### Mutlaka izle ###

izle

Melek, gerçekten bir melek…
Allah yolunu açık etsin, korusun…
O kadıncağız, INANIYORUM ona…
O…
Allah yolunda!

Kadın olmak zor zanaat…
Artık sadece kendim için var olacağım demek…
Bir erkek için imkânsız, değilse ahlaksız değilse yüreksiz…
Varsa sevdikleri, değer verdikleri!

bunu da OKU, sahtekar, utanmaz!

😊

Dedim demeyi sevmem ama ne dedim sana?
Ateşime değen iflah olmaz bir daha…
Tecrübelerle sabit gülüsü, tecrübelerle sabit…
Eğer niyetim değilse bedene dokunmak, sevdiyse yürek…
Önce hafif dokunuşlarla…
Belli belirsiz değerim ruha.

Ilık bir meltem gibi sarar sarmalarım…
Alırım kanatlarımın altına…
O kadın, O insan yarsa, yarense bana…
İflah olmaz bir daha!

Bu yürek…
Unutur mu son göz ağrısını, bir tanesini…
Gül yüzlüyü?
Söyle unutur, unutabilir mi?

Amannn kadın…
Allah gülüm, Allah…
Felek…
Kimine kavun kimine kelek…
Bu…
Maalesef bir gerçek.

Bak ne diyeceğim sana…
Haberleri dinledin mi?
Artık klasik belediyecilik dönemi bitti…
Yeraltı belediyeciliği, altyapı…
Artık…
Gönüllerin belediyeciliği başlayacakmış…
Bak sen…
Ne diyorum biliyor musun?
Bekle bir dahaki yağmuru, seli…
Bu millet çamura batmış kadın, gırtlağına kadar çamura…
Alamıyor başını keneften, çıkaramıyor kendini…
Ben niye bu kadar yazıyor, anlatmaya çalışıyorum bilmem ki?

Yarın…
Yarını bekliyorum, ona göre alacağım biletimi…
Duydun mu dün tutuklattılar Bulgaristan’da yine Türk asılı bir Alman vatandaşını…
Gitmem lazım, heriflere bak ya…
Anla…
Valide dört kardeş, artı bir…
Benim için üvey değil, severim, çok severim kendisini…
Her biri, Allah geçinden versin, Allah korusun…
Bir ayak ile mezarda, galiba, doğru hatırlıyorsam en genci 63 yaşında…
>>> ALTINCI kardeş çıktı iyi mi? <<<

UNUTMA…
Orası Tayyipistan, bunu sakın unutma…
Yokkkk…
Gayri meşru değil, haybeden…
Osmanlı arşivi çalışanı…
“Kurtarım evinizi, arsaları, tarlaları AMA beni “beşinci” kardeş yaparsanız” demekteymiş iyi mi?
SÖYLE, cevap ver kadın…
Bir hukuk devletinde, değilse bir kabile…
Böyle bir şey olur mu, olabilir mi?
Söyle!

Görmüş kuzen belgeleri, görmüş mühürleri…
Gideceğim ama…
Galiba boşuna!

Diyemem kadın diyemem…
Ben yiyemedim sen ye diyemem Tayyip’e…
Ooo…
Pezevenge!

Allah rahatlık versin, sağlık, mutluluk…
Bereket…
Sana, sevdiklerine…
Hepinize, herkese!

En kötüsü ne biliyor musun?
Bıktım koşturmaktan, her şey bende, her şey!

Mezarlıklar genel müdürü

Ben…
Oma’dan geliyorum, çiçeklerini tazeledim…
Ölmüşlerim…
Ben, benden olan. Köy mezarlığı, her köyün kendi mezarlığı. Üç beş köy bir arada ediyor Taunusstein.

Bir görsen…
İmrenirsin, vallahi billahi hemen oracıkta kıvrılasın gelir…
Tertemiz, mis gibi. Yemyeşil, çiçek bahçesi.

