Kızmayacağım, kızdıramazsın artık demedim mi?

Google…
Google Trends…
Var mı ötesi?

Hala anlamadıysanız; 30 $
Para…
Benim için bir araçtır, amaç değil!

Asla…
Kulu, kölesi olmadım. Kimseden çekinmedim, korkmadım…
Boynum…
Önce Allah sonra kul kanunları karşısında kıldan ince…
Eğmedim başımı, girmedim kimsenin g.tüne…
Yalamadım orasını burasını para, mevki, makam için…
Doğru bildiğimi her zaman söyledim, söyleyeceğim!

Gösterge, çizgili kısım nereye doğru gösteriyor?
Demedim mi dünya çapında AMA önemli olan Türkiye(!)
Dedim mi, demedim mi?
Uğraşma benimle kadın uğraşma…
Bırak bitsin, gitsin böyle, sen benim yüreğimde…
Ben senin kalbinde!


+

Türk Tabipler Birliği; İzmirlim sen çok yaşa

Eline, kalemine, sana, yüreğine sağlık İzmirlim, sen çok yaşa!
En içten saygılarımla

Önder Gürbüz


Türk Tabipler Birliği
1 Şubat 2018

Mesleğin doğuştan çekiciliği var.
Çocuğa sor, büyüyünce ne olacaksın?
“Doktor olacağım” der.
*
En gözde damat adayıdır.
Hemen herkes, kızını doktorla evlendirmek ister.
Kadınlarımız arasında “beni ne doktorlar istedi” diye başlayan atasözü bile vardır.
*
Şarkıdır.
Afrodizyaktır.
“Doktor civanım, seni istiyor canım.”
*
Küçük ilanların büyük vaatleridir.
“Doktordan satılık otomobil.”
“Doktordan satılık işyeri.”
Kullanılmışsa bile, doktorun kullanmış olması “kalite” göstergesidir.
“Doktora kiralık” ilanı da öyle.
Evini vereceksen doktora ver.
Temizdir en azından, eminsindir.
*
Meslek seçerken…
Kız verirken…
Kocaya varırken…
Otomobil alırken……
Ev kiralarken…
Doktor iyi.
Fikrini söylerse…
Şerefsiz doktor!
*
Asrın liderimiz mesela, safra kesesi ameliyatı yapabilir mi?
Böbrek nakli?
Pansuman bile yapamaz.
Bebeğin hastalansa, tedavi etmesi için Binali beye götürür müsün?
Var mı aramızda böyle bir gerizekalı?
*
Ama, çok sıradan bademcik ameliyatını yapabilen bir hekim, gayet güzel başbakanlık yapabilir.
Refik Saydam, hekimdi.
Sadi Irmak, hekimdi.
TBMM başkanı Mustafa Kalemli, hekimdi.
*
O halde… Reçeteye aspirin yazma yetkisi bile olmayan tiplerin hükümette en önemli makamlara gelmesini tehlikeli bulmuyorsun da, canını emanet ettiğin hekimlerin hükümetle alakalı fikir beyan etmesini mi sakıncalı buluyorsun?
*
Komada geliyorsun, bacağını kesiyor, damar çıkarıp, kalbine bağlıyor, gebermekten kurtuluyorsun. Geceyarısı ateşi kırka vuran evladını Azrail’in elinden alıyor. Kardeşinin hızara kaptırdığı parmağını yerine dikiyor. Beyin kanaması geçiren anneni hayata döndürüyor. Babanın katarakttan görmeyen gözünü gördürüyor. Eşinin kanserini erken yakalıyor. Sonra da sen çıkıp “hekimler devlet işlerinden benim anladığım kadar anlamaz, konuşmasınlar” diyorsun öyle mi?
*
Türk Tabipler Birliği başkanı olan profesör, İstanbul Üniversitesi rektörlüğü seçiminde en yüksek oyu aldı. Ezici çoğunlukla seçilen bu profesörün rektör olmasını engellediler. “Nuh’un cep telefonu vardı, gemisi nükleerdi, insansız hava aracı uçuruyordu” diyen arkadaşı, aynı İstanbul Üniversitesi’ne öğretim üyesi yaptılar.
Hükümetimizin Türk Tabipler Birliği konusunda mantıklı karar verdiğini düşünüyorsan, Nuh’un telefon numarasını versene bana?
*
Kafasında fesle dolaşan “tımarhanelik” herif, yandaş televizyonlara çıkıp devlet yönetimine dair her türlü fikrini söyleyebilecek, cumhurbaşkanı sarayında bilim adamı olarak ağırlanacak… Memleketin en önemli “psikiyatri” profesörlerinden biri olan Türk Tabipler Birliği başkanı fikrini söyleyemeyecek öyle mi?
*
Fikrini beğenmeyebilirsin.
Ben de senin fikrini beğenmiyorum.
Beğenmek zorunda mıyız?
*
Fikirse mesele… “Barutun kokusu düştü burnuma, dört bir yanı istiyorum dibinden patlatayım, adamlar gibi dağlara düşeyim, tutmak istiyorum Kürdistanımı, ya ölüm ya kurtuluş, artık savaş zamanıdır” diyen Şivan Perver’e “barış güvercini” muamelesi yapacaksınız, Akp mitinginde kürsüye çıkartacaksınız, düet yaptıracaksınız, çok duygulanıp ağlayacaksınız. Sonra da Türk Tabipler Birliği’ne “terörist seviciler” diyeceksiniz öyle mi?
*
“Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, hekimler olarak uyarıyoruz, her çatışma, her savaş, fiziksel ruhsal sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açar, büyük insani dramları beraberinde getirir” diyorlar.
Uyarmasınlar mı?
*
Onarılmaz sorunlara, insani dramlara yol açan bu çatışma ortamına “hatalı teşhisler” yüzünden sürüklenmedik mi?
Hekimlerimiz devlet işlerinden anlamadığı için mi oluyor bu işler?
*
Madem herkes hekimlerden daha iyi biliyor.
Bi teşhis ben koyayım bari.
Eğer, cehalet seviyesinde Avrupa şampiyonu olan bir ülke, sırf düşüncelerini söyledi diye hekimlerini hapse tıkmaya çalışıyorsa, o ülke hasta’dır.

