Biliyor musun BIR TEK gerçek var, sadece BIR

Evet, vatan – millet sevgisi AMA…
Gerçeği…
Her an kalbinde taşıdıkların!!!

Vatanı da taşıyoruz kalbimizde, özellikle gurbette…
Gel gör ki toprağın dışında insan ile uğraşmak, emek harcamak…
Bir kumardan ibaret…
Genelde kaybettiğin bir kumar, kaybetmediğin kalbindeki sevgin…
O insanlar nadiren yanlıktır seni, tanıdıkların – bildiklerin…
Kardeşin bahçesi, giriş öyle güzel oldu ki, yarına kısmetse boya…
İnan…
Dört kişi, kendilerine göre yuvarlanıyorlar…
Hilal…
Beni bugün öyle üzdü ki, bir şey söyledi…
İçim cız etti…
O yüzden bunca emek, sadece çocuklar için. Halbuki nesi var…
BILMIYORLAR…
Görmemişler, Allah da göstermesin…
Anla…
Kot meselesi, hani yırtık pırtık…
Öyle acı şeyler gördüm ki, o kadar acı VE yine sadece izle haberleri…
Dünyada bebeler, bir deri bir kemik. Buna rağmen çok üzdü beni söyledikleri…
Biliyor musun, bir gün götürüp göstermek isterim, Burak…
Götürmüştüm yanımda, öksüzlerin yanına gördü sefaleti…
Daha küçüktü, düşünemedim, hayvanlık bende…
Bu yüzden çekiniyorum göstermeye, söz ile…
Laf ile…
Nasıl ki yazdım binlerce sayfa, anlatamadım derdimi…
Kimi zaman yaşamalı insan, insan olan, görmeli…
Ki…
Ders olsun ona!

Ne kadar acı değil mi, acı…
Ama…
Gerçeğin ta kendisi, bu milletinde başına gelecek var…
Rahmetlinin annesinin bana yönelik söylediği gibi:

“Ya çekecek cefası ya yaşayacak sefası var!”

Bil bakalım hangisi…
Hangisini yaşıyor bu çeyrek, çocuklar…
Kalbinde olan sevdiklerin tek gerçek, TEK!

Ağabey sen neden Daniel Düsentrieb olmadın?

ize

12 kere daha gitmem lazım, sende en az 18 kere talim. En geç onuncu ay…
Dayan Önder dayan…
İnan…
Alemin ağız kokusu hiç çekilmiyor AMA köprüyü geçene kadar ayıya dayı denirmiş.

Sonrasında alacağım kafama göre çapta silah, tabii bir nokta 22 mm’likte…
Belki sadece p229’u alırım, iki kızaklı. Hem 9 hem 22…
Bakalım kısmet, zaman neyi gösterecek.

Emin Çölaşan’a açık mektup; Mülteci – Yerli ve Milli – İşsizlik

Sayın Çölaşan,

İlgili yazınızı okurken kendi hayatimiz, bizzat şahit olduklarım tek tek gözümün önüne geldi.
İkinci nesil bir gurbetçiyim, ömrüm buralarda, Almanya’da geçti desem yalan olmaz. Çok şükür halimize, bize, kardeşim ve bana ki böyle birer anne – babaya sahibiz.

Bizlere bunları yaşatmamak için ellerinden geleni artlarına koymadılar AMA bu demek değil ki, hadi kardeşim sonradan gelme, aramızda 12 sene var. Ama ben neler gördüm neler…
Vahşi kapitalizm kavramını biliyorsunuzdur, siz Türkiye’yi, daha doğrusu Tayyipistanı anlatıyorsunuz ama Birde buralarda neler olduğunu bilseniz!?