Türkiye…
Hiç sorma, son yıllarda başlandı bir nebze düzenlenmeye…
Ne ölüye ne diriye!

Euro 7,70 dolar 6,63

Sayın Çölaşan, çok değer verdiğim, görüşlerine saygı duyduğum bir gazetecisiniz

AMA…
Yazınızın ilk bölümündeki görüşlerinize muhalefet şerhi koymak isterim…
Şöyle ki…
Asimilasyon diye bir kavram var genelde sosyolojide kullanılır ancak psikolojide de yeri vardır…
Etnisitesi ayrı bir gurubun bütünün içinde açılması, bazen zorbalıkla. Asimilasyon…
Örneğin Bulgaristan …
Ve yine psikolojide W. Wundt’un ortaya koyduğu bir kuram, yok aslında kuramdan öte bir gerçek…
Bilinç ile ilgili, bilinç ile bilinci biçimlendirilerek, biçimlenmesi. Kısacası yeni, farklı bir bilincin oluşması. Bu konunun uzmanları sırasıyla Ruslar, Çinliler ve Amerikalılardır efendim.
Bu açıdan ve bu bilgi ışığında…
Türki Cumhuriyetler konusunda söylediklerinizi tekrar değerlendireceğinizi umarım. Buna rağmen…
Özellikle Kıbrıs konusunda söyledikleriniz kısmen doğrudur…
ANCAK…
Kendisi himmete muhtaç dede, nerede kaldı gayrıya himmet ede?

Lafla ne peynir gemisi yürür ki bu AKP öncesi de böyleydi, AKP ile zirve yaptı…
Ne >>> ağabey<<< konumuna bürünnünülüne bilinir (öf be bu ne ya 😊 ) !

Ne demiş atalar?
Önce can sonra canan!

