Kadın milleti

Hatun kişi…
Çok dikkat etmeli!

Arkadaş bu ne ya, bu ne?
Allah gani gani rahmet eylesin, anneannem…
Küçük dayımdan şüphelenmiş, bu çocuk gece gece nerelere gidiyor diye…
Ya sana ne?
Genç adam değil mi? Gece gece karıya da gider kıza da…
İcabında kafasını süslemeye…
Sana ne?
Doldururmuş dayımın ayakkabılarının içine leblebiyi, pirinci…
Maksat canı acıyacak, ses çıkaracak O da bilecek ne zaman gidip geldiğini(!)

İnsanın adı çıkacağına canı çıksın, çıksın ya çıksın!!!

Uzun zamandan beri gece hayatım yoktur benim…
Bu akşam, tam kapıdan çıkacağım annem dikildi başıma hafiye gibi…
“Nereye gidiyorsun Önder?”
Atıcı kulübüne…
“Nereye???”
Atıcı kulübüne üye olmaya!
Yüzüme bir baktı, süzdü beni aşağıdan yukarıya, bir daha…
Yukarıdan aşağıya…
Yıkandım ya, üstüm başım, saçım – sakalım (…) Çok sert bir sesle…
“Neredeymiş O atıcı kulübü?”
Wehen’de, sözümü kesti…
“Yine bir b.klar yiyorsun ya hadi hayırlısı!”

Yaaa…
Vallahi billahi gittim atıcı kulübüne…
Ya kadın sana ne, sen misin karım?
Hanım inanıyor hesap sormuyor bana, sana ne oluyor?

Hatun kişi…
Çok dikkat etmeli!
En aptalı…
Cin kesilir, cin. Vakti saati geldiğinde!

Kalbim…
Mecburum bir şeyler yapmaya, yürüyemiyorum…
Atıcılık…
Keskin nişancı iddiasında değilim ama attığımı vururum…
Nefes alma tekniği, kalp atışlarının kontrolü, elin…
Titrememesi, rahatlığı…
Parmak antrenmanı 2-3, 4-5 kilo tetik direnci, benim için önemli!

Sanki birkaç kadınla uğraşacak hal kaldı bende…
Bir şeyler yapmam gerekiyor, yatak sporu yetmiyor…
Elimden sigara çokça düşmeye başladı, anlamıyorum bile, sinirler…
Parmaklarım, tuşlara basıp basmadığımı his etmez oldum…
Gebereceğim, ki keşke biran evvel ölsem ama o zaman kadar bir şeyler yapmalıyım…
Derdimi kimseye anlatamıyorum!

Tayyip’in bahçesini dinlediniz mi, soysuz köpeği?

Atıp tutuyor yine…
Çocuk istismarcısını asmalı(!)

Eyvallah, asalım!

MHP’lilerin bir ihtimal yarısından…
AKP’lilerin dörtte üçünden başlayalım.

Not: berbatım dostlar, güne feci başladım…
Felaket devam ediyor, geldim, şimdi geldim gidiyorum yine!

Yazayım bari sübyencıleri, içime dert olmasın

Valideyi bekliyorum, ömrüm kadın beklemekle geçiyor zaten…
Ulan bu kadın milleti (…) vallahi billahi…
Gına deldi, dedim gittim mi…
Dönemem, bakmam geriye!

Dün gazetelere, akşam da haberlere konu oldu…
Anasının…
Orasına burasına bilmem nesi kalkan, nefsi uyananın…
Alemin çocuğuna, çocuk bile olsa uyanmaması mümkün mü?

Halbuki bilir, anasının bilmem nesi, O delikleri sahiplidir…
Babası orayı – oraları sahiplenmiştir…
Belki de…
Babası belli olmadığı için sahipsiz yer diye (…)
Kim bilir?
Rezil bunlar ya rezil, şerefsiz, ahlaksız birer rezil!

