Akreditasyon

Ve Allah…
İnsana kimi şeyi yaşatır, gösterir ki…
ANLASIN, anlasın görsün diye…
Ama insanız, ANLAMAYIZ!

Allah belamı versin yalanım varsa ne okuyor ne görüyorsanız gerçek…
Her an her istenilen ortamda ispatlayabilirim yazdıklarımı…
En azından şahitlerim vardır bunular teyit edebilen…
İnanın, inan…
Dinsiz, imansız insanlar değiliz!

Değiliz ya değiliz…
Hele küçük hafızım, kendiliğinden, içinde olan, içten gelen…
Ne var ki…
Daha bu sabah konuşuyoruz annem ile, dünü değerlendiriyoruz…
YEMINLE…
Hayatımız hep böyle, ISPATLI, bilmez KIMSE bizi, bir…
Biz bizi, beni…
Yanımdakiler bile bilmez, bilmemeli.

Kolumu ısırdı pezevenk, ham diye kaptı…
Vay it oğlu it vay…
😊
Aman ne kızdı ne kızdı…
Ben anlatsam bile…
“Hiçbir şey” bilmiyorsunuz hakkımızda…
“Hiçbir şey”

Allah belamı versin yalanım varsa, kendi gözlerimle gördüm…
Yaşadım kimi şeyi, bu oluşumda olmasa bile başkalarında…
Kıyas kabul gören örgütlenmelerde…
Ömrün dakikaları, saatleri bazen günleri geçti böyle yerlerde…
En üst mertebelerde…
Ve ayak takımı ile, binanın, oluşumun kilerlerinde!

Bu ne ki…
Yediğimiz içtiğimizi ne etmeli?
Mutlaka izle:

Dikkat ile izle

Tamah…
Tamah olmalı nedeni…
Allah vurur bizi yerden yere, ders…
Ders almamız için sonrasında yine yârdim eder, MUTLAKA yârdim eder…
Şahitli, ispatlı!

Ve evet, orospu çocuğu diyor “çaldılar” söylemi siyasi…
Valiye it kelimesi, çaldılar kelimesi hukuki değil siyasiymiş…
Siyasiler öyle dermiş…
Ulan anası belli babası yüz elli…
BIL…
Halkın bir kısmı ite, it…
Kediye kedi, hırsıza hırsız…
Orospu çocuğuna orospu çocuğu der…
Hem siyaseten hem hukuken!

Bazen…
Benim bir akreditasyona ihtiyacım OLMAZ…
Ben bir Türküm…
Ben bir Almanım…
AMA…
Ben mutlaka ve öncelikle bir insanım!