Ben sizlerin ananızı avradınızı sikeyim…
Yapacağınız işin!
AKP’li kardeş…
Görüyor musun dünya liderini?
Otur dedin mi oturacak, havla dedin mi havlayacak…
Köpek gibi…
Emir bekleyecek!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ∙ Ne mutlu Türküm diyene, diyebilene
Ben sizlerin ananızı avradınızı sikeyim…
Yapacağınız işin!
AKP’li kardeş…
Görüyor musun dünya liderini?
Otur dedin mi oturacak, havla dedin mi havlayacak…
Köpek gibi…
Emir bekleyecek!
Kardeş arabayı al diyor…
Evlat…
Ya âlemin mali, Allah korusun. Sonra herkesin hayati…
Düzeni bozmaya hakkim yok!
Unuttum yazmaya, beyin…
Giriş belli, mermi çıkışına doğru dikkat et…
“Patlamaya” yakın!
Pardon tam tersi, sağdan sola…
Of önder otur derslerine bak, iki isi birden yapmaya kalkma…
Çeyrek!
😊
Kaçırmasaydık, Ermeni kardeşlerimize ki hem hâkli olarak tepki verdik hem hâksiz yere çektirdik.
Bugün bu ülke zil konusunda dünya çapında üne kavuşmuş olacaktı. Dedim ya…
Vikipedi…
Ya yazandan Allah razı olsun AMA o kadar çok eksik yanlar var ki…
Neyse…
Önder “sözünü” tutu!
Örneğin psikolojik etkisi…
Düşmanda yarattığı korku…
BENZEMEZ…
“Geliyoruz ha” demeye!
„İstanbul Zilleri
İstanbul, İstanbul’da özel el işçiliğiyle üretilen İstanbul Agop ve İstanbul Mehmet olmak üzere iki zil markasının adıdır.
M.Ö. 1200 yıllarında başlayan zil üretimi, Osmanlı Devleti’nde Mehter Takımı için genellikle Ermeni ustalar tarafından yapılan el ürünü zillerle dünyaca tanınır hale gelmiştir. O zamanlardan günümüze ulaşan zil yapımında kullanılan gizli formül hala çok az kişi tarafından bilinmektedir. Formülün sahibi soyadını Sultan III. Osman’dan alan Avedis Zilciyan’dır. İsminin açılımındaki „zilci“ Türkçe „zil yapan usta“ ve „yan“ ise Ermenicede „oğlu“ anlamına gelmektedir.[1]
Bu işleme kalaycılığın ardından Trabzon’da IV. Murat’tan izin alarak Zildjian markasını 1623 yılında İstanbul Samatya’da kurmasıyla başlamıştır. 1680 yılında ilk defa batılı besteciler zili keşfederek orkestraya sokmuşlardır. 1780’lerde ise askeri bandolarda, Haydn ve Mozart’ın eserlerinde zil yerini bulmuştur. 1851’de Avedis Zildjian II zilleri Avrupa’da fuarlarda tanıtmış ve oğlu Kerope Zildjian (Bugünkü Zildjian K serisine adını veren kişi) ise Avrupa üzerinden yurt dışına satışlara başlamıştır.[2] 1868’de ise Sultan Abdülaziz’in desteğiyle, şirket devletten mali yardım alarak 1909’da yurt dışında ikinci bir fabrika açabilmiştir. Ailede babadan oğula geçen bu meslek, torun Mikael Zildjian’ın orada ölmesiyle son bulmuştur. Ziller sadece Türkiye’de üretilirken „Made in Turkey Istanbul“ damgası basılırdı ve o zamanki kullanıcıları arasında The Beatles, Pink Floyd, Deep Purple, Cream, Rolling Stones, Jimi Hendrix, Guns N‘ Roses gibi isimler vardı.
Kerope Zildjian’ın torunu olan Mikael Zildjian efsanesi ölünce herkes formülle beraber her şeyin yok olup gittiğini zanneder, ancak ustanın 9 yaşındaki çırakları Mehmet Tamdeğer ve Agop Tomurcuk bu efsaneyi devam ettirirler.[3] 1981 yılında yine İstanbul’da zil yapımına bir el tezgâhında işe başlarlar. Agop Tomurcuk’un 1996’daki ölümü üzerine Mehmet Tamdeğer İstanbul zillerini yapmaya devam eder. Ancak Agop Tomurcuk’un oğulları şirket üzerindeki haklarını alıp kendi yollarına ayrı bir firma ile devam etmek isteyince firma ikiye bölünür ve İstanbul Mehmet ve İstanbul Agop olarak ikiye ayrılır.[4]
Günümüzde el yapımı zilleri dünyada sadece İstanbul Mehmet-Agop, Bosphorus, Turkish, Pasha, Amedia, Masterwork, Diril markaları üretmektedir.
