1425

Yok rakamda yanılmadım, İstanbul’un fetihi, Amerika’nın keşfi ile falan ilgisi alakası yok…
RAKAM DOGRU
Tayyipistanı bilemem…
Beni silmiş olsanız bile ki gücüme gitti…
Ben…
Türkiye Cumhuriyeti’ni uyarmak, onu ve menfaatlerini düşündüğümü bildirmek isterim…
Görevimdir…
Sevgimin gereği!

Sarayevo kuşatmasını örnek gösterebiliriz…
1425 gün ölüm kusuldu…
1949 Cenevre anlaşması 17. Maddesi ve yine Lahey (HLKO) “kara savaşları usul & hukuku” 21. Maddesine göre beli başlı kurallara bağlıdır!
Geç kalmış, çok geç kalmış bir operasyon ile >>> haklı davamızda <<< hâksiz duruma düşmeyelim!

Bir Kasımpaşa ayısı…
Kör ve cahil bir cenah işgali altında olan ülkemizin dezavantajlı bir duruma düşmesini istemem!

Ne yazık ki sadece Almanca

https://rechtssachverstaendiger.de/wp-content/uploads/2017/04/hlko.pdf

http://www.ichr.de/files/Genfer-Abkommen-Zivilpersonen-0.518.51.de.pdf

Not: Bak unuttum yine…
Belge yok elimde, üşeniyorum şimdi aramaya…
Hatırladığım kadarıyla, devletler hukukuna (uluslararası hukuka) göre…
Kuşatma…
Çağdaş normlara, savaş usullerine uymamakta, bilgileriniz!

Bana öyle geliyor ki

Kara Mediha’m değil ama bu zibidiler beni k.çımdan kurşunlayacaklar!

😊

Ben kaçtım arkadaşlar…
Yok…
Allah’ın emriyle gidemem alan almış, satan satmış beni…
Allah rahatlık versin…
Allah bana bugünü de gösterdi ya artık ölsem de gam yemem…
En ufak bir şeyim yoktu tüm gün, en ufak…
Keşke hep böyle olsa!

Eğer önemli bir şey olmazsa yarına devam, inşallah Baraj konusuyla …!?

Yeni geldim, SAKIN ANLIYOR MUSUN SAKIN

Devlet değirmeni…
Bürokratik aparat dedikleri…
Değirmenin dişlileri ağır ağır döner…
Sakın arasında kalma, seni över!

İş hayatına atıldığım bir günden beri…
Bir ayağım hapisteydi…
Dedim ya bilişimciyim, bildiğin tiplerden değilim, konumum, görevlerim gereği…
Bir ayak otomatiğe bağlamış, demir parmaklıkları izlerken, dışarıdan dışarından…
Diğeri…
Çokça girip çıkmıştır mahpushaneye(!)

Yargılanmadım, hüküm giymedim…
Başkacaydı girip çıkmamın nedenleri, Allah kimseleri düşürmesin…
Dert verip derman aratmasın, kapılara…
O kapılara ne hastane ne hapishane kapılarına baktırmasın.

Çok şükür meslek hayatim sona erdi…
Tehlike geçti…
Ulan it, rahat g.tüne mi battı, insanlık denilen sana mi kaldı?

Oma…
Almanya…
Kanunlar, nizam yani düzen denilen…
Ve insan…
Ve vicdan…
Ve dişliler arsında kaldı katılacak olan ben…
Dedim ya kendimi kolay kolay ezdirmem, sildirmem…
Silinmedim, üstüm çizilmeye başladı…
Sen, sen ol bulaşma, karışma âleme…
İnsan kal ama insanlık yapmaya kalkma…
Canından cansa, kanından kan sesiz şeytanı oynama…
Hele anaysa, baba, evlat veya bacı…
Sahiplen, maddi ve manevi arka çık, yedir, içir, bak elinden geldiği kadar…
Ama kan bağın yoksa ve bebe değilse karışma, bulaşma!

