonomilerin emniyet sibobu olarak görürler. Yani ekonomileri değişik güçte olanlar arasındaki ticari ilişkiler için kambiyo kuru çok önemlidir. Peki kambiyo nedir?

Kambiyo, en genel anlamıyla ‘’Ticari Senet’’ olarak bilinmektedir. Para yerine geçen ve ödeme aracı olarak kullanılabilen her türlü bono, çek, poliçe ve diğer menkul kıymetler anlamında kambiyo olarak tanımlanabilir. Kelime anlamıyla kambiyo, nakit para veya para yerine geçen her türlü araç ve senetlerin alım ve satımını ifade eder. Kambiyo iktisat literatüründe „döviz“,“efektif“ anlamlarında da kullanılmaktadır. Kambiyo, kanunen emre yazılı olarak düzenlenen, içerdikleri hak bakımından mutlaka bir para alacağını konu edinen, ekonomik alanda çok işlem ve etki gören önemlerine binaen Türk Ticaret Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanun’da „kambiyo senetleri“ terimi altında poliçe, emre muharrer senet ya da bono ve çek örnek olarak verilmektedir.

Kısacası: Yabancı paraların ulusal para cinsinden ifadesine kambiyo kuru denir!

Sahi…
Tayyip Lirası neden sürekli değer kaybediyor???
Çünkü…
>>> Yerli ve Milli bir kahpeliktir bu <<<
Orospuluk…
UCUZA fahişelik…
KALITESIZ PEZEVENKLIK…
Basit pazarlama teknikleri, eyyy dünya lideri(!)


18:10 / 17:10

Dolar 5,88
Euro 6,60
Çeyrek altın 418,03
Borsa 90787

Çok önemli bir şey olmasa, Tayyip’e…
Kathar falan çarpmasa haftayı nasıl başlayacağımızı tahmin edebiliyor musunuz?

###
Çok uykum geldi, çok uykum geldi. Yoruldum!
###

Dedim ya gençlik, sağlık. YEMINLE. Bu halde bana gereken, isteyeceğim bilgi VE talep edeceğim tüfek. Yine yaparım yapmam gerekeni

Kardeş geldi, bizim evin halleri…
Tümden deli hepsi, hepimiz zırdeli…
😊 😊 😊
Dada…
Dün PS4’de bir oyun kilitlenmiş, kıyametler kopmuş evde…
Ağlaya ağlaya uyumuş…
Bu sabah annesi mutfakta, yukarıdan duymuş şarki sözleri…
Emi’de şarkıya eşlik ediyormuş, çıkmış bakmış ne oluyor diye…
Bizimki haykıra haykıra eşlik ederek dinliyormuş:

Sormuş ne oluyor oğlum diye, demiş…
“Atacağım bu PS4’ü dünyada çocuklar açlıktan ölüyor ben bunun ile …”
Kardeş Lottocudan dönüyormuş bize gelmeden…
Biliyorsun bizim küçük hafız…
“Erdoğan light”
Görmüş annesinin Lotto oynadığını “ANNEEE ne yapıyorsun öyle?”
“Oğlum görmüyor musun Lotto oynuyorum belki çıkar”
“tutarsa ne kadar para verecekler bize?”
“54 milyon Euro.”
Gözleri parlamis…
“Ama yarısını Erxxx vereceğiz!”
Başlamış Lotocunun içinde zip zip ziplamaya…
“Bize ne kaldı o zaman?”

😊

Dedim ya “Küçük Tayyip!”

😊 dedim ya her şeyi BILME

Ama…
Ben bilmek mecburiyetindeyim!
NOKTA

Yazamadıklarımı, anlatamadıklarımı bir bilsen

Ekonomide dengelenme süreci devam ediyormuş…
Demin yazdım, DEMIN…
Sırbistan’dan yine ithal, et ve buğday…
Türkün çiticisi, hayvancısı yoktu!

DIKKAT ET „artık haber bile olmuyor“ cümlesine! Ben ta ne zaman dedim yasakladılar diye. O belki bu şekilde yazamadı!?

Yeni askerlik sistemi
13 Haziran 2019

Burası Londra…
Hyde Park’ın yanı.
Mayfair’e bakan kapısından çıkıyorsunuz, sizi bu görkemli anıt karşılıyor.

Eşek
At
Katır
Köpek
Güvercin
Fil
Deve
Kedi
Yunus
Keçi

Dünya savaşlarında, İngiliz ordusu ve müttefik kuvvetlerin yanında görev yaparken hayatını kaybeden hayvanların anısına yapılmış bir anıt… Kimisinin bronz heykeli, kimisinin taş kabartması var.
Yorgun, bitkin, peş peşe yürüyorlar, sırtlarında taşınması ağır toplar tüfekler, cephane sandıkları, önlerinde bir duvar yükseliyor, ölümü simgeleyen bir aralıktan geçiyorlar, duvarın üzerinde gören herkesi hüzünlendiren o çarpıcı cümle yazıyor, “onların seçeneği yoktu.”

