PiyasaLARI bekliyorum VE EVET herkes lider olamaz

İnsan kaybetmesini de kazanmasını da bilecek.

Iran…
Çok üzücü…
Boş hastane yatağı kalmamış.

Ve EVET tahmin etmiştim, dünkü karşılaşma…
PANIK…
Piyasalar KIRMIZI açmış, bakiniz Tayyip borsasına…
ANLA…
Anla ulan ANLA…
Genel olarak ufak tefek kazançlar, kayıplar…
Dow…
Sihirli 28 bin civarlarında bundan faydalanan IMKB…
Satılıyorsunuz…
Sikiliyorsunuz!

*

Dünyadan bir haber, bir haber AMA onlar HABERDAR

İnsandan insana…
Bilişimciden bilişimciye fark…
İstihbarat falan filan anlatıyorum ya…
Hava atmaya çalışıyorum, yalan söylüyorum sanıyorsunuz…
AMA…
Hayatlardan hayata FARK!

*

Bak ya olabilir mi acaba?

Arka Sokaklar; serserinin biri takılıyor ambulans peşine…
İçinde bir korona şüphelisi hasta, serseri ile öğrenecek kimliğini…
Ambulanstakiler hakkıyla vermiyor bilgi…
Kavga, yaralanma fal…
Takip…
Sonunda konu Odunun maşasına geliyor, O da gidiyor herifin evine…
DIKKAT…
Eşine söylemese yerini soruşturma açacağına dair tehditte bulunuyor, ki bu bile kendi başına bir suçtur. Odun yapıyor bunu odun…
Komiser!???

SUSMA HAKKI…
Hele hele eşi hakkında aleyhte ZORLA ifade…
ILKE…
Avrupa Birliğinde; uluslararası hak…
Yerel hakki bozar, yani uluslararası haklar ve görevler daha üstünüdür…
Tam hukukçu dili ile ifade edemedim, biliyorum AMA umarım anladınız beni…
AB hükmü 2012/13/EU
3. Madde
Almanya Ceza Muhakemesi Kanunu
136. ve 163. Madde vesaire…
Böyle şeyleri yasa dışı sayar.

Tayyipistan

http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2010-91-657

ÖMÜR…
Bir ayak hapiste, kanunlar…
Hükümler arasında geçti!

Bu dünyada…
İnsanda var hayvanda!

https://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2012:142:0001:0010:DE:PDF

https://dejure.org/gesetze/StPO/163.html

Falan filan!

Papaza söylenecek çok söz var AMA anamdan emdiğim süt fitil filit burnumdan geliyor şu anda

Bu coğrafyada gözleri var!

