Doğru vallahi, doğru!!! Kardeş geldi, çok güldüm

Bugün Cuma ya…
Evde…
Babamı görmüş rüyasında…
Demiş…
“Seninle yeterince uğraştım gidip ağabeyine bakmam lazım!”

Zaten O hayata olsa…
Böylesine ağzımı bozmam mümkün müydü, yalama oldum bozdular ağzı, kalbi…
Tabii başka konularda da onun bilgisine, tecrübesine öylesine ihtiyacım var ki!

Keşke hayatta olsa…
Keşke büyüklerimiz hayata olsalar, insan kaybedince değer biliyor…
ANLIYOR!

Hadi ben döneyim ders başına, birkaç sayfa…
Sonra Oma…
Evlat gelmeden.

İnan O raddeye geldim ANCAK ağzıma s.çsınlar!

Korkmuştum…
Başımızı belaya sokacak diye, “bitti” GIBI…
Neyse, tabii ben kendimden yola çıkmakla hata yaptım, birçok eksikleri var…
Tarafsızlıktan bahis etmemiz mümkün değil…
Kaynaklar:

>>> Türkiyeli <<<

Çocuk ne yapsın, yaşı kaç başı kaç?

### >>> yanlış bende <<< ###
Ancak…
Kafa karıştırmanın da âlemi yoktu, yoruldum. Gecenin bir yarısından beri ayaktayım. OKUYAMIYORUM…
Gözler, uyku…
INAN…
Öyle adiler ki öylesine ADI…
Kimi konularda GÜVENILIR BILGI edinmenin imkânı yok, ancak yasa dişi yollar ile edinebilirsin kimi şeyi, KIM UGRAŞACAK?

Baz baz bağırıyorum, lise terkim…
Ne olmuş lise terksem, ben…
Hala ben değil miyim?
Bildikleriminin kalitesi mi düşüyor bu sayede?
Ya ister insan ister inanma, kimi akademisyeni çıkarırım cebimden kimi konularda…
Tabii ki tabii uzmanlık başka, aşık atamam…
ZATEN ATMAM, bilmiyorsam bilmiyorum o kadar yani ama bildiğimi, EMIN olduğumu paylaşmaktan, söylemekten geri durmam.

Marmara Üniversitesi İktisadi ve idari bilimler…
INAN…
Bizler her şeyi hak ediyoruz!

Mutlaka

BIR mutlaka daha

keza

Video

Kimi sözlerimi dikkate aldığınız için teşekkür ederim AMA…
Ya arkadaş sizlerde akılda yok düşüncede!

Bana neee?
Değer verdiğim, önem verdiğim kişiler, kurumlar dışında…
Hakkımda kim ne düşünürse düşünsün, görüşlerime, fikirlerime önem versin vermesin…
Tabii ki benimde bağlı olduğum, “bağımlı” olduğum, hadi muhtaç olduğum diyelim yerler var…
Vardı…
Örneğin işverenim, müşteriler…
Ben…
Yine de doğru bildiğimi yaptım, yapmaya devam ediyorum…
İnsanda…
Biraz haysiyet olur, bir damla kişilik…
Ağzından çıkanı, yaptığını ÖNCESINDE düşünür…
Tartıya koyar. Öyle yapar!

Yazıyor, çiziyor, anlatıyorsam onu bunu, özelimi vesaire…
Var bir nedeni…
Gayem öğrenmek ve öğretmek. Alabileceğim…
Mümkün olan en iyi sonucu almak. Sizler…
Bugünden yarına, ya Allah(!)

Bırak IPad’i bilmem neyi bir tarafa…
PA-LAV-RA, yeter…
YETER!

Büyük devlet olmak, ağzına bir kaşık bal çalmak…
Çocuk gibi sevinmek, aferin evladım aman ne güzel yaptın(!)

Siktirin lan oradan siktirin gidin, ta ananızın bilmem nesine kadar yolunuz var!

Neden anlatıyorum Israil’i?
SÖYLE NEDEN?
Biliyordum, tanıştım kimisiyle buralarda AMA gittim gördüm…
Pes vallahi, PES. Hayran kaldım geri geldim…
Bak daha dün mü evvelsi mi, Israil yapması gerekeni yaptı…
Hamas ileri geleni…
Geberttiler iti…
NOKTA! Nokta ya NOKTA!