Gazete yazıyor…
Haremlik – Selamlık otelleri, sertifikası…
Tamam, ne yapalım yani zevkler ve renkler tartışılmaz, hanımlara uygun mekanlar, yüzme havuzları falan, komiler ıvır zıvır…
AMAAA…
DIKKAT BURAYA…
Altı yaş, tekrar rakamla 6 yaş ve üzeri çocuklara bile hemcinsleri hizmet verecekmiş…
Ulan altı yaş ya, altı yaş…
Kafayı yiyeceğim, 6 ya 6!

Akşam…
Bozdağ denilen orospunun dölü konuşuyor…
Hani çocuk istismarı sözde gündemde ya…
Cinsel, cinsel…
Kadına…
Gerçek kadına, yetişkine, reşit olana…
Erkeklikleri yetmedi için sübyanci, ataları gibi oğlancılar ya bunlarda…
Araştır…
Gir Google yaz Osmanlı +oğlancı diye (…)
Çocuklara sulanıyorlar. İşte bu Bozdağ diyor…
“Çocukları korumak hepimizin görevi … 12 yaşı doldurmamış…”
ULAN OROSPU ÇOCUGU
12 yaş ve üzeri çocuk kadın mi?
Söyle ulan hayvan, sübenci seni bu çocuk kadın mi?
Her şey takiye…
Her şey göstermelik!

Truva atı

Borsacı dostum telefon etti, yeni geldim…
Ancak temizleyebildim sistemleri…
TÜM ŞIFRELER değişmeli!

Pırlanta gibi insanlar, karı – koca, altın kalpli, tertemiz…
Ömür boyu çalışmışlar…
Maddi – manevi durumları yerinde, emekliler…
Yuvarlanıp giderler…
Ah şu dertler olmasa. Allah birini vermese ötekini veriyor…
Bunlarda evlattan çekiyor…
Sordum nasılsınız diye, eliyle sus işareti yaptı karısı duyar diye…
Anlaşılan değişen bir şey yok vaziyette!

Bu sabah alman haberlerinde konu ettiler…
Almanya’nın herhangi bir kentinde, bir metroda…
Yeraltı metrosu, adamın biri 60 yaşlarında biletçi gişelerinden birini kiralamış…
Cam kafeste, insanları yeni kitabi için izleyerek, izlenimlerini bu eserde toplamak istemiş…
AMA…
Neye niyet neye kısmet…
İnsanlar başlamış kafese dalmaya, dertlerini hiç tanımadıkları bir insana anlatmaya…
İnsani bir ihtiyaçtır içini dökmek, kesilirse umutlar sevdiklerinden bir yabancıya…
Yokkk…
Bir profesyonele bir psikoloğa değil, senin benim gibi birine…
VE YINE…
Allah’ın bir lütfudur, bir takdiri…
Dinleme kabiliyeti…
Hiç sesini çıkarmadan ki bir papaz bile bir imam…
Yardım amaçlı bile olsa kendi fikrini söylemekte…
Susarak dinlemek, sadece O AN O INSAN IÇIN VAR OLMAK…
Herkesin yapamayacağı bir lütuftur…
Birbirimiz için var olalım, dinleyelim birbirimizin dertlerini…
Birlikte çareler arayalım…
Allah’ın kulu, insan olmanın gereğini yerine getirelim!

Not: çok yoruldum, çok…
Günlerden beri bakmıyorum kendime, saç – sakal birbirinde…
Bir kokarcadan farkım kalmadı, doğru eve…
Cup banyoya, kendime gelmezsem doğru yatağa…
Biraz okumam ki benim uyku ilacım…
Oradan rüyalar âlemine.

Rambo vefat etmiş

Darısı…
G.t ve kıllarının, ABD’li kovboyların başına…
Sıra Terminatörde…
Aslında severdim filmlerini, bolca vurdu kırdilı…
Ancak…
Herkesin vakti saati geldiğinde(!)

OYUN BÜYÜMÜYOR

Kirleniyor.