Zildjian firması ise ölen Mikael Zildjian’ın amca oğlu Avedis Zildjian’ın 1929 yılında Amerika’ya gidip fabrikasyon mal üretimini başlatmasıyla günümüzdeki şeklini almıştır. Ayrıca Avedis Zildjian’ın oğlu Bob Zildjian ise günümüzde Sabian markalı zilleri üretmekte.”
https://tr.wikipedia.org/wiki/İstanbul_Zilleri
Hadi ben gitti…
Dersler bekler beni.
Hadi içim rahat etmedi; ilginç VE eksik taraflarından birini anlatmış olayım bari…
O zamanlar insanlık bugün olduğu gibi…
Kolay yoldan para peşinde…
Bir fark ile…
Tabii ki o zamanlarda kazıklıyorlardı birbirlerini AMA günümüzde olduğu kadar değil…
Hem Allah korkusu vardı, samimi, yürekten bir korku…
Hem insanlar azıcık daha dürüstü.
Alchemie…
Türkçesi >>> simya <<< çok yaygındı, insanlar değersiz maddeleri altına çevirme peşindeydi…
Adevis bunlardan biriydi…
O…
> tesadüf eseri < bir bronz alışımını icat etti, DIKKAT…
Alışımın içeriği HALA gizlidir…
Altın bulamamıştı ama öyle bir ses üretti ki…
Duyan dikkat kesiliyordu. Padişahlarımızdan III. Osman bu sesi askeri açıdan çok değerli bularak Adevis mükâfatlandırdı. Gel zaman git zaman…
İnsan…
Değişir, karakter, görgü, bilgi…
Ve dayanamaz insanlar haksızlığa, suikast…
Amannnn…
Anlatsam anlayacaksın sanki!
Galiba isimleri biraz karıştırdım, kusura bakmayın, telaş, dersler!
Ama gerisi tarihi gerçekler.
Öylesine bir bilgi!?
Şöylede diyebiliriz, kalitesiz pezevenk Vahdettin kadar da bir Abdülhamit “torunudur”
Güzel VE anlamlıdır sözlerin…
Takdir ettim eğer yürekten geliyor, sözlerinde samimiysen…
ANCAK…
Senin üstün yanlışta, çok büyük yanlışta bu bir…
Kurduğunuz sistem yanlış iki…
O İmamın oğlu, yediği blokları tartışmamıza hiç gerek yok…
Sizinle hemfikirim, kol kırılır yen içinde kalır…
K nokta K nokta…
Bu vatana insan evlatları gerekir, hırsızlar, siyasetçiler…
Dinciler değil!
Potansiyel var bu kişide, eğitim bakanında olduğu gibi…
Bir söyleşisini çok dikkatle izlemiştim, analiz ettim vücut dilini…
Sözlerinde samimiydi, demin yine…
Haberlerde…
Ancak emir kulu olduktan sonra, söylediklerinin, inandıklarının ardında duramayacak olduktan sonra ha KAHPE ha onlar!
“Namerde muhtaç olacağıma çükümü keser yerim”
Rahmetli eniştemin sözleri, YOK N… ablamın eşi…
IYI BAK RAKAMLARA…
Anlattım sebebini, PEZEVENK…
Bush’un piçi, kontrolden çıktı kendini gerçekten “dünya lideri” sandı…
Amerika’ya gidecek mi gitmeyecek mi, eşek gibi gidecek…
Yok çaresi.
Dikkat et dolar, borsa tezadına…
Trump diyor ki…
“Dinle beni, yaşa…
Çıkma sözlerimden dışarıya, hizaya sokturma!”