http://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/turk-tabipler-birligi-2198008/

Maksat … Dostlar alışverişte görsün

Hani hep diyorum ya göstermelik…
Hani Kasımpaşa ayısı, Kasımpaşa kabadayısı…
Hani bilmiyorlar ne ettiklerini…
Hep diyorum hep anlatmaya çalışıyorum ya hani(!)

Bugün yaşadıklarımız…
Profesör-ü Badem Efendinin, stratejik derinliği…
Hani ulan Kahpedoğan, başkanlık sistemi gelince terör bitecekti?

Yine şehit…
Gerçek şehit…
Çakması, sokaklara çıkıp evlat boğazlayan, evladın gırtlağını kesen g.t kılı değil…
İlan-ı aşk edercesine, ilan edilen, edileni değil g.t kıllı şehitleri değil…
Özbeöz bu vatanın evlatları şehit olan…
Devlet dediğin, kurum ve kuruluşlarıyla, gözü ve kulağıyla vatan toprağının her milimetre karesindedir. Nadiren, istisnai durumlarda ihtiyaç duyar, gerek görür ihbara.

Devlet hastanelerinin genelinde ama ila özelde, acillerde…
Durum vahim, durum bir facia…
Rapor etti g.tün sözde muhalifi, Doğan medyasının bir kurumu…
Acillerde vaziyet tehlikeli durumda, anında…
G.tün sağlık bakanı duruma el koydu(!?)

Bu mudur yani…
Bu mudur sorumluluk, bu mudur devlet dediğin, yönetim, denetim…
Bu mudur kardeşim bu mudur, ülkede sözde darbe oluyor, enişteden haber alıyorlar…
Bu mudur, bu mu?

Adanalım

Ayrılmış olsak bile…
Yürekler bir gülümmm. Ve yine Allah bu…
Kader, kısmet, nasip. Allah yazmadıktan sonra olmaz, yazdıysa da (…)

Bilirim Türk kadınını…
Allah nasip etti İtalya’nı, İspanyol’u, Fransız’ı, Almanı…
Bir ilksin, birçok konuda bir ilk Adanalı…
Ve yine kulaktan dolma bilirim Anadolu kadının yiğitliğini, mertliğini, sadakatini.

