Sağlık sistemi ve sorunları

Işın erbapları bilir, konunun içinde olanlar…
Tabii hastanelere, doktorlar gidip gelmek zorunda olanlarda…
Benim özel manyağım, güzel psikoloğumda biliyordur şüphesiz…
Günaydın gülüm, güzel kuşum…
Nasılsın?

Hastalık demek, hastalanmak…
PARA…
Tedavisi para…
Olmayınca, Amerika’da mesela sürünüyor demek “devlet” ve insanlar(!)

Girin bakin arşivlerime, yiğidi öldür ama hakkını yeme…
Sardık niye başa, ayni nakarata…
AB falan, demokrasi…
Sağlık sisteminde reform yapmışlardı, çok sevindim, TAKDIR ETTIM…
Gel gör ki her şey göstermelik…
İlaç isteyen, tedavi isteyen kanser hastası kızcağızı unuttunuz mu?
Hani…
TAYYIP’in BAKANI dilenciymiş gibi kızın eline tutturdu iki kuruş!?
Hatırladınız mi?
Öyle yani, gösteriş, laf, laf…
Her şey lafta kalıyor bunlarda!

Kaybetmeyen değer bilmez…
Kaybet insani, kaybet hayvani, kaybet mali – mülkü…
Akil dediğin gelir başa(!?)

Bakma…
Devlet sigortalısıyım…
Ama öyle sorunlarım var ki, normal bir doktor bakamaz bana…
Genelde ki Tayyipistan da nasıldır bilmem, burada başhekimin üstü var…
Genelde en az başhekim veya üstü uygulanması gereken yol ve yöntemi şahsen benimle görüştükten sonra uygulamaya koyar. Doktor dediğin takip eder…
Yani normal sigortalı olmama rağmen durum BENIM için böyledir.

Devletin asli görevleri arasında yer alan eğitim, güvenlik, sağlık gibi konular…
Ciddiye alınmalıdır yetkililer tarafından, çok ciddiye…
Bölücülük…
Halkı sınıflara ayırma, paran varsa…
Buralarda başlar ve eninde sonunda büyük sosyal patlamalara vesile olur…
İnsan…
İnsandır!

Almanya’da…
Çok ciddi siyasi tartışmalara vesiledir bu konu…
Özüm üretilebildi mi?
HAYIR!

Eğitim basta olmak üzere sağlık konularında insanları sınıflara ayırmamalısın!!!

Ben kaçtım, gidip Omaya alışveriş yapayım.

Kafa zehir gibi

Maalesef süreklilik arz eden bir durum değil…
Hani…
Dedim ya Allah büyük, çok büyük ve yanımda…
Koruyup – kolluyor beni ve sevdiklerimi(!)

Dün…
Oradan buradan telefon, kafayı yememe ramak kaldı…
Artı hastane, maddiyat…
Özel sigortalı, devlet memuru. Hem kendisi hem rahmetli eşi, hâkim…
Yargıç yani…
Kafa yerinde oldu mu, öyle ağzı açık ayran budalası gibi dinle kadını…
Kendisi bankacı, bırak üç dili kusursuz bilmesini bir yana hayat tecrübesi…
Deneyimi…
Kendi başına ciltler doldurur. Tam…
Benim ihtiyacım olan. Gittim eksik bilgileri tamamladım…
Başhekim bakımı, hakkı!

Sabah gittim, kafa dedim ya zehir, “ah sen misin?”
Hemen tanıdı…
Beş dakika sürdü sürmedi geldi vizite…
Yeminle bilinçli değil, her sabah – akşam gidiyorum. Hanım, dükkân…
Çıkamıyor kadın. Gideceğim gecelik, hırka falan almaya…
Önümüz tatil, paskalya…
Temiz pak olsun kadın bayramlarında!

Sorun…
Hafızasına >>> kazınmayan <<< hiç bir şeyi giymiyor, kullanmıyor…
“Benim değil” deyip koyuyor kapı önüne…
Hastanede yapamaz en azından.