Allah, anlıyor musun Allah…
Ben ona sığındım, inandıramam kulu, gelir başa, gelecek olan…
Kimsenin tavuğuna kış bile demem ama bela ama dert hem de öyle böyle olmayan cinsten gelir bulur beni. Bu omuzlar çöktü…
Bu bel büküldü…
Ben ettim eşekli, ben ettim sen etme, aynaya bakabiliyorum, utanmıyorum kendimden AMA inandıramam, insan eti insana ağır gelir, bir ana bir baba yedi evlada bakmış ama yedi evlat bir anaya, bir babaya bakamamış!

Dedim mi demedim mi?

Ailemden bildim, kendimden, milletim dedim…
Dedim ama…
Ren nehri kıyılarına bile kar yağarsa…
Anla…
Kış sert geçecek…
Neler neler demedim, neler neler anlatmadım sizlere…
Anlatamadım derdimi…
Felaket geliyorum der, diyor, dedi, diyecek…
Gören göz, his eden yürek ve eksi iki buçuk gram akil ister…
Yeter de YETER!

Yok ya ben belimi doğrultamam, şimdi ya şimdi

Beş dakika öncesi…
Ali geldi, elinde felaket haberi, resmi bir belge…
İnanır mısınız, o kadar bıktım ki…
Eksi iki buçuk gram akılla ben hangi birine yetişeceğim?
Gücüm kalmadı…
Tükendim!

İnanın…
Allah inandırsın, üzerimdeki maddi manevi baskı…
Psikolojik yoğunluk…
Her türlü dayanma gücünü aştı!

Birde bu yoğunluk ve dur durak bilmezcesine dert kümeleri aşıyor beni…
Ayaktayım…
Bakalım ne zamana kadar…
Ne moral kaldı ne istek…
Doğrultamam kendimi, doğrultamam…
Beni paklarsa ancak mezar paklar!

Ya ben yaptığımı boşuna yapmıyorum

Demişti, açgözlüsün…
Yedekleme…
En büyük hayalim…
😊
Bir sağımda, diğeri solumda. Ben ortada…
Bir tarafımda “yanımdaki” diğerinde sevdiceğim…
Sıcacık…
Ohhh, gel keyfim gel!

Gerçekten kardeşim donacağız…
Tombik hatunları sevmem AMA…
Bakınca hava durumuna (…)
Gel de yedekleme!!! “Erkek adam” doyar mı kadına?

Rahmetli babama demiştim, çaktırmadan evlenme niyetindeydim, duyuracaktım ona…
Babaaa…
“Efendim?”
Baba, ben geceleri üşüyorum(!)
Tabii hemen çaktı vaziyeti…
“Oğlum, elektrikli battaniye alayım sana!”

Eksi 20 derece

Gerçek fakirlik nedir bilir misiniz?

Çok şükür…
Yuvarlanıp gidiyoruz. Bizden kötü durumda nice insan var…
ETRAFIMDA…
İşler durma noktamsında, önceleri dedim kendime acaba müşteri mi kaybettik…
Bakıyorum etrafıma…
Eskiden çok eskiden tek dükkândık, sekiz olduk…
Eski müşterilerin çoğu vefat etti, çok şükür halimize…
Bakıyorum, görüyorum bir Cent ya bir Cent benzin ucuzladı diye koca koca kuyruklar…
Dün…
Haberlerden geçti, Almanlar marka almıyormuş artık…
Ne giyimi kardeşim?
Yiyecek, yiyecek…
Adamlar görmemiş ki, yaşamamışlar böylesini, hükümet kurulamıyor…
SIYASETÇI!

Korkuyorlar…
Dünyanın en zengin ülkelerinden birinde gelecek korkusu…
Dün…
Yine ölen bebeler, Suriye’de…
İktidar hırsı, para, para ve güç…
Ne uğruna ölüyor insancıklar, aç kalıyorlar?

Hep derim Allah’ın sevgili kuluyum, biliyorum ya biliyorum, EMINIM…
Bu “parasızlıkta”, güvensizlik ortamında Tayyipistan yolu gözüktü yine, yok bana değil…
İçimizden birine, zorunluluk, mecburiyet. Ben MAVI KART SORUNUNU ÇÖZEMEDIM KI GIDEYIM…
Biletler, 660 ve üzeri. Yok Tayyip Lirası değil Euro, Euro…
Hemen, acilen, ekspres…
Allah yârdim etti, buldum gidiş – geliş 210 kâğıda.

