Hani demin dedim ya bankaya gittim diye, birdenbire

Aslında anlatmak istediğim buydu, erken gittim, var daha 5- 10 dakika açılmasına…
Allah’ımmm…
O kadar NORMAL KI NORMAL…
Giren çıkan, saymadım bir dünya herkesin elinde bir kart…
Doğru otomata…
Hayvanlar sürüsü HAYVANLAR…
Bak Alman Merkez Bankası sanal para düşünür oldu…
Yüzde 70 – 80 saydamdınız…
Yüzde…
Bin beş yüze doğru koşar adım gidiyorsunuz!

George Orwell…
Mezarından selam söylüyor sizlere!

Belki, hani belki diye(!)

1984 – George Orwell

Trump gibi…
O pezevenk gibilerinin ekmeğine yağ sürdüğünüzün farkında bile değilsiniz!

Kime teşekkür ediyoruz?
24 Ağustos 2019

Yeni açılan İstanbul-İzmir otoyolundan ilk 9 günde devletin verdiği garantinin yüzde 50 üzerinde araç geçti. Yani 10 araç garanti verilmişse 15 araç yolu kullandı.
Bu durum Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın zafer nidaları ile “Sırf muhalefet olmak için bu dev projeye karşı çıkanlara en iyi yanıtı vatandaşlarımız vermiş oldu” şeklinde yankılandı.
★★★
Bugüne kadar anlamamışsa, nasıl anlatsak acaba? Zor görünüyor ama şansımı deneyeceğim galiba… Projeye karşı çıkan yok! Taa Ecevit zamanından beri kimsenin itirazının olmadığı bir yatırım.
İtiraz edilen konu, fahiş kullanım ücreti ve ihale ediliş şekli! Aklı başında kimsenin imzalamayacağı yap-işlet-devret modeli… “Cebimizden 5 kuruş para çıkmıyor” denilerek milletin kandırılması ve devlete yüksek maliyeti… Bilmem anlatabildim mi?
★★★
Şirketin biri elini taşın altına koyar, İstanbul-İzmir arası yol yapar, istediği fiyatı da koyar. Eyvallah… 3 milyarlık yatırımı 10 milyara mal ettim diye garanti para istemez böylece…
Ya da devlet vergi topluyor ya… Topladığı vergileri sağa sola dağıtacağına, yol yapar, hizmete açar, işletme giderlerini ücret olarak toplar.
★★★
Gelelim 256 liralık otoyol ücretiyle övünen Bakan Bey’in hesabına… Bu gibi projelerde ortalamaya bakılır. Bayram tatili gibi zamanlara denk gelen kısımdan örneklem alıp genellemek, insanları “üzümlü kek” yerine koymak demek!
Kendisi ekim, kasım aylarında kaç araç geçtiğini de açıklar mı? Sonuçta o da halkın yanıtı!
★★★
Aynı güzergâh içinde bulunan ve günde 40 bin araç garantisi verilen Osmangazi Köprüsü’nden yoğun 9 gün boyunca kaç araç geçti? Açıklamaya göre 353 bin 739 adete eşdeğer… Böl dokuza, günde 39 bin 304 adet ortalama… Yine tutmamış!
★★★
Peki, en iyi yanıtı veren vatandaş bu yola 256 lira ödemekten memnun mu acaba? Aynı vatandaşın, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne, Kuzey Marmara Otoyolu’na, Zafer Havalimanı’na, Avrasya Tüneli’ne, İstanbul Havalimanı gibi para garantili projelere dair cevabı var mı?
★★★
Hele Zafer Havalimanı! Kütahya’da yaşayan bir ilkokul çocuğu bulsalar, “Yavrucuğum, buraya uçak indireceğiz. Kaç kişiden hesap etmeliyiz?” diye sorsalar… O bile “Burayı 4 yılda 4 milyon 73 bin 18 yolcu kullanır” demez!
Nitekim 4 yılda kullanan yolcu sayısı 170 bin 534’te kaldı! Bakan Bey merak ediyor mudur vatandaşın yanıtını?
★★★
Garanti edilen iç hatlar yolcu sayısında sadece yüzde 5 doluluk oranı söz konusu… Yapan şirket için fark eden bir şey yok!
Taahhüt edilen yolcu sayısının tamamı havalimanına gelmiş gibi parasını alıyor. Ödemeler Hazine kasasından 21 Şubat 2044’e kadar devam edecek. Sahi bu güzide proje için vatandaş en iyi yanıtı kime verecek?