Doktor iddia ediyor ya…
İşledi ta ciğerlerime…
Saatlerce orada yatmış, aç susuz…
Hanımda dün hatırlatmıştı, gittim hemşirelere söyledim…
Bugün başhekime…
Efendim yiyip içmiyor…
“BILIYORUZ, FARKINDAYIZ!”
“Astronot yemeği verelim”, tamam dedim. Çünkü bende evde bundan içiriyorum kendisine…
Bu ne demek biliyor musunuz?
Başhekim teyitli ispat…
Allah var yukarıda, ALLAH!

301

Yokkk…
Ne bilişimde klavye hatası…
Ne Türk Ceza Kanunu’nun 301. Maddesi…
Üç Yüz Bir…
MADENCI!

Hatırladınız mi?
Devlet-ül ala…
Recep-i Tayyip pezevenk-ül imam-ı hatip, dolandırıcı ERboğan vakti zamanında meydana gelen bir “kaza”
Hani fıtrat meselesi gibi…
Divan yolunda kaçınılmaz “zayiat”

Ha bu uğurda bir insan fazla ölmüş ha eksik…
Önemli olan O pezevengin AK Sarayında arz-ı endam etmesi!

Tabii dünya tersine dönüp ayaklar…
Kendi bilgisizliğinin, cehaletinin, ihmallerinin suçunu FETÖ’ye yükleyip…
HALK…
Bunu y.rağ ı yer gibi yiyince kıç ve kıl durur mu?
Yok FETÖ, yok bu denediler suçu başkasına yüklemeyi…
OLMADI!

Bari gerçek şehitlerin, ihmal sonucu ölenlerin yüzü suyu hürmetine gör artık gerçekleri!

Ne diyor bu sabah haberlerde? “O beğenmediğiniz ÖSO …”

Bak kardeşim, vatandaşım, Kürt asılı INSANIM…
Vakit geldi geçiyor…
Mehmetçik…
Senin de evladın var bu Peygamber Ocağında, bizlerinde…
Onlar BIZIM MEHMETCIGIMIZ…
Bizim, nasıl ki bu topraklar hepimizinse o askerlerde bizim!

Gir bak arşivlerime…
Oku…
Anla, A. Öcalan bir it, itin yavrusu…
Tayyip gibi…
Bizi bizlere kırdıranlar gibi…
Önce Marksist – Leninist çizgiyle çıktı piyasaya, başarılı olamayınca döndü ırkçılığa…
Bu orospunun…
Dini, yüce dinimizi kendi siyasi amaçları için kullandığı gibi.

Bir çete ya, bir çete…
Saç sakal birbirinde, ÖSO, katil sürüsü, hatırla geçenlerde yazdığımı…
IŞID gibi hareket ediyorlar deniyordu…
Ne işi var senin, benim evladımın yanında?
Mehmetçik ne zaman kimden yârdim istedi?
Bu çocukların anaları haram süt emdirmedi ki bunlara…
Anaların ak sütüyle büyüdüler bunlar Anadolu topraklarında…
Harami helal bilmediler, arsızlık, şımarıklık yapmadılar…
Çalmadılar ya çalmadılar…
Alin teri ve damarlarında akan kan bu topraklara helal…
Yeter de yeter…
Bu ülkenin hiç mi Kürt yöneticisi olmadı?
Özal…
Ki o da bir … ti, sattı savdı ama bu onun kendi kansızlığı, Kürtlükle ilgisi alakası yok ki…
Ya tanıyorum sizleri, mert insanlarsınız. Bizim sizlerden farkımız var mı?
Kız almışız, kız vermişiz birbirimize. Atilla…
Atilla amca, büyük dayımın en yakın dostlarından biriydi rahmetli. Çok severdim kendisini…
Bir Kürt salatası yapardı, hani sumaklı…
Elimi ayağımı beşte parmağımı yerdim…
Kansızlara…
Orospulara hep birlikte dur diyelim!

