Kekikte hile, ALLAH daha da beter etsin. Sizler her şeyi hak ediyorsunuz. Bak ya kekik ya kekik. Kaç paralık şey?

Kekiğin özünü, yağını destil ediyorlarmış, yani “suyunu çıkarıp posasını” bırakıyorlar…
SON DERECE SAGLIGA ZARARLIYMIŞ BÖYLESI…
Duymamışım, hanımlardan biri başaramamış…
BKA çalışanı, üzüldüm. Çıtkırıldım bir şeydi…
Kızmayın bana, kızmayın…
Hayvana…
Ya deh dersin ya çüş.
Kolum, yavaş yavaş düzeliyor. Nerem sağlam ki?

Izle, güzel bir filim

Tövbeler tövbesi…
Allah diyorlar ama Allah’a emanet ediyorlar…
IMAM dahil buna, imamın bilmem nesi…
Görevleri tedbir almakken!

Ölecekler…
Hepimiz öleceğiz ama birde pisi pisine ölmek var…
Ben…
İyi kötü, bir çeyreğin yapması gerekeninden fazlasını yapıyorum. İçim “rahat”
Seviniyorlar…
Bayram yapıyorlar, Hannover…
Türk asili birisi belediye başkanı olmuş büyük bir kente…
Tanımam etmem, bir şey diyemem, günahına giremem…
> Bilmem <
Anladığım kadarıyla Türk asili bir Alman vatandaşı, yeşillerden bile olsa kendisine başarılar dilerim…
Önemli olan…
İnsan olması, önemli olan görevini yerine getirmesi…
ÖNEMLI olan kendisi olması. Alman bunu başardı…
En azından kâğıt üzerinde…
Ve pratikte, bizlerde Kürt kökenli kardeşlerimizi önemli görevlere getirmiş bir toplumuz…
Anlayan, anlayabilene!

Bak O Cem mem, Sevim bilmem ne…
Bana ne???
AMA…
Ne Türkiye adına ne benim adıma konuşma hakları YOK…
Kendini bilmez, hadsizler!

Soruyorsundur belki kendine, ne diyor bu diye…
Ben özelim, herhangi birsi…
Söylerim ederim, yasal sorumluluk, vebali benim üzerime…
Ama onlar “tüzel”
Birileri tarafından birileri namına konuşmak, hareket etmek üzere bir yerlere getirilmişler…
Yani atanmışlar…
Parti görevlileri, Alman halkı namına bir yerdeler…
Konuşurlarsa Türk ve veya Türkiye adına, kendi namlarına, özel düşüncelerini belirtebilirler…
AMA BUNU YAPMIYORLAR…
Demiyorlar bunlar benim şahsi görüşlerim…
Doğrudan, affedersiniz…
Tuvalete osurur gibi lap, lap konuşuyorlar!

Fransada deprem, 4,8 şiddetinde

Humpelt er oder kommt es mir so vor?

Sigara…
Yolda gördüm bir adam, köpeği ile birlikte…
Hayvan sanki topallıyordu, sorum…
Dedi…
“14 yaşında (insan yaşıyla 90 gibi kıyasla) topallamasına izin var. Biz bu yaşımıza gelince nasıl toplayacağız acaba?”

Jack…
Vefakâr dostum, özlemem mi, acaba bir gün geçiyor mu aklıma gelmediği?

Duyduğuma göre iyiler çok şükür, emekliler bağlandı. Yuvarlanıp gidiyorlar herkes gibi

Bugün…
Bir fren, kafa lap diye yapıştı cama, cam tuz buz…
😊
Yok hani güneşlik, makyaj cami oluyor ya, aynası…
O…
Telefon ettim Türkiye’ye verin para dedim, sevindirin insan…
Ben gelince fazlasıyla iade ederim…
Annem dedi…
“Oğlum sen birisinin ya günahını alıyorsun veya isteyerek, istemeyerek eziyet ediyorsun! Bak gene hafif anlatmışsın, ANLA Allah sana bir şeyler anlatmaya çalışıyor”
KAFAMA DANK ETTI…
Üst üste ya üst üste…
Anladım, ANLADIM…
Hani (…)
Çok daha dikkatli olacağım bundan sonra!