Dinci pezevenklere karşı…
Sen, sizler…
Çocuk gibi…
Birde UTANMADAN video hazırlayıp götürüyorsunuz yanınızda…
Aman efendim, canım, ciğerim bak…
Bak bunlar kimler…
Hüh hüh, hü…
Karı gibi ağlanıyorsunuz!

Sanki bilmiyorlar, ulan kendileri yetiştirip besliyorlar!

ADAM olun ulan biraz, ERKEK…
Bugüne kadar neden o herifi bulup ümüğüne basamadınız, nefesini kesmediniz…
KESEMEDINIZ…
NEDEN?

Keza…
S400’ler, anlatmadım mı SU57’yi…
İki gün, 2, IKI ULAN IKI gün operasyon yaptı Suriye’de…
Anlamadı Amerika, bati, anlayamadı…
İki günde böyle bir araç neler yapabilir hayal ettin mi?

Ve evet, F35 iyi, çok iyi…
AMA…
ILLE BILGI!

Ne diyorum hep?
Alet, edevat AMA kullanmasını da bilmeli, SAHI ISRAIL…
F35 yazılım değiştirme izni…
SONRA…
Patriot misali IHTIYACA göre alet edevat…
İyi yetiştirilmiş insan…
Anlayana, anlayabilene sözlerimi.

MILLI menfaatlerin neyi gerektiriyorsa…
NOKTA

Ben gitti

Babasının oğlu, ah paşam… Derin devlet diyorsun, BILMIYORSUN, Alman ne bilsin? Bire bir tercüme etmişsin

Gladio…
Ya ağı?
Avrupa çapında…
Bak Rus, “daha güne kadar” IKI özel denizaltı birimi ile DIKKAT seçtiğim kelimeye…
İstanbul ve Ankara’yı IMHA etmek niyetindeydi, “180 deniz mili” Kırımdan…
İstanbul!

Sende hâklisin birkaç sayfaya sığdırmak mümkün mü Türkiye’yi?
Baban…
Binlerce sayfada anlatabildi mi?

Devlet adına diyorlar…
Vatan, millet. Gördüm, yaşadım kendim…
MHP örneğin, bahane…
Para şahane!

Nice solcu genç gitti…
Yüreğinde vatan ve millet ile birlikte nice sağcı…
Arka planda otururken papazlar barda, bir kolunda bir güzel, diğer elinde viski kadehi.

Bak zibidiye, serseriye…
iPad ile ikna etmek istiyor Trump’i(!)

Hani ulan, hani nerede…
Diyordun ya onların IPhonu varsa bizim bilmem ne!

oku

Evet ya, unuttum gitti YAZACAKTIM, Almanya OFFF ne kaynıyor, halk arasında, halk fokur fokur. Haksız değil insanlar. Merkel… İpin ucunu fena kaçırdı, çok kaçırdı. İnşallah gene yakmaya başlamazlar bizleri. Gitsen… Nereye gideceksin? Tayyipistana mı? Beterin BETERI. Çok fena yoruldum, ya inan en ufak şey, en ufak. Ne yapacağım ben böyle, İsviçre?

Belki…
Pis bir oyun oynayıp öyle…
İçimde el vermiyor, AMA (…)
Sağlık olsa…
Karı, kızla…
Vur patlasın, çal oynasın. O da yok…
Çaresiz…
Sesiz sedasız VEYA (…)

### Sahi yeni gayrimenkul düzenlemesi, ADALETE BAK ###

Unuttum, sabah haberleri…
Allah herkese versin…
Hele Tayyipistanda, diyelim ki 10 tane, TEKRAR ON TANE birer milyonluk dairen var…
Ne eder?
10 milyon değil mi, sıfır vergi. TEKRAR 0 vergi…
Varsa başını sokacak bir evin, dairen…
Diyelim 100 bin, 500 bin ananı ağlatacaklar…
Bir Allah bir onlar bilir kaç Tayyip Lirası vergi isteyecekler!

Özür dilerim siz Sayın Okuyucularımdan…
Silkeceğim ananızı…
Daha ısınmadım bile, evlat…
Ama ondan sonra donunuzun rengine kadar dökeceğim meydana…
İpinizi pazara çıkaracağım, Önder sözü…
Çeyrek sözü…
İnşallah, sağlığım el verirse, bu kısıtlamayı yapmak zorundayım.

Pekte yanılmış sayılmam, Cem ne demişti “azil süreci” öyle olsa neden dolar “düştü?”

5,77882…
Yani neredeyse 5,78!

Arkadaş anlatıyorum ama anlamıyorsunuz…
Yeminle, isterim yani…
İnşallah göreceksiniz ananızınkini!