“Bir millet, iki devlet”
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiyi özetleyen cümledir bu…
Kardeşliğin, sevginin ifadesidir.
Azerbaycan’a yapılan saldırıyı, bize yapılan saldırı gibi kabul edip, kardeşlerimizin yardımına koşmalıyız. Nitekim öyle yapıyoruz!
★★★
Ermenistan, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini 28 yıldır işgal altında tutuyor.
1992 yılında Rus ordusunun da desteği ile katliam yaparak işgal etmişlerdi…
Şimdi yeniden hücum ettiler!
Arkasında kendisini kışkırtan bir güç olmasa Ermenistan bu çılgınlığı yapabilir mi?
3 milyon nüfusa sahip bir ülke, 10 milyonluk bir ülkeye saldırabilir mi?
Üstelik Ermenistan açlık derecesinde fakir, Azerbaycan ise petrol zengini…
Saldırının tek açıklaması Ermenistan’ın arkasında Rusya’nın ve muhtemelen Fransa’nın olduğudur.
Hesap nedir?
Türkiye’yi “Yunanistan-İsrail-Ermenistan” üçgeninde sıkıştırmak!
Buna “Şeytan üçgeni” diyorlar.
★★★
Ermenistan aynı haydutluğu 1992 yılında da yapmış, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal etmişti… Dağlık Karabağ ve çevresi 28 yıldır Ermeni işgali altındadır.
Fakat bu defa Ermeni Ordusu sert kayaya çarptı. Çünkü Azerbaycan, eski Azerbaycan değildi. Hazırlıklıydı. Böyle hain bir saldırıyı tetikte bekliyordu. Derhal “Savaş hali” ilan etti ve karşı hücuma geçti.
İlk iki gün Ermeni ordusu 24 tank, 15 uçaksavar, 18 İnsansız Hava Aracı (İHA) kaybetti.
550’den fazla Ermeni askeri öldürüldü, geçmiş yıllarda kaybedilen 7 köy işgalden kurtarıldı.
Ermeni ordusunun ünlü subaylarından Hava Taburu Komutanı Yarbay Babayan çarpışmalarda vurularak hayatını kaybetti.
Ermeniler, dışarıdan parayla getirttikleri PKK’lı teröristleri de Azerbaycan’a saldırtıyor ama ne yapsalar nafile… Yıllardır Türk subayları tarafından eğitilen Azerbaycan Ordusu iyi savaşıyor, vatan topraklarını fedakârca savunuyor.
Eğer Birleşmiş Milletler Örgütü’nün aracılığı ile “Erken bir ateşkes” sağlanmazsa, Azerbaycan ordusu, işgal altındaki topraklarının önemli bir bölümünü kurtaracak gibi görünüyor.
Şartlar ne olursa olsun, kardeş Azerbaycan’a desteğimiz sürecek.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar “Kederde ve kıvançta daima bir ve beraberiz. Azerbaycan’ı asla yalnız bırakmayız.” diyor.
★★★
Türk askeri şu anda birçok cephede savaşıyor.
Emperyalist devletler, Türkiye’yi Azerbaycan’da da cephe açmaya zorluyor. Böylece Türkiye’yi daha da zor durumda bırakmak istiyorlar.
Biz bunların hepsiyle başa çıkabiliriz. Ancak… İçeride birbirimizi yemeyi bırakmalı, ekonomimizi toparlamalı, insanlarımızı kamplara ayırmaktan vaz geçmeliyiz.
AKP iktidarı “Sen-Ben”, “Bizden olanlar- Bizden olmayanlar” gibi ayrımcı politikaları bırakıp ülkede birlik ve beraberliği sağlamazsa, bizi bu coğrafyada rahat yaşatmazlar!
1920’de Sevr Antlaşması ile ülkemizi paramparça etmişlerdi. Yurdu, Ata’mız Mustafa Kemal kurtardı. Bu defa yeni bir Mustafa Kemal bulabilir miyiz, bilemiyorum!
Anlayan varsa beri gelsin!
Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Beyefendi dün müthiş bir lâf söyledi ve:
“Döviz kuru benim için hiç önemli değil, oraya bakmıyorum!” dedi.
Vay canına! Bir yaşıma daha girdim!
Ülkede yediğimiz içtiğimizden tutun, köprü geçişleri bile dolara bağlı… Nasıl önemli olmuyor? Biri çıkıp da anlatsa bize…
Döviz kurları dün tarihi zirve yaptı!
Dolar 7.85 liraya kadar yükseldi…
Euro 9. 16 lira oldu…
Sterlin 10 lirayı aşıp, 10.10 lira oldu…
Ülkede içtiğimiz su fiyatları bile dövize endeksliyken, Maliye Bakanı için hiç önemli değil ha? Anlayan varsa beri gelsin!

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/rahmi-turan/bu-cografyada-gozleri-var-6060263/

Zavallı İsveç

Bir milyar dolar harcayarak, 1.150 küsur odalı saray yaptırmışlardı.
29 Ekim’de açacaklardı.
Gösterişli davetiyeler dağıtılmıştı.
Cumhuriyetimiz, Cumhuriyet tarihimizde ilk kez Çankaya Köşkü’nde değil, başka bir yerde, ak saray’da kutlanacaktı.

Hevesleri kursaklarında kaldı.
Şatafatla açacaklardı.
Felaketle açıldı.

Cumhuriyet Bayramı’na bir gün kala Ermenek’te facia yaşandı.
18 madencimiz grizudan filan değil, su içinde boğularak can verdi.
İhmal katliamıydı.
En ufak bir denetim bile yapılmadığı için, yeryüzüne daha yakın seviyelerdeki eski galerilerde yıllar içinde tonlarca su birikmişti, neticede taban delinmiş, aşağıdaki galerilerde kelimenin tam manasıyla “sel baskını” olmuştu.

Facia yaşandığında öğle tatiliydi.
Gel gör ki, öğle tatilinde dışarda olması gereken madencilerimiz 355 metre derindeydi.
Çünkü, maden ocağının sahibi “inmeleri çıkmaları vakit kaybı oluyor, üretim azalıyor” diyerek, öğle tatilinde yüzeye çıkılmasını yasaklamıştı.

