Huylu huyundan benim avradım benden vazgeçmez

Anladım kadın, anladım…
Annem…
Hanım ve sen…
Ya bıkmadınız, usanmadınız beni kandırmaktan.

Tamam…
Kabul ediyorum…
Bende seni çok seviyorum…
Unutamıyorum…
Saf ve salak bir aptalım(!)

Hatunların en güzeli, kalbimin kraliçesi…
Çok sevdim seni, yalnız seni!

Soner Beye açık mektup

Üstadım;
Elinize, yüreğinize ve kaleminize sağlık. Önceki yazışmalarımızdan biliyorum, yazar olmanın, bir gazeteci ve vatansever olmanın gereklerini yerine getiriyorsunuz. Emek veriyorsunuz…
Kafa patlatıyorsunuz, bedel ödüyorsunuz. Belki benim gibi geceleri bir artı, bir artı bir…
Verileri bir araya getirip yorumluyorsunuz…
Nasıl ki yazmak sizin işinizse, araştırmacı gazeteciliğin gereklerini yerine getiriyorsanız…
Benimde işimde mantık üzerine, evet, verileri toplamak, değerlendirmek, sınıflandırmak…
VE KORUMAKTA benim işim, bilişimciyim!

Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış…
Anadolu medeniyetinin temelinde yatan hoşgörü ve saygı gereği, eskiden insanlar…
Bir an olsun durup düşünür, doğruyu yalandan ayırabilme kabiliyetine sahiplermiş…
Toplumumuz, bu gibi vasıfları kaybedeli, unutalı yıllar oldu…
Neden – Sebep / Sonuç, Etki ve Tepki denklemlerinde bırakın uluslararası dengeleri bir nebze olsun doğru değerlendirmeyi (örnek olarak bugün gazetenizin atmış olduğu manşeti gösterebiliriz), ülke içindeki dinamiklerin bile çoğu zaman farkında değiller.

Avrasyalıyım…
Kelimenin tam anlamıyla bir Avrasyalı. Baba tarafım Rumeli, anne tarafım Anadolu insanı…
İstanbullun iki yakası…
Bakmayın siz onlarca yıldır Avrupa’da yaşadığıma, birçok yurttaştan daha duyarlı, daha hassas ve çok daha ilgiliyim söz konusu vatan olunca. Kanıtı, yazmış olduğum binlerce sayfa, ücretsiz yayınladığım onca kitap ve kitapçık. İntihalci değilim Efendim…
Her biri el emeği, göz nuru. Derleme, toplama, degerlendirme…
Sayfa sayısı açısından, yekpare, sadece bir çalışmam 1300 sayfa.

Korkmadan yazıyor çiziyorsam…
Ki korkmam için çok sebep var, aslında sizin gibi…
Fanatik AKP’liler, MHP’liler buralarda da çok sayıda…
Tayyipistanın eli buralara kadar uzanıyor…
Nedenlerim sizin ki gibi…
Sade bir vatan sevgisi…
Tayyipistan mı desem Yamyamistan mı bilemedim, yeni geldim…
Her seferinde…
Gümrük girişinde ve çıkısında yüreğim en az bir kez zıplar, hop hop hoplar…
Ata toprağından bin bir türlü hile hurda ile ettiler, soyadımı bile sildiler…
Anayurttan da edecekler, arazi mafyası mi, bizzat-i devletin kendisi mi göz dikti tee atalardan kalma araziye, eve barka. Dalaverenin, dönen dolapların, hırsızlığın, açgözlülüğün sonu mu gelir bu ülkede?

PKK’a ise PKK, bende yeminle kendime göre mücadele ettim bu zihniyetle buralarda…
İzin vermedim, en azından uzun süre resmen yerleşmelerine, belde ve belediyelerde etkin olmalarına.

Ancak…
Mücadele topyekûn olmalı…
En başta bir muhalefet olmalı, siyasi parti niteliğinde organize bir muhalefet…
Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen…
Hem sağlık hem yaşça gücüm kalmadı…
Çarpışan Mehmetçikler, çoğu evladım yaşında. 29 yaşında olacaktı yaşasaydı, Allah böyle münasip görmeseydi muhtemelen çoktan dede olurdum bu yaşta. Allah…
Ona nasip etmediği ömrü tüm evlatlara nasip etsin. Soruyorum size…
Evet, size!