18:20 / 16:20

Dolar 5,7543
Euro 6,3316
Çeyrek altın 444,53
Borsa 103781

Övgü dolu sözler, şüphesiz tatmin etti bizimki…
Güzel domalmış belli..
Komalardayım, yeni geldim…
Ölüyorum desem yeridir…
😊
Yeminle charttan haberim yoktu, tahmindi.

Bak bomba yüklü kamyoneti yakalamışlar bugün, Allahtan…
Kontrollü patlattılar…
Yayınladılar görüntüleri. YA ZORLA, ZORLA…
İbadette, kimi mücadele de GIZLI yürütülür…
INAN…
ZORLA TAHRIK, bunların can man ile bir derdi yok, maksat yandaş – yoldaş görsün…
Gösteriş olsun, kim ölürse ölsün.

ANLAYANA, Kemal Derviş misali Amerikanın uzun vadeli planları. Recep Tayyip Kahpedoğan Bush’un piçi

Ben…
Neden ikisinden de nefret ediyorum acaba?

“…


Erst durch die Zustimmung des Militärs konnten sich ab 1983 wieder Parteien organisieren. Kenen Evren, der führende General des Militärs und der Kopf des Putsches, äußerste sich zu diesem Prozess, dass der spätere türkische Ministerpräsident Turgut Özal erst durch seine Erlaubnis eine politische Partei gründen konnte.



Turgut Özals ANAP wurde mit 45% der Stimmen zur Regierungspartei und erhielt die absolute Mehrheit im Parlament. Unter ihm zeichnete sich eine neue Form des kommerzialisierten und professionalisierten Wahlkampfes ab, in dem alle möglichen Formen der Medien für die Parteiwerbung genutzt wurden.



Des Weiteren wurden in dieser Periode zwei weitere wichtige Parteien von zwei Akteuren gegründet, die den politischen Werdegang der Türkei prägen sollten. Die MHP (Milliyetci Hareket Partisi) von Alparslan Türkes, welches das nationalistische Lager stellte wurde 1969 gegründet. 1970 wurde die MNP (Milli Nizam Partisi) durch Necmettin Erbakan, als Vorgänger der RP (Refah Partisi) und der FP (Fazilet Partisi), gegründet und bediente das konservativ-religiöse Lager. 1969 bestimmte die Religion den Wahlkampf, wobei die CHP als religionslos, die AP als religiöse Opportunisten und die MHP als zu religiös abgestempelt wurde. Auch diese Wahl konnte die AP für sich entscheiden



Die Nachfolgerparteien der verbotenen Größen AP und CHP konnten aufgrund von Verzögerungen gar nicht an den Wahlen von 1983 teilnehmen, wodurch nur die ANAP, MDP und HP an der Wahl teilnehmen konnten. Das Militär nutzte hierbei ihr Vetorecht, um bewusst die Anzahl der zulässigen Parteien und zur Wahl stehenden Politiker gering zu halten. Turgut Özals ANAP wurde mit 45% der Stimmen zur Regierungspartei und erhielt die absolute Mehrheit im Parlament. Unter ihm zeichnete sich eine neue Form des kommerzialisierten und professionalisierten Wahlkampfes ab, in dem alle möglichen Formen der Medien für die Parteiwerbung genutzt wurden. Ihre erste Legislaturperiode konnte die ANAP dafür nutzen, ihre Stellung im Wahl- und Parteifinanzierungsystem zu stärken und änderte die Gesetze zu ihrem Vorteil. Zudem schafften es die Nachfolgerparteien der AP und CHP durch eine Lücke in der Verfassung doch noch in dieser Legislaturperiode sitze im Parlament zu bekommen. Dafür gründeten Abgeordnete neue Parteien, verließen ihre alte Partei und koalierten mit den zu vorigen Volksparteien, was auch dazu führte, dass sich die Opposition neu ordnete und die militärnahe MDP und die linke HP in neuen Parteien aufgingen“

Gerçekten, çocuklar…
NEDEN anne – babalarının gözünde büyümez acaba?
İrdelemek lazım…
Araştırmak…
Cevaplamak gerek!

Serzenişte bulunuyor pezevenk…
Öcalan’ın manevi oğlu nasıl Beyaz Sarayda ağırlanabilirmiş?

Ne çabuk unuttu ADI…
Kendisi belediye başkanıyken ayni yerde ağırlandı…
Diyorum sizlere hep, daha çok başımız ağrıyacak!