Görmemezlikten, anlamamazlıktan geliyorum 😊 saydıracağım bu akşam, kafam bozuk. Soğuk çelik iyi gelir. Başkan yok piyasada, veremedim evrakları. Gerisi onun, emniyet güçlerinin işi, yakmadıysa birileri beni

Filmler ve gerçekler…
18 Kasım 2019

Tayyip Erdoğan’ın partili, yandaşlı, bürokratlı “Washington seferi”ne filmler, senaryolar ve en çok da “ucuz oyunculuk” damga vurdu.
“Seferin” film kısmını, PKK terör örgütünün uzantısı PYD/YPG elebaşı hakkındaki, altına ürkütücü müzik koyulmuş, bol efektlerden oluşan kısa filmin, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump ve senatörlere izlettirilmesi oluşturdu.
Beştepe Sarayı takımı, sadece Suriye krizi sırasında değil, ondan çok önce PKK’yla iç içe geçmiş Amerikan istihbarat örgütlerinin yöneticilerinin atamasını onaylayan, istediği zaman o yöneticileri -deyim yerindeyse- sigaya çeken Amerikan Senatosu’nun üyelerinin bir filmle nedamet getirip, PYD-YPG’ye destekten vazgeçeceklerinin düşünmüş olabilir.
Ama yanlış düşündükleri, daha film gösterisi sona erer ermez ortaya çıktı.
Türkiye’deki muhalif milletvekillerinin hiçbir şekilde “erişemediği”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soru sorma ayrıcalığına kavuşan bir avuç Amerikalı senatörden biri olan Lyndsay Graham, film gösteriminin hemen ardından, “isterseniz ben de Kürtlere, sizin güçlerinizin neler yaptığına ilişkin bir video oynatmasını sağlayayım” diyerek, olası tüm etkiyi sıfırlayıverdi.
Basın toplantısı ve “senaryosu”
Washington seferinin “en iyi senaryo” bölümü ise basın toplantısında “izleyici” ile buluştu.
Gezi öncesinde, Erdoğan’ı kendi kamuoyunda en çok sıkıştıran konu, Trump’ın hakaret dolu mektubuna sessizliği konusunda gelen eleştirilerdi.
Trump ise Amerikan kamuoyunda “Suriye’de ABD askerleri ile savaşan Kürtleri terk etmekle” suçlanıyordu.
Senaryo kuruldu…
Erdoğan’a en yakın medya kuruluşundan “gazeteci” Trump’a sorduğu soruyla, Amerikan Başkanı’nın canlı yayında, üstelik yanında Erdoğan da varken, “PYD-YPG’yi terk etmedik. İş birliğimiz sürecek” mesajı vermesi sağlandı.
Trump’a en yakın medya kuruluşundan gazeteci de Erdoğan’ın başını ağrıtan o mektuba ilişkin soruyu sordu. Böylece, Erdoğan’ın o çok tartışmalı mektubu Trump’a -iade değil- takdim ettiği Türk kamuoyuna duyurulmuş oldu.
Ancak tüm bunlar olurken, ABD Başkanı’nın “kötü oyunculuğu”, kurulmuş o güzelim senaryoyu ifşa ediverdi. “Dost bir gazeteci soru sorsun” diyen Trump, kendisine soru soracak olan kişinin “yandaşlığını” ortaya serdi. İşi abartıp, bir de üzerine “Türk Hükümeti adına mı çalışıyorsunuz?” diye sorarak “yönetmenin” saçını başını yolmasını sağladı.
Ve gerçekler…
Peki bu film, senaryo, kötü oyunculuk dolu Washington seferinde gerçekte ne oldu? Buna madde madde bakmakta fayda var.
*Türkiye FETÖ elebaşının iadesini beklerken, Trump FETÖ suçlamasıyla yargılanan Serkan Gölge’nin “serbest bırakılması” nedeniyle teşekkür üzerine teşekkür etti.
*Türkiye, S-400 alımından kaynaklanan yaptırım olasılığını ortadan kaldırmaya çalışırken, Trump bastırdı ve S-400’lerin akıbeti konusunda “komisyon” oluşturuldu. Gerek Erdoğan’ın, gerekse MSB Hulusi Bey’in daha önce “S-400’ler Rusya ile olmuş-bitmiş bir anlaşma. Görüşecek bir şey yok” açıklamalarının tümü boşa düştü.
*PYD-YPG ile ABD arasındaki ortaklığın bitirilmesi çabası -o muhteşem filme rağmen- başarılı olamadı. Trump, bizimkilerin üzerine film çektikleri teröristi “resmi muhatap” olarak gördüğünü bir kez daha açıkça teyit etti.
*Geziden umulan bir başka beklenti ise, Halkbank davası, malvarlığı ve yaptırım tehditlerinin ortadan kaldırılmasıydı. Ancak yazılan senaryo/çekilen filmde bu konulara hiç yer verilmediği için neler konuşulduğunu kamuoyu öğrenemedi. Hadi biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak öğrenemedik de bari Trump-Erdoğan ikili görüşmesine Dışişleri’nden biri girmiş olsa da devlet öğrenebilseydi iyiydi.
*Film/senaryo gereği dağıtılan bol gülücükler, espriler, temennilerle de uluslararası alanda “bakın ABD ile ilişkilerimiz ne kadar iyi” imajı yayılarak, Türkiye’den kaçan yabancı yatırımcılara “korkmayın” mesajı verilmeye çalışıldı. (Türk seçmenler için “eyyyy” dolgulu, “ABD’ye haddini bildirdik” temalı konuşma ise, ya grup konuşmasında, ya da muhtar buluşmasında olacak. Artık hangisi önce yapılırsa…)
Böylece “Washington seferi” adlı seri filmimizin bir bölümü daha sona ermiş oldu.
(Mısırlarınızı da yediyseniz, dağılabilirsiniz…)