İnanmazdım böyle şeylere, hala inanasım gelmiyor AMA RAHMETLI…
Hani 21…
O gün bugündür INANMAK ZORUNDAYIM, ZORUNDA!

Rab…
Her an ve yerde yanımızda.

Bir çalışma içindeyim, ANCAK EVLAT, kapağı bu resim olacak. Dikkat et kadınlarımıza, DIKKAT et YOK türban, YOK. Matem var, bir boşluk bakışlarda VE bu boşluğu hala yaşıyoruz, HALA!


17 Kasım 1938’de Dolmabahçe’de Atatürk’ün naaşı önünde saygı geçişi yapan kadınlar görülüyor.

O anne…
Kucağında bebesi, başı dik…
Vakur…
EVET, kadın olduğunun bilincinde, bir kadın…
Türk kadını, Türk’ün kadını…
Ama o bakışları…
Roman yazıyor, roman…
OLMUYOR…
Milliyetçiyim demekle, olmuyor Türk’üm demekle, OLMUYOR YERLIYIM demekle…
Olmuyor…
KANITLA, bak bu sene ziyaretçi rekoru kırılmış, daha çok hasret çekeceksin…
Daha çok özlem…
EVET…
Atatürk’ü ANLAMAK…
İlle AN-LA-MAK!

Kararlılık var o bakışlarda…
YOK…
Zibidi kararlılığı değil, Kasımpaşa usulü…
O KADIN…
Kararlı, dişi kaplan gibi…
NEREDE…
Evlatları, torunları nerede Türk KADINI?

Ya…
Baş örtülü, örtüsüz…
NE FARK EDER…
Ar, namus, iman başın üstünde değil…
İçinde yatar, yüreğinde, ta derinlerde…
ANLATMADIM MI, üniversitelerde başörtüsü yasağını…
NEDENLERINI…
Ve hayvanlığı, zaruretti, gereklilik…
İyi, anladık ULAN hadi o zamanlar kanunlar torba ile geçmiyordu…
Işine geldi, SÖZDE ATATÜKCÜ…
Kaldırmadın yasağı, saati vakti gelmişti…
Sağ – sol kavgası iyi kötü dinmişti!

Verdin ellerine en büyük silahı…
Kıldın HAKSIZI HAKLI…
KADIN…
Bir tutam paçavra değil senin kaderin…
Sen bu toplumun en değerli parçasısın, bil değerini…
Mal değilsin, atılıp satılabilen…
Bir eşeğe, bir deveye değiş tokuş edilen…
Üret, eğit…
Toplumun esas unsuru olmaya çalış AMA bil KENDINI…
Bil ninelerini, bil…
Kimin kadını olduğunu, bil…
Türk’ten olmaz bir Avrupalı, olmaz bir doğulu…
Bil yerini, bil gücünü, farkında ol…
Talep et, ısrar et…
KADIN…
Kadının fendi erkeği yendi!

ILKELER, ilkelerim. ZOR kendim dahil! MECBUR

Ne aldıysam bugüne kadar bana ne verdilerse…
HEP…
Sınav sonucu, YOK öyle kursa katildim aldım belge, sertifika…
Alnımın teriyle!

Allah kimisine veriyor…
Yürü kulum diyor, yürüyor…
Bazen tökezleyip her şeyi kaybediyor veya aptallığından…
BIZLERE, benim aileme…
Uzak, yakın…
Hepimize, EMEK karşılığı ama süreklilik arz edecek şekilde. Çok şükür…
Buna da böylesine de çok şükür. Bak…
ÖZELLIKLE ve kelimeleri ÖZENLE seçerek, >>> provoke ederek <<< konuşuyorum kimi insanlarla…
Almanlarla…
Veri topluyorum, düşünceler, görüşler…
Analiz etmek için…
FELAKET, kaynıyor, fokur fokur kaynıyor…
Çok dikkat et!


