Emin Çölaşan’a açık mektup

Arap’larin gözünden I. Dünya Savasi (özbeöz Türk’üm Efendim, özbeöz Türk)

Sayın Çölaşan,
Değer verdiğim, hürmet ettiğim ve sevdiğim bir gazetecisiniz. İnsanız, sadece insan!
Ermeni konusunda olduğu gibi Arap konusunda bende kimi zaman duygularıma yenilip YANLIŞ sözler sarf ettiğim oldu, oluyor. Nice Ermeni ve yine nice Arap asılı insan(ımız) atalar ile cephede bu vatan bu millet için canlarını feda ettiler.

IÇLERINDE MILYONLARCA HAIN DAHI OLSA, O BIR INSAN…
Vatan için…
Millet için malını, canını ortaya koyan O INSANIN yüzü suyu hürmetine genelleme yapmamaya gayret etmeliyiz. Evet, gerçekler!!!
Para için, kaşındırılan milliyetçi duygular eşliğinde insanlar bölündü, bölüştürüldü…
Din kardeşliği dahi olsa…
Kardeşi kardeşe kırdırdı. AKP…
Bildiğiniz üzere yıllardır torba yasalar ile…
KHK’lar ile GENELLEMELER ile sözde yönetiyor. AYRICALIGIMIZ olsun, bu zihniyete fark…
Ki farkındalık yaratarak insanlarımızı DOGRU yönlendirelim, “doğruları öğretelim”
Bilmemek değil öğrenmemek ayıp olan. Lütfen Emin Bey genelleme yapmamaya özen gösteriniz.
Evet, Arap para içinde Osmanlıyı sırtından bıçakladı…
Ve yine PARA için kutsal topraklarda ata yadigârını yıkılıp otel diktiler…
Almanlar der ki “Geld, regiert die Welt” yani para dünyayı yönetiyor…
Doğru söze ne denir? Bizlerin vazifesi gerçekçi olup, bilim ışığında insanlara ışık tutmak değil mi?
Ekte gönderdiğim üç izlence, fırsat bulursanız, lütfen izleyiniz. Bilimsel gerçekler, bati gözü ile yorumlanmış, nispeten tarafsız, yani bilimsel veriler ışığında!

Saygılarımla

Önder Gürbüz
Wordpress.gurbuz.net

Derdim gençler, çocuklar Almancanız varsa bir ### MUTLAKA ###

Dedim ya hafızam, doğru hatırlıyorsam rahmetli Turgut Özakman’da etraflıca bu konuya değinmişti…
Hani Almancanız olmasa bile, eskisi gibi sesini kısın, sesiz sınama izler gibi…
Tabii ÇOK ÖNEMLI bilgilerden yoksun kalacaksınız ama izleyeceğiniz görüntüleri de görmüş olmanız, bu üç bölümden oluşan belgesel içen değer doğrusu.

Osmanlı…
Araplar…
Atatürk…
Emperyalist güçler VE EN ÖNEMLISI doğuda olduğu gibi, sözde entelektüeller >>> “doğruları” <<< söylemekten çekinmiyorlar!
Batılılarda sevdiğim ve takdir ettiğim bir yöndür, bence doğru olan da budur…
Doğruya doğru, yalana yalan, hırsıza hırsız denmesi!!!

Bu belgeselde izleyeceğiniz görüntüler VE bilgiler Arapların her şeye rağmen Osmanlıyı “sırtından bıçakladığı” (T. E. Lawrence) VE çağımızda bile Osmanlıya karşı besledikleri kin ve öfke gerçeğini yadsınamaz kılar. Buna rağmen içlerinde Osmanlıya sadakati ve bağlılığı ile can vermekten geri durmayan insanları saygı ve sevgiyle anmak ve peşlerinden Allahtan rahmet dilemeği bir “görev” ve borç bilirim. Unutmayınız lütfen…
Uçlar…
İster din açısından ister milliyetçilik açısından bakacak olun hep insanlara olumsuzluklar, acılar yaşatmıştır. Kutsal topraklarda atadan kalama, Osmanlı yadigârı kaleyi yıkıp yerine otel diken “din kardeşlerimin” YERINE…
KENDI GÖZLERIME GIDIP GÖRDÜGÜM…
Israil’de, İsraillilere ve hükümetlerine teşekkürü de aynı zamanda bir borç bilirim.
Onları kimi Arap’a yeğlerim. Hatırlıyorsunuz değil mi neye önem verdiğimi?
İnsana ve kaliteye…
Kalite insanda ve eşyada, Osmanlı yadigârlarına verdikleri ehemmiyet ve değer yüzünden.

Devam edecek…



EVET…
Türkçesi!!!



Aklımdan çıkmaz doksan Tayyip Lirası

Kafam allak bulak, başa gelen çiğ tavuğun başına gelmez…
Bayramın birinci günü müydü, arife mi hatırlamıyorum…
Kafa gitti, hafıza makama süzgeci…
Her şey o kadar üst üste, seri halinde üstüme geliyor ki…
Kendimi, kafamı toparlamaya fırsat olmuyor…
Haberlerde bir kadıncağız gösterdiler, evladı ağır hasta, 90 Lirayı tamamlayamıyor ki bebeyi doktora götürsün.

Bu sabah haberlerde yer aldı…
Bir anne, beş çocuk…
Bayram günü çöplükte yiyecek arıyor!!!

Kendimden >>> iğreniyorum <<<
İnsan mıyım ben???
Şüphesiz merhamet sahibiyim, şüphesiz vicdanım var yoksa bu satırları yazmam…
AMA…
Merhamet başka bir şey, vicdan bambaşka ve yardım eli uzatmak yine çok farklı bir konu!

“Ufacık tefecik” şeyleri kendimize dert ediniyoruz…
DERT…
Evladın ağır hasta olması…
DERT…
Ağza atacak lokmayı bulamaması, soğutan tir tir titremesi…
Ne desem bilmem ki?
Hayırlı, mutlu, sağlıklı, sırtı pek, dört duvarınızda ve tok…
Pazarlar!