Anlaşılan YOK

Oldum olası MHP karşıtıydım, hele O vampir yok mu O vampir…
Atatürk milliyetçisiyim ve bu milliyetçiliğin dışında Türk milliyetçiliği tanımam!

Sonar araştırma şirketi…
Şüphesiz ciddi bir müessese…
Sayın Akşener ve Sayın İlhan Kesici aday gösterildiği takdirde kazanabileceklerini öngörüyor.

Adetim değildir bilmediğim hakkında fikir yürütmek…
Sayın Kesici hakkında en ufak bir fikrim yok AMA Sayın Akşener’i yaşadım…
Tansu Hanım döneminde yaşadım ve gördüm. Yine şüphem yok ki bu zibidilerden çok daha iyi yönetecektir memleketi AMA en azından benim derdim…
Demokrasi, hak ve hukuk, eşitlik, şeffaf bir yönetim…
Meral Hanım ile yaşanır mi şüpheliyim!

Anlaşılan YOK…
Bu memlekete bu ülkeyi yönetecek anlaşılan YOK!

Ve melekler hep saat on bir yirmi birde yeryüzüne inerler

Yüce Mevla’m yanılıyorsam af etsin beni…
Sadece Müslümanlığa özgü bir durum değildir bu…
Mezhepçilik…
Yıllar öncesi, alenen, uluorta ilan ettim, benim mezhebim yok!

Hanefi mezhebindenmişiz, Alevilikten sonra Hanefiler Müslümanlığı “en serbest yaşayanlardan”
Denemedim değil, olmaz dediler!!!
Düşünebiliyor musunuz olmazmış mış…
Aleviler Müslümanlığı en hür yaşayanlar, birçok baskından arınmış şekilde. Dedim madem daha özgürü var neden olmasın, ille mezhepse mesele bari bu olsun. Olmazmış mış (…)
Alevi doğacaksın, gurme meselesi gibi…
Sonradan gürme olmaz!

Tamam dedim, sağlık olsun bende Hanif kalırım…
Ama baktım ki mezhepçilik bir kara…
Çal başına!

Kur’an-ı Kerim dururken…
Rabbim varken, bana düşünmek için akıl bahşetmişken…
Son Peygamber mensubu olduğum ümmete hitap etmişken…
Ondan önce gelen Peygamberleri, kitaplarını dikkate almam gerektiğini “bizzat” bana benim kitabım emir ederken, ben…
Nasıl mezhepçilik oynar, onun bunun peşinden giderim?

Oku diye başlar kitabım…
Okumak…
İster istemez düşünmeyi, sormayı, sorgulamayı da peşinden getirir…
Eğer dini ve imanı bütün bir insansam…
Yaratanı, yarattığını nasıl sevip saymam?
Yok ben doğruyum sen yanlış gibi oyunlara nasıl gelirim?
Hz. Ali, Hz. Ömer, Hz. Ebubekir, Hz. Hamza…
Say say bitmez. Bin dört yüz sene içeresinde bu inanç uğruna can, mal fedakârlıkları edenler…
Keza 2017 seneden beri inanç uğruna her türlü eziyeti üzerine alanlar…
Veya üç bin senden fazla Allah yolunda ilerlemeye çalışanlar…
Say, say bitmez bu insanlar!

Hepimiz ayni Allah’a inanıyoruz, cennetine, cehennemine…
Peygamberlerimiz farklı olsa bile, kitaplarımız özünde ipek misali…
Saydam, şeffaf, pahada ağır yükte hafif O iman içinde, O vicdan rahatlığı ile yaşıyoruz…
Peki, neden bu ayrılık gayrılık, neden?

Sayın Soner Yalçın diyanet işleri başkanının gidiş sebeplerini kendince yorumlamaya çalışmış…
oku
Suudileri dile getirmiş gerçi ama bence yeterli şekilde vurgulamamış bazı şeyleri…
Tarihi, siyasi ve maddi gerekçeleri…
Sırası ve önemine göre:

Mısır, Suriye, Iran tarihi…
Suudi Arabistan, siyasi, maddi ve jeopolitik yani ABD için özellikle önemi…
Kuveyt, Katar gibilerinin Tayyipgiller için önemi…
Yeşil kuşak ki sebebi, Komünizm Allahsızı, eğitilip silahlandırılmaları…
Ki…
Bu bir gerçek, hüsnü kuruntu falan değil, kimi batılı hükümetlerde Hristiyanlık algısı ve Müslüman düşmanlığı. Ancak…
Dışarıdan düşmana ne hacet?
İçeride varken, kale içeriden fetih edilmişken…
Suudi köpeklerin Müslümanlık yorumundan sonra AKP tipi Müslümanlar yayıldı ortalığa…
Yüce dinimize, vatana ve millete ihanet içeresinde…
Katar’a falan gidip geliyor bu p.zevenk, el, ayak, g.t yalamak derken…
Geçenlerde…
Temmuz sonu Suudi Arabistan gezisi…
Daha açık yazmak isterdim ama (…)
Ağustosta diyanet İşleri Başkanının gidişi, ilginç bir tesadüf değil mi?

Okurken çok ağır bir mail yazmak içimden geçti AMA

Yok kardeşim yok, kalmadı, okuyacak gazete kalmadığı gibi gazetecide kalmadı demek istemiyorum.
Sözü gazetesi…
Bir o kalmıştı, yazarları bence cıvıttı, hepsi mi?
Çok şükür bir elin parmakları kadar hala gerçek gazeteci var!
Onlarda…
Yakında mahpusu boylarsa şaşırmam.

Necati Beyin yazısını okurken…
İlk satırlar ile içimde…
Her satırla birlikte öfke birikti, dedim yazayım şuna usturuplu ağır bir mail…
Ama…
Son anda dümeni kırdı…
Yalın gerçeği dile getirdi, iki it…
İki o.ospu çocuğu, iki hayvan, iki adi yaratık…
Yandaş ve yoldaşları, taraftarları…
VE…
Bizler bu kirli oyunu sesiz sedasız izlemekle yetinenler…
Ne diyeyim bilmem ki?

MUTLAKA oku