Yırtık dondan çıkar gibi… Fırlama, karşıma!

Sanki ben bilmiyorum…
Saf, salağım AMA sadece kalbimde olanlara…
Bilmiyordum…
Öğrettin sandın…
256 Bitlik şifreyi…
Peki, sen biliyor musun tuzu ve biberi?
Salt and pepper evladım, salt and pepper…
Ne kadar çok tuz ve biber o kadar hesap vakti!

Bak koçum, bak evladım, bana bak paşam…
Ağır sanayi, bankalar, sigortalar, binlerce, on binlerce insanın gizlisi…
Bana ve arkadaşlarıma emanetti!

Yapma!!!

Anlatıyorsam bilmem kaç Bitlik şifreden sanki ben bilmiyorum otuz iki karakterden sonrası haybesi…
Ama çok zor bir konuyu anlatmanın yolu basite indirgemek…
Taş ütüne taş koyarak doğruyu anlatmak…
Uğraşma benimle uğraşma…
Git başımdan…
Taaa (…) kadar yolun var…
120 damla Novalgin…
Ancak kendime geldim!

Lanet olsun iki buçuk gram akla, lanet olsun bu cana…
Lanet olsun ağrılar içinde, dayanılmaz acılar içeresinde geçen günlere…
Buna rağmen şükür bu günlere, beterin beteri var dercesine…
Dostsan…
Duanı eksik etme, alsın Allah emaneti, aslın bu yükü üzerimden…
Uğraşma…
Uğraşma benimle!

Güç üzerine

Güç dediğin nedir Allah aşkına?
Kendi iradeni…
Başkasına zorla kabul ettirmek mi mesela?
Yoksa…
Sadece ayakta durabilmek için içinden, özünden gelen enerji mi?

Maddi ve manevi yaşadım gücü doya doya…
Şimdi…
Himmete muhtaç bir dede, bakarım evladın, hanımın, kocamış anamın eline!

Allaha emanet ettim, Allaha havale ettim kalbimdekini…
Ne olursa ne gelirse başına Allahtan…
Allaha…
Havale ettim kalbimdeki, aklımdakilerini!

Güç gülüm…
Güç paşam…
Kimi zaman dengesiz, bazen dengeli…
Olur ya orantılı…
Kahpenin elinde şuursuz…
Güç öyle bir manzume ki elinde tutanı, elinde bulunduranı…
Bir sokak serserisini…
Bir efendiyi, bilgeyi, kör cahili…
Eder körkütük sarhoş, ayaklar yerden kesilir uçar evrenin karanlıklarına, değerse, yaklaşırsa bir yıldıza, güneş görmüş mum gibi erir, güç ebedi değildir!

İki ordunun çatışması değildir bu…
İki fikrin, iki hayat anlayışının çatışmasıdır…
Bir Allah, bir dil, bir bayrak altında, soluduğumuz hava…
Dil ki insan dediğin konuşa konuşa…
Bir olmalıdır, anlasın insan insanın dediğini…
Düşüncelerini, hayallerini…
Devletin, çoğunluğun gücü ezer bireyi(!)

Güçsüzün…
Aynı güç ile güce müdahale etmesi…
IMKANSIZ…
Dedik ya orantısız güç dağılımı, biri güçlü, mesela tüm devlet olanaklarına sahip…
Diğeri bir araya gelmekten bile aciz…
Güce güç ile karşılık verme, yenilirsin, hezimete uğrarsın…
Oku gülüm, oku paşam oku…
Tarih…
Örneklerle dolu!

Uzakdoğu sporu…
Steplerden…
At sırtında Asya’nın bağrından kopup gelen ataların…
Atatürk ve arkadaşları örnektir sana…
Anla…
Anla gülüm, anla paşam anla…
Sürat ve akıl…
Akıl ve bilgi…
Bilgi ve cesaret gücü hep yendi!

Anlamadıysam demek istediğimi…
Bekle…
Dosdoğru polise, savcıya, hâkime…
Hâkim ret edince, nasıl bir dalavere…
Kanunlar, kuralar karşısından boyun dediğin kildan ince…
Bu yaşta sabıka…
Ya sabıkalı olacağım bu yaştan sonra…
İster inan ister inanma…
Gerçekten suçsuz ve günahsız yere veya ödeyeceğim olmayan akçeyi…
Pişman mısın diye sorarsan, hep pişmanım hem değilim…
Erkekliğime, çeyrekliğime sığdıramadım, sunamadım delileri ne elim ne kalbim…
Müsaade etmedi…
Bir koşu gidip geleyim bankaya, sağlığım el verirse açarım konuyu anlayacağın şekilde…
Allaha emanet ettim, Allaha havale ettim kalbimdekini…
Ne olursa ne gelirse başına Allahtan…
Allaha…
Havale ettim, emanet ettim kalbimdeki, aklımdakilerini!

oku

Rose is a rose is a rose is a rose

İstanbul Kardeleni ve Nazendesi…
Anadolu Glayölü ve Karanfili…
Lalesi, Antalya Çiğdemi…
Sevgi Çiçeği…
Gülü…
Rose is a rose is a rose is a rose.

Arşivlerim meydanda…
Dün söylediğimi, evvelsi savunduğumu bugün inkâr etmem…
Sözüm…
Sözdür, özüm…
Sözüm.

Tutarlılık, istikrar…
Sevgi, saygı ve güven…
Kadını sevdiğim kadar, kadından korkarım da…
Sevgisinden, nefretinden…
Aşkından, yürekten gelenden…
Yüreğin…
Akıl ile ruh ile birleşmesinden…
Bir kadının bedenine sahip olmak ona sahip olmak anlamını taşımaz…
Bağlayamadıysan kendine aklını ve ruhunu…
Bedenine dokunmak kadar ruhunu ve aklını okşamak, dokunmak, bütüne sahip olmak önemli.

Bir kadının romanıdır…
Kadın bir ağıca adını kazır, gövde dediğin yuvarlak…
Rose is a rose is a rose is a rose(…)
Gertrude Stein kaleminden.

Tarih tekerrürden ibarettir der atalar, ağaç gövdesi gibi yuvarlak…
Hep aynı nakarat, hep aynı terane, hep aynı kerhane…
Sonsuzluk…
Hani kadının parmağına taktığın tektaş pırlanta…
Manası biricik, sonsuzluk…
Yunanca kökenli (adámas) yenilemez, kırılamaz, yok edilemez anlamında!

İnsan…
Ve karakteri…
Ruhunun derinlikleri, gizlediği…
Sakladığı, biriktirdiği, bir volkan misali…
Mekân ve zaman uygun olduğunda, kendini yeterince güçlü his ettiği anda…
Patlar içindeki tüm pislikleri.

Yeni devlet kuracaklarmış mış mış mış…
Uyu bebem uyu…
Uyuta, uyu da büyü, uyu bebem uyu…
Ülkeye, dünyaya hâkim deli pezevenkler…
Atom savaşının arifesinde…
Uyu bebem uyu…
Uyuta, uyu da büyü(!)

Hiroşima, Nagazaki…
Amerika Birleşik Devletleri…
Fay üzerine dikilmek istenen atom santrali, önemli ve gerekli…
Hiç gördün mü radyasyon etkilerini, izledin mi televizyonda falan…
Yanmış ama yaşayan insandan…
Dökülüyor etleri, kopuyor kendiliğinden…
Uyu bebem uyu…
Uyuta, uyu da büyü(!)
Ne oluyor insanlığa, sadece Türkiye değil ki…
Deli pezevenklere emanet ediyorlar istikballerini!