Bu ne IKI YÜZLÜLÜK???

Biliyorsunuz…
Çok uğraşıyorum Ozan Ceyhun’la…
Gıcık kaptım gıcık…
UNUTAMIYORUM BIR TÜRLÜ ne onu ne kimi başka kişileri…
Allah’ım bana, benim yanımda başkalarına…
Türkiye Cumhuriyeti hakkında söylemedikleri kalmamıştı…
Ağzım SADECE açık kaldı…
Çoğu zaman refleks hesabi “yutturmaya çalıştım” ona laflarını AMA her zaman bu mümkün olmadı.

Bademler…
İmamın oğlu, ne söyledi bilmiyorum, bademler götünü yırtıyor…
İyi ya, söylediyse, şikâyet ettiyse aleyhte…
Ya bu Ceyhun Türkiye Cumhuriyeti’ni…
Affedersiniz, bir kıyas, kaba saba…
İtin bir tarafına sokup sokup çıkardı…
AMA…
Ha bire Tayyip ekranlarında, bu ne iki yüzlülük böyle???

Diğerleri…
Cem, Sevim falan…
Bir şey diyemem, bilmiyorum, tanımıyorum…
AMA…
Benzer davranmamış olsalar buralarda O pozisyonlara gelmeleri…
NEREDEYSE IMKANSIZ!

Hatırlıyor musun PKK, sormuştum YPG’yi`?

Ne demişti, hatırla. Dün yine çok ciddi yayın kuruluşlarından birinde…
VE EVET…
PKK ve YPG’nin organik bir bağı var…
Kendileri söylüyor bunu kendileri…
AMA…
Demokraside olduğu gibi ki gerçekten düşünecek olursan YPG başka…
PKK başka!

Dur bakayım sormam lazım evlada, belki…
Yayınlamama izin verir çalışmasını…
Belki!

Çok güzel dile getirmiş demokrasiyi…
Ve yatayı, dikeyi…
Demokrasiyi, gerçeğini ve NEDEN bizim bu zibidiler ile bir türlü bir demokrasi olmayı beceremediğimizi.

Tabii ben sansürledikten sonra…
Varsın gelsinler çeyreğe, yürekleri varsa hesap sorsunlar benden…
AMA…
Bulaşmasınlar çoluk, çocuğa!

Çuvaldızı kendine…
İğneyi başkalarına!

Sonra…
Anlatım sana, herkese…
Ben ve siyaset, Almanya’da…
Neden ben Alman parlamentosunda değilim, bir eyalet parlamentosunda oturmuyorum…
Nem eksik bir Ceyhun’dan…
Dilse dil, bilgiyse bilgi…
AMA satmadım ne kendimi ne ilkelerimi…
NE…
Doğduğum veya doyduğum yeri. Bak okudum, henüz tam bitmedi…
Yanış dedim ya, at gözlüğü…
Düzetsem…
Evlada bir ihtimal, YOK ne ihtimali…
KESIN zarar veririm, istikbali!?

Senin, benim…
Bizim gibilerin “görevi” değil bu, neden mi…
Etimiz ne budumuz ne AMA Türkiye Cumhuriyeti Devletinin…
GÖREVI…
Hani nerede?
Lop et gibi hazırladım, yazdım dedim “sadece bu iddiaları çürütseniz, çürütebilirseniz”
Ermeni soykırımı iddiası…
Bir daha kimsenin ağzını açmaya cesareti olmaz…
Yapan…
İlgilenen var mı?

Evladımın istikbali ile oynayamam…
Ben bir çeyrek ne arkamızda ne yanımızda birisi var…
Ama YÜREKTEN TAKDIR ederim Perinçek’leri…
Ben bu halimle yapamam, yapıyorum yapabildiğimi…
Kendimce, çeyrek gibi!

Not; satmak…
Sert bir ifade, dümen suyuna gitmekde diyebiliriz…
Akıntı ile yüzmek…
BEN…
Doğruluğuna inandığım andan itibaren HEP akıntıya karşı yüzdüm…
HEP…
Iş hayatımda bile, orada bile…
Herkes gider Mersin’e, ben tersine…
Millet…
Giyer kış günü çorap, ben ise yaz!

Yok…
İnan yapamıyorum, ben…
YA-PA-MI-YOR-UM!

Evlat nöbetinde 65. Gün! Allah yardımcınız olsun, bir ihtimal düşüncesi bile korkunç. Ne yapıyorsunuz ya ne yapıyorsunuz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?

Can bu can, evlat…
Ha ora ha bura yazık değil mi bu canlara?

Dün izledim bir röportajda, bir Alman aile…
Alman, Alman…
Yok çakma Alman vatandaşı değil benim gibi, gerçeği…
Anadan dogma…
Biricik oğulları, normal bir çocukluk. Çekingen bir insan…
Gel zaman git zaman bir sabah uyanıyorlar ki oğulları Suriye’den telefon ediyor…
“Anne ben buradayım, YPG’ye katildim…”
Uzun bir sessizlik, şaşkınlık ardından anne soruyor oğluna, “niye?”
“Anne sıhhiyeci olarak buradayım, mutluyum, yârdim etmem lazım”
Altı ay kadar sonra yaralı olarak dönüyor Almanya’ya…
Tedavi ediliyor ve bir sabah yine yok ortalıkta, aylarca haber alamıyorlar…
Bir gün bir telefon, bir YPG’li…
“Oğlunuz öldü. TSK bombardımanında öldürüldü”

Ne dersin ne diyebilirsin?
Niye ölüyor bu çocuklar, gencecik canlar?
NIYE?

