Épistémologie

Kesin olan…
Benim sinirler iyice gitti, hala kendimi toparlayamıyorum…
Korku…
Kendime güvenimi yitirdim, güç – kuvvet meselesi…
Ya elimi ayağımı çekeceğim her türlü konudan, en başta sevdiklerimden…
Veya gideceğim “adam akıllı” bir deli doktoruna…
Tımarhaneye…
Tımar edilmeye!

Gel de yaz, kafam DUMAN. Eve geldim

Felç geçirecektim…
Savcılıktan mektup gelmiş, bana, benim adıma…
Hem de ne yüzden biliyor musunuz?
Aklımı oynatacaktım ya…
Dolandırıcılıktan(!)

Böyle polis, savcılık, mahkeme gibi yerlerden bir mektup geldi mi benim elim ayağım karışır…
Öyle yüksek sesle bağırmış olmalıyım ki koşa koşa hanim geldi yanıma…
“Ne oluyor Önder?”
Ya ben kimi dolandırdım???

Aldı kâğıdı elimden, o da heyecandan doğru okumamış olmalı…
Elim ayağım zangır zangır titriyor. Alışık değilim ben olayım, ailemden birisi olsun…
Adımıza böyle şeyler gelsin.

Meğer…
Şikâyetçi benmişim…
2016 yılından…
Bu ne ya, bu ne???
Ben niye birisini dolandırıcımla itam edeyim, gidip polise şikâyet edeyim?
Adetim değildir şikâyet etmek, kendi işimi kendim hal ederim…
Ya arkadaş ne büyük başım var benim?

Yeminle…
Allah inandırsın, hala elim ayağım titriyor!
Dolandırıcılık ya, Allah korusun, Allah yazdıysa bozsun.

Ben ne bileyim, düşünemedim

Jack…
Dört aylık oldu…
Her gün yürümeye çıkarıyorum. Gittik gezmeye…
Buraları cennetten bir köşe…
Bir kentte yaşamam mümkün değil, imkânsız…
Tabiat…
Olabildiğince yeşillik, hayvanlar. Kuzular, koyunlar, inekler…
Keçiler…
Atlar ve eşekler…
Eşeklerden bir korktu…
Aklı gitti hayvanın. Sanki anasıyım, girdi bacaklarımın arasına, uzattı başını öne, bakıyor eşeklere…
Görülmeye değerdi, bilseydim kameraya çekerdim.

izle

izle

Dükkânın arkası, birkaç yüz metre…
Doğru yeşilliklerin içendesin. O küçücük dere diyeceğim…
Adı Aar…
Aslında “sicim gibi”…
Tertemiz bir su, dağlardan geliyor. İçinde balıklar ve daha da önemlisi…
Yengeçler, bu tür yengeç sadece temiz suda yaşar. Çok hassas bir canlı, uzat başını doğrudan derede iç yani!

Balıkların…
Başka canlıların içinde seviştiği şeyi iç içebilirsen tabii…
😊

Şaka bir yana, bir şehirde yaşayabileceğimi sanmıyorum. Bu yüzden…
Bu yüzden ata toprağına, sadece bu yüzden!

Evladın cici annesi, isim meselesi

Iki gün öncesi kadınları yemeğe çıkardım…
Ne zamandan beri gitmiyorduk, iyi oldu…
Çok iyi oldu!

Bir kredi kartı şirketinin reklamıdır, uzun yıllar kullandı:
“Bezahle mit deinem guten Namen”

İsmime çok önem veririm…
Bir erkeğin ismini ya kendisi veya koluna taktığı batırır…
Kendi ahlaksızlığı, namussuzluğu, güvenirliksizliği…
Kadın…
Kadın kardeşim rezilde, vezirde eder erkeği!

Oğlumun öğretmeni, evladın üçüncü annesi…
Şimdilerde yeğenlerimin eğitmeni…
Allah razı olsun kadından, ailemden biri…
Kıskanmak yok, darılmak alınmak…
Haremim başka, kadınım, hatunum…
Avradım…
Ailemin kadınları başka…
😊

İnanan çok şey borçluyuz ona, ne zamandan beri istiyordum…
Söyle etraflıca bir yemeğe çıkarmayı, kısmet o güneymiş…
Var mı evlatların eğitiminden daha değerlisi?

Biliyorum…
Kabul etmeyecek, hanim ödemeye kalksa yine tiyatro…
Yok sen ödeyeceksin yok ben…
Bir sürü tiyatro…
Benim gitmem gerekti, kulübe oradan başka bir yere. Dükkânı kapattık çıktık yemeğe…
Hangi restorana gideceğimizi öncesinden kararlaştırmıştık, sorum burayı dediler…
Ben çıktım onlardan öncesi, iki kadın sonradan geldiler…
Tanınıyorum, tanınıyoruz…
Gittim sahibine dedim misafirim gelecek ben önceden çıkmam lazım, idare et…
Ben yarına gelir öderim parasını…
Dedi yarına kapalıyız. İyi dedim o zaman perşembe…
Yedik içtik…
Bugün gittim ödedim parasını.