Evet, gittikçe kirleniyor…
Geçenlerde Soner Beye yazmış, ondan rica etmiştim…
Neticede onun ve > ekibinin < benden çok farklı imkânları var. Tesadüfen rastladığım O habere…
Hani „yeni“ bulunan 14 petrol kuyusuna…
ARTK…
Neredeyse yüzde yüz eminim O haberin gerçek olduğuna.

Eğer evladına değer veriyor, düşünüyorsan…
Aman dikkat…
Bu GEÇ KALMIŞ Afrin operasyonu daha uzun bir süre devam ederse…
Çok tehlikeli gelişmeleri bekle!

Mehmetçik benim gözümün bebeği…
Kanı kanım, canı canım…
Harcatma, ziyan etme evtaları, ANLA başına getirdiğin hayvanları, gör gerçekleri!

Bak kadın uğraşma benimle, uzaktan uzağa yönetmeye kalkma

Biliyorum yapmam gerekeni…
Bitirilmesi gerekenleri…
Gücüm yok anlamıyor musun, beni en son gördüğün halimden eser yok…
Beynimin içi Halaç pamuğu, darmadağınım, odama bomba düşmüş gibi…
“Yanımdaki”
Kadıncağız korkuyor odama girmeye, temizlemeye…
Biliyorsun beni, her şey yerli yerinde olmalı, düzenli. Eğilemiyorum bile, anında TÜM NEFESIM gidiyor, bir saniyeden diğerine tükeniyorum, sıfırı tüketiyorum. YAPAMIYORUM…
DONUYORUM…
Yakamıyorum kaloriferleri, ellerim buzla çivi…
Annem diyor “oğlum, kül fakiri miyiz? Yak kaloriferleri”
İyi de…
Sıcaktan nefes alamayınca o da bir işe yaramıyor, ısıtma şeklim, MECBURUM…
İçten camlar buz tutmayacağı kadar!

Hanim en sonunda buldu çareyi…
Dikti bana yârim gecelik…
Anlayacağın atletin bayağı bir uzunu, geceliğin kısası…
Önderiye oldum anlayacağın…
Bir gece saçlarımda bigudi, dudaklarımda ruj eksik…
Biliyorsun yatak, yorgan durmaz üzerimde, yastık ta odanın öte köşesinde…
Uyumuyorum…
Artık kiminle kavga ediyorsam…
Onu da bilmiyorum!

Anla beni kadın anla, düş yakamdan kendime faydam yok…
Kendi himmete muhtaç dede, nerede kaldı gayrıya himmet ede!

Ha sana ha bana, s.kim kaldı ta sana

Evlada gittim geldim. Bittim, tükendim…
Gazete okurken uyumuşum. Birkaç kilometre yol yapamaz hale geldim, çok bıktım kendimden…
Bu tür bir yaşamdan. Başladığımı bitireceğim, MUTLAKA, öncesinde kendimi toparlamam lazım.

Böyledir kardeşim, hayat dediğin böyle bir şeydir işte…
Kahpedoğan diyor:
“Arkasındaki destekler çekilince teröristleri tepelemek leblebi çekirdek kolaylığındadır”

Çok görmüşümdür hayatımda kendini dev aynasında görenleri…
Karşısındakini küçümseyip mücadeleyi kaybedenleri(!)
Hayatta genel anlamda iki tip insan vardır, s.ken…
Ve s.kilen…
Allahtan…
Nadiren ikinci tip olma şansızlığına düşmüşümdür, bu demek değildir ki s.kilmedim…
Hayattın bizzat kendisi, geçti arkama ve dayadı – döşedi(!)

Anlayacağınız…
Ağzım çok yandı, canım çok acıdı…
Dikkatim, özenenle yaklaşımım, karşımdakini iyi hesaplama gayretlerim bundandır…
Ders aldım, ben aldım AMA almayan, anlamayan o kadar çok ki!