Gerçek fakirlik kardeşim, gerçeği…
Madden, yani kendi veya daha fecisi sevdiklerinin yiyecek ekmek bulamaması…
Bir o kadar kötüsü…
Fakirsin kardeşim, kül fakiri…
Manen yani…
Bilmezsen, fark edemiyorsan senin sırtından geçinen açık gözleri!

Allah…
Yüce Mevla’m hepimizin, evlatlarımızın, Mehmetçiklerimizin yâr ve yoldaşı olsun…
Korusun, korusun hepimizi!

Sitemden indirilen dosya sayısı bir ayda 200 bini geçti

Ve bir ILK…
Dünyanın dört tarafından, dört bir taraftan…
Dün itibarıyla, 20 günde 2141 yerinden giriş yapılmış siteme…
Allah bereket versin diyesim var…
INAN…
Para kazanmak için bu kadar gayret gösterseydim, şimdiye köşeydim!

Teşekkür ederim dostlar…
Ne Recep’e ne Tayyip’e ne Erdoğan’a güven…
Ne Kemal Kılıçdaroğluna…
Hele hele O ne olduğu belirsize, beni ilgilendirmez kimsenin cinsel hayati AMA…
Aklıma gelmiyor değil, eşcinsel midir nedir, Uzan stratejisi olabilir…
Kesin ya kesin, eminim önceki tutumu ile bugünü kıyasladığımda…
Bir şeyler var, var, olmaması imkânsız…
Ama ne?
AK Sarayın, O batasıca külliyenin bahçesine…
GÜVENME…
Bana bile, neticede insanız…
Anamızdan çiğ süt emmişiz, HEPIMIZ…
Nestle ile Milupa ile büyümedik…
Demem o ki kendine güven kardeşim kendine, Atatürk’ün dediği gibi damarlarında akan asil kana…
İnanma, kanma şerefsizlere, soysuzlara.

Dostsan, hoş geldin sefa getirdin

Başımın üstünde yerin var…
Yok…
Yandaşsan, yalaka, yalamaaa…
Ve amacın beni korkutmaksa…
Korkmuyorum sizlerden…
Bir kuru can…
Zaten çıksın diye bakıyorum, çıkmıyor bir türlü…
Ne yapacaksın?
Silecek misin beni yer yüzünden sistemden sildiğin gibi…
Evladım kimler denemedi ki?
Ben kendimi öyle kolay kolay sildirmem!!!

Baktılar tipi bozuk…
Erkek demeye milyon şahit lazım, ayakta bile duramayan bir çeyrek…
Neredeyse hepsini…
Çıktıkları yere geri soktum, geriye, en dibe!

Senin arkanda TayyIT varsa…
Benim arkamda önce Allah sonra sevdiklerim var…
Yok öyle iyi gün dostu değiller, para canlısı, menfaatperest…
BANA…
Yürekten bağlı insanlar, bende onlara, aramızda gönül bağı var gönül bağı…
Gittiğimiz, tutturduğumuz yol sizlerde olduğu gibi para ile döşenmemiş…
Yok yol üstü ayakkabı kutuları()
Taşlı, meşakkatli, zor, kan ve gözyaşı…
Atatürk ilke ve inkılapları…
Aydınlatır bu ince ve uzun yolu, sonunda, yolun sonunda bekler şehadet şerbetini içmiş şehitler bizi…
Aldatmayız, kandırmayız sizler gibi milleti…
Namus biliriz sınırlarımızı, kadınımız gibi görürüz, kıskanırız onu, el üstünde tutarız…
Sizlerin yaptığı gibi kevgire çevirmedik, çiğnetmedik kimseye, her isteyen girip çıksın diye…
Karaköy genelevi yaptınız memleketi, Kasımpaşa tımarhanesi…
Namus bildik, namus…
Can verdik can aldık namusumuz için, yetimin, öksüzün hakkını yemedik…
Satmadık, pazarlamadık millet malını…
Peşkeş çekmedik kimseye pezevenk gibi…
Korkmuyorum, anladınız mi beni korkmuyorum, korkutamazsınız beni!