Birinci ve İkinci Dünya Savaşı cephelerinde 16 milyon hayvan insanlarla birlikte çarpıştı, sekiz milyon hayvan can verdi.

Köpekler kızak çekerek onbinlerce yaralı askeri cepheden tahliye etti, koklayarak milyonlarca mayın tespit etti, paraşütçü köpekler ilk kez İkinci Dünya Savaşı’nda kullanıldı, komandonun vücuduna bağlanıyor, birlikte uçaktan atlıyor, yere ayak basar basmaz dedektör gibi bölgede patlayıcı tarıyorlardı.
Güvercinler mesaj taşıdı, mikrofilm taşıdı, İngiliz istihbaratı İkinci Dünya Savaşı’nda 200 bin posta güvercini kullandı, Amerikan ordusunun üç bin eğitimci asker ve 54 bin güvercinden oluşan özel muhabere birliği vardı, gizli mesajların yüzde 90’ını isabetli şekilde hedefe ulaştırmayı başardılar.
Filler, hem sırtlarıyla kamyon, hem de hortumlarıyla vinç görevi görüyordu. Develer, kamyonetti.

Dickin Madalyası diye bir madalya var, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, savaş kahramanı hayvanlara veriliyor.
Sadece üstün cesaret gösteren askerlere verilen ve İngiltere’nin en yüksek kahramanlık ödülü olan Victoria Cross Madalyası’na eşit kabul ediliyor.
İkinci Dünya Savaşı’nda 32 güvercin, 18 köpek ve üç ata verildi.
Bugüne kadar toplam 68 hayvan onurlandırıldı.
En son, 2018’de Afganistan’da, ağır ateş altında olmasına rağmen tuzaklanmış patlayıcıyı tespit ederek, İngiliz komandolarının hayatını kurtaran ve bu sırada ciddi şekilde yaralanan Mali isimli köpek aldı.

Dickin Madalyası verilen ilk ve tek kedinin ismi Simon’du, 1949 yılında Britanya destroyeri HMS Amethyst’de görev yapıyordu, mutfağı koruyordu, fare avcısıydı, İngiliz elçiliğini tahliye etmek üzere Yangtze Irmağı’na girdiler, saldırıya uğradılar, 23 bahriyeli öldü, kaptan öldü, Simon ağır yaralandı, dört şarapnel parçası isabet etmişti, vücudunun bir bölümü yanmıştı, dayandı, ölmedi, destroyer kuma oturmuştu, 101 gün muhasara altında kaldılar, bu 101 gün içinde yaralı askerlerin en büyük moral kaynağı Simon’du, kendi yaralarına aldırış etmeden yaralı askerlerin başucunda bekliyor, mırıl mırıl adeta onlarla konuşuyor, başıyla okşuyordu, 101 gün sonra mucizevi şekilde gemiyi yüzdürüp, kaçmayı başardılar, Simon’a önce “usta gemi kedisi” rütbesi verdiler, sonra Dickin Madalyası verdiler.

Fotoğrafını gördüğünüz anıtın açılışı 2004 yılında, İngiltere Kraliçesi Elizabeth adına, Kraliçe’nin kızı Prenses Anne tarafından yapıldı.

Bu anıtın bir benzeri, Paris’te yapılıyor. Hayvan hakları dernekleri kampanya başlattı, Paris belediyesi kabul etti. Tıpkı Londra’daki gibi, görevini yerine getirirken gaz zehirlenmesinden ölen güvercinler başta olmak üzere, savaşlarda can veren köpekler, atlar, eşekler olacak.

Hani habire mesaj atıp “TBMM’de görüşülen yeni askerlik sistemi nedir?” diye soruyorsunuz ya…

Elalem, vatanı için savaşta can veren eşeklerin heykelini dikiyor…
Senin ülkende akil adam ilan edilen, cumhurbaşkanlığı uçağında baştacı edilen dinci-yandaş gazete, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin generallerine “eşek gibi” diyor.

Yeni askerlik sistemi işte budur!

Elalem, savaşta can veren hayvanları için “başka seçenekleri yoktu” diye anıt yapıyor…
Senin ülken, babanın parası varsa, askerlikte seçeneğin var diyor.