Şu bizim “Türk” dünyası

Sevgili okurlarım, coğrafi olarak Türkiye’den oldukça uzakta, Orta Asya’da kurulu bazı devletler var.
Biz bunlara “Türkî Cumhuriyetler” ya da “Türk devletleri” diyoruz.
Kazakistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan vesaire…
Fakat gelin görün ki, Azerbaycan dışında bunların hiçbirinin ana dili Türkçe değil.
Bazıları yarım yamalak Türkçe biliyor olsa bile aralarında konuştukları dil genelde ya kendi dilleri, ya da çoğunlukla Rusça.
Aralarındaki resmi yazışmalar Türkçe değil, Rusça veya kendi dillerinde yapılıyor.
Hemen hepsi Rus kültürünün egemenliği altında yaşıyor.
Bazıları zengin, bazıları fakir.
Hemen hepsi despot yönetimler tarafından yönetiliyor.
Hiçbirinde demokrasi falan aramayın, bulamazsınız.
Rus kültürü onları silindir gibi ezip geçmiştir.
Aralarında en büyüğü ve en güçlüsü olan Kazakistan’a bakın…
Ahalisinin çoğunun ismi Rusçadır.
★★★
Eeee, o zaman nasıl oluyor da bunlara Türk devletleri deniliyor.
Kökenleri Türk, tamam yani…
Ama günümüzde bir teraziye vursak, acaba bunlar ne ölçüde “Türk”!
İşin ilginç yanı, bu hükümetlerin bir bölümü ne yazık ki Türkiye’nin dostu falan değil.
Ülkelerinde iş yapan Türk şirketlerine, ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşlarına her türlü güçlüğü çıkarmaktan çekinmezler.
★★★
Bakınız, Akdeniz’in ortasında KKTC diye bir devlet var.
Tamamı Türk ve Müslümanlardan oluşan küçük bir devlet.
Hıristiyan dünyasının ambargosu altında inim inim inliyor.
O Türk devletini bizden başka tanıyan yok!
O halde nerede o bizim “Türk Cumhuriyetleri”?
Bırakın tanımayı falan bir yana, bugüne kadar onların ağzından KKTC ile ilgili bir tek cümle duymadık.
Diyelim ki KKTC’yi adam yerine koymuyorlar, iyi de Türkiye’nin bir hatırı yok mu o sözde Türk kardeşlerimizin indinde?
Bu söylediklerime Azerbaycan dahildir.
Bir millet iki devletmiş!
Hadi canım, sen de!
★★★
Son olarak birkaç gün önce Kırgızistan’da devlet başkanlarını bir araya getiren Türk Konseyi toplandı…
Türkiye’yi her zaman olduğu gibi Recep Bey temsil etti.
Yuvarlak masanın çevresine oturdular, herkes kendine göre nutuk attı.
Recep Bey konuşuyordu:
“Aramızdaki ticaretten, alım satımlardan doları çıkaralım.”
Peki ne yapalım?
“Kendi para birimlerimizi kullanalım!”
★★★
Recep Bey yönetimi yükselen döviz kurlarıyla baş edemeyince nutuk atmaya soyundu:
“Dünyada zaten doların önemi kalmadı. Bütün ülkeler doları ve Euro’yu bir kenara bıraksın, dış ticaretimizi kendi para birimlerimiz üzerinden yapalım!”
Olmayacak duaya amin dediklerini kendileri de biliyor…
Bu gibi sözler tamamen iç siyasete, Türk Milleti’nin gözünü boyamaya yöneliktir.
Varsayalım iş adamısınız…
Tacikistan, Özbekistan gibi bir ülkeyle ticaret yapacaksınız.
Allah aşkına söyleyin, hangi iş adamı onların para birimiyle ticaret yapmaya razı olur, bu mümkün müdür?
★★★
Bu gibi uçuk ve gerçekleşmesi asla mümkün olmayan sözleri izleyen dünya ticaret piyasası herhalde bıyık altından gülüyordur.
Dövizin yükselişini nutuk atarak durdurmak mümkün değildir.
Nitekim durmuyor.
Efendim dış güçler Türkiye üzerinde oyun oynuyormuş, onların Allah’ı yokmuş, dolar zaten dünyada eski önemini yitirmiş falan filan…
Olmuyor işte…
Böyle sözlerle ekonomi düzelmiyor.
Her gün yeni zamlar geliyor, enflasyon zıplamayı sürdürüyor.
★★★
Tüm akaryakıt ve petrol ürünlerini dolarla satın alıyoruz ve milyarlarca dolar ödüyoruz.
Onları bize satan ülkelere sorsanıza!..
“Abicim biz size bundan sonra dolar yerine Türk Lirası ödeyelim mi?”
Bakalım nasıl bir yanıt alacaksınız!
Denemesi bedava!

Sevgili okurlarım, şu ekonomik ortamda insanlarımız perişan durumda sürünürken Recep Bey sarayında 30 Ağustos daveti verdi.
Şimdi okuyacağınız yemek listesini Ertuğrul Özkök’ün dünkü yazısından aldım.
Sizler evlerinizde kuru fasulyeye talim ederken Saray’ın ikram mönüsüne bakın:
Susamlı levrek simidi… Chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie… Liçi eşliğinde efuli… Stareks eşliğinde aloevera …Orman meyveli spesiyal… Pataşur içinde Çerkez tavuğu… Zencefilli somonlu şuşi… Tartalet içinde humus… Aydın usulü kuzu çöp şiş…
★★★
Bu Saray yemeklerinin ne olduğunu çoğunuz gibi ben de anlamadım.
Ama yemişler…
Günün birinde bizler de inşallah o yemeklerin tadına bakma fırsatı buluruz…
Saray sofrasına çöküp yiyenlere afiyet olsun, bu listeyi okuyunca ağzı sulananların kısmeti bol olsun!

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/emin-colasan/su-bizim-turk-dunyasi-2608383/?

### BAK UNUTTUM YINE, DÜNKÜ GELIŞME ###

Bugün piyasaları KARTAL GÖZÜ ile IZLE…
Duyum!?
Daha doğrusu ben öyle düşünüyorum…
Bilinçli bir söylenti…
Merkez Bankası sözde faizi yedi puan birden yükseltecekmiş miş…
Yatırımcı ve tepkisi önemli…
Döviz “ciddi” düşerse > güven < tekrar tahsis edildi…
Yok düşmezse…
Yedin, hadi terbiyeli terbiyeli…
Yedin naneyi!