Zeynep Hanım yazdı yine…
Lütfen dikkatle okuyalım:


AKP’nin dış politika yanlışlarının bedeli: Türkiye, enerji yarışında devre dışı
19 Şubat 2018

“Tüm dünya bize karşı…”
Doğru aslında.
Uluslararası ilişkilerin kesin kuralıdır:
İyi yönetilmeyen, zayıf düşen, savrulan ülke sıkıştırılır. Tek değil, kendini birçok cephede birden mücadele eden halde bulur.
Türkiye’nin yaşadığı da işte tam olarak bu.
Kötü yönetimin yarattığı zayıflama ve bundan yararlanmak isteyen ülkelerin fırsatçılığı.
Türk Ordusu, AKP’nin yıllardır izlediği yanlış Suriye politikaları nedeniyle meşgul;
Şu anda Cerablus’ta “nöbette”, Afrin’de ise terör örgütleriyle bizzat sıcak çatışmanın içinde.
Mehmetçik çatışırken, Suriye’de enerji pazarları paylaşılıyor;
SURİYE VE IRAK ENERJİ PAZARINDA İRAN HAKİMİYETİ
Davutoğlu, AKP hükümetinin Başbakanıyken, “Maraş, Antep neyse Halep de odur” diyor, Halep’i “Gazi” ve “Kahraman” sıfatlarıyla anıyordu.
Şimdi o Halep’te, yine AKP’nin “düşman” ilan ettiği, “küstüğü” Esad rejimi, enerji ihaleleri dağıtıyor. Ve o ihaleleri Türkiye değil, İran alıyor.
İran, Halep’te beş doğalgaz santrali kurmanın ve işletmenin ihalesini aldı bile. Üstüne bir de tüm Suriye’nin elektrik altyapısını kurma ihalesini de kaptı.
AKP hükümeti Esad’a “düşman/terörist” diyedursun; Türkiye’nin burnunun dibindeki Lazkiye’deki enerji santralinin tamiri ve işletmesine ilişkin ihaleyi alan da elbette İran oldu.
Suriye’de Rus etkinliği zaten malum.
Ama Ankara’nın sadece Mehmetçik’le, savaşarak yer almaya çalıştığı Suriye’de, Çinliler yatırımla, ihalelerle devrede. Çin, Esad yönetimi ile daha geçenlerde 2 milyar dolarlık sanayi tesisi anlaşması yaptı.
AKP hükümeti Membiç’e yönelik tehdit dozunu artırırken, pek gündeme getirmediği Fırat’ın doğusunda PYD-YPG ile işbirliği içindeki ABD de, Suriye’nin en büyük su ve doğalgaz/petrol yataklarının üzerine oturmuş durumda.
Irak’ta da durum Ankara açısından pek parlak değil;
Bir ara Kuzey Irak’ta Kürtlerle kurulan enerji işbirliği, Barzani’nin “intihar” gibi bağımsızlık referandumu ile toptan rafa kalktı. Ve Kuzey Irak’ta Türkiye’nin yerini, Irak Başbakanı Ibadi’ye “Sen kimsin? Benim kıratımda değilsin” demeyen İran aldı. Kerkük petrolünün İran’a akıtılması için Bağdat ile Tahran arasında anlaşma imzalandı.
AKDENİZ’DE DE İŞLER KARIŞIK
Akdeniz’deki enerji mücadelesinde de işler AKP hükümeti açısından pek iyi gitmiyor.
Rumlar, Akdeniz’de kendilerinin olmayan kıta sahanlığında, Avrupalı, Amerikalı şirketlere birbiri ardına ihale dağıtıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Roma’ya gidip Papa ile görüşür, İtalya Cumhurbaşkanı ile öğle yemeği yerken, İtalyan ENİ şirketi Akdeniz’de Rumlar adına petrol/doğalgaz aramak için kolları sıvadı.
Üstelik ENİ’nin arama yaptığı bölge sadece KKTC’yi değil, Türkiye’yi de ilgilendiriyor; Antalya açıklarında, Türkiye’nin kıta sahanlığı bölgesinde yer alıyor.
