Can yakmamak için elimden geleni yapıyorum, demin, delirdim

Ben ne kadar kaçıyorsam ağır sözden, can yakmaktan…
O kadar o oranda geliyorlar üstüme.

Bu da bir can bu da bir insan…
Patlarsa…
Volkan!

Patlamamak için elimden geleni yapıyorum…
Ama…
Eninde sonunda patlayacağım.

Aynen öyle…
Terslikler bitmek bilmiyor, Önder ihtiyarlıyor…
Eskiden olsa!

Ama o da çare değil, yoruldum…
“Şiddet”, baskı…
Gerekli hallerde despotluk, YETER…
Huzur istiyorum, yoruldum!

Sadece, sadece kendimle, sağlığımla uğraşmam lazım esasta…
Kendim dışında HERKESLE!

Rahat…
Bir tarafınıza mı batıyor?
Batıyor anlaşılan!!!

Allah…
Ne istersen vermiş…
Sağlık, huzur hariç!

Amerika’da zenci bir kadın olarak doğum yapmak, Kızılderililer, SETA veya Turkish Heritage Organization

Yarına çok yoğunum, yalnızım…
Evlat, müşterilerden fırsat buldukça…
Hanım gelir gelmez Oma, alışveriş…
Anlayacağınız “nefes almaya bile vakit” bulamayabilirim(!)

Ama kısmetse en kısa zamanda…
Bir orospunun çocuğu bir başkasını ziyaret ediyor…
TÜM yandaş yoldaş kanallar, göt kılları ayakta…
KIMI…
Perde arkası bilgisi, muhtemelen bilmedikleriniz…
Örneğin istihbarat…
Yok, askeri istihbarat başka, ona da değineceğim AMA derdim devletin bilgi kaynakları…
EKSIKLERIMIZ…
Allah büyük, mümkün olan en kısa zamanda.

Bu…
Bir nevi kendime nottur, kafa…
Duman, Önder perişan.

Mesele kızağında, tetiğinde. Yok fikir değiştirdim, yine de belli olmaz belki değiştirilebilen sistem. 600 ile 800 arası, çok para. Gündelik için, hani dehliz, tabii başka model… Bu nokta yirmi ikilik.

Doktrinler üzerine Iran ve Amerika Birleşik s.kenler Devleti


x

Deliz

Soruyorlar, ruhsat Türkiye’de geçerli mi?
Bilmiyorum…
Soracağım Mainz konsolosluğuna. Öyle veya böyle…
Kısmetse Zigana f63 Türkiye’de!

Polis silahı…
ILKE…
Tabii her şeyi bulamazsın piyasada…
İlke…
Kurumlar ne kullanıyorsa, EN GÜVENILIR ve silahta güvenirlik birinci sırada!

Haliyle bakmayacaksın SIRADAN polise ona buna

Son bir not bu konuda…
Gördün mü “gümüş” rengi veya siyahtan, koyu griden başka bir tabanca…
ANLA…
Karşındaki bir gösteriş budalası…
Karanlıkta zaten ateş veriyor seni ele, gündüz silahtan yansıyabilen güneş ele verir seni.

x

YAKMADIYSA birileri beni, yakmadıysa…
Bu, kısmetse. Ya tek, 9mm…
Veya değiştirilebilen sistem, yani 9mm oluyor .22 ve geriye!

Silah…
Atıcılık, silahın cazibesi…
Kadın gibi…
Bir kez tadına varma, bırakamazsın!

DIKKAT…
Burayı iyi anla…

Biri anatomik, içgüdüsel…
Otomatikman yükseltir tansiyonu, nabzı…
Sonunda rahatlatır seni…
Diğeri…
Bilinçli yaparsan, bilerek…
Kalp atışların, tansiyonun, nabzın düşer…
Dikkatin yoğunlaşır…
Nefes alışın düzenli ve kontrollü…
Sağlığına faydalı yani ve sonunda…
İnan bana…
Rahatlıyorsun, stres atıyorsun, bir mutluluk…
Benzemez kadına ama birinin yükselttiğini dengelemek zorundasın…
TERAZI!

### >>> <<< ###
Sahi unuttum, EN KÖTÜ IHTIMAL ILE Parmağın KOPABILIR veya ağır yaranırsın…
Kızağın geri gelmesi…
SON VIDEO…
Bu yüzden yayınladım, tabancanın >>> doğru tutulması <<<
Çok dikkat et silah nasıl tutulur!
### >>> <<< ###

Yani, biliyorsun intihar konusundaki düşüncelerimi. Ama Allah KORUSUN, Allah, Rabbim cümlemizi. İnan, INAN BUNA bir saniye dayanamam, kimseden öç de almam, yediremem gururuma, doğrudan alırım canımı. Allah korusun, hayali bile korkunç. Ama O bir gerçekti!