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/murat-muratoglu/kime-tesekkur-ediyoruz-5297278/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

### >>> !!! Mutlaka oku !!! <<< ###

32,5 derece Wiesbaden 30 bura, her zaman 2, 3 derece fark olur iki yer arasında. Can çekişiyorum desem inanır misiniz?

Kara Mediha sağ olsun…
İçli köfte hariç, dolma – sarma, köfte vesaire…
Çamaşır, bulaşık, temizlik, ütü…
Allah’ın emri…
Kadın dediğin neme gerekli?

Eh var bir şey…
Aslında iki, aptalım aptal…
Aileci…
Bir…
Bebi diğeri bebiye götüren yol…
Ki…
Hepsinden güzeli, kafa dengi, ruh ikizi!

Çok berbatım, felaket…
Havalar yedi bitirdi beni, zangır zangır titriyor bacaklarım…
Ağrı var mı yok his etmiyorum bir şeyler uyuştum sanki…
Çok zor nefes alıp verebiliyorum, gittim bankaya, mecburi…
Yeminle zorla…
FATURA, of sanki hepsi bekledi üst üste geldi…
Allah razı olsun Oma, Allah razı olsun senden…
Hızır gibi yetişti, geldi 2 bin kusur…
INAN, inan buna lütfen tembel bir insan değilim, çalışmayı severim ki hayatımda çalışmadım. HEP hobimin pesinden koştum, üstüne birde para verdiler.

Ne var ki…
Elden ayaktan düştüm, çok beter düştüm…
Annem galiba hâkli…
Fuzuli…
Fuzuli işler müdürü, nefes alamıyorum kadın NEFES…
Kalbim sıkışıyor, daralıyorum sanki kalp krizi öncesi!

Akıl doğuştandır aptallık öğrenilir
24 Ağustos 2019

2015…
Sadece dört yıl önce.

Rus savaş uçağını vurduk.

Sayın ahalimiz pek mutlu oldu.
Kornalarla şehir turları atıldı.

Asrın liderimiz muzaffer başkomutanımız olarak “sınırımız ihlal edilirse tereddütsüz yine vururuz” dedi.

Stratejik derinlik Ahmet efendi o dönem başbakandı, “kardeşlerimize ateş yağdıran her kim olursa mesajımız işte bu kadar açıktır” dedi.

Putin çok kısa konuştu, “sırtımızdan bıçaklandık” dedi.

Karargahta hâlâ iki üç tane de olsa mantıklı adam kaldığı için, genelkurmay başkanlığımız diplomatik bir dil kullandı, “bile bile vurduk” demedi, “milliyeti bilinmeyen uçak vuruldu” dedi.
Ama nafile… Sayın hükümetimizin borazanı Anadolu Ajansı şakır şakır “Rus uçağı, Rus uçağı” diye yayın yapıyordu.

Stratejik derinlik Ahmet efendi iyice havaya girdi, “vur emrini bizzat ben verdim” dedi.
Asrın liderimizle sidik yarışı yapıyordu, Rus uçağını vurma onurunu (!) kimseyle paylaşmak istemiyordu.

Asrın liderimiz de stratejik derinlik Ahmet efendiye rol kaptırmak istemiyordu.
Muhtarları sarayına topladı, esti gürledi…
“Kim olursa olsun, bugün olsa yine düşürürdük” dedi.
Ayakta alkışlandı.

“Rusya doğalgazı keserse ne olur?” tartışması başladı.
Sayın ahalimiz kahraman hükümetimizin arkasındaydı, “rızkı veren Allah, tezek yakarız” dediler.
Yalaka medyamız alkışladı.

Rusya kapıları kapattı, Türk mallarının Rusya’ya girişi durduruldu, Türk vatandaşlarına vize serbestisi kaldırıldı, Türk firmalarının Rusya’daki faaliyeti yasaklandı, Rus turistler bıçak gibi kesildi.

Putin yine çok kısa konuştu.
“Türkiye’nin mevcut lider kadrosu yüzünden Atatürk herhalde mezarında ters dönmüştür, Türkiye pişman olacak, cevabımızın sadece yaptırımlarla sınırlı kalacağını düşünenler yanılıyor” dedi.

Putin’in aslında ne demek istediğine kimse kafa yormadı.
“Yaptırımlarla sınırlı kalmayacak” ne demekti?
Kimse umursamadı.

Kendimizi çok akıllı, Putin’i şapşal zannettiğimiz için… Ufak ufak yumuşatma hareketlerine başladık.