2019 yılını yazıyoruz değil mi, yok gitmeyeceğim çocukluk yıllarıma geri…
Şahit olduklarıma…
Çok olmadı, ancak birkaç ay; ALMANYA yasa çıkarmak zorunda kaldı…
Yasa…
Bura, ora değil kanunlar, kanun, yasalar yasa hele bir uyma…
Yıkarlar dünyayı başına…
İşçi mi getiriyorsun yurtdışından (Almanya dışından) isçi mi çalıştırıyorsun örneğin Polonyalı…
Özellikle inşaatlarda…
MECBURSUN onlara >>> insanca konaklama imkânları sağlamaya <<<
Bu…
Sadece örneklerden biri…
Yemin ediyorum yemin, anlatsam size çocukluk hatıralarımı, gördüklerimi, beynimin kıvrımlarına kazınanları, EMINIM…
Gözyaşlarınızı tutamazdınız!

Bu şartlar altında yaşadı ilk nesil Türkler buralarda…
VE HALA ne şartlar altında yaşıyor kimi insan buralarda.

Yani sorun sadece Tayyipistanda değil, birçok ülkede benzer sorunlar mevcut. Sorun…
Devlet dediğin devlet, toplum dediğin toplum, birey dediğin INSAN MI…
Kanunlar her yerde var…
Sorun denetim yapılıyor, gerekli cezalar ve > hak < zamanında yerini buluyor mu?

Bilgilerinize Efendim…
En derin saygılarım, başarılarınızın devamı dileklerimle

Önder Gürbüz

Almanya
http://wordpress.gurbuz.net

Maili henüz yollamadım, ÖNEMLI BIR NOT ekleyeceğim yazıma yollamadan. Bir, iki yazım hatası da gördüm onları da düzeltmem lazım.

ALMAN hukuk sistemi çökmek üzere…
Geçenlerde açıklandı…
Yoğunluk o kadar çokmuş ki hukukçu yok hukukçu…
Avukatı, hâkimi…
Devlet planlama AMA mülteci yığınlarını, savaşları, işsizlikleri öngörmezsin ki!