Önder ne yapar?
Kaçar…
Hadi bana güle güle, belki öğle…
İlaç vakti görüşmek üzere!

Gaza and / or West Bank the difference between … The Impact on the Palestinian

Endogene & Exogene…
İstatistikler…
YETER!

Anlatmışımdır anılarımda, aklımı aldı piçler…
Tel Aviv’de…
O kadar yorulmuştum ki yatıyordum kumsalda…
Muhteşem bir manzara…

Başladılar bağırmaya…
“Freedom for Palestine, freedom for Palestine”
Gençten çocuklar henüz on altı, on yedi yaşında…
Benim elime silah verdiklerinde birkaç yaş gençtim onlardan…
Çocuk ya çocuk, ne anlar bu yaşta siyasetten, uluslararası ilişkilerden ağzı hala süt kokan…
Anasının etek altından henüz başını çıkarmış…
Ürkek, çekingen, korkulu ve merak dolu gözlerle etrafa bakan…
Ya kendimden biliyorum, henüz sıyrılmışın ananın dizinin dibinden…
Birikimin ne olabilir, deneyimlerin, bilgin…
Tecrüben?

Olursun Hamas gibilerinin maşası, gelirsin dolduruşa…
Olursun gerçekten bir maşa…
Başkasına, senin sayende emellerine ulaşmaya çalışana kukla…
Umursanmadan ateşe atılan, cayır cayır yanan…
Çocukluğu, gençliği heba olan, gencecik ömür ki feda edilen!

Herkesin benim kadar şansı yok bir, ikincisi herkes babam gibi bir insana sahip değil…
Sen leb demeden leblebiyi anlayan, nasıl eti ne yaptı hala bilmem…
Geldi geriye…
Çekip aldı bizi, kardeşimi, annemi ve beni…
Vatana can kurban…
Fark etmez ha erkek ha kadın ha çocuk AMA…
Ayırt edebilmeli insan koyarken canını ortaya, kimin için ve neden!

Bu benim ilk deneyimdi, onların bilmem kaçıncı…
Babam…
Bana can veren, bu ilk kurtarışıydı sonu muhtemel ya hapis ya ölüm olandan…
Bir ikincisi yıllar sonra bu olaya bir yerde bağlı peşinden geldi…
Ancak o zamanlar yetişkindim, biliyordum ne yaptığımı.

Acırım çocuklara, acırım önce analara sonra babalara…
Bak güzel kardeşim, samimiyim bir taraftan sana Filistin’i anlatırken vereceğim sana…
>>> Başka bir örnek <<<
Katacağım ki yine, DIKKAT üçünü birbirine…
Düğüm sonradan çözüle…
Konuya girişi HUKUK ile yapmam lazım…
Korkma, çekinme kafa ütülemeyeceğim, mümkün mertebe yalın bir dil ile anlatacağım sana…
Kiii…
Anla, anla ve gör perde arkasını…
Gör iğrençlikleri, menfaatler yumağını VE taraf olurken bilgili ve bilinçli ol diye…
Özgür iradenle seç tarafını, yönetilip yönlendirilme!

Evrensel kabul gören hukuk anlayışına göre…
Saldırgan, saldırıya uğrayan…
Ve meşru müdafaa, buraya kadar tamam mı?
Sanırım TAMAM!