Milli İstihbarat Teşkilatımız, Rus pilotun cenazesini Suriye’den aldı, Hatay’a getirdi, papaz filan ayarladık, kilisede dini tören yaptık.
Şeref kıtasını dizdik, Rus bayrağı örttüğümüz tabuta selam durduk.
TSK’nın özel uçağıyla Ankara’ya getirdik, askeri tören yaptık, generaller falan selam durdu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin resmi çelengiyle Mehmetçik tarafından taşıdık.
Utanmasak şehit ilan edecektik…
Rusya’ya biz getirelim diye teklifte bulunduk, Rusya kabul etmedi, cenazelerini kendi uçaklarıyla alıp gittiler.

Öldürdüğümüz pilot, Oleg Anatolyeviç Peşkov, yarbaydı.
Kremlin tarafından Rusya’nın en yüksek dereceli onur madalyası olan “Rusya’nın Kahramanı” nişanıyla yüceltildi.
Bu madalyayı alanlar arasında, uzaya çıkan ilk insan Yuri Gagarin’in olduğunu söylersek, Rus halkı için ne manaya geldiği daha iyi anlaşılır sanırım!
Rusya Askeri Onur Müzesi’nde kişisel eşyaları ve fotoğraflarıyla sergi açıldı.
Bitmedi… Uçak düşürüldüğünde Suriye’deki Rus deniz komandoları derhal bölgeye gönderilmiş, Oleg Peşkov’u arama kurtarma operasyonu yapılmıştı. Bu operasyon sırasında Aleksander Pozinçuk adında bir Rus komandosu öldürülmüştü.
Rus devleti, bu hadiseyi unutmamak ve Peşkov’la Pozinçuk’un hatırasını yaşatmak için anıt yaptırdı.

Kendimizi çok akıllı, Putin’i ahmak zannettiğimiz için, Rusya’daki bu gelişmeleri hiç umursamadık.

Asrın liderimiz ufak ufak Putin’i kafalama çalışmalarına başladı.
“Rus uçağı olduğunu bilseydik, farklı davranırdık” dedi.
“Çok üzgünüz, maalesef böyle bir şey oldu” dedi.
“Bundan sonra böyle bir şey olmaz” dedi.

Bilahare, suçu bizim pilotlara yıktı…
“Bir pilotun yapmış olduğu hata” dedi.

Rus uçağını düşürdüğünde kahraman ilan edilen pilotlarımız, gözaltına alındı iyi mi!

Daha iki gün önce “gene olsa gene vururuz” diyen asrın liderimiz, iki gün sonra gayet rahat şekilde “yargının şüphesi var, Rus uçağını düşüren iki pilotun Pensilvanya ile bağlantısı olabilir” dedi!

Aradan iki üç ay geçti.
Rusya ambargoyu kaldırdı.
Yeniden bizimle temas kurdu.
Hiçbir şey olmamış gibi davrandı.
Hatta, eskisinden daha yakın davranmaya başladı.

Kendimizi çok akıllı, Putin’i gerizekalı zannettiğimiz için, hiç huylanmadık… Aksine, Rusya’yı kandırdığımızı, meseleyi tereyağından kıl çeker gibi hallettiğimizi düşündük.

Rus uçağının düşürülmesini, Rus pilotun öldürülmesini “sineye çektiklerini” düşündük.
Dünyaya yön veren dünya lideri bir ülke (!) olduğumuz için, Rusya’nın mecburen geri adım attığını, mecburen bizimle barışmak zorunda kaldığını düşündük.

Aslında böyle düşünmekte haklıydık…
Putin, Leningrad Üniversitesi’nden hukuk diploması alırken, bizimki imam hatipten mezun oldu.
Putin KGB’ye girerken, bizimki İETT’ye girdi.
Putin yarbay rütbesiyle Doğu Almanya’da casusken, bizimki kantin asteğmeniydi.
Putin KGB’nin yerini alan istihbarat teşkilatı FSB’nin başkanlık koltuğuna otururken, bizimki henüz belediye başkanı bile değildi.
Yani, Putin’den katbekat üstün olduğumuz kesindi!

Asrın liderimizin yanında Putin havagazıydı!

Bu özgüvenle, Rusya’yla cankuş olduk.
Üstünzekalı olduğumuz için, bir Allah’ın kulu çıkıp sormadı…
Kardeşim, Rusya gibi süpergüç devletler, kendisine yönelik askeri saldırıyı unutur mu?
Saldıranın yanına bırakır mı?
Hiçbir şey olmamış gibi kurdukları bu samimiyet tuhaf değil mi?
Putin salak mı?

Kimse merak etmedi.