Allah…
Türk kadını dediğimde…
Bana hep ülkemizin kıyı kısımlarını nasip etti…
Yazgım böyleymiş inatçı keçi!

Senin deyiminle yanımdakini…
Oturttum yanıma, verdim bir eline şarjörü, diğerine bir avuç mermi…
Öncesinde gösterdim tabii…
Doldur dedim şarjörü, doldur…
Doldur kadın doldur…
Öncesinde, ilk üç – dört defa, ilkinde üç, sonrasında beş, altı kurşunu şarjöre yerleştirebildi…
Gücü yetmedi papatyammm, gücü yetmedi…
Israr ettim, ısrarcı oldum sonunda 17 mermiden on beşini yerleştirmeyi başardı…
El alışkanlığı. Doğrusunu söylemek gerekirse son iki mermide ben bile zorlanıyorum.

Hep merak ettim seni, hep aklımdaydın. Acaba O kaçta kaçını yerleştirebilecekti?

Dedim ya Allah bu, bilemezsin ne yazdığını…
Bıçak bensem…
Sizler kınımsınız. Türkün kadını her daim her şeye hazır olmalı!

Bir çatışma esnasında mesela…
Türk kadını bilecek kendini savunmasını, bilecek anlıyor musun bilecek…
Yaptığından EMIN olacak!

Kuru talim, öğrettim tutmasını, silahı sökmesini, temizlemesini…
EMNIYET SISTEMLERINI…
Doğru nişan almasını, yâri otomatik silah bile olsa…
Seri atışı(!)

Bunu senin için hazırladım…
Teori, kuram yani…
Allah ikimizde nasip etmesin pratiğini!


indir

Benim durum değerlendirmelerim farklıdır

Bunun için eğitilmişimdir, bütünü görürken ayrıntıya dikkat etmek…
Bilişimciyim derken, sistem bilişimcisiyim. Daha iyi anlamanız açısından…
Asker vardır çarpışır, cephededir. Asker vardır komuta eder, kurmaydadır…
Planlar, düşünür, olasılıkları en ince ayrıntısına kadar dikkate almaya çalışır…
Söz konusu candır, vatan – millet, topraktır. Söz konusu olan kişisel verilerdir, maddiyat…
Her ikisiydim hem mesleki hem söz konusu vatan olduğunda…
Doğrudur askerlik yapmadım, kaza ama (…)
Uzun yıllar oluyor gerçi, çok uzun yıllar. Oturup adam gibi programladığımdan beri…
Vurgu adam gibide…
Yazılım ile uğraşan bilir noktanın, virgülün önemini.

Bilir bir noktanın yanlış yere konmasının sonuçlarını…
Emeğin heba olmasını, bilir yüzlerce, binlerce, yüz binlerce satır arasında yanlış aramanın zahmetini…
Zaman denilen faktörün ensende Azrail gibi dikilmesini, bilir çaresizliği…
Bilir, çok iyi bilir pes etmemesi, teslim olmaması gerektiğini!

İzliyorum, okuyorum…
Eğer yalanım varsa Allah bin bir türlü belamı versin, Türkiye’deyken, son birkaç günde aklıma düştü…
Yine Ermeni meselesi, yazacaktım bir iki kelime fırsat olmadı, biliyorsunuz geldiğimden beri nelerle uğraştığımı. Basın, yazılı olsun görsel basın olsun…
Oraya çıkan…
KOCA KOCA INSANLARI, entelektüel görünümlü entel – dantel geçinenleri…
Değerlendirmeleri, düşünce ve görüşleri, söyledikleri…
Allah’ım…
Beynimden vurulmuşa dönüyorum her seferinde…
Yok mu bunların içinde gerçek analizci?

En son kamuoyu araştırmaları…
Okumayan yüzde 75’lik bir kesim, Tayyip Silahlı Kuvvetlerine artan güven…
Terörden rahatsızmış milletimiz, EN BAŞTA FETÖ’den…
“Gel, gel bitsin bu hasret” diyen kimdi?
AKTÖ koca Türk milletine neler etti, kim yerleştirdi, izin verdi FETÖ’ye, Cumhurbaşkanlık makamına olan güven yüzde 56!!!

