Bu ne ya, bu ne?
Öksürme zaten, derin nefes bile almaya gelmiyor…
Doğru doktora…
Gitmeden önce bir, iki cümle…
Her şeyin göstermelik olduğunu, göz boyamadan öteye geçmediğini…
FECI bir altyapı eksiğimizin olduğunu dile getirir dururum…
>>> Bu altyapı eksikliğimiz A’dan – Z’ye! <<<
Eskiden öksüz doyuranlar vardı…
Artık…
Yandaş ve yoldaş besleyenler!
Hele rüşvet, adam kayırma…
Tabii bunlara adam denirse…
Örneğin emekli maaşlarına seçim öncesi yapılan zamlar vesaire…
Açık rüşvet niteliğinde…
Pazarlanıyoruz diyorum, satılıyoruz…
Alan memnun, satan memnun…
Bugün açıkladılar, enflasyon saat on gibi. Hani yerli ve milli otomobil…
ANCAK…
Bu projenin yüzde otuzu yerli, yani bardağın dolu tarafına bakma %70’i ithal…
Nemiz yerli ya neyimizzz…
Hele milli, bilmem nenin gerisinin kıllığı…
B.R.I.C.S.
Dün anlatmaya çalıştım, yeni yeni sanayileşmeye başlayan ama sosyoekonomik çok önemli açıkları bulunan ülkeler. Bu ülkelerin oluşturduğu ekonomik iş birliği türlerinden biri…
Ve ardında yatan > büyük çaplı ekonomik yardımlar <
Suriyeliler meselesi gibi, altı milyar Euro…
Ya bunar insan, insan. Çoluk çocuğu var, ayni bizim gibi geldiler…
AMA…
Gidemeyecekler(!)
Ya para?
Yandaş, yoldaş, baş hırsız ceplerine…
Karanlık kanallarda, bilmem ne bankalarında!
SATILIYORUZ…
Cici Hanımlar ve değerli Beyler, tatlı, balı rüyalar…
Afiyet ile yiyiniz, nasılsa sizin yediklerinizin bedelini evlatlar ödeyecek…
BAK…
Yandaş bile neler yazıyor, bunu yazan yandaş, yandaş:
—
Kasım ayı enflasyonunu nasıl yorumlamalıyız?
3 Aralık 2018
Piyasaların gözü bugün açıklanacak olan enflasyon oranlarında. Dün açıklanan İstanbul Ticaret Odası fiyat verileri baz alınırsa, TÜİK’in kasım ayı için tüketici fiyatlarında küçük oranda artış ya da düşüş açıklaması bekleniyor.
Piyasaların bugünkü rakamlara bakarak kısa vade için tepki vermesi kaçınılmaz. Daha orta ve uzun dönem için ise belirsizlik hala hakim diyebiliriz.
Geçen hafta katıldığım sektör toplantılarından edindiğim genel izlenimim o ki; kurlardaki gerileme ya da enflasyonda birkaç aylık düşüş beklentisi memnuniyetle karşılanıyor ama bu olumlu sürecin devam edeceği konusunda güven verilebilmiş değil. Özellikle yaşanan kur şokunun etkisinin her sektörde ağır tahribatlara yol açtığı, bu tahribatların onarılmasının zaman alacağı açıkça gözüküyor. Kısacası; enflasyonda tartışmalı yöntemlerle iki aylığına enflasyon artışı durdurulsa, seçimlere kadar başka yöntemler devreye alınıp olumlu hava uzatılsa bile, sorunlar ortada duruyor. Sorunlara kalıcı tedbir yerine geciktirici kararlara yaklaşılması ise ileriye dönük tablonun daha ağırlaşacağı karamsarlığını artırıyor.
Aslında sadece yaşadığımız kur şoku ya da enflasyon patlaması değil, çok daha eskiden gelen yapısal sorunların bu dönemde ağırlaştığı, yaşanan şokların temel sorunları ağırlaştırıp görünür kıldığı da söylenilebilir.
Geçen hafta Antalya’da turizmcilerin Konya’da tarımcıların katıldığı toplantılarda bulundum. Özellikle tarım kesimini sorunlarının çok büyüdüğü açık biçimde görülüyor ve çiftçiler şikayetlerini dile getirmeye başlamışlar. Tarımda sorun o kadar çok ki; et ithalatının içeriye etkisi, buğday fiyatları, şeker pancarıyla ilgili özelleştirmenin de artırdığı şikayetler, mazot fiyatlarıyla ilgili yakınmalar, sulamayla ilgili sorunlar, kredi faizleriyle ilgili klasik şikayetlerin iyice artması art arda sıralanıyor.
Tarım kesiminde son dönemde, etkisi iyi hesaplanmadan, yanlış kararlar alınmasının tabloyu ağırlaştırdığı kesin. Kur ve enflasyondaki son atak şikayetlerin artmasında tetikleyici rol oynamış. Aslında kur şoku belirgin hale getirse de tarımdaki yapısal sorunların varlığı ve büyüklüğü inkar edilemez. Bence biran önce siyasi uzlaşma havası yaratılması, bu konuda da uzun vadeli ulusal bir politika saptanması, hükümetlere bağlı olmadan kalıcı bir strateji izlenmesinin şart olduğu açıkca görülüyor.
Bugünkü siyasi ortamın böyle bir uzlaşmaya izin vermediği aşikar olsa bile…
SADECE TURİZM
Geçen hafta Başkanlığını Erkan Yağcı’nın yaptığı Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeler Birliği AKTOB’un Antalya’da düzenlediği 8. Uluslararası Resort Turizm Kongresine de katıldım ve gördüm ki; mevcut ortamda yüzü gülen yegane sektör turizm. Bakanın katılmadığı Kongre’nin genel moderatörlüğünü yapan duayen turizmcilerden Yusuf Hacısüleyman’la toplantı arasında genel bir değerlendirme fırsatı buldum. Hacısüleyman sektörlerinde de konkordato ilan eden büyük firmalar olsa bile, sektörün önümüzdeki dönemden çok umutlu olduğunu söyledi. Geçen yıl patlama gösteren Rusya’dan turist sayısının fiyat artışları ve açılacak Mısır pazarı nedeniyle 2019’da biraz azalsa bile, Pound üzerinden fiyat verdikleri İngiltere’den çok umutlu olduklarını, yeni rekorlar kırılacağına inandıklarını söyledi. Hacısüleyman sektörün tek sıkıntısının uluslararası ilişkilerdeki siyasi gerginlik olduğunu, ilişkiler olumlu olduğu sürece turizm sektörünün ekonomiye katkısının artarak devam edeceğini söyledi.
Umarız tek yüzü gülen turizmcilerin de keyfini kaçıracak gelişmeler olmaz.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/erdal-saglam/kasim-ayi-enflasyonunu-nasil-yorumlamaliyiz-41038447