Öğle yemeği bile verilmiyordu.
Madenciler yemeklerini kendi evlerinden getiriyorlardı.
“İsteyen bu şartlarda çalışsın, beğenmeyen defolsun gitsin” deniyordu.

301 madencimizi kaybettiğimiz Soma faciasından sonra, maden işçilerinin haklarını arttıran bir yasa çıkarılmıştı.
Mesai süresi sekiz saatten altı saate indirilmişti.
Ancak, güya maden işçilerinin haklarını arttıran bu yasa, maden işçilerinin daha da köleleşmesine sebep olmuştu.
Devlet tarafından gerekli denetim ve takip yapılmadığı için, taşeron patronlar bu yasayı fırsat olarak değerlendirmişti.
“Mesai kısaldı, maliyetlerimiz arttı” diyerek, öğle tatilini bile yasaklamışlardı.
Yemek vermiyorlardı.
İtiraz edeni kovuyorlardı.

Ermenek’teki maden ocağının taşeron patronu, Akp’liydi.
2004 ve 2009 seçimlerinde Güneyyurt beldesinde Akp’nin belediye başkan adayı olmuş, kazanamamıştı.
Seçimleri kazanamamıştı ama, maden ocağını kazanmıştı, 18 işçiye mezar olan madeni 2009’dan beri işletiyordu.

Attı mı mangalda kül bırakmayan “dünya lideriyiz” diyen sayın hükümetimiz, maden ocağına dolan suyu 38 günde zor boşalttı.
38 gün!
Son madencimizin cenazesi çıkarıldığında, takvimler 4 Aralık’ı gösteriyordu, kadere bakın ki, 4 Aralık, Dünya Madenciler Günü’ydü!

Ermenek faciasının simgesi, Recep amca’ydı.
Hayatını kaybeden işçilerimizden Tezcan’ın babasıydı.
Oğlunun cenaze törenine yırtık cızlavet’leriyle geldi.

Cızlavet’in yenisi sadece yedi liraydı.
Alacak durumu yoktu.

Recep amcanın yedi lirası bile yokken, Recep amcayla adaş olan cumhurbaşkanımızın bir milyar dolara saray yaptırması, baş’tan ayak’a, devletin başından, milletin ayağına, Türkiye fotoğrafıydı.

Cızlavet…
Hurda lastikten yapılıyor.
Bildiğin otomobil, kamyon, traktör lastikleri eritiliyor, ayakkabı şeklinde kalıba dökülüyor, presleniyor.
Bağcıkları varmış gibi görünür ama, yoktur.
Bağcık şeklinde motifi vardır.

İsveç malıdır!

1900’lerin başında Wilhelm ve Carl Gislow adında iki kardeş tarafından icat edildi.
Bu iki biraderin aslında otomobil lastiği fabrikası vardı.
Gislaved şehrinde yaşıyorlardı, lastiğin markası da Gislaved’ti.
Hurda lastikleri atmaktansa değerlendirmeyi düşünmüşler, eritmişler, kalıplamışlar, preslemişler, bu ayakkabıyı üretmişlerdi.
Çok ucuzdu.
Sadece İsveç’e değil, bütün Avrupa’ya sattılar.
1930’lu yıllarda Türkiye pazarına girdiler.
Ahalimizin dili dönmedi, Gislaved diyemedi, cızlavet dedi.

Gislow biraderler İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bu ayakkabının üretimini durdurdu.
Sanayi gelişmişti.
Avrupa değişmişti.
Bu ilkel ayakkabı türevini satabilmek artık mümkün değildi.
Türkiye hariç…
Türkiye’de taklitleri çıktı, şakır şakır üretime devam edildi.

1930’lu yıllarda tıpkı Türkiye gibi Gislaved giyen İsveç… Bugün, kişi başına 56 bin dolar milli geliriyle, dünyanın en zengin, en mutlu, yaşam kalitesi en yüksek ülkelerinden biri oldu.

Gislavedler bu topraklara geldiğinde Recep amca daha yeni dünyaya gelmişti, oğlunun cenaze törenine katıldığında 75 yaşındaydı, ayağında hâlâ cızlavet vardı, üstelik yırtıktı.

Gel zaman git zaman, 2020 oldu.
Koronavirüs salgını başladı.