Hatta…
Tarihimizde ilk kez, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin polisi, başkent Ankara’nın göbeğinde, tekbir getirerek Rus Büyükelçisi’ni vurdu.

Rusya gene hiç istifini bozmadı.

Üstünzekalı olduğumuz için sormamaya devam ediyorduk…
Rusya niye hiçbir şey olmamış gibi davranıyor?
Uçağı düşürüldü, pilotu öldürüldü, elçisi öldürüldü, niye hâlâ bize karşı tavır koymuyorlar da, bizimle eskisinden daha iyi geçiniyorlar?
Putin açık açık “Türkiye’yi pişman edeceğim” dememiş miydi?
Laf olsun diye mi söylemişti?
Hiç merak etmedik.

Putin o kadar hödüktü ki…
“Ben sizi çok seviyorum, size S400 füzesi satayım” dedi.
O kadar ilerizekalıydık ki…
2.5 milyar dolar ödedik, aldık.

Kendi hava sahasını korurken Rus uçağı düşüren Türkiye…
Kendi hava sahasını korumak için Rus füzesi aldı.
Bu derece ileri zekalıydık.

Sayın ahalimiz gene pek mutlu oldu.
“Rus uçağını düşürdük” diye kornalarla şehir turu atmışlardı…
Bu defa “Rus füzesi aldık” diye kornalarla şehir turu attılar.

Ama küçük bi pürüz vardı.
ABD.
S400 füzesini fişe takarsanız, sizi oyarım dedi.

Kendimizi çok akıllı, ABD’yi gerizekalı zannettiğimiz için… Biz bu Rus füzelerini ambalajından çıkarmayalım, depoya kaldıralım dedik.

Kendimizi çok akıllı, ABD’yi gerizekalı, Trump’ı zaten şapşal zannettiğimiz için… ABD’nin “aferin” demesini bekliyorduk.
Ama öyle olmadı.
F35 savaş uçaklarının parasını ödemiştik, parasını ödediğimiz halde uçakları vermediler, üstüne, bizi F35 programından attılar.

Dün itibariyle de…
Patriot füzelerinin Türkiye’ye satış teklifi resmi olarak geri çekildi.

E bilmiyorum artık, Putin’in aslında ne yaptığı şu anda daha net anlaşılıyor mu?

Büyük devletin liyakat sahibi yöneticisi olarak, höt zöt yapmadı, devlet aklını kullandı…
Füze fırlatarak değil, füze satarak Türkiye’yi imha etti!

Misilleme yapmadı zannediliyordu.
Aslına “missile”me yaptı.

Sayın ahalimiz S400 füzesinin bizi koruyacağını sanıyordu.
Halbuki, S400 füzesi tam 12’den bizi vurdu.

Putin tribünlere oynayarak şov yapacağına, Rus devletinin çıkarlarını gözetmeyi tercih etti.
Füze satarak, Türkiye’yi ABD’nin hasım’ı haline getirdi, NATO’nun hasım’ı haline getirdi, AB’yle iplerini kopardı.

Putin öfkeyle Türkiye’yi vursaydı…
Bu kadar zarar veremezdi.
Sakin kalmayı başardı…
En ağır zararı verdi.

Kendimizi çok akıllı, Putin’i gerizekalı zannettiğimiz için… Parasını ödediğimiz halde F35’lerini alamayan, parasını ödediğimiz halde S400’lerini kullanamayan, parasını ödemeye razı olduğumuz halde Patriot alamayan ülke olduk.

Kendimizi çok akıllı, geriye kalan herkesi aptal zannettiğimiz için… Bu halimizle, Kıbrıs Rum Kesimi ve Suriye dahil, bölgenin hava sahası en zayıf ülkesi olduk.

Sadece dört yıl içinde, Rus ambargosundan ABD ambargosuna savrulduk.

Eminim kimsenin aklına ihtiyacımız yoktur ama, ben gene de yazayım, şöyle bir Rus atasözü var…
Akıl doğuştandır
Aptallık öğrenilir.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/akil-dogustandir-aptallik-ogrenilir-5297315/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Girip bakarsan arşivlerime, okursan 2007’den bugünlere kadar yazdıklarımı

Görecek…
ANLAYACAKSIN istihbarata verdiğim önemi…
Güvenliğin çocuk oyuncağı olmadığını…
Bilirim zirveyi…
Yaşadım yerin yedi kat dibinde, gördüm iğrençlikleri, pisliği…
Kızıyor hanim bana “her şeyi çok biliyorsun!”
Bildiğim…
Hiçbir şey bilmediğim, sordum kaç defa yönetmemden, yönlendirmemden zarar gördünüz?
Cevap veremedi, örnek gösteremedi AMA bir şeyler yumurtlaması gerekiyor ya…
“Sanki her şeyi biliyorsun!”
Yaaa bilmek zorunda mıyım, sizlerle ilgili bilmek zorundayım gerisi…
Hava, cıva!