PKK’yı tanık, TSK’yı sanık yaptılar.
Mermi sıkmadan Türk Ordusu’nu esir aldılar.
Genelkurmay başkanını terör örgütü lideri ilan ettiler, yurtsever, madalyalı subaylarımızı terörist, fuhuşçu, casus diye hapse tıktılar.
Abuk sabuk görevden almalar ve saçma sapan terfilerle, Mete Han’dan başlayan 2 bin 200 senelik sistemi allak bullak ettiler.
Bunların hepsi senin gözünün önünde olmadı mı?

Bak gariban çocuklarımız Suriye’de şakır şakır şehit oluyor, artık haber bile olmuyor.
Senin ülkende başbakanlık yapan, TBMM başkanlığı yapan, şimdi de İstanbul büyükşehir belediye başkanı olmak isteyen arkadaş, senin ülkenin topraklarından bahsederken “Kürdistan” filan diyor.
Senin ülkenin dışişleri bakanı daha dün Kuzey Irak’ta Kürdistan şehitleri için saygı duruşu yaptı.
Elalemin ülkesi, silahlı kuvvetlerinde görev yapan eşeklerine anıt dikerken, senin hükümetinin itibarlı gazetesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komutanlarına “eşek” diyor.

Sen hâlâ “yeni askerlik sistemi acaba nedir” diye merak ediyorsun, a benim güzel kardeşim!

Resmi görmek için tıkla

Okumanızda fayda var diyorum. Bence, milletvekili bile olma AKP‘li ol, AK Pezevengin vekili ol yeter

Üniversite okuyacağına milletvekili olsana!
11 Haziran 2019

Bu hafta sonu hem ilköğretim ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 18 milyon öğrenci karne alarak yaz tatiline girecek. Hem de üniversite okuma hayali kuran milyonlarca öğrenci sınavda ter dökecek.
Zira kanun geçirdiler, iş hayatında en dandik işlerde bile tecrübe bekleniyorken, 18 yaşına basınca direkt milletvekili seçilebiliyor gençler! Neden uğraşıyorlar sınavla, üniversiteyle?
★★★
Gelişmiş bir ülkenin olmazsa olmazı nedir? Para mı? Doğal kaynak mı? Hepsi hikaye… Önce iyi bir eğitim gerekiyor… Sonrasında para da, demokrasi de, adalet de, gelişmişlik de, kaliteli yaşam da arkasından geliyor.
İyi eğitim derken? Türkiye’deki mevcut sistemle değil iyiye ulaşmak, vasatı yakalarsan öp başına koy.
★★★
Ot gibi biten özel üniversitelere ne demeli? Parası olup da mezun olamayanı dövüyorlar. O derece…
Bir binayı çevirip, üniversite yapıyorlar. İçeride eğitmen namına ne profesör var ne doçent… Ders seçiyorsun, dersi kimin vereceğini bilmiyorsun! Sadece parasını veriyorsun.
★★★
Devlet üniversitelerine gitse ne fark edecek ki? Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Cumhurbaşkanı’na yağ çekmek için tanzim satış manavı kurulmuştu.
Güzel sanatlar fakültesinde çiğ köfte… Mimarlık fakültesinde tuhafiye… Hukuk fakültesinde züccaciye… Bakın, bunların hepsi mühim proje…
★★★
Aslında ülkede halen diploma veri bankası ve sorgulama sistemi olmadığından okula gitmeye bile gerek yok! Gir internete, istediğin okulun istediğin bölümünden beş dakikada mezun ol!
Hatırlasanıza, sahte diploma ile TÜBİTAK’a girdiği belirlenen eski Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün yeğeninin eşi vakasını…
Ya da 16 yıl boyunca 16 özel hastane, bir ambulans firması, 3 devlet hastanesi ile üniversite hastanelerinde doktorluk yapan sahte diplomalı adamı…
★★★
Sahte diploma olur da sahte üniversite olamaz mı? Tabii o iş biraz da yurtdışı destekli… İşe de yarıyor hani… Parası karşılığında istediğiniz bölümün diplomasını yolluyorlar.
Gayet şık hazırlanmış diplomanızın yanına, tüm dersleri içeren bir de transkript ve tam üç adet referans mektubu da hediyesi…
★★★
Bitmedi! Olur da biri işe uyanıp arar sorar diye çoğu telefon ile teyit hizmeti de veriyor. Yani işe başvurduğunuzda diplomanızdan şüphelenirse açacağı telefonun karşısına biri çıkıyor ve mezuniyetinizi teyit ediyor. Kısaca parayı hak ediyorlar!
Bu üniversitelerden birinin diplomasını alan ve şimdiki meşguliyeti milletvekili olan eski şoför tanıdığınız illa vardır. Üniversite diplomasına bile gerek yoktu ki! Şoförü olması yeterliydi hâlbuki…
★★★
Sayısı bilinmese de en fazla talebin Türkiye’den geldiği söyleniyor. Sahte üniversitelerde Türkçe bilen eleman çalıştıranlar öncelikli tercih sebebi oluyor. Belli ki bizden daha meraklısı yok!
Sahi şu bizim milletvekillerinin diplomasını bir araştırsak mı? Ohoo milletvekillerine gelene kadar kimler var! Onlar da ülkeyi yönetiyorlar!
https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/murat-muratoglu/universite-okuyacagina-milletvekili-olsana-5098859/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Doların oyuncağı gibi ekonomi!
12 Haziran 2019