İsveç’te yaşayan Leyla isimli bir genç kız twitterden mesaj yayınladı.
“Babamın korona testi pozitif çıkmasına rağmen hastaneden eve gönderildi, ülkemizin bize sahip çıkmasını istiyoruz” dedi.
Konyalı sağlık bakanımız bu imdat çığlığına karşı derhal tweet attı.
“Sevgili Leyla, sesini duyduk, baban için hastanelerimiz hazır, ambulans uçağımızla İsveç’e geliyoruz” dedi.

Yandaş medyamızın gururla göğsü kabardı.
“İsveç ölüme terketti, Türkiye özel uçak gönderdi” manşetleri atıldı.
“İsveç sağlık sistemi çöktü, Türkiye yardım elini uzattı” denildi.
Ambulans uçağın gidişi-dönüşü naklen yayınlandı.
Saatlerce gösterildi.
Günlerce gündemde tutuldu.
“İskandinav ülkeleri iflas etti, Türkiye dünya lideri” denildi.

Asrın liderimiz İsveç’e telefon etti, Leyla’yla konuştu.
“Bu devlet, milletinin mecnunudur, sevdiği gurbet elde de olsa onu yalnız bırakmaz” dedi.
Asrın liderimizle Leyla’nın telefon görüşmesi, asrın liderimizin twitter adresinden yayınlandı.
Bütün ana haber bültenleri gösterildi.
Günlerce konuşuldu.

Leyla’nın ambulans uçakla getirilen babası iyileşti, taburcu oldu.
“İsveç ölüme terketti, Türkiye kurtardı” diye manşetler atıldı.
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sayesinde, salgında mücadelede dünyanın en başarılı ülkelerinden biri olduğumuz” anlatıldı.
“İsveç bizi gıptayla izliyor” denildi.
“Gurur duy Türkiye” denildi.

Bu haberleri eminim hatırlıyorsunuzdur.
Üç kuruşluk maskeyi dağıtmayı beceremeyen, vatandaşına para yardımı yapacağına iban numarası vererek üste para isteyen sayın hükümetimiz… ABD’ye maske gönderdik, İsveç’e ambulans uçak gönderdik filan diyerek, sayın ahalimize şov yapıyordu.

Bu haberleri seyreden sayın ahalimiz de, İsveç’in battığına, o İsveç’in 75 yıl önce üretmekten vazgeçtiği cızlaveti hâlâ giyen Türkiye’nin İsveç’ten çok daha iyi durumda olduğuna inanıyor, şükrediyordu.

Ve, Türkiye…
Önceki gün Recep amcanın koronavirüsten öldüğünü öğrendi.

Konyalı sağlık bakanımız korona için İsveç’e ambulans uçak göndermişti ama, Konya’da komşuları tarafından hastaneye kaldırılan koronalı Recep amcadan kimsenin haberi yoktu.

Sayın ahalimiz, cızlaveti tee 75 yıl önce üretimden kaldıran İsveç’in Türkiye’yi gıptayla izlediğini düşünürken… Recep amca cızlavetle doğdu, cızlavetle rahmetli oldu.

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/yilmaz-ozdil/zavalli-isvec-6060084/

*

Dükkân…
Durma noktasında…
20.10.1989…
Cimri derler bana…
Desinler…
Yedim, yedirdim ama SADECE sevdiklerime, yani küçücük aileme…
Dört onlar, beş bizdik…
Kaldık sekiz…
Çektik…
Özellikle ikici kez Almanya’ya geldiğimiz ilk yıllarda…
Bakma “ağlandığımda”
Çok zorda kalırsam, yıllarca!

Tekme tokat…
Offf hem de nasıl, komalık…
Yeri gelir tutar elimden, verir bana akıl…
Ve bu imkânları bana, sevdiklerime sağlayan Allah’ıma…
Sevdiklerime…
Omuz omuza çok şükür verene…
Rabbime, sevdiklerime.

Güzelliğine güvenme bir sivilce yeter…
Zenginliğine güvenme bir kıvılcım yeter der atalar…
Rabbim…
Cümlemize yâr ve yoldaş olsun.

Allah…
Kimsenin birliğini, dirliğini…
Düzenini bozmasın.

>>> Osmanlı torununun ülkesinde yedi binden fazla YENI vaka, Osmanlı özentileri ve göt kılları <<<

Önder…
Bir harf…
Nedensiz…
YAZMAZ!

„…


Beide Seiten treiben zudem ihre Bewaffnung konsequent voran. Armenien profitiert von der Mitgliedschaft in der Moskau-geführten Allianz OKVS und kommt günstig an russische Waffen heran. Das Öl- und gasreiche Aserbaidschan wendet ein immenses Militärbudget auf und gilt als spendabler Importeur für russische, türkische und israelische Waffen. Außenpolitisch pflegt es gute Beziehungen zu Moskau – sucht aber vor allem die Nähe Ankaras.