???

Lügat parçalıyorlar…
Gazel okuyorlar söz konusu AB(D), Fransa, İngiltere falan olunca…
Emperyalist diyorlar, sömürgeci diyorlar, işgalci deyip hop oturup hop kalkıyorlar (…)
İyide be kardeşim…
Sen bilmez misin tarihi, söyle bilmez misin?

ROMA…
Roma İmparatorluğu, askeri gücünü bırak bir tarafa…
Amerika, Fransa, İngiltere gibi, geç onları, geç…
Aç kitapları oku…
Oku ya oku, Romanın işgal ettiği birçok ülke uzun, çok uzun yıllar ses çıkarmadı, direnmedi, çare aramadı özgürlüğüne tekrar kavuşmak için.

NEDEN???

Çünkü Roma…
Gittiği yere medeniyet getirdi, yapılarıyla, han ve hamamlarıyla…
Adalet getirdi, hukuk dediğimiz. Biliyorsunuz değil mi?
Bugün bile birçok batılı ülkede en azından temel ilkeler açısından Roma Hukuku geçerli!

Biliyorsunuz değil mi çoğu zaman Latince terimler sarf ederim, nedeni, hala geçerli…
İngiltere…
Ulan sömürgeciliğin “Allah’ı”
Hala…
Gönülden bağlı, KENDI ÖZGÜR IRADELERIYLE 52 ülke İngiltere’ye bağlı…
Commonwealth of Nations dedikleri.

Neden ulan NEDENNN?

Yine Fransa…
Cezayir başta olmak üzere Afrika’nın birçok ülkesinde ve hatta Avrupa’da Fransızca…
Resmi dil olarak kullanılmakta…
Neden?

Neden kardeşim neden Amerika, neden?

Siz kimi kandırıyor, hangi aptalların gözünü boyuyorsunuz?

En son Almanya’nın Köln kentinde gördük…
Elde tam bir rakam olmamakla birlikte polisin tahminlerine göre 20 bin kişi TSK operasyonuna karşı gösteri yaptı!

Bugün itibarıyla 712 terörist etkisiz hale getirilmiş, etkisiz…
Yani ya öldürüldü veya tutuklandı. Ulan erkek gibi desenize geberttik!

BEN DEMIYORUM KARDEŞIM, BEN DEMIYORUM…
Alman basınından öğreniyoruz ki…
Tayyipistan, 2017 verilerine göre 4500 militan – sempatizan, Almanların kendisi ise 100 kadar YÜKSEK derecede yöneticiden söz etmekte ve yine…
Alman, Anayasa Koruma Kurumuna göre Almanya’da 14 bin “sempatizan” var(!)

Bu veriler sadece Almanya’ya ait…
Avrupa’da, Ortadoğu’da ne kadar var Allah bilir!?

Öldür, öldür bitmez…
Kaldı ki hangi çağda yaşıyoruz kardeşim, tavuk mu gırtlaklıyorsun?
İnsan bunlar, insan. Senin vatandaşın, kardeşin, akraban…
Öldürmek…
Çözüm mü bilmem?

Kürt kökenli dostlarım var, ne dostu ya?
Benim için kardeşten öte!

Hiç oturup dinledin mi dertlerini?
Hiç oturup, şöyle etraflıca bir muhabbet ettin mi?
Sen neysen…
Onlarda O, kimi kandırılmış – aldatılmış, kimi yanlış bir milliyetçilik anlayışıyla hareket etmekte…
Onlar bizi bilir, biz onları…
Rahmetli babamı kahveye yanıcı madde atmadan önce uyardılar, “Kadir ağabey, çık kahveden”
“Onların” ataları bizim atalar ile cephede somun paylaşmış, birbirimizden kız almış, kız vermişiz…
Sen kimi öldürüyorsun?
Madem bu kadar güçlü – kuvvetli, kudretlisin…
Bir “dünya liderisin”
Az çal ulan, az çal. Sadece yandaş – yoldaş kollama…
AK Saraylarda 1001 odada arz-ı endam etme, insanlarımızın sorunlarına çözüm bul!