İşin ilginci, Türk savaş gemileri Rumların Ankara’yı hiçe sayan bu nafile hamlelerini boşa çıkarırken, Ankara’ya karşı en sert tepki hiç beklenmedik bir yerden, Mısır’dan geldi. Erdoğan hükümetinin, Müslüman Kardeşler uğruna “düşman” ilan ettiği Mısır, Türk savaş gemilerinin Rum oyununu bozmasına sert bir açıklamayla karşılık verdi. Mısır’da Sisi yönetiminin Dışişleri Bakanı açıklama yapıp, Türkiye’yi yerden yere vurdu.
Bitmedi;
AKP’nin ‘Osmanlı tokadı‘ atacağı ABD de devreye girdi.
‘Tokadın‘ bir numaralı muhattabı, ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, Ankara’da sarayda görüşürken, siyasete girmeden önce CEO’luğunu yaptığı dev petrol şirketi Exxon da Kıbrıs denklemine girdi.
Exxon, Kıbrıs açıklarına petrol aramak için iki gemi göndereceğini açıkladı.
İSRAİL’DEN “SADAT-HAMAS İLİŞKİSİ” İDDİALARI
Kıbrıs Adası açıklarında başlamış bu “enerji dalaşına” henüz doğrudan dahil olmayan İsrail’den ise, Ankara’ya yönelik çok ilginç bir hamle geldi geçen hafta:
İsrail, Türkiye’de de son dönemde çok tartışılan SADAT’ı hedefe aldı; İsrail Güvenlik Ajansı, İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sitesine de koyulan bir açıklama ile, tutuklanıp, sorgulandıktan sonra sınırdışı edilen bir Türk vatandaşından yola çıkarak, SADAT’ı HAMAS’a destek vermekle suçladı. İsrail Güvenlik Ajansı’nın açıklamasında çok ciddi suçlamalar var Türkiye’ye karşı; kurulan bir şirket üzerinden, Hamas’ın kara paralarının aklandığı iddiaları yer alıyor açıklamada. -Bu iddiaların, tam da Türkiye, Zarrab’ın başına sardığı yaptırım ihlali ve kara para aklama suçlamalarıyla karşı karşıya olduğu dönemde gelmesine de dikkat çekmek lazım.-
İsrail, bir yandan Türkiye’yi Hamas’la ilişkilendirip Ankara’yı uluslararası alanda etkisizleştirmeye çalışırken, diğer yandan da kendi “enerji dalaşını” Lübnan’la yapıyor. Lübnan’da İran destekli Hizbullah ile İsrail hükümeti arasında bu ara, Akdeniz’deki enerji yatırımları konusunda kıyasıya bir “tehditler savaşı” yaşanıyor.
Tüm bunları alt alta koyduğunuzda tablo Ankara açısından hiç iyi değil.
Türkiye, Ortadoğu’da, Akdeniz’de enerji denkleminden gün be gün dışlanıyor.
Hükümetin “komşularla sıfır sorun” diye başlayıp, “tüm komşularla soruna” çevirdiği dış politikada iş yine Mehmetçik’e düşmüş durumda;
Türk Ordusu sahada bu yanlışları düzeltmeye çalışıyor;
Mehmetçik, Afrin’de, Türk Donanması’ndaki leventler ise Akdeniz’de (ki FETÖ örgütünün bir dönem açılan davalar ile TSK içindeki asıl hedefinin denizciler olduğunu da burada not etmek gerekir. Nedeni şimdi ortaya çıkıyor) yapılan yanlışları düzeltmek için çalışıyor.
“Kandırılmanın” bedeli bu ülke için giderek daha da ağır hale geliyor…

http://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/zeynep-gurcanli/akpnin-dis-politika-yanlislarinin-bedeli-turkiye-enerji-yarisinda-devre-disi-2229963/