+

16:30 / 15:30

Dolar 5,7706
Euro 6,3687
Çeyrek altın 444,47
Borsa 103126

Moral -296 derece! Canim hiçbir şey istemiyor, BILIYORSUN değil mi, bugün yaşadığımız gıda sorunun sebeplerini?

Derse oturmadan yazmam lazım başkana, önemli

Yetkiliyim…
AMA yetkimi kullanmak istemiyorum, kullanamam…
Denetleme…
Ancak kendimi ayakta tutabiliyorum, bakamıyorum bile kendime…
Sizlere…
Anacak, bir başkası ile uğraşamam. Allah korusun, Allah…
Bir başkasının sorumluluğunu alamam, dikkat ile incele. İstesem gençler içinde…
Bir sınava daha bakar…
Ama INAN gücüm yok buna, aslında çok güzel olur, OLUYOR ama yapamam.

Merak edenlere, 100 üzerinden yüze oldukça yakın bir puan ile x

Niye yazdım bunu?
Övünmek için değil, deliriyorum…
Çıldırıyorum zaten bildiğim, EMIN olduğum bir şeyi bir başkasına ispatlamak ZORUNDA olduğum…
Kaldığım zaman…
Bir…
İkincisi öğrenmek istemediğim bir şeye beni zorlarlarsa…
Tıbbi bilgiler; BIL ateşli silah yaralanmaları…
Yapabileceğin TEK ŞEY, kanamayı durdurmak…
Bir şekilde, olmadı kızgın çelik ile!

HEMEN yârdim çağırmak, HEMEN. Başka yapabileceğin pek bir şey yok zaten.

Utandırdı beni doçent…
16 kişiden yedisi sıfır hata puanı ile…
Yine 16 kişiden beşi kadın, hatta yanımda oturan hatuna sordum, merak ettim…
NIYE???
Dedi “kocam avcı, beni de götürdü yanında. Zevk aldım nisana ateş etmekten!”
Ne güzel karı – kocanın ORTAK ZEVKLER paylaşması.

Sigara içmeye çıkmıştım, girdiğimde doçent karneleri dağıtıyordu…
“Hah geldi” dedi, öncesi ne konuşuldu bilmiyorum…
İki doçent, dört > devlet görevlisi <
Yani altı kişi, ANLAYIN verilen önemi!

NIYE?
Çünkü toplum sana > gerçek güç < veriyor, hatırlayın bu konuda yayınladıklarımı…
Nasıldı?
Ölümcül nişan alarak ateş etme yetkisine sahip misin?
EVET, son çare olarak nefsi müdafaa veya bir başkasının hayatını kurtarmak için!

Anlattım da kaçta kaçınız anladı bilmiyorum…
Notstand; Notfall olağanüstü durumu vesaire…
Nedensiz ne yapmazdı çeyrek?
Bir harf bile yazmaz, yayınlamazdı!

Toplum…
Devlet sana güç veriyor, “sen artık toplumun silahlı güçlerinden birisin”
Tabii ki polis değilsin, kolluk kuvveti AMA…
Hatırla Tayyipistanda durumu, yandaş – yoldaş silahlandırılması…
>>> taşıma yetkisi <<<
Verdi karnemi, doğrudan bizim buranın yetkili devlet görevlisine, Bad – Schwalbach yani…
Kadın ise bana verdi, doçent ise…
“Doğrudan (persönlich vom Waffenamt überreicht so kriegt es nicht jeder) görevli elinden alıyorsun” diye kursiyerlerin içinde. Neyse, herkes gördü beni, tedirginliğimi, endişeli halimi…
YEMINLE…
Pek umudum yoktu, güvenemedim hafızama, TERIMLER, KELIMLER…
Ayakta durabilecek miydim acaba, yoksa silah beni kendisiyle birlikte duvara mı mıhlayacaktı?
Rezil olmak var sonuçta, kulüpte, siz değerli okurlarım karşısında…
Dökülüverdiler kâğıda, kovadan boşalırcasına.