Küçüklüğümden beri ki öğrettiler, aç OKU…
Hak kitaplarını…
SADECE Allah alır verilen cani. Ki normali öyle olmalı…
Her konuda, her AMA gel de dayan dayanabilirsen.

Hayali bir kâbus, korkunç!

Küçüklüğümden hatırlıyorum hayal mayal böyle bir şeyi…
Unutmuştum, geçenlerde bana çok yakın olan birisi hatırlattı yine. Kimi şey ki sen bunu en iyi bilmen gerekir, kimi şey KAZINIR hafızaya. Bu yüzden kazıma…
Hafızaya ve yüreğe. İnan ne yazıyor ne anlatıyorsam var arkasında bir şey, bir gerçek…
Ki…
Buna da inan neredeyse hiçbir şey bilmiyor, hiçbir şey anlatmadım size. Neden bilmiyorum…
NEDEN…
Belki herkes yaşıyor bu yoğunlukta da ben aşırı duygusalım, olabilir mi?
Olabilir, kazınır her şey ama her şey orama burama…
Evet bilerek aynen bu cümleyi kurdum, orama burama…
Yani başka yerlerime de…
😊

En KORKUNÇ en TEHLIKELI karışımlardan birdir; bir tutam gerçek, gönlüne göre davul tozu, minare gölgesi

Onlar ne ki? Büyük konuşmak istemem, BELKI arşivlerimi açacağım. Madem gerçekleri konuşmak artık yasak, madem hırsıza hırsız diyemeyeceğiz, kediye kedi… Önderin DELI TEPESI! Yeminliyim… Yeminli!

Kafa…
Yorgunluk…
Kol, bacak ve kafa gitti.
😊
Çekilmem lazım kenara, oturmam lazım bir tarafımın üstüne…
Otur…
Oturabilirsen!

Borsa 105004 saat 17:37
Aloooo…
Yabancı alıyor malvarlığını!
Anlamıyorsunuz değil mi ne güzel satılıp, sikildiginizi?
Olsun…
Para gelsin de nereden gelirse gelsin değil mi?
Ne zaman çıkaracaksınız avradı, anayı…
Kız evladınızı piyasaya?
Çok mu sert oldu, acıttı mi?
Siktir git, okuma beni!

Yazıklar olsun be, yazıklar olsun sizlere…
Bu kadar hayvanlık görülmemiş dünyada!

Copy / past onu bile, onu bile…
Yarısını kesip yapıştırıyorum, yarısı kalıyor Word de.

Gerçekten benim ara vermem lazım, ara…
Her şeye!

Sizler gibi genç olan birisinden, gençlere. Her biriniz, AKP’li gençler dahil evladım gibisiniz. Yanlış anlamayın, rahmetli yaşasaydı ~ 32 yaşında olacaktı