Mutlaka şu veya bu sebepler için milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Hakiki düşüncem şudur: Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, “ölmeyeceğiz” diye savaşa girebiliriz. Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir.

Mustafa Kemal Atatürk

Ben size söyleyeyim mi niye?
Çok söyledim, çok yazdım…
Bahane, her türlü gösterilen neden bahane…
Proved weapon, PARA bir nedense diğeri doğal kaynaklar!

😊

Fevzioğlu, Bilal oğlan, PKK – YPG falan

oku

Belki hatırlayan hatırlayacaktır, yazmıştım, sordum neyi paylaşamıyorsun(uz) diye

Allah…
Adını ne koyarsan koy, Ona ne dersen de…
O hepimizin…
Bir Atatürk, geçmişten geleceğe tüm gaziler, şehitler…
EVET bu ADI pezevenkler dahi ki iyi niyet ile demiş olalım bu vatani yönetmeye çalışan herkes…
Bu gökyüzü, bu toprak, bu deniz hepimizin değil mi?

Çoğunluk değil çoğulculuğun…
Bilmişliğin değil bilgeliğin yönetim şekli değil midir demokrasi?
Başkanlık sistemi, parlamenter sistem…
Doğrudan veya temsili demokrasi teferruatı…
Ne fark eder Alevi olsan, Hanefi, Sünni veya başka bir mezhep sahibi…
Vatan söz konusu, birlik, birliktelik söz konusu…
Neyi paylaşamıyorsun(uz) neyi?

Al bu sabah haberlerde konu oldu, iki kardeş…
Arazi kavgası, mal paylaşımı…
Bir hapse diğeri mezara…
Bu mu, bu mu yani???

Hmmm AMA çocuk ne yapsın? Tek taraflı görüşe sahip olan kaynaklar VE en kötüsü, madem tek taraflı bakıyorsun olaylara, at gözlüğünden… Bari gerçekçi ol gerçekçi! Aslında evladın çalışmasını temel alıp toplamda gerekli eklemeleri yaparak yayınlamak en güzeli olur AMA bunu böyle yapamam. Benim üstlenmem gerekir her türlü mesuliyeti, BENIM, evladın değil. Çocuk doğru bildiğini yazmış, eksik ve KISMEN yanlış

Bu tarih dediğin…
Gerçekten iki tarafı çok keskin bir kılıç…
Ve tabii bakış açısı, göreceli…
Çok önem veririm buna, haddinden, belki hak ettiğinden fazla bir önem, bir ehemmiyet…
TARAFSIZLIGA…
Acı olsa bile, acıtsa, kendi kendinin canini almak pahasına bile olsa…
Gerçekçi kalıp, tarafsız değerlendirmelerde bulanmak çok önemlidir.

ANCAK BÖYLE…
Her iki veya daha fazla tarafın güvenini, takdirini kazanır, sağlarsın ki…
Belki bir çözüme önayak olabilirsin. Bu sadece ülkenin demokratikleşme süreci ile ilgili bir tespit değildir, geçmiş ve geleceğimizle yakından ilgili bir süreç olacağına, olabileceğine olan inancım tamdır.

Sen „ne diyorsun ya sen ne diyorsun“, BAK Almanya “batıyor!”

Sağlık sigortasından mektup geldi, hanıma…
Açmış, çok fena kızdım çünkü çok geldi başıma…
Karışıyor başka kâğıtlar arasına, fabrika…
Unutulup gidiyor, herkesin görevi mesuliyeti…
Ya niye açtın?
“Eee bana gelmiş”
Ne olmuş gelmişse?
Allah, Allah ya ne olmuş sana gelmişse???

DIKKKAT…
Bunu yapan Almanya’nın başka gelen sağlık sigortası…
Kimi konularda fazladan para öderim, GÖNÜLLÜ…
Önemli olan lazım olduğunda olsun elimin altında!
NOKTA

Hepimizi yurtdışı için sigortalamıştım, eskiden çok gezerdik…
Avrupa kazan biz kepçe, artık…
Ama en başta geçip giden yaş, o kadar değil neredeyse hiç olmuyor…
Sigorta iptal edildi bildirimi, birde yazıyorlar tüm sigortalar için bu geçerli, kanuni düzenleme…
Özelle…
Elimden geldiği kadar devlet kurumlarına güvenirim, özelle değil…
Ama devlet (…!)

Bu sabah CEM…
EVET…
Cem dedi, Tayyipistan hükümeti gene dalavere peşinde, yükseltmişler kimi vergileri…
Diyor ki…
“Ne yapsınlar devletimizin elinde para kalmadı”
Az çalsınlar kardeşim, az çalsınlar…
Daha az yandaş yoldaş doyursunlar!

Bu zamanda, dünya yeni bir krize doğru yelken açtı.