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/zeynep-gurcanli/filmler-ve-gercekler-5456590/

Sesiz sedasız ölüyoruz, biz öleceğimize ONLAR ÖLSÜN!

Sosyal enkaz
16 Kasım 2019

5 kasım…
İstanbul Fatih’te yaşları 48 ila 60 arasındaki dört kardeş, siyanür içerek canlarına kıydılar, biri hasta, ikisi işsizdi, öğretmen olanın maaşına haciz gelmişti, elektrik faturalarını bile ödeyememişlerdi.
8 kasım…
Antalya’da dört kişilik aile can vermiş halde bulundu, 36 yaşındaki babanın, eşini ve iki çocuğunu siyanürle zehirledikten sonra kendi canına kıydığı anlaşıldı, iki sayfalık borç listesi bıraktı.
15 kasım…
İstanbul Bakırköy’de üç kişilik aile can vermiş halde bulundu, borç batağına saplanan 38 yaşındaki babanın intihar ettiği, kendisini siyanürle öldürmeden önce eşi ve çocuğunu zehirlediği ortaya çıktı.

Türkiye’de 2018 yılı içinde 3 bin 161 kişi intihar etmişti.
Aynı yıl trafik kazalarında can verenlerin sayısı 3 bin 373’tü.

Her gün sekiz insanımız kendini “tek tek” öldürüyordu.
Artık toplu intiharlar serisi başladı.
Üçerli dörderli gidiyorlar.
Giderken götürüyorlar.

Tarihte ilk kez…
2019 yılı itibariyle, Türkiye’de intihar ederek hayatını kaybedenlerin sayısı, trafik kazasında ölenlerin sayısını geçti!

Ekonomi iyi diyorlar hâlâ.
Bu seneye kadar trafik kötüydü demek ki!

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/sosyal-enkaz-5454078/

Ömer Çelik senin / sizin çamurbaşkanınızın anasını, avradını anladın mi, anladın mi ulan? Yeter ya ayıp ulan bu kadar yalan GÜNAH, GÜNAH. ADI HERIFLER

Karı gibi ağlanıyor gene…
Ya madem bu kadar başarılısınız, ekonomi falan şahane…
NEDEN…
Ağlanıyorsunuz, neden ikide birde şikâyet ediyorsunuz…
Ora…
Bulunduğunuz yer şikâyet etme ağlanma makamı mı yoksa?

Yürütme…
Yargı, yasama hepsi birden sizler değil misiniz?

Ne istiyorum biliyor musunuz?

Kaçıp gitmek, yeminle kaçıp gitmek…
Tek başıma bir adada.

Ne kadar güzel olur

Biliyor musunuz çocuklar…
Yakıp, yıkmak KOLAY…
Mirasyedi gibi, pezevenklerin yaptığı gibi satıp savmak…
Yap işlet devir et…
Ananın (…)

“öldürmek”

Yoktan var et, yarat…
Yaşa ve yaşat!

Kaynaklar ile devam edelim, paşaya ne lazım ne türlü bilgilerden faydalanabilir bilmiyorum ki, anlamadım

###
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/45/808/10287.pdf

EU-SKEPTIZISMUS IN DER TÜRKEI Die Haltungen der türkischen Parteien – CHP, MHP und AKP 388 sayfa

https://www.db-thueringen.de/servlets/MCRFileNodeServlet/dbt_derivate_00023696/ermagan.pdf
###

Osmanlı’dan Günümüze EŞKIYALIK VE TERÖR 924 sayfa

http://www.historystudies.net/source/eskiyalık-ve-teror.pdf

216 sayfa
https://www.atam.gov.tr/wp-content/uploads/79.-SAYI.pdf

https://islamansiklopedisi.org.tr/ittihat-ve-terakki-cemiyeti

https://avim.org.tr/Blog/ATATURK-UN-GELECEGI-SEZIS-VE-ONGORU-GUCU-1914-YILI

CUMHURĐYET’ĐN ĐLK YILLARINDA MUSTAFA KEMAL (ATATÜRK)’ĐN KATILDIĞI HARP OYUNLARI VE ASKERĐ MANEVRALAR 206 sayfa

http://adudspace.adu.edu.tr:8080/jspui/bitstream/11607/800/2/Ali%20Ihsan%20KURTULAN%20-%20CUMHURIYET’IN%20ILK%20YILLARINDA%20MUSTAFA%20KEMAL%20%28ATATURK%29’IN%20KATILDIĞI%20HARP%20OYUNL.pdf