11:00 / 10:00
Dolar 5,7335
Euro 6,3847
Çeyrek altın 454,14
Borsa 100311
Ve rahmetli eniştem, ailesi…
“Soylu” insanlardı, yalan olmasın gerçekten hatırlamıyorum…
Kökleri ya saraya ya saraya çok yakın bir Bey konağına dayanıyordu. Osmanlı zamanlarından kalma…
Rahmetli babaanne, eniştemin annesi. Allah’ım ne kadındı…
Bir İstanbul Hanımefendisi KARE IKI…
Dikkat son ana kadar, dadısı rahmetli…
😊
Son ana kadar yanlarındaydı…
Allah rahmet eylesin, Allah tüm atalarımızın mekânını cennet eylesin…
Artık aileden birisiydi.
Terbiye, yetişime, görgü…
Kaçta kaçınız eşi ile kavgalı durumda…
>>> Yüzgöz olmamak uğrunda <<<
Sesiz sedasız kocasına mektup yazıp, dertlerini, sıkıntılarını dile getirerek…
YINE…
Kimse görmeden, bilmeden mektubu ceket cebine iliştirip sorun çözen kadın gördünüz?
Çakır Emine yetiştirmesi…
İstisnalar kaideyi bozmaz, sözlerim meclisten dışarı…
Günümüz hatunları “paçavra!”
Hayat bu hayat, düşmez kalkmaz bir ALLAH…
Avcılar taraflarında…
Bir nevi Bey konağında oturuyorlardı, eski, çok eski bir yapı…
Geliyor gözümün önüne, Osmanlı mimarisi…
Sattılar, taşındılar İstanbul içine…
Sonrasında nasıl pişman oldular, NASIL pişman anlatamam…
Gel gör…
Taksirata, kadere inanma…
Allah’a…
İlahi adalete…
Tilkinin dönüp dolaşıp gideceği yerin kürkçü dükkânı olacağı gibi…
Eniştem…
Döndü son istinatgâhında ata topraklarına, Allah…
Yüce Mevla’m…
Ah Mehmet, cehennemlerde yanasın, sattın kardeşi, evlatlarını…
Bir karı uğruna, ne kadınmış be Halaç pamuğu gibi darmadağın etti aileyi…
İnşallah Önder’de dönecek ata topraklarına, Florya’ya…
Olmadı…
Allah’ım evlada nasip et.
İster inan ister inanma…
Ailem…
Hepimiz böyleyiz, izzetinefsimiz, ismimiz bizler için çok önemli…
Anla…
Anlatmaya çalıştığımı.
Bu milletin, Türk’ün…
Ne görgüsü kaldı ne izzetinefsi…
Her birimiz olduk birer Kasımpaşalı, eli maşalı…
Zoru gördü mü, dayağı…
Köpek gibi kuyruğunu kısan, kaçan.
Not: Yok… anlattıklarımın Abdülhamit ile bir ilgisi yok…
O konu bambaşka, belki gün içeresinde, belki.
Kendime gelemiyorum, bir “kitabi” bitirdim, dört tane daha var önümde
EN “zararsız, masum” görüntüler ASLINDA ibreti âlem için bıçaklama görüntülerini, kurşun yaralanmalarını yayınlamam lazım ya KADIN, ÇOCUK kıyamam. Bir daha kadın bıçaklarken veya kurşunlarken gelsin gözünün önüne!
Birçok doktor bilirim, hayatlarında görmemişlerdir mermi yarasını…
😊
Elimde, tedavisi zor. Doktor ol polis ol…
Biri olmadan diğeri iş yapamaz. İntihar en önemli unsurlardan biri…
Gerçekten…
Çok ilginç bilgiler, kriminoloji ile de ilgili. Patlama, bomba görüntülerini yayınlamadım…
Allah…
Mehmetçiklerimizi, cümle evladı korusun…
Allah…
Cümlemizi savaşlardan, insanların barbarlıklarından korusun. Rab…
Cümlemize yâr ve yoldaş olsun.
O beyin görüntüsü, kurşun yarası Türkçesini bilmiyorum “Durchschuß” derler…
“Patlamamış” beyin!
Muzaffer Şerif, araştırmasının nedeni, sebebi…
Kari koca emek verdi…
İnsanda gruplaşma, düşmanlık…
Neticesinde savaş nasıl önlenir!
Ey yavrum ey, iki kişi, kari ve koca…
Veya sevgililer…
Çözemediler!
Uzun lafın kısası, yaptıkları deneyler çocuk üzerindeydi, çocuklar…
>>> Vardıkları netice <<<
Düşmanlıklar…
Gurupların etraflıca konuşarak, dertleşerek…
VE ORTAK BIR NOKTADA, BIR HEDEFTE BIRLEŞMELERI ILE…
Düşmanlıklar gömülebilir.