İşsizlik belası
27 Mart 2019

Sevgili okurlarım, Türkiye yabancı işsizler için gerçek bir cennet (!) haline geldi. Bizim insanlarımız işsizlikten bunalırken yabancılar ucuz fiyata da olsa iş buluyor.
Bunların çoğu “Ne iş olsa yaparım abi. Ne sigorta isterim ne başka bir şey” diyen garibanlardan oluşuyor. (Zaten sigorta istese adama gülerler.)
Günümüzün iktidarı bunlara kapıları açtı…
Ve milyonlarca yabancı uyruklu kişi sınırlardan içeriye dolup iş piyasasına el koydu.
Türkiye’de adına “Göç idaresi” denilen bir kurum var.
Bunun Ankara şubesi geçtiğimiz haftalarda bizim Ankara bürosunun hemen yanında açıldı…
Ve bizler de olup biteni utanarak, yüzümüz kızararak izlemeye başladık. Akıl almaz manzaralara tanıklık ediyoruz.
★★★
Suriye başta olmak üzere bir sürü ülkeden kopup gelen zavallı insanları o kurumun kapısında her gün izlemek durumunda kalıyoruz.
Afganistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Bangladeş, Pakistan, İran, Irak, Yemen, Somali, Nijerya, Kongo gibi Afrika ülkeleri…
Onlar dibine kadar sömürülüyor.
Diğer illerde de durum herhalde aynıdır, size Ankara’dan örnekler vereyim…
– Bir bölümü çevrede dilencilik yapıyor.
– Sığınmacılar için özellikle İstanbul’da özel piyasalar oluşmuş durumda. Şebekenin İstanbul’daki adamı Ankara’ya telefon edip eleman istiyor.
“Dört kişi istiyoruz. Taksiye koyup gönderin.”
Ankara’dan İstanbul’a taksi ücreti piyasası 1.300 lira olarak belirlenmiş. Taksici onları alıp İstanbul için verilen adrese götürüyor. Para kendisine orada, şebeke tarafından ödeniyor ve bu konuda hiç aksama olmuyor!
★★★
Haftada en az bir veya iki gün İstanbul seferi yapan taksici anlatıyor:
“Araca bazen dört, bazen beş kişi alıyoruz. Adamlar öylesine sefil ve zavallı ki, sekiz kişi bindirsek itiraz edecek halleri yok. İstanbul’da onlara verilen adrese götürüp teslim ediyoruz, paramızı alıp dönüyoruz. Abi adamları teslim ettiğimiz yerleri görseniz, oraya köpeği bağlasan durmaz. Çoğu merdiven altı tekstil atölyeleri veya inşaatlar.
Giderken tarzanca konuşup anlaşmaya çalışıyoruz, bunlara ayda bin lira veriliyormuş. Hepsi bu paraya razı çünkü açlıktan nefesleri kokuyor ve komisyoncuları var. Ceplerinde bir kuruş yok. Çoğu zaman biz onlara yolda simit falan alıp karınlarını doyuruyoruz. İnsanlık dışı bir olay…”
★★★
Birkaçı hariç ülkemizin bütün il ve ilçeleri bu zavallı tiplerle doldu. İçlerinde ne ararsanız çıkıyor…
Hırsız, yankesici, gaspçı, tecavüzcü, fahişe, dilenci…
Türkiye’nin sosyal yapısı fena halde bozuldu.
Yabancıların kaç kişi olduğu bile bilinmiyor…
Milyonlarca!
Peki bu durumun sorumlusu kimdir?
Suriye olayına balıklama dalan, sığınmacılar için bugüne kadar en az 40 milyar dolar harcayan ve umduğunu asla bulamayan bugünkü iktidardır.
Dün gazetelerde okuduk, Binali Bey “İstanbul’da 700 bin Suriyeli var” diyor.
İstanbul’da 700 bin varsa, Türkiye genelindeki rakamı siz düşünün!
★★★
Türkiye’nin belli bölgeleri artık tam bir Suriyeli istilası altında.
O kadar ki, bazı il ve ilçelerimizde bunların sayısı neredeyse Türk nüfusu geçti!
Adana, Mersin, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep…
Hepsi olmasa bile çoğu kentlerin varoşlarında yaşıyor.
Bizim insanımız zaten adına işsizlik belası denilen hadise ile boğuşurken, başımıza bir de bunlar çıktı.
Ölmüş eşek fiyatına sigortasız, ayda en çok bin liraya çalıştırılan ve bu olanaktan (!) yararlanmak için bile bir sürü üçkağıtçı komisyoncunun kucağına düşen, sayıları tam olarak bilinmeyen milyonlarca sığınmacı…
Ve dikkat ediniz, istisnasız hepsi de İslam ülkelerinden kaçıp gelenler!..
★★★
Seçim kampanyası yaşıyoruz…İktidar ortakları her gün çeşitli yerlerde mitingler düzenleyip bir sürü vaatlerde bulunuyor.
Ama hiç değinemedikleri bir konu var.
İşsizlik!
Resmi rakamlara göre şu anda Türkiye’de işsiz sayısı:
3 milyon 537 bin kişi.
Bunların içinde üniversite mezunları var, kalifiye insanlar var, ne iş olursa yaparım abicim diyenler var.
Açılan 40 kişilik iş için 12 bin kişi başvuruyor, kayıt yaptırmak için saatlerce kuyrukta bekliyor.
★★★
Evet, işsizlik sorunu için hiçbiri ağzını açıp konuşamıyor…Ve işin ilginç yanı şu:
Bizim milletimizden bir kişi bile kahve toplantıları dahil, bunların karşısına çıkıp “Bu işsizliği nasıl yarattınız, acaba utanıyor musunuz, palavrayı bırakın da çözümünüz nedir” diyemiyor.
Hesap soramıyor.
Bir yanda milyonlarca Türk insanı işsiz geziyor, öbür yanda ülkemiz milyonlarca yabancı sığınmacının iş pazarı olmuş durumda. Sadece İstanbul’da 700 bin Suriyeli!..
Akıl alacak gibi değildir…
Ve bu yüz kızartıcı durumu yaratanlardan hesap sorulmuyor, sorulamıyor.
Onlar da, işlerine gelmediği için bu konuya hiç değinmiyor!
Çok merak ediyorum, bu işsizler ordusunun ve onların yakınlarının oyları Pazar günü acaba nereye, hangi partilere akacak!