…“

Worum es im Krieg um Bergkarabach geht

### !!! ###
Neues Polizeigesetz: Bodycams ins Wohnungen erlaubt
### !!! ###

INAN bana…
Trump, Kahpedoğan, Boris falan…
Böyle tipler, yaratıklar…
Parasız…
Menfaatsiz yaralı parmağa bile işemez!
NOKTA

Öğretemedim gitti.

Internet…
Tabii sadece internet için geçerli değil AMA…
Bilirsen…
Ne nerede, öyle önemli bilgilere kavuşabilirsin ki…
Gizli, gizli…
Olması gereken bilgi. Insan…
Bilmeli.

😊

Vaz geçtim, havamda değilim

Anlatmışımdır Moğol istilasını, Osmanlıyı…
Cariyeleri…
Ondan sonra Osmanlı Türk kadınını kendine kadın etmemiştir…
Yani…
Osmanlının kanı kan değildir, kansızdırlar…
Bunlar gibi…
Anası belli babası yüz elli, veya tersi…
Ya arkadaş…
Dilini inkâr edeni ne etmeli?

Padişah Recep Tayyip dönemi…
II. Fetret Devri*!

NOT:
Ne kafatasçıyım NE KAN sapığı AMA görgü…
Annedir çocuğu yetiştiren.

Soyum…
Bir tarafı Gümülcineli diğeri Mısırdan gelme…
Ben Türkiye Cumhuriyeti’nde dogma, Almanya’da büyüme…
Bir zamanlar RESMEN çifte vatandaş olan, sonradan…
Türkiye Cumhuriyeti kanun ve düzeni gereği…
Bıkkınlıktan, bezginlikten…
Bir yerde zorlandığım için SADECE Alman vatandaşı olan, olmak zorunda bırakılan…
Önder Gürbüz…
Okuyucum olan HERKES bilir sağlık durumumu…
20.10.1989
(O günden bugüne, bırak iyi olmayı her gün daha da kötüleşen bir sağlık)
Ve bana ZORLA askerlik yaptırmaya çalışan REZILLERI!

Söyle isyan etmeyeyim de ne yapayım…
Bu düzene ki gelen gideni aratır oldu…
Baş kaldırmayayım da ne yapayım???

KORKUYORUM…
Evladım için, korkuyorum EVLATLAR için.

Unutma…
Hep anlatırım, bilişimciyim…
Yapmıyorum, genelde yapmam…
AMA ve VEYA…
SADECE mecbur olursam, taaa kapının önüne kadar!

Yayınlamıştım bir kitap, yıllar evvelsi, genel hatlarıyla hala “güncel”
En azından coğrafya, ülke, kent bazında hala “güncel”
>>> Bulamazsın normalinde <<<
IP adresleriyle ilgili, tabii benim elimde olan güncel mi güncel…
Taaa kapının önüne kadar!

* Fetret Devri, Bunalım Devri veya Fasıla-i Saltanat, Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezid’in beş oğlundan dördü arasındaki taht kavgaları nedeniyle 1402’den 1413’e kadar süren kargaşa dönemidir. Bu süreç Yıldırım Bayezid’in 1402’deki Ankara Savaşı’nda, Timur İmparatorluğu’nun kurucusu Timur’a yenilip esir düşmesi sonucu ortaya çıktı. Fetret Devri’nde birbirleriyle taht mücadelesine giren Yıldırım Bayezid’in oğulları Emir Süleyman, İsa Çelebi, Musa Çelebi ve Çelebi Mehmed’dir. Dağılan Osmanlı birliği, 1413 yılında, I. Mehmed (Çelebi Mehmet) tarafından yeniden sağlandı. Bu gelişmeye bağlı olarak Çelebi Mehmet için „devletin ikinci kurucusu“ tabiri kullanılmaktadır.

Beni de mi doğrayacaksınız lan? Yiyorsa gel, yerim yurdum belli

„Viel Feind‘, viel Ehr‘!“
Georg von Frundsberg; 11.09.1519

*

Hooooyt FETÖ…
AK Pezevenk neyse benim için sende osun!

Bugün, daha doğrusu dün çok ilginç ziyaretçilerim varmiş doğrusu!!!
Aman da aman…
AMAN DA AMAN!
😊

Dedim ya…
>>> çok pis <<<
Kaynıyor.