Çağdaş psikologlar, bilirkişiler diyor…
Hayır…
Güncel savaşlar böyle önlenemez, BEN diyorum…
Ki…
Güncel deneylerimden biridir, insanlar konuşa konuşa…
Benim için deney değil hayatidir…
Hayvanlar koklaşa koklaşa!
Ve evet, bu deney daha sonraları yetişkinler üzerinde de denendi…
Defalarca…
Ayni sonuçlar ile!
Yani kardeşim, kaybetmedik…
Bir yolunu bulmalıyız…
Kürt Türk ile, Türk Kürt ile…
Laiki…
Dincisiyle oturup konuşacak, dertleşecek, anlaşacak ve sorunlar çözülecek!
İstisna hırsızlar, arsızlar ve fanatikler…
Onlar ya ipe…
Ya hapse!
Ufak bir ara, bir sigara…
Tek “iyi tarafı”
Konuya hiç böyle yaklaşmamıştım, yani hiç böyle düşünmedim…
Fen, fizik…
Hatırlayan hatırlayacaktır sözlerimi, patlama etkisi >>> su ile arttırılabilir <<<
Dedim ya doktorculuk oynuyorum…
Ulan arkadaş benim bildiğim doktorculuk başka türlü oynanır ya…
Offf…
Gerçekten mide bulandırıcı, teknolojik çizimlerden alışkınımdır…
“iyi kötü röntgen resimlerini okuyabiliyor, yorumlayabiliyorum”
Ama gerçek görüntüler, fotoğraflar…
Röntgenler…
Bu kadar yakından ve gerçek…
Korkunç, parçalanmış cesetler.
Öğrettiler…
Hep kafaya…
Kalbe değil gövdeye, kurşun geçirmez yelek…
Sorun yok, galiba atıcılık hünerlerimi iyi kötü kanıtladım AMA hiç aklıma gelmedi…
PATLAMA…
Düşünmedim böylesini, insan vücudunda en çok sıvının bulunduğu yerler neresi?
Kalp ve beyin…
Kurşun beyne veya kalbe girdiğinde…
Basınç ile…
Sıvının etkisiyle patlatıyormuş, hiç düşünmedim, aklıma gelmemişti.
Öğrenmenin sınırı yok…
Bilginin!
En güzeli ne biliyor musunuz?
Aslında silah denilen ne var ne yoksa imha edilmeli!
Ama karşındaki(!)
Ben döneyim gene derslerime…
Offf midem, yok ya yok benden ASLA doktor olmaz!
Neyse…
Derse dönelim yine…
250 Euro tehlikede!
Unutmazsam eğer, unutmazsam yarına anlatırım Abdülhamit suikastını, 250 senelik bir aile sırını VE Osmanlı piçleri yüzünden koskoca bir ülke nasıl servetten olduğunu. Halbuki, evet halbuki Osmanlı padişahlarından biri O insani, atalarından birini, ilkini nasıl onore etmişti. Osmanlı onun sayesinde birçok savaş kazandı! Diyorum ya dost kazan, yürek kazan… Düşman değil!
Söz vermedim, olursa, vakit ayırabilirsem
x
Bak Iran ya dün ya evvelsi, haberlerden geçti…
Uranyum işini, kapasitesini yükselti, böylelikle anlaşmaya uymamakla itam ediliyor…
Ulan Trump anlaşmayı fes etmedi mi?
Iran…
Yardımcı olabilir bize bu konuda…
Düşman değil dost kazan, dost…
Zaten İranlılar kendilerini Arap’tan saymıyorlar, ONLAR PERSLER…
İnsan lider olmaz zorbalıkla AMA akılla.
Müttefik ara, kardeş kazan…
Hem onlar hem sen kazan.
Veya Israil daha da değerli bir dost…
HER KONUDA senin onlardan öğrenebileceğin çok şey var…
Kafayı kullan kafayı!
Dersten bunaldım, Milgram deneyi üzerinde bir “tez” incelemesi. 😊 Bilmen gerekir bu deneyi
Muzaffer Şerif Başoğlu…
Deneyleri, anlamaya çalışıyorum insani, psikolojisinden…
Sosyolojisine!