Sorumluluk kardeşim…
Mesuliyet…
Güç demek YÜK DEMEK!

Not:
Yok bardaktan değil, kovadan…
Ama yazdım, yeminle aynen öyle…
Ne uyudum ne uyudum.

Sırada evlat…
Bana müsaade!

2. sayfa sağ taraf. Heyet!

Veee dolar 5,7797 görün „dünya liderinizi“

Allah…
Bugüne kadar çok şeyi bana hediye etti, çok şükür Rabbime, çok şükür…
Ne nankörüm ne kör…
Ama bana dedi, Önder alin teri, alin teri…
Bileğinin gücü ve hakki…
Ne geldiyse havadan gelmedi, iğneni ucu, bilgi ve mücadele…
Sürekli ve amansız bir mücadele.

Çeviremezsin dünü geriye…
Olan oldu, yaptın yapacağını…
Ama hâkli ama hâksiz, af edemem…
Kontrol ettim, ortalama 20 ile 30 Euro arası…
Böl 600’ü 25 Euro’ya…
24 çıkar!

Altmıştan sonrası…
Rüya, HAYAL!

Yat kalk dua et, yat kalk dua et…
İnşallah hesabım devletin Bahçesi hesabi değildir…
Yoksa öyle bir günaha girdin ki…
Öyle büyük bir vebal altına, günah aldın ki…
Kelimleler ile anlatılamaz!

Buna rağmen vereceğim mücadelemi…
Burada Almanya’da…
Ruhsatı alayım alamayım bu mücadele verilmeli!

Kişisel verilerin güvenliği…
Devletsen devletsin, toplum nazarında yanlışsın…
Çünkü kişiden, bireyden topluma…
Toplumdan devlete VE HEPIMIZ sadece insanız, sadece birer insan…
Ama hâkli ama hâksiz yanlış yapabiliriz…
Ve devlet…
Denetler baba gibi, kontrol eder, ETMEK ZORUNDADIR, düzeni sağlar…
Ama…
Devlet ana – baba şefkati, güveni…
Ve sevgisini de gösterebilmeli, af etmesini…
Unutmasını bilmeli!

Anlatmışımdır Almanya’da cankurtaran hikayesini…
YEMIN etim huzurunuzda, YEMIN…
Evet, söylerim, anlatırım AMA söylemek, anlatmak başka…
Fiiliyata dönüştürmek başka…
Neden yayınlamadım söz verdiklerimi?
Döküldünüz mü sokaklara?
Suçtur, suç. BÜYÜK SUÇ …
Ve ben kanunlara, nizama bağlıyımdır, bağlı…
AMAAA…
Bu demek değil ki başkaldırmam yanlışa!

Ancak böyle insan, insanlık ilerledi…
Başkaldırdıkça yanlışa, ancak böyle erdi hakka hukuka.

Can veren bir evlat…
Can veren, NEDEN?
Cankurtaran zamanında gelmediği için can veren bir insan…
Oldu ana, babaya “ilham”
Mücadele verdiler uzun yıllar…
Seneler…
Akan göz yaşları, sinir krizleri cabası…
Bak bugün…
Cankurtaran, polis en kısa zaman zarfında, “en geç on dakika” içinde yanında!

Hadi ben gitti…
Anası kuzusuna pişirdi, ulan ev oldu tamtakır…
Önder’i düşünen yok, bu çeyrek ne yer ne içer…
Nasıldır bilen yok!