Geçenlerde canım istedi, dün söyledim hanıma pişirdi…
Böyle şeyleri beceremiyorum, örneğin sarma…
Sarmasına sarıyorum ama oluyor bir öksüz doyuran sana…
Bir güzel olmuş bir güzel olmuş, pilav üstü elini, ayağını beşte parmağını valla!
Benim söylememe gerek yok…
Bol kepçe, karavana…
Çocuklar elimizde büyüdü, ha evlat ha onlar…
KADIN…
Yakınma, eğer evdeysen ve evladına, evlatlarına pişirebiliyorsan bir şeyler…
En güzeli sağlıklı…
Değerini bil, şükür et Allah’ına!
Bak evlat biraz farklı büyüdü, keza kardeş…
Ben, Dayday ve Dada ayni kaderi paylaşıyoruz…
Çalışan ana…
İnan bana, çok zor. Gerçekten çok zor…
Hep böyle büyüdük, büyüyoruz…
Dayday önce geldi, Dada sonra gelecekmiş. Yemeği ısıttım fokur fokur…
Pilav üstü…
Tepe taklak bir daldı yemeğe, nasıl üzüldüm biliyor musunuz?
YOK, yok kardeşim…
Kadın, kadınlar hangi birine yetişsin, ev, ocak çocuk, koca…
Hangi birine, çocukluğum geldi aklıma…
Evdeysen, Allah veriyorsa iki lokma…
Sakın yakınma!
Genel kanatin aksine…
Para…
Buralarda da sokaktan toplanmıyor…
Tabiri caiz ise karşılığında hayvan gibi çalışmak zorunda kalıyor insanlar…
Kadının ise yükü iki kat. Hem evde hem dışarıda!