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/45/819/10392.pdf

https://www.n-tv.de/politik/Atatuerk-und-die-moderne-Tuerkei-article11620856.html

https://www.spiegel.de/spiegel/print/d-44437598.html

https://www.swp-berlin.org/fileadmin/contents/products/fachpublikationen/SOE_FES_ks.pdf

https://www.liportal.de/tuerkei/geschichte-staat/

https://www.hsfk.de/fileadmin/HSFK/hsfk_downloads/report0107.pdf

https://www.ihk-krefeld.de/de/media/pdf/international/interkulturelle_kompetenz/pocket-guides-2019/pocket-guides-2019/ihk_pocket_guide_tuerkei2019_a4.pdf

DIKKAT DIKKAt DIKKAT

Almanya’nın en önemli bilişim dergilerinden birdir, çok ciddi ve ağır bir dergidir.
Anlamanız açısından…
Benim gibiler her konuda her şeyi bilmek gibi bir zorunluluğu vardır…
En azından temel bilgilere sahip olmak ZORUNDAYIZ!

https://www.heise.de/tp/features/Kurden-Die-Opfer-wurden-zu-Taetern-gemacht-3369271.html?seite=all

Le Monde, Fransa’nın ağır toplarındandır, bizim Cumhuriyet gazetesi gibi

https://monde-diplomatique.de/artikel/!484666

Die außenpolitische Stellung der Türkei im Nahen und Mittleren Osten, besonders nach dem Kalten Krieg bis Ende 1999, Kontinuität oder Wandel? 329 sayfa

https://d-nb.info/975889710/34

Uğraşsın dursun, şimdiye kadar ben uğraştım şimdi O uğraşsın. Aman aman iyi ki çocuk değilim, genç. Gerçi benim öğrenim hayatim hiç bir zaman bitmedi
😊

Daha nispeten yeni bir bulgu, bilimsel bir geçek. İnsanlık ancak farkına vardı; Zürafalar

Biliyorum, muhtemelen şaşırtıyorum sizleri…
Konudan konuya…
Gerçekler…
Ama hep söylerim bir yüzüm, herkesin gördüğü. Bin bir yönüm çok az insanın bildiği.

Zürafalar…
Baktın mı hepsi ayni değil mi?

Değil kardeşim, değil…
Afrika’da yedi çeşit zürafa varmış ve neredeyse hepsinin soyu tükenmek üzere.

Ben…
Zorlamaya hiç gelemem, öğrenmek istediğimi, O AN canim neyi istiyorsa onu öğrenirim…
Soy, sop…
Irk…
Ama önce insan ol, olmaya çalış…
Anlatmışımdır ormanı, ağaçları, bilimde bunun nispeten yeni farkına vardı…
Bir ağcın genetiği diğerine benzemiyor, “insanda olduğu gibi”

Türkçülük üzerine düşünceler, görüşler

Danke schön…
Teşekkür ederim…
Thank you…
Mersi…
Bilişim dillerini saymadan bende birkaç dil bilirim AMA sadece ikisine HAKIMIM…
Verhandlungssicher yani!

Not:
Yokkk…
Yarı Almanca yarı Türkçe değil, bilen bilir o kelimeyi neden yazdığımı…
Kaldı ki “akıcı” diye tercüme ediliyor, yanlış…
Bir dile “her yönü ile hâkim olmak” dini acıdan kelimelerin anlamından tutun hukuki sürece kadar…
Bire bir tercüme edecek olursak…
“Sözleşme, anlaşma, pazarlık yapabilecek kadar, yapabilecek kalitede, “emniyette””
Çinliler…
Trump VE çiftçileri sabah yine haberlerden geçti…
Öyle tahmin ediyorum ki geleceksiniz sözlerime, Çinliler…
Son tahlilde Trump’i cebinden çıkaracaklar. Felaket bir ticari zekâ…
Olan Amerikalı çiftçilere olacak…
İstanbul Havalimanı ile bize, çevremize, doğamıza olduğu gibi!

Başörtüsü başka TÜRBAN başka Kemal, BAŞKA

BORSA 106952 Almanya 13:42…
„Türban…
Velev ki siyasi simge.“

Recep Tayyip Kahpedoğan

Cumartesi alışverişteyim…
Uzaktan dikkatimi çekti, tezgâhta türbanlı bir kız…
“Mükemmel” bir Almanca…
Zeytin için bende girdim sıraya, kızım şundan, şundan, şundan…
Başladı benimle yâri Almanca yâri Türkçe konuşmaya, güzellikle, inan iyi niyet ile…
Güzel kızım ki gerçekten güzeldi, kaşı, gözü…
Ya Almanca konuş veya Türkçe. Bak ileride anne olacaksın, alıştırma dilini böyle.

“Ben dört dil konuşuyorum! Karıştırıyorum bazen.”

Bak ya…
Al sen O DÖRT dili (…)
Ve bunlar çocuk eğitecek öyle mi?
Dört değil iki bil AMA hakkini ver, hâkim ol dile.