„Die Türkei sollte damit ein politisches System bekommen, in dem das Volk und nicht ein Sultan, wie zu osmanischen Zeiten, die Souveränität innehaben sollte. Das Parlament bilde-te die Ebene, in der die Souveränität des Volkes wiedergespiegelt werden sollte und bilde die oberste Instanz der Herrschaftsausübung. Das zuvor Jahrhunderte lange Sultanat sollte durch die Autorität des Volkes und unter der Zusammenarbeit der Bürokraten und des Militärs zu einer republikanischen Demokratie reformiert werden. Eine richtige Opposition jedoch gab es nicht, da diese Bemühungen, gerade mit der Hilfe des Militärs, schnell und hart unterdrückt wurden. Damit konnte der Regierung der Weg frei gemacht werden nahe-zu ungehindert Reformen zu betreiben. Zudem gab es keine großen Bemühungen aus dem Volk heraus, an diesem Prozess mitzuwirken, was wohl auch den beschränkten Teilhabe-möglichkeiten geschuldet sein könnte. Stattdessen genossen Atatürk und seine Regierung eine hohe Legitimität unter dem Volk (Akinci: 56f.).
Der Staat sollte hierbei zentral regiert werden und begründete sich aus der politischen his-torischen Ausrichtung noch aus dem Osmanischen Reich, in dem das Gebiet auch Zentral gesteuert wurde. Zudem sollte die neue Republik durch eine gemeinsame nationale Identi-tät bestehen, welches den Vielvölkerstaat unter der türkischen Identität vereinen sollte. Dies sollte die zuvor geltende religiöse Verbindung der Gesellschaft ersetzen. Zu diesem Zweck sollte die Türkei säkular sein. Da die religiöse Verbindung der Gesellschaft sehr hoch war, wurde die Religion trotz des Laizismus nie aus der Politik ausgeschlossen, son-dern sollte durch die Diyanet Institutionalisiert und gesteuert werden. Im Zuge dessen wurden Minderheitenrechte beschränkt und eine Gleichschaltung für alle wurde beschlos-sen, wobei religiöse und ethnische Minderheiten der türkischen Identität Folge leisten mussten (BTI 2006: 6f.). Dafür bekamen sie die türkische Staatsbürgerschaft und waren damit muslimischen Türken in ihren Rechten und Freiheiten gleichgestellt und genossen bestimmte Privilegien in der Ausübung ihrer Traditionen und Bräuche, sowie der Regelung von Personen- und Familienangelegenheiten (Özgenc: 197).
Der Gründung der Republik 1923 ging 1920 eine Wahl der Mandatsträger zur großen tür-kischen Nationalversammlung, also dem Parlament, voraus. Diese sollten den zukunftswei-senden Lausanne-Vertrag aushandeln und das politische System der Türkei begründen. Kurz vor dem Abschluss des Vertrages von Lausanne wurden die nächsten Wahlen veran-lasst. Dem ging eine parlamentarische Spaltung zuvor, worin die Differenzen zwischen den Mandatsträger deutlich wurden, was die Vertragsbestimmungen von Lausanne anbelangte. Die Wahlen sollten eine endgültige Entscheidung und den Abschluss des Vertrages fixie-ren und legitimieren. Zu diesem Zeitpunkt war die einzig existierende und zugelassene Par-tei die HF (Halk Firkasi), also die Vorgängerpartei der CHP (Cumhuriyet Halk Partisi), gegründet von Mustafa Kemal Pascha (sein militärischer Titel, vor dem Namenszusatz Ata-türk) und seinen Gefolgsleuten, darunter Mustafa Ismet Pascha (ab 1934 Ismet Inönü). Die Oppositionsgruppe des Parlamentes weigerte sich aus Protest an den vorgezogenen Wahlen teilzunehmen, wodurch die Kandidaten sich ausschließlich aus der HF bildeten. Das Par-lament wählte Atatürk zum Staatspräsidenten und Inönü zum Ministerpräsidenten, welcher die erste Regierung der Republik Türkei bildete (Alkan: 51f.).
1924 verabschiedete das Parlament die erste Verfassung der Türkei, welche bis zum Mili-tärputsch von 1960 bestehen sollte (Alkan: 52). Mit den Wahlen von 1927 und auch zu den folgenden Wahlen sollten Versuche zu einem pluralistischen Parteiensystem überzutreten an Verboten scheiterten, obwohl Atatürk selber sogar eine Konkurrenzpartei initiieren soll-te. An den Wahlen 1931 traten neben den Kandidaten der CHP auch unabhängige Kandi-daten an. Das Frauenwahlrecht etablierte sich 1935, wobei sie sich auch erstmals selber aufstellen lassen konnten. Auch für nicht Muslime hatte diese Wahl eine Neuerung, denn sie durften erstmals ins Parlament gewählt werden. Nachdem Atatürk 1938 starb übernahm Inönü den Posten des Staatspräsidenten. 1939 wurden die vierten und 1943 die fünften Parlamentswahlen abgehalten. Die Wahlen während des Einparteiregimes wurden stets zu einem Festakt, damit im Volk eine Wahlkultur entstehen konnte und auch jüngere nicht Wahlberechtigte Bürger ein Teil dieses Prozesses, zumindest bei den Feierlichkeiten sein sollten. Zudem sollte die Wahlbeteiligung hochgehalten werden, nachdem 1927 nur 20% der Wahlberechtigten ihre Stimme abgaben. Damit begann auch mit den Wahlen von 1931 die Nutzung von Propagandamitteln, allen voran die Medien, welche eine aktive Rolle in den Wahlphasen innehatten (Alkan: 52f.).