Bak bunu anlaman çok önemli, bunu illa anlaman lazım…
Sen saldırıya uğruyorsan senin en doğal hakkın meşru müdafaa…
Adı üstünde MEŞRU ve yine bu esnada sen o ateşle, o hızla ne yaptıysan yaptın…
Kişileri değil devletleri anlatıyorum, çünkü kişiler ve hukuki konumları bu durumda ayrı…
Dediğim gibi sen o ateşle…
DIKKAT kimi zaman bahane…
Sana saldıranı kovalıyorsun, topraklarını ilhak ediyorsun yani zapt ediyorsun…
Uydurursun bir bahane, devlet güvenliği şahane, dersin kardeşim güvenliğim açısından ben bu topraklarda bulunmak ZORUNDAYIM. Bana saldıran O…
Ben kendimi sadece müdafaa etim(!)

Buraya kadar anladın mı anlattıklarımı?

Anladıysan devam edelim, kısadan toparlayacağım…
Yıl 1948…
Israil devleti resmen ilan ediliyor…
Nerede?
Vaat edilmiş topraklarda!

Kim vaat etti peki?
Allah, var mı daha yüksek bir merci?
Bu gerçek…
Sen ister kabul et ister etme…
Yazıyor mu Tevrat’ta, İncil’de…
Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerimde?
Yazıyor(…)
NOKTA

Bundan sonrasını dikkat et emi. Tarihler, terimler kafanı karıştırmasın…
Karmaşık bir konuyu sade bir dil ile anlatmaya çalışıyorum, sürçü lisan olursa af ola…
Hani diyorum ya bir harf, bir kelime yazmam nedensiz. Kurmam BILINÇLI cümleyi kurduğum gibi…
Sen…
Iman sahibisin değil mi?
Pekiii…
Ya diğerleri?
Kardeşim herkesin inancı kendine, önemli olan Allah’a inanması…
Tüm İbrani dinlerin ortak yanı, ahlaklı insan…
İyilik, güzellik, mesuliyet kardeşim, sorumluk taşıman…
Sende eksik olan…
Mesuliyet kardeşim, sorumluluk taşımak kimin affedersin götü, başı açık meselesi değil…
Peygamber Efendimizin dediği gibi…
“Komşusu aç yatan, olan… Bizden değildir, olamaz” meselesi…
Kendine, sevdiklerine, karşındakine, çevrene, canlıya ve cansıza karşı insan olarak…
Allah’a karşı mesul bir insan olman, Ona laik bir hayat sürmen…
Ne sormuştum?
Kim vaat etti?
Çocuk yaştan itibaren ki ben şahidim buna, BEN, bizzat…
Gördüm, yaşadım kendi gözlerimle…
Var Hristiyan var Musevi dostlarım, tanıdıklarım
DIKKAT, buraya ÇOK DIKKAT ET…
Her biri kendi kitabına, inancına göre yetişiyor, yetiştiriliyor…
Senin gibi…
Yazıyor değil mi, yazıyor…
Lanetli ırk, yazıyor ulan yazıyor…
Vaat edilmiş topraklar!

Sana bunları öğretmediler mi?
Yokkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk…
Yok kardeşim yok, KIMSE bana Yahudi methiyesi yapıyorsun diyemez…
Dedirtmem…
Hak olan, doğru olan…
Haklıdan yana olan ben. Yeri gelir…
Ki daha gelmedi, yüzüne vururum insanın yanlışlarını…
Arkasından konuşmam…
Bekle, yeri daha gelmedi. Önce Filistinlilerin, sonra O ah bademlerin çok sevdiği Arap’ların ağzının payını vereyim sonrasında geleceğiz Israil’le!

Doğruysa doğru, yanlışa yanlış anladın mı?
Doğruysa doğru, yanlışa yanlış!!!
NOKTA

###
Çocuklar…
Ve yetiştirilmeleri…
Çok önemli!
Dolduruşa getirilmeleri(!)

###

Umarım buraya kadar anladın ne demek istediğimi…
Suçu hep başaklarında arama, önce kendinden başla!!!

Belki duydunuz belki duymadınız, ilgilenmediniz…
TRUMP yönetimindeki Amerika Birleşik Devletleri, Filistinlilere verdikleri yardımı kesti…
Gerekçeleri ama ona sonra değineceğim öncesi eğitim…
Evet, en büyük pay ile Amerika yardımı kesince Gazze’de çocuklar eğitimlerine devam edemeyecekler.

