Monat: September 2018

Uyuyup kalmışım…
Yeni uyandım. İyi ki uyanmışım…
Ozan Ceyhun…
Birçoğunuz için bu isim bir şey ifade etmeyebilir!

Sanki dün gibi gözümün önüne geldi…
Wiesbaden eski Amerikan üssü…
Hemen karşısında, paralelinde „dar cadde üstünde“ devasal devlet binasında bire bir görüşmemiz. Açık vermemişti…
Daha doğrusu açık vermemeye çalıştı…
Kaçın kurasıyız?
Onun gibi neler, kimlerle görüştüm…
O zamanlar izlenimim…
Siyasi fahişe, muazam bir potansiyel…
Kin…
Nefret…
Bugünlerde AB Parlamentosundan AKP danışmanlığına. Eyyy para…
Eyyy şahsi ikbal sen nelere kadirsin!

Muazam bir Türkiye düşmanlığı…
Salak Önder, geri zekâlı aptal…
İsteseydin…
Bugün nerelerde olurdun!

Yerli ve milli pezevenk Almanya’da ya…
Konuşuyor, savunuyor O. Ceyhun Alman televizyonunda.

Yokkk…
İnan pişman değilim, aynaya baktığımda yüzüme tüküresim gelmiyor. ALLAH…
Neler nasip etti, kadın, para, macera, heyecan…
Pişman değilim…
Özüme…
Benliğime sadık kaldım o kadar!

Uzun süreden beri ilk defa Euro yedinin…
Dolar altının altına düştü…
Aklımda Mafya…
Hani dolar 5,5 civarında tutunacak…
Gerçekleşecek gibi görünürde…
Önder…
Nu meselenin perde arkasını aydınlatmadan son nefesini VERMEYECEK!

Neden mi bu kadar önemli?
Bir düşün kardeşim eminim anlayacaksın önemini!

Ya papazda veya İran konusunda taviz verildi!

„Vater, vergib ihnen denn sie wissen nicht, was sie tun“

Hz. İsa’ya ait olduğu söylenen cümle. Çarmıha gerilmiş, çiviler çakılmıştı(!)

Baba, af et onları. Çünkü ne yaptıklarının farkında değiller, tercümesi.

Cut-Out…
Data Cut Out (DCO)…
İstihbarat örgütlerinde kullanılan bir terim. Yemleme…
Anlamanız için hiç bir ajan kalkıp yeni bir kaynağı yemlemek, kazanmak için kendini tehlikeye atıp, açık etmez. Açık vermez. Aracı kullanır, ilk görüşmeler için. Hedef hazır mı değil mi bilgi vermeye, onun adına çalışmaya bu şekilde öğrenmeye çalışır.

Bilgi…
Bilginin kaynağı, en güzeli doğrusu…
Güvenilir olanı, istikrarı…
Sürekliliği…
Karda yürürken izini belli etmeyen…
Gemisini yürüten kaptan(!)

Aldım valideyi tutuk Kapalıçarşı’nın yolunu…
Öncesinde bazı görüşmelerim oldu…
Sonra…
Bak güzel kardeşim güç demek bu dünyada..
Ya para…
Yani ekonomi, ekonomik gücün, topraklarında bulunan hammadde, insanlarının zihni…
Ve veya askeri varlığın, teknolojin…
Hele bilgi var ya çağımızda hayati!

Kırım kardeşim Kırım…
Hani bir zamanlar topraklarımız olan…
Putin…
Bilirsin takip ediyorsan beni…
Değer veririm…
Pekiii…
Neden?

Milliyetçilik bedava değildir…
Bedel ister, yürek ister…
Fedakarlık ister…
Hiç kendine sordun mu Putin neden Kırımı tekrar „kendi bünyesine“ kattı, hiç merak ettin mi bunu?

Cevabı…
Güncel silah teknolojisiyle…
Türk’ün boğazları ONUN kontrolü altında!

Bir savaş durumunda istemediği hiç bir gemi boğazlardan geçemez, kendi güvenliği!!!

Ben boşu boşuna yorulmuyorum…
Elbette hayat şartlarımın etkisi…
Bedensel tepki!

Her yerde kullandığımız 220V alternatif akım ile nabzınızın arasındaki bağı biliyor musunuz?

220V 60Hz!?

İnsan nabzı…
60 sayar benim DİNLENİKKEN…
100 ile 120 arası, yani yaklaşık iki kattı…
Hayal edin birde fiziksel faaliyet içindeyken ki halimi!

Cereyan…
60 Hz olması, çarpılırsanız cereyana kalp ritminizin bozulmaması için.