Dolar fiyatı, Amerika’nın S-400 füzeleri nedeniyle Türkiye’ye ufaktan ambargo uygulamaya başlamasına rağmen fazla bir tepki göstermiyor. Neden?Geçtiğimiz sonbaharda Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizi atlatmasını sağlayacak program açıklandı. Hedefler konuldu, bomboş, hiçbir numarası olmayan bir paket açıldı.
★★★
Yalnız orada ilginç bir ipucu vardı. Bütün hedefler dolar kuruna bağlıydı. Programa göre 2019 yılında dolar kuru ortalaması 5.60’da kalmalıydı. Aynı hesaplamayla dolar kuru tahmini 2020’de 6.00 lira, 2021’de 6.20 lira olarak öngörüldü.
Yılbaşından bugüne kadar dolar kuru ortalaması ne kadar? Tam 5.61 lira… Bunun anlamı ne? Dolar kuru hedeflenen ortalamanın üzerine daha haziran ayında çıkmış.
★★★
Hedeflerin tutması için ya hızla 5.60 düzeyine inilecek. Ya da yakınında tutulmaya çalışılacak. Eğer daha da artarsa hedeflere bir kez daha elveda denilecek.
İşte bu nedenle Merkez Bankası dolar sata sata rezervlerini bitirdi. Hatta kendine ait olmayan rezerv stokuna girip “eksi rezerv” ile müdahaleye devam etti.
★★★
Ne pahasına olursa olsun bu seviyeler korunmalı. Dolar 5.60 seviyesi civarında tutulmalı. Öncelikle matematiği bilen, ekonomiyi okuyabilen yabancıları piyasadan uzaklaştırmak gerekiyordu ki, Türk Lirası’nda alıp satıp oynaklığa neden olmasınlar.
Bu mevcut döviz rezervleri ile yapılacak iş değildi. Türkiye, bir gecede kuralları değiştirip serbest piyasa ekonomisinden vazgeçti. Faizleri yüzde 1600 seviyesine çıkartıp yabancıların zarar etmeden Türkiye’den çıkmasına izin vermedi.
★★★
İyi de bu yabancı paraya çok ihtiyacımız var ciddi anlamda… Yıllardır gelirken iyiydi… Seçim öncesi giderken dış mihrak damgasını yedi. Bugün için tamam da yarın ihtiyacımız olduğunda, hadi gel artık dersen gelecek mi?
Para silahtır ama siyaset, tetiği ne zaman çekeceğini bilmektir. Bizimkiler kurşunlarını hep boşa harcadı. Haliyle yabancılar bütün ilgilerini kaybettiler Türkiye’ye…
★★★
Yabancı yatırımcı olmazsa dolar hızlı hareket edemez. Kurlarda daha fazla kontrol sağlanabilir. Bunu başardılar, tamam da bizim ihtiyacımız daha çok yabancı sermaye…
Elimizde kaldı yerli yatırımcı. Aldığı dövizin bir kısmı tekrar Merkez Bankası’na munzam karşılık olarak gidiyor. Merkez Bankası’nın döviz satarken kimin olup olmadığına bile bakmıyor. Şimdilik bu sistem kendini besliyor.
★★★
Bunun nereye kadar böyle gideceğini söylemek kolay değil ama Amerika ambargoları artırırsa yurtdışından bırakın borç bulmayı, borçların dönmesi bile zorlaşacak.
Bu ne demek? Bir yıl içerisinde döndürülmesi gereken 170 milyar dolar varken Türkiye “net borç ödeyen” ülke olarak konumlanacak. Parayı nereden bulacak? Şu an uygulanan sistem tıkanacak.
★★★
Piyasalar benim size anlattıklarımı aklı başında her ekonomistin düşünebileceğini bildikleri için “herhalde bir uzlaşmaya varılır” umutlarını koruyorlar.
İyi de bunları görebilselerdi ne derdimiz vardı Suriye ile? Oturur muyduk 4 milyon Suriyeli mülteciyle? Hadi hepsinden geçtim, ekonomi nasıl düştü bu hallere?

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/murat-muratoglu/dolarin-oyuncagi-gibi-ekonomi-5115134/