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/emin-colasan/issizlik-belasi-4142683/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Hazır yazmıyorum artık 😊 bari başladığımı bitireyim öyle değil mi?

Bir koşu gittim…
Duvar ördüm geldim…
Örmesi sorun değil, taş taşıması anamı ağlatı…
Amelelikte varmış kaderde…
Bu sevdiklerim…
Ne kılıklara sokuyor beni bir bilseniz, hepsini birden … ederdiniz!

İnanmıyor musunuz bana?
Vallahi billahi duvar ördüm, hani merdiven, önüne ve kenarlarına…
Topu birden beğendi, hepsi…
Geçenlerde oluyor biraz kardeş bizim buraların beli başlı mobilyacısından koltuk aldı…
1500 Euro’luk koltuk sözde, geçenlerde evlat oturmuş bir köşeye…
Güm, birkaç gün öncesi valide yine güm…
Yalvarıyor bana ne olur Önder tamir et, biz kirdik…
Ya koltuk ne için vardır?
Oturmak için değil mi, süs eşyası değil ya…
Tamam…
Hayatımda birçok şeyi tamir ettim ama ciddi ciddi marangozluk yapmamıştım daha…
😊
Kendimi övmek gibi olmasın, YOK…
Önder işi değil, yeminle taş gibi oldu, en azından 3-4 gündür yıkılmıyor…
😉
UYUŞTURUCU…
Hatırlıyor musunuz ahiret sorusunu?
Onu bitireyim dedim bari…
Gün içinde, kısmetse!

Uyuşturucunun ahiret soruları ile ne ilgisi alakası var diye sorma…
Var işte…
Yoksa çeyrek yazar mıydı?

Kitabini yayınlamıştım, Şeytanın kitabini, neden yayınladım ANLA diye hayat denilen muammada öylesine haller, öyle şeyler vardır ki insan gücü, zekâsı, insan eli yetmem buna. Allah VAR ve yine onun yarattığı en güçlü meleklerinden biri. Evet, Rabbimizin meleği, onun yaratığı, karşı geldi, kıskandı insanı. IZLE, yok Şeytanı değil Mevla’mın varlığını ve gücünü anla VE yine anla etrafındaki şeytanları gör, örneğin seçtiklerini. Aslında sana özel, ÖZELDEN de ama biliyorsun beni, önemliyse, öğrenilecek, ders çıkaracak bir şey varsa, özelimi bile yayınlamaktan çekinmem, geri durmam. Yayınlanacak gibi bir şeyse ANCAK açıkça görülmektedir ki insan yine kendi kafasına, teee çocukluğundan beri alıştıklarına döner, onlar etrafında kendine yol çizer. İzlemekte fayda var, anlayana ibret dolu bir belgesel

Var kütüphanemde gizli ilimler…
Merak etmiştim, İdris amca, rahmetlinin babası kayınpeder…
Bir iki göz gezdirdim, kapadım …
Ve bir daha asla açmadım!

Akif dayım, NEFRET EDIYORUM fotoğraflardan

Yeminle…
Akrabam olduğu için değil, biliyorsunuz beni…
Doğruya doğru yanlışa yanlış…
İyi bir insan, gerçekten iyi…
Gelir hep rahmetli babam gözümün önüne, bir kırmızı koltuk vardı hastane koridorunda…
Onun üstünde otururdu, ağırlaştığında gece ben yanındaydım, balkon meselesi, çıkmıştım dışarıya sigar içmeye. “Önderrr, gir içeriye oğlum üşüyeceksin!”
Sonrasında…
Son anında, iki kez nefes aldı, verdi ve vefat etti. Gözlerini ben kapadım.

Hiçbir zaman fotoğraflanmasına izin vermedim…
Sevda, Metin’im…
O kadar acı ki…
Ders olmuştu bana, O halleri kazındı hafızama…
Dayım…
Yollamışlar fotoğrafını, keşke göstermeseydi annem…
Ne hallere gelmiş, nasıl derin bir sızı, üzüntü anlatamam…
Allahsız orospu çocukları!