Keza eczane…
Diğer TÜM ilaçların yani sıra almam gerek her gün bir şeker ilacı…
>>> İki gram <<<
Doktor izindeydi ilaç bitmişti, gittim eczaneye dedim böyle böyle…
İlaç bilmem kaç yüz Euro…
Trak…
Koydu masaya, reçeteyi sonra getirirsin dedi.

Bunu yapan Alman kardeşim Alman…
Anla yani…
Bak dolar 6,59…
Euro 7,67…
Güven…
Gitti mi gitti!

Bir erkeğin, bir insanın ismi…
Adı kardeşim adı, adı, sanı!

Palestinian right of return

Nerede kalmıştık?
Arapların I. saldırısında…
Hani hep diyorum ya…
Birincisi…
Araplara güvenme, tarihlerine bak, öğren VE bana HAK VER…
Tarih boyunca kendi aralarındaki didişmeden bana ne AMA…
Arkadaş ama sen birisiyle giriyorsan bir alyansa, yani kısa, orta veya uzun vadeli bir iş birliğine…
Hangi > erkeklik < kitabında yazar yarı yolda bırakmak, birden bire saf değiştirmek?
Ve bunu çok yaptılar tarihleri boyunca!

İkincisi…
BUNU KABUL EDECEKSIN…
NOKTA…
Ya insan…
Ve menfaatleri söz konusu olunca çoğu zaman akan sular durur…
Ve toplumlar ve devletler insanlardan oluşur!

Saldırdılar saldırmasına ama Ürdün kendi hesapları peşinde…
Gizliden gizliye…
Anlayacağın “birliğin” içende başından çürük bir elma…
Çürük ne yapar sepetin içinde?
Diğerlerini de çürütür!
NOKTA

Bir elin nesi iki elin sesi var değil mi?
Birlik kardeşim birlik VE dirlik karşısında sana Allah’tan başka…
Kimse dokunamaz, seni bölüp bölüştüremez…
Bakınız tarihimize…
Göçebe…
Ama geldi mi boylar bir araya, mesela Osman Gazi bunu başardı…
Örneğin Atatürk’ün önderliğinde…
Ne yaptı bu millet?
Şahlandı, aygırı…
Kısrağı ve tayı yol aldı, azgın bir sel gibi her şeyi önüne katı…
Evet, bu da tarihi bir gerçek!

Söyle…
Cevap ver bana bu dünyada kaç devlet imparatorluk kurabildi…
Ve Türkler bu devletler arasında mı?
Amaaa…
Akıl ama bilgi ama öngörü…
Ama düşünme yetisi(!)

DIKKAT, bu satırlara dikkat et…
Tabii birlik, dirlik olmayınca sonuç ne olabilir?
HEZIMET!

Bırak Arapların…
Israil oğullarının bu topraklarda var olma haklarını tanımamalarını bir tarafa…
Bu adamlar gökten zembille inmediler, oradaydılar…
Hep orada, Araplarla birlikte…
Birleşmiş Milletler, alınan ortak kararlar ki sen karşındakinle anlaşamazsan kardeşim…
Hak – hukuktan onlara ne?
Bir başkası girer araya…
Tam sırası, şimdi annemi aradım, bak ne anlatacağım sana ki anla…
Wiesbaden’deydim, işlerim vardı. Annem aramış bu arada, sesi heyecanlı, morali bozukmuş…
Anlatmamış hanıma, “Önder beni arasın” demiş…
İster inan ister inanma, ben 53 yaşındayım…
Annem 73…
Ben ona, O bana danışmadan neredeyse hiçbir karar almayız…
Akıl akıldan üstündür değil mi?
Komşumuz Izmir Foça’da, kampta…
Kuzen…
Cüneyt ailesiyle birlikte misafir komşumuza(!)

Rahmetli babam hep dermiş anneme…
“Mediha yaşıyorum, bir kocan var, bekle ben ölünce herkes çalışacak sana koca olmaya!”