Nach Atatürks Tod wurde beschlossen, dass der CHP Vorsitz nicht gewechselt werden darf, was Inönü den Weg bereitete sein Amt auf Lebenszeit ausführen zu können, aber auch in einer Ein-Mann Diktatur enden könnte. Gleichzeitig jedoch verkündete er sein Inte-resse an der Bildung einer Oppositionspartei. Seinem Wunsch kam der zweite Weltkrieg entgegen, wodurch die türkische Regierung beschloss keine inneren Risiken zum Schutze der Nation einzugehen und die Türkei bis zum Ende des Krieges weiterhin durch eine Par-tei regiert wurde. Die Ein-Mann Regentschaft und der wirtschaftliche Abschwung der Kriegszeit führten zum Unmut der Bevölkerung gegen das Einparteiensystem und der Re-gierung und wurden durch die wenig existente kritische Presse bestätigt “

Çarem yok, yapabileceğim hiçbir şey yok…
Sineye çekeceğim, alsın diplomasini…
Ama profesörleri ile bilimsellik, tarafsızlık konusunda MUTLAKA bir konuşmam olacaktır.

Kredi kartı

4000 Euro doğrudan hesabınıza aktaralım…
TAM da buldun adamını, pardon çeyreğini…
Mecbur kalmasam acaba bir saniye kredi kartını tutar mıyım?

Yokkk…
Alışveriş yaptığım için değil, daha bir kez yaptım, ki seneden seneye…
Ciro, ciro. Neme lazım kapatırlar, olmaz. Mecbur ediyorlar insani…
Uçak bileti, kiralık araba…
Çeyreğin bir saniye sonra ne hali ne yapacağı belli!

Ne diyebilirim ne söyleyeyim daha da fazla açık edemem kendimi. Toparlayamıyorum, toparlayamıyorum Önderi. Allah, dua, dilek daha fazla ne yapabilirim ki? INAN… Her geçen gün bir daha beteri. Belki yorgunluk, gitmem lazım T.C.’ye çok özledim. BILIYORUM iyi gelecek. Bende PKK’lar gibi T.C. diyorum AMA benim ki… Laik, demokratik sosyal bir HUKUK devleti olan Türkiye Cumhuriyeti x

Özüm…
Talebim, isteğim…
Demokratik tahammüller içeresinde bir mücadele…
Barışçıl, konuşa konuşa, anlaşa anlaşa…
Biliyorsun beni, benden beklenenin aksine kimi zaman olağanüstü sabır gösterebilirim…
SALT…
Gerçeklere erişebilmek için.

😉
Hackerligin bilmem kaçıncı kuralı, sabır!

Olmadı…
Silaha sarılmaktan da geri durmam bu zihniyete karşı. İnan…
Bu memlekete…
Yunan…
Yedi düvel etmedi bunların ettiklerini.

Ne Vahdettin ne birisi, hiç biri ya hiç biri bunların yaptığını yapmadı
Bush’un piçi, Trump’ın maması, göt vereni.

Veee…
Dular 5,7555
Rast gitmiyor işler, beklentiler…
Oğlummmm…
Domal, domal ulan domal…
Rahatlat herifi!

Söyle… Doğru muyum yanlış mı? Banyo, tuvalet geldi. KOL ve BACAK gitti

Ayağımın üstüne basamıyorum, bu sefer çok fena…
Bu ev kısmetse biletecek…
Önderi de birlikte bitirecek!

Ankara’dan, Tayyipistandan en son havadisler…
Bilmem duydunuz mu?
Kanuni düzenleme, AKP usulü “adalet”
Bundan sonra…
Kim ekonomiyi kötülerse kanuni kovuşturma ile karşı karşı kalabilecek!

TAM ÖNDERE GÖRE…
Bu saatten sonra TABII ÖNCE EVLAT…
Ağırlık, EKONOMIDE…
Gerçeklerde!

Korkutarak susturacaklar akılları sıra…
Ne zamandan beri güneş balçık ile sıvanır oldu?

İmtina ettiğim…
Kimi gizemleri, Tayyipistan ekonomik gerçekleri…
Sözlerimi anlayana…
Yazdıklarımı okumakla kalmayıp üstünde düşünenlere…
Ama önce evlat, anla önce can sonra canan, MECBURUM O benim, benden olan yegâne varlığım…
Açıklayacağım, yazacağım. Sözüm söz…
Önder sözü!

Hatta hiç beklemeyelim…
Padişah efendimiz, hazretleri Amerika’da…
Göt yalamaya, eee…
Hep yalatmak olmaz, arada yalayacaksın ki…
Yalatabilesin!

15:05 / 13:05

Dolar 5,7506
Euro 6,3320
Çeyrek altın 444,21
DIKKAT
Borsa 104565