Ben bilmiyorum tabii, komadayım…
Anlatılanların yalancısıyım, her sabah hemşire hanım gelir beni tıraş edermiş, yıkar paklarmış…
Refakatçi rezaleti, ne bilsin insan bakmayı, hastayı…
Saç – sakal girmiş birbirine…
Allah belanızı versin, sadece bela okumak, küfür etmekten başka bir şey gelmiyor elimden…
Götünüze sokun gösterişi, lüksü…
İnsana…
Değer vermedikten sonra!

Uçurduğunuz yeter, yürüttüğünüz bırakın milletin ayakları yere bassın

Net 28,6 milyar NET bu NET, elde olan yani hazinede kasada olan…
Brüt 96,7 milyar…
Bu verileri Merkez Bankası başkanı açıklıyor. SALDIRIYMIŞ…
Danışıklı dövüş!

Bunlar mı sokaklara dökülecek, bunlar mı?
Kendime not, sadece kendime, arşivime…
Sabah Almanya saati 6:30 dolar 5,59’u gördü…
Bu şu demek, piyasa, yatırımcı kaygılı…
Türkiyeli dahil herkes döviz peşinde, henüz ne piyasa açıldı ne bir şey…
Çeyrek yine 380’leri gördü…
Hatırla Önder hatırla…
Yazmıştın ya hani dünya piyasasını, devletlerin borçlarını…
En başta Amerika, gırtlağına kadar borç batağında…
Dövizde mevsimsel çalkalanma diyor MB başkanı, siktir lennn adi herif…
Borç…
Borçtan kimsenin söz ettiği yok, bizim değil çünkü(!)
En az, en azzz…
Üç nesil, çekecek daha bu pezevenklerin kahrını, başımıza açtıklarının ceremesini…
Vebali…
O pezevenge, türbanlı orospuların boynuna!

09:13 / 07:13

Dolar 5,60
Euro 6,29
Çeyrek altın 380,88
Borsa 92120

S-400 bahane…
YALAN, kandırma, aldatma şahane!

Hatırladın mi Önder?
Dün yazmıştın…
Abidik gubidik tivisti…
Hani…
Abidik gubidik değerler ile MB rezervlerinin anca 90 milyarlı rakamlara ulaştığını…
NETE bak nete, elde olana, kasadakine!

Dansı izliyorum…
Ah ulan gençlik, ahhh kızlar…
Doyamadım sizlere, doyamadım…
O kadar çok kelebek vardı ki sevemediğim, o kadar çok çiçek vardı ki daha koklayamadığım…
Ulan Önder ben senin …!

Heyyyt Sadri ağabeyimize bakin siz…
Hatunlar…
Şeytanın sol bacakları, yakar erkek milletini!

Zaman geçer…
Sular dere tepe aşar…
Çağlar değişir…
Amaaa…
Kadın denilen varlık VE cazibesi değişmez!

IZLE dün Beste’nin dediklerini

Rahatlamalara bak, rahatlamalara!
Veee yalın gerçekler!

09:52 / 07:52

Dolar 5,62
Euro 6,33
Çeyrek altın 382,16
Borsa 92120

AKP ve O pezevenk gerçeği…
Hani herkese ayar çekiyor ya…
Siz ne siyaset bilirsiniz ne ekonomi diye…
Al sana ekonomi, al sana siyaset!

10:38 / 08:38

Dolar 5,64
Euro 6,35
Çeyrek altın 383,08
Borsa 92632

Görgü, görgü. Kökten, evden – yuvadan görgü…
Bilgi!

Hadi ben kaçtım, öğle vakti devam piyasa takibi ile…
Hatırla demiştim, ihtiyacın varsa bu hafta altın sat diye…
ALLAH…
Kimseye sattırmayı, satmak mecburiyetinde kalmayı nasip etmesin…
Rabbim cümlemizi korusun, en başta evlatlarımızı.

14:48 / 12:48

Dolar 5,64
Euro 6,35
Çeyrek altın 383,86
Borsa 93360