*

Bir çağrı daha yapsam mı acaba…
😊

Kolunda bir güzel…
Elinde bir kadeh…
(…)

Rus hatunları benzemez…
Yerli ve millilere…
Boya, posa bak.

Canım söz gelimi
Almanların dediği gibi, dışarıda iştahın açılsın sen yine de evinde ye…

Ancak…
Atalar bile der; papaz her gün pilav YEMEZ!
😊

Her türlü konu ASLINDA bana yasak, Almanya dahil; DÜN yapılan anlaşmalar falan. Restoranlar falan. Dediğim gibi Önderin suyu çok pis kaynıyor

Şeriat

*

Doğrudur…
Çavuşun oğlu Ermenistan için diyor AMA…
“Bu saldırı çözülemeyen sorunlar için…”
Yabancı basın ne diyor biliyor musunuz Tayyipistan hakkında?

“Azerbaycan, iç sorunlarda dikkatleri başka yere çekmeye“ VESAIRE…

AlYARAK…
Kendisi diyor resmi rakamlara göre bilmem kaç olan işsizlik rakamlarını önümüzdeki seneler…
%10’a çekeceklermiş, FALANNN!

Falan…
Filan işte, falan filan.

*

„Akdeniz’de başlayan savaşın, gaz yataklarını kimin kullanma hakkına sahip olacağını ve bunu kimin nakledebileceğini belirlemesi bekleniyor. Yaygın inanışın aksine, Türkiye sadece komşularını askeri olarak taciz etmekle kalmıyor, aynı zamanda hiçbir zaman tanımlanmamış olan ancak bugüne kadar önemli bir sorun oluşturmayan haklar da talep ediyor.“






Gerisi…
FAZLASIYLA sakıncalı, FAZLASIYLA…
Önder…
😊
Zaten sakıncalı piyade!

Sahiiii…
Değiştirilen İpek Yolu 2.0 güzergâhı…
Aman Önder sende…
Yiyeceksin g.tüne tekme!

*





*

Yemeğin salçalısı, kadının kalçalısı der atalar…
Yok arkadaş…
Göz zevkimi bozmayacak!

Hatunların bir tarafı çok büyümeye başladı!

Yeminle bak…
Türk’ü, Türkiyelisi Allah’ın emri sanki…
Ama ecnebi hatunlarda öyle…
Gittikçe büyütüyorlar…
Çok kötü!

Hanımlar…
Haddim olmayarak…
Biraz dikkat edin kendinize.

Alman…
Haber sunucusu. OLMAZ…
YANI!

Neden mi, Tayyipistanda borsa 1134…
Bakacaktım dünya durumuna. Dikkatimi çekti.

BitCoin falan…
İyi oluyor vallahi billahi, Önder geri zekâlıydı…
>>> Kontrol EDILEMEYEN, denetlenemeyen… RISKLI <<<
DAX düşüyor…
Dow düşüyor…
Tayyip borsası çıkıyor, Allah Allah?
Sadeceeee…
Yeminle HELAL SIZLERE…
Alman devlet tahvilleri…
Sıfırda…
Yani ne düşüyor ne çıkıyor ki dünyada genelde düşüte…
Tutuyorlar yani kendilerini, MILYARLARCA borçlanmalarına rağmen.

Dikkat edin LÜTFEN…
İhtilaflı durumlarda YANI…
ABD…
AB’ye karşı olduğu durumlarda, örneğin FRANSA(!)
Biri sert çıkışlar yaşarken diğeri gayet çekimser…
Hanım hanımcık, terbiyeli terbiyeli çıkıyor…
Bu durumdan neyi anlamalıyız?
Düşün biraz.

Hatırlatayım, gir bak arşivlerime…
Anahtar kelime bayrak yarışı!

*

İstanbul seçimlerini hatırlatırım…
HEPSI orospu…
İmamınoğlu…
AK Pezevenklerin himayesinde!

https://www.msn.com/de-de/nachrichten/politik/trump-sagt-bei-tv-duell-erneut-nicht-anerkennung-des-wahlausgangs-zu/ar-BB19yjrC?ocid=msedgntp

https://www.msn.com/de-de/nachrichten/politik/aussagen-aus-der-ersten-tv-debatte-im-faktencheck/ar-BB19ygmr?ocid=msedgntp

*

🙂

“Erdoğan babacığım benim”