OKU hem izle

Al sana, hastane tel. etti

Aklim gitti dedim kadın öldü…
Yaaa…
İnan, gerçekten aileden biri oldu kadın, yeminle büyük büyük annemiz gibi. Hele evladın hastası, O da onu çok seviyor. Hep anlatır Amerika’yı, birlikte gitmişlerdi…
Her şeyi unutan kadın bunu unutmuyor.

Maddiyat…
Hastane masrafları…
Özel sigortalı, bir sürü tantana…
Devlet ve yöntemleri, Tayyipistan da nasıl bilmiyorum AMA burada…
Memur önce cebinden veriyor, devlet yüzde yetmişini memura geri ödüyor…
Yani…
Devlet yüzde otuz kârda!

Gidip halledeyim…
Yeminle nereye yetişeceğimi şaşırdım. Ben…
Boşuna yorulmuyorum.

Unuttum bak…
Hani yüzde otuz meselesi…
Tayyipgillerden okuyan varsa korkarım yakında Tayyipistanda da yürürlüğe koyarlar…
Memur…
Yüzde otuzu ödeyeceği vergiden düşüyor…
Yani al sağ cebinden koy soluna!

Özel hayvanat bahçemiz

Bir gün gelecek tepem atacak…
Yapacağım şöyle güzel bir horoz çorbası…
Her sabah, üürü ü, üürü ü…
Ardından şöyle güzel bir tavşan yahnisi…
Kedileri yakalayamadım, sürtük Hürrem gezdiriyor bir yerlerde bir tarafını…
Tarçın desen hepten yok piyasada…
Dama mı çıktı yine ne?

Tavsiyem…
İndirin tavuklu resmi bir yere, büyütün…
Ben ömrümde böyle güzel ve besili horozLAR görmedim…
Ali Bey özel yem alıyor, dükkândan arta kalan en iyi sebze – zerzevat…
Deli bunlar ya deli, MANYAK!

+

+

😊

Dedim ya Allah >>> hiç birinin <<< eksikliğini göstermesin, yaşatmasın bana.

Pis hırkız

Hep şikâyet ederim başımdaki manyakları…
Allah eksikliklerini göstermesin ama fazlası gerçekten fazla geliyor…
İrfan ağabey geldi, bizim eski çalışan. Varmış işleri, yapabilir miyim diye sordu…
Hiç sorulur mu?!

Sabahtan dükkânda bir şarj aleti, gıcır gıcır yeni, belli…
Sordum senin mi, yeni mi aldın?
Hanıma…
Kızacaktım, neden sormadan aldın, var doksan dokuz tane.

Yok dedi…
Dada…
Dayday’in televizyonuna kalk gidelim yapmış, evde kıyametler koptu…
Oğlum senin televizyonun ne oldu? Bozuldu!

Bakıyor öyle yüzüme yapayım diye…
Gel de yapma!
NEFRET ederim televizyon, ekran tamirinden…
Hem tehlikeli.

İrfan ağabey geldi yanıma “Önder böyle böyle oldu” dedi…
Ya adam madem bilmiyorsun kullanma, bu kaçıncı…
Basmış bir yere çıkmış porno…
Sordum çocuk mu?
“Yok” dedi, iyi o zaman korkma!

“Sıfırlar mısın her ihtimale karşı?”
Tamam dedim, yanımda, sıfırlanıyor şimdi…
Dün gittim ya Dada’nın, Dadyay’ın yanına…
İkisi de bakıyor yüzüme, ben unuttum gitti…
Yapmıştım, test etmem lazım birkaç gün. Dedim ya tehlikeli, yangın!

Pis hırkız…
Almış şarj aletini geri, ver dedim lazım…
Neyse aldım yoksa şarj aletlerini nereye koydum aramam lazım…
Kafa iyice gitti.

Arkadaş herkesin benden bir beklentisi var…
Benim kimseden yok…
Allah’tan başka…
Bu insanlar neden benden bekler?
Cevabi çok basit, insan eşek olmayacak!!!