Durum bunu gösteriyor…
Ve yine dün Frontal 21 diye siyasi bir magazin yayını var…
Şok oldum, yok kardeşim konuyu dağıtmıyorum, aksine derinleştiriyorum çünkü hepsi birbiriyle bağlantılı. Tabii…
ANLAYANA!

izle

Almanya…
Okulların durumu içler acısı. Yok 300 milyar Euro buradan gelir, yok 54 mü 60’mı şuradan…
Ama okullar perişan. Para var yani…
Merkel yandaş veya taraftarı değilim AMA Allah var yukarıda kadın ülkeyi iyi yönetiyor…
Ancak tasarruf tedbirlerinin de bir sınırı var…
Amerika’nın tutumu tasarruf değil, 200 milyon dolar ne ki?
İyi ya peki neden kestiler parayı?

HAMAS kardeşim HAMAS…
Filistinli neyse Türk’te O, Arap neyse Filistinli veya Türk karındaş…
Aynı lanet olası zihniyet…
Sığır sürüsü…
Koyun, koyun illa bir çoban lazım…
Allah akıl vermiş ama kullanmasını bilmezsen, okuma ve düşünme özürlüysen…
Allah daha ne yapsın ne yapabilir?

Evet, ABD’nin parayı kesme gerekçesi…
HAMAS’IN eğitime hâkim olması, resmen bebelere Yahudi düşmanlığı aşılamaları…
Avrupalı için sağ neyse, sözde muhafazakâr, kafatasçılık…
Bizim coğrafyamızda DINCI koyun sürülerine hâkim, muktedir kardeşim, hükümdar!

Anlatmışımdır, başka bir vesile ile ben kendi evladımdan biliyorum ya kendi evladımdan…
Babaannesi…
Kendi çocukluğundan, kulaktan dolam bilgileri anlatmış çocuğa, ballandıra ballandıra…
İşte Yunan bunu yaptı, şunu etti…
Oğlan…
Daha ilkokulda, sınıfında bir Yunanlı. Gitmiş bir güzel çocuğu dövmüş…
İşte senin yüzünden askere gideceğim, senin yüzünden şu, bu…
Ailesinden nasıl özür dileyeceğimi bilemedim.

Neyse…
Gelelim saadete, muhtemelen bilmediklerine…
Evet, ne demiştik? 1948’de Israil ilan edildi…
Milchemet haAtzma’ut
Yani felaket…
1947 -1949 arası ilk Arap – Israil çatışması…
29 Kasım 1947’de Birleşmiş Milletler Paylaşım Planının kabul edilmesinden sonra…
### DIKKAT ###
> Savaş ilan edilmeden <
30.11.1947…
İsrailli kuruluş Hagana (bir nevi düzenli ordu ve istihbarat) ve Arap milisleri arasında başlıyor çatışma…
14 Mayıs günü Israil bağımsızlığını ilan ediyor (unutulmamalı, o zamanlar orası İngiliz mandası altında yönetiliyordu) 15 Mayıs gecesi, yani bir gün sonra gece yarısı…
Mısır, Suriye, Lübnan, Ürdün ve Irak orduları Israil’e saldırıyor!!!

Anladın değil mi?
Araplar, Israil’e saldırıyor

Buraya kadar okuduğun verileri her kitaptan, internetten öğrenebilirsin…
Bilmediklerin, muhtemelen bilmediklerine geliyor yavaş yavaş sıra…

Saat oldu beş ve ben gerçekten yoruldum. Yarına devam…
Dedim ya Onun dört saati benim iki günüm. Aslında tüm gün dinlene dinlene dayanabilseydim yarına gitmeme gerek kalmazdı…
AMAAA
Bir, iki dendim böylesini…
“Ölüyorum”
Ancak birkaç günde toparlanıyorum, bu yüzden böyle yapmak zorundayım…
Anlayacağınız…
Yarın sabahtan yokum!