Ben kaçtım…
Dua…
Sevinirim, işlerimin rast gitmesi için…
Sağlıcakla kalın, kısmetse…
Ölmez sağ kalırsak yine görüşmek üzere

Ömrümü vermişim bu meseleğe…
Hep anlatırım…
Bilişim…
Ne biliyorsun diye sorsan;
Hiç bir şey derim…
NOKTA

1750 Tayyip Lirası vereceklermiş ayda…
Öğretecekler, eğiteceklermiş gençleri…
Dokuz ayda…
Anca…
„bilgisayarı açıp kapamasını öğretirsin!“

Gir bak arşivlerime…
Anlatmışımdır Hindistan’ı…
İsrail’i…
Altyapıyı!!!

Eyyy anam eyyy…
Sizlerden, bizden…
Ne köy olur ne kasaba.

Münakaşa eden iki taksici…
Silahlar çekildi…
Bir serseri kurşun suçsuz günahsız vatandaşın karnını deşti!

Vatandaş vefat etti…
Dört yaşındasındır mesela, başına beton düşer melekken melekler arasına karışırsın…
Burası Tayyipistan, oldu bir Kasımpaşa

Euro 7,17
Dolar 6,10

Giyinip çıkacağım birazdan…
Bugün yine önemli bir görüşme var programda

Biliyorsun beni, belki…
Benden iyi…
Ayrıntı benim için çok önemli.

Bariz bir şekilde dikkatimi çekti…
Geçen gelişime nazaran ki „aradan kaç gün geçti?“

Türbanlı şırfıntılar göze batacak derecede artmışlar(!)

İki olası nedeni…
Geçen gelişimde hava muhalefetinden pek dışarı çıkmamış olabilirler…
VEYA…
O günlerden bugünlere ekonomik ve veya menfaat gereği insanlar kapandılar(!)

Dinle…
Annem çok şaşırttı bugün beni…
Hani otobüs, toplu taşıma araçları ve gençler…
Söz açıldı annem anlattı, dikkat etmiş kadının dediğinde haklılık payı varmış.
Hani engellilere, ihtiyarlara birçok genç yer vermiyor ya araçlarda…
Geçenlerde gelmiş yine kadıncağızın başına…
Annem şayan etmiş çocuklara…
Terbiyesizlere, hem ihtiyar hem bastonla yürümek zorunda. Kadının biri sokulmuş anneme demiş „haklısınız ama sizin başınız açık, onlar sadece kendileri de olanlara yer veriyor“ demiş. Yani ya türbanlı veya başörtülülere!

Annem uzun süre takip etmiş bu „durumu“.
Kadının söylediği doğru gibi.

KADIN…
Millet devlet kapısında başka türlü aş, iş bulamıyor!
NOKTA

Yeri gelir…
Mekke – Medine’den bile önemli…
UMURUMDA DEĞİL…
Bu sözlerimi istediğin gibi anla!

Hele hele gidip, inan ömrümce görmek istetmişimdir, evlat bahane, Allah nasip etti. Görmeyi umduklarım gördüklerimin 8 metre altında kalmış olsa bile (Rom’a 9 metre taş, toz, toprak altında. Gerçek Rom’a) beni çok etkiledi. „Her şey orada başladı orada bitti. Unutma Peygamber Efendimizi“

Kudüs…
Museviliğin, Hristiyanlığın ve en nihayetinde Müslümanlığın kutsalı…
Siyasete alet edilmemeli!!!

Gördünüz mu?
DÜNYA güldü, alaya aldı Trump’ı Birleşmiş Milletler toplantısında…
Sandı…
Kendi taraftarlarına konuşuyor, cahil kitlelere…
„Bizim ki gibi“
Dünya liderlerine alay konusu oldu…
Güldürdü kendine…
Ne utanç verici, anlayana!

Adi pezevenk yarına Almanya’ya geliyor…
Bilerek yazıyorum, nefret ederim bu deyimden…
EVET…
Küçük düşürmek için yazıyorum…
Almancılar, Türkiyeliler sevinç…
Türk üzüntü ve hicap, utanç içinde…
AMA…
Konumuz bu değil TRUMP…
Kudüs…
Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı ya…
Üç, dört aya kalmaz bölge için barış planını açıklayacakmış serseri…
Densiz, kendini bilmez. Kanısınca…
İki devletli çözüm en uygun olanıymış…
Yat geber meselesi. Ya kabul et veya sürün…
Kudüs nasılsa İsrail’in başkenti…
Al sana devlet…
Kapa çeneni!

Yersen tabii!?