### Ya Allah büyük, Allah büyük. Belki aklı başına gelir ###

Bak kardeşim hep derim…
ALLAH benimle ve sevdiklerimle…
Oruç tutmam, tutamam…
İki rekât namazı kılarım, Cuma’ya gitmem, aslında camiye SENEDE gittiğim bir elin parmakları kadar bile değildir. Gusül abdesti alırım, gerisini bilmem. YANI TOPTAN…
İçki içerim hem de nasıl…
Rahmetlinin öğrettiği dualar dışında dua bilmem…
Küfür ederim, hele son zamanlarda ağzım iyice bozuldu…
Kısacası…
Allah ne tavsiye ediyorsa, Peygamber Efendimiz…
Neredeyse her şeyin tersini yaparım(!)

AMA…
Allah hep yanımda…
Benimle birlikte sevdiklerimin yanında, dua düşmez dilimden, yürekten anlıyor musun yürekten…
İnan ağlayacağım neredeyse…
Hanim geldi yanıma, müşteri gelmiş demin anlatıyormuş doktoru…
Varmış uzakta bir akrabası, yaşı Oma ile hemen hemen ayni…
YALNIZ yaşıyormuş YALNIZ, ayni benim ki gibi…
O da bacağını kirmiş, doktor perşembe günü gidecekmiş yanına!

İlahî adalet mi desem, ne desem?
Belki…
Akli başına gelir, inan, Allah şahidim, en büyük şahit…
Ben elimden geleni yaptım, yapıyorum!


INAN, yazdıklarım harfiyen doğru…
Uydurma falan değil. İnan değil.

İnanılacak gibi değil, gırtlağımı, boyumu geçti. B.k çukurunun içine düştüm boğuldum, boğulacağım

B.kun içinde ya, b.kun içinde…
Allah razı olsun adam İsviçre’den doktora telefon etmiş…
Kadın konuşturmamış bile, gel demiş. Gelecekler Pazartesi…
Demiş adama:
“Kim bilir kaç saatten beri öyle yatıyordu orada!?”
Kırık bacak, Oma’nın bacağı kırıldı…
Ya kadın zaten başlı başına sorunlu, mecazi anlamda bile olsa cadı demek istemiyorum ama ona çok yakın. Laf, söz dinlemez cinsinden bir insan.

Doktor…
Resmen bana hem yalancı demiş oluyor hem zan altında bırakıyor…
Vazifeyi ihmal…
Çok kolay çürütebilirim bu tezi, hatta dört tane şahidim var diyebilirim…
Evet…
Büyük abdestini kaçırdı altına AMA…
Oma, yeminle öyle, abartarak yazıyorum…
Beş dakikada bir tuvalete taşınır, motorlar bozulmuş, küçük abdest yani çişine…
Kupkuruydu, yani saatlerce orada öyle yârdim beklemiş olamaz…
Tabii ilk yârdim ekibi, doktor dahil bu ayrıntıyı hatırlayabilirse iddiayı çürütmüş olurum.

Ne istiyor bu kadın benden?
Yaptığımdan fazlasını yapamam!

Her gün sabah akşam gidiyorum yanına, dün akşam almışlar istasyona, çıkmış yani yoğun bakımdan…
Kafa berbattı, renk sapsarı…
Bu sabah ikisi de iyi di, beni hemen tanıdı, konuştuk biraz.

Sadece O değil ki, sadece Oma değil…
İmtihana girmem lazım, evet bu yaştan sonra çocuk gibi imtihan olacağım…
Bu kafayla bu sağlıkla…
Kendime güvensem giderdim üniversiteye…
Birde…
Maddi yani var, nasıl söyleyeceğim, isteyeceğim bilmiyorum…
IMKANSIZ…
Eşek gibi cebimden vereceğim parayı, eşek gibi…
Yok arkadaş, yok…
HERKESE s.ktiri çekmem lazım AMA yapamıyorum ki!