### IYI düşün bu cümleyi, pisliğe çekme. Çok iyi düşün ne demek istedi rahmetli? ###

Kadın olmak her zaman dediğim gibi zor zanaat, fark etmez milleti, soyu, sopu…
Komşumuz yana yakıla, yalvara yalvara ikna etmiş annemi, gidecekler teyzemle birlikte yanlarına…
Kampa…
Dayımla konuşmuş bu sabah annem, ağabeyi ile…
Öf kıyametleri koparmış, telefonu yüzüne kapamış…
Gidemezsiniz, gitmemelisiniz diye…
Neden böyle bir şey yaptı bilmiyorum…
Birincisi karşısında 73 yaşında bir kadın, çoluk – çocuk sahibi VE inan…
Benim diyen erkeği cebinden, YOK bir kez değil defalarca çıkaran bir insan…
İkincisi ben varım değil mi?
Olmadı kardeşim, kız kardeşim…
Nasıl şikâyet ediyor annem, herkes işlerine karışmaya çalışıyormuş…
Kendimi bir b.k sandığımdan değil, ben yanında olsam yapamazlar!

Evet…
Babam çok haklı…
Kadın >her yerde, her ortamda ciddiye alınmayıp, reşit bir insan olarak görülmediği gibi<
Kendi kaderini, geleceğini tayin etmekten aciz, düşüncesiz toplumlarda yönetilmeye…
Yönlendirilmeye mahkumdur kardeşim.

Bu aradan sonra devam edelim…
Kısadan keseceğim ki esas meseleye gelebileyim…
1949 yılında bir barış anlaşması imzalanır ve Israil bu anlaşma ile >>> güvenlik gerekçesiyle ki HAKKLI <<< Filistin’in büyük bir bölümünü (yaklaşık yüze 75) içine alacak şekilde kendi alanını üçte bir oranında büyütür.

Ne demiştim sözlerime başladığımda?
Başta Tevrat, İncil ve Kur’an-ı Kerim olmak üzere…
Allah vaat etmiş toprağı ve yine ne dedim saldıran, saldırıya uğrayan…
Hak, hak, hukuk…
Evrensel kabul gören ve bilindiği gibi tarihi kazananlar yazar…
Hatırla!

Ve…
Bu böyle devam eder…
Biri saldırır biri savunur kendini…
Söz verdiğim için değinmiş olayım, başlığı öyle attım çünkü…
Bildiğini tahmin etmiyorum bu yüzden değinmiş olayım bari…
Gazze ve West Bank (Batı Şeria) dediklerinin arasındaki en önemli fark güvenliği…
Yaşana bilirliği…
NEDENI, Hamas kardeşim. Gazzeye Hamas hakim…
DINCI!

Sen…
PKK’nin hâkim olduğu bir yere gereken önemi verir misin?
Yukarıda belirmiş olduğum oranlara lütfen dikkat edin…
Israil kendi sınırlarını üçte bir oranında büyütürken Filistin’in %75 kontrolü altında tutma hakki kazanıyor AMA acı olan nedir biliyor musunuz?

SÖZDE dost, din kardeşi…
Kardeş ulan kardeş, din kardeşlerinden Ürdün…
Filistin’in üçte birini kendi kontrolüne geçiriyor, yeter mi?
Din kardeşi ya “Müslüman”
Mısır sahil şeridini ilhak ediyor demeyelim, kontrol hakki kazanıyor AMAAAAAAAAAAAAAAA…
Kazığın büyüğü Filistinlilere şu şekilde atılıyor…
Kudüs…
Musevi ve Ürdünlüler arasında paylaşılıyor!

Doğusu Ürdün’e gerisi Israil’e…
Ürdün…
Ayrıca kendi milli sınırları içinde gördüğü Batı Şeria’yı yine kendi bünyesine dahil etmeye çalışıyordu (hani dedim ya gizli gizli) Bu durum anlaşılınca ki çıktı sonunda meydana…
Öncelikle Mısır, ardından Suriye bu durumu önlemenin çarelerine başvurmaya başladılar…
Yani Araplar…
“Israil’i bıraktı” it dalaşına tutuldu.

Bu durumdan yaklaşık 750 bin Filistinli etkilendi…
Göç etmek durumunda kaldı…
Ve yine bu rakama yakın Israil’i o güne kadar yaşadıkları Arap topraklarını terk etmek zorunda kaldı…
Dikkati nazarınıza şayan…
Karşılıklı, yani sadece Filistinli göçebe durumuna düşmedi, İsraillide yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldı. BU DURUMDAN…
Bademler, dinciler pek söz etmeyi sevmezler…
Neden acaba?

Kurtuluş savaşından sonra…
Türk – Yunan durumuna benzer bir yaklaşım, benzer bir uygulama.

Tahmin edebileceğiniz gibi bu kadar teferruatlı anlatmamın bir sebebi var…
Eğer tüm bunları bilmezseniz…
Yanılırsınız, sizi çok kolay yanıltılırlar bir…
YÖNLENDIRIRLER…
İkincisi…
Kıbrıs gibi bir olayı ve daha anlatacaklarımı anlamanız, kavramanız mümkün olmayabilir!

Devam edecek…