Bir insanın olmalı hedefleri, olmalı ilkeleri…
Gittiğin yolda…
Öylesine gidiyorsan, hazırlıksızsan, yoldaşın bırakırsa örneğin seni yâri yolda…
Arkandan vurursa…
Ve sen tüm olanları görmek, anlamak istemiyorsan…
Ne diyebilirim ben sana?

Pohpohlayarak bugüne kadar ne dünya lideri gelmiş meydana…
Ne büyük devlet olma yolunda, yalan – yanlışla…
Hayal ile…
Hiçbir toplum, büyük bir devlet yaratabilmemiş, olmuş…
Bak…
Herifler sen lep demeden leblebiyi anlıyorlar…
Biliyorlar, her yönden istihbaratları sağlam.

Dün ne yazmıştım?
Vardı Türk’ün bir geçmişi…
Geliştirip büyütemediği…
Terörle mücadele…
Bataklığa ulaşan suyu, pisliği kurutmakla başlar.

Sudan çıkmış balığa döndüreceksin herifleri…
Keseceksin…
İnsan ve para kaynaklarını, bak O anneye…
Anne, anneee…
O bir anne, yaptı eylem HDP önünde indirdi evladını dağdan…
Lafla peynir gemisi yürümez, yürümez ya yürümez…
İmamın oğlu, biliyorsunuz hakkında düşündüklerimi…
Dün bir bugün iki…
25 – 30 senenin ihmalleri, sellerde ölenler, zararı yıkmak istiyorlar HERIFIN üstüne…
Bu mu hak, bu mu adalet…
Bildiğin samimi Müslüman böyle mi olur, atar iftira…
Aldatır?

Yok ya yok…
Öncelikler, zihniyet değişmediği sürece…
İstihbarat porno izlediği sürece…
Gelen sikecek giden sikecek bizi.

Gene, gene, geneee

Siyaset manzumesi içeresinde, diplomasi siyasetin musikisidir

Geçen gün hanımın sorduğu gibi…
Bu sabah annem “Ne oldu geneee?
Anlattım hastaneyi…
Bizim…
AMA özellikle benim genelerim bitmez…
Bitmez, delikanlılığımdan beri böyle…
Farklı…
Başka bir araştırma olmalı çünkü bugüne kadar hiç böyle bir şey dememişlerdi…
Hele muayene sonrası bilmem kaç gün daha içmeyecekmişim ya şeker ilaçlarımı…
Ya ne isterler bu insanlar benden, söylemeselerdi…
Ne yani?
Böyle bile bile…
OLMAZ…
Ha intihar ha böylesi, Rab bunu kabul etmez herhalde…
Görmek…
Onlarla, sevdiklerimle birlikte olmak istiyorum öte dünyada!

Şehir hastanesi, Mainz Üniversitesinin bir kurumuymuş, bilmiyordum. Yeminle, tesadüfen yaşıyorum, TESADÜFEN. Kullanmak ZORUNDA olduğum ilaçlar, bu ilk değil

Wicks gibi, hatırla…
Şeker ilaçlarını 48 saat öncesi bırakmam gerekiyormuş…
YOKSA (…)
Ve muayene sonrası birkaç gün daha kullanmazmışım…
Kadın söylemese, ah keşke…
Önder eşek cennetinde!

06.09 saat 8:45…
Öncesi, güncel kan değerleri…
Yeminle, abartmıyorum çok pis, berbat ilaçlar…
Berbat, berbat!

Uyuyordum herhalde, gece dolar 6,33 Tayyip Lirasını bulmuş, 6,33!

Anlamıyorsunuz değil mi, anlamak istemiyorsun?
TÜM BULAR…
Bademlerin, din simsarlarının…
O pezevengin ülkeyi yönetemediğini gösteriyor!

Cahil bunlar, cahil…
Bilgisiz birer köpek, sadece havlamasını biliyorlar!

Benden söylemesi, bulgular çok ciddi…
Trump’in ne bok yiyeceği beli olmaz…
Operasyon…
Ortadoğu’nun masaya yatırılması her an gerçekleşebilir!

Allah cümlemizi korusun…
Böyle bir şey olabileceği gibi ertelenebilir de…
AMA…
Her halükârda dikkatli olmakta fayda var!