Bu evlatlar neden oralardalar?
Neden çarpışmak zorunda kalıyorlar, neden ölüyorlar?
Yanıtını sizde biliyorsunuz, bende.

Anlatamayız Efendim, anlatamayız bu millete!!!

Köyü, özelimi size neden anlattım biliyor musunuz?
Florya’dan “geçtim”
Eninde sonunda başım ya mafyayla veya devlet ile belaya girecek…
Nedeni…
Para ve pul, kim düşünüyor vatanı, kimin umurunda millet…
Her şey çakma, her şey göstermelik…
Bizler…
Siz dahil Efendim, ağzımızla kuş tutsak kimseye yaranamayız, kimseye derdimizi anlatamayız…
Anlatamayız…
Anlatamayız!

—-
Sus artık!

30 Ocak 2018

“Yazmayayım” diyorum…
“Susayım” diyorum…
“Bugünlerde siyasi polemik yazılmaz” diyorum…
“Kenetlenmemiz lazım” diyorum…
Çünkü:
Mehmetçik Afrin’de kanını döküyor.
Mehmetçik Afrin’de canını veriyor.
Ama. Yok… Erdoğan illa ki toplumsal dayanışmayı bozacak bir tartışma konusu bulup ortaya atacak!
Barış nedir bilmiyor!
Susarak konuşmayı hiç bilmiyor!
Mehmetçik Afrin’de savaşı¬yor.
Gazi oluyor… Şehit düşüyor.
Erdoğan şehir şehir do¬laşıp, AKP il kongrelerinde propaganda yapıyor!
Sandık’ın olduğu-seçi¬min yapıldığı kongrede milli meseleyi politika malzemesi yapıyor!
AKP Kocaeli Gençlik İl Kong¬resi’nde konuşuyor:
“Şimdi Kılıçdaroğlu’na so¬rarsan Lozan’da kazandığımızı söyler. Ondan sonra da adaların faturasını AK Parti’ye kesmeye kalkar. Adaları siz verdiniz, siz. Sizin partinizin başında olanlar verdi ve şimdi tarihi dosyaları hazırlatıyorum ve o tarihi dosyaları, Lozan da dahil olmak üzere bunların önüne de milletime de bunla¬rı o belgelerle anlatacağız.”
Mehmetçik Afrin’de kanıy¬la-canıyla savaşırken, demek Lozan’ı tartışacağız öyle mi?
Mustafa Kemal gibi bugün de Mehmetçik yedi düvele karşı savaşırken…
Biz Atatürk’ü tartışacağız öyle mi?
Albay İsmet gibi bugün de Mehmetçik emperyalizme karşı savaşırken…
Biz İnönü’yü tartışacağız öyle mi?
Bin kez yazık. Günah!
Ortak değerleri parçalayan biri başkomutanlık yapabilir mi?
Neymiş… Lozan dosyaları hazırlatıyormuş!
Gel de yazma…
AKP DOSYALARI
Mehmetçik Fırat Kalkanı Operasyonu’yla tarih yazdı.
Mehmetçik Zeytin Dalı Ha¬rekatı’yla destan yazıyor.
Peki ya AKP?
Lozan dosyasını açmaya hazırlanıyormuş! Açın!
Biz de açalım mı; iktidarı¬nızın Mehmetçik’e nelere mal olduğunu?
Açalım mı; “açılım” dosya¬nızı?
Açalım mı; “çözüm süreci” dosyanızı?
Açalım mı; “akil adamlar” dosyanızı?
Açalım mı; “stratejik derinlik” dosyanızı?
Açalım mı; “Oslo görüşmele¬ri” dosyanızı?
Açalım mı; “Kandil-İmralı toplantıları” dosyanızı?
Açalım mı; “Dolmabahçe mutabakat” dosyanızı?
Açalım mı; “megri megri türkü” dosyanızı?
Açalım mı; “demokratikleşme paketi” dosyanızı?
Açalım mı; “PKK’nın devleti ayaklar altına alan Habur gös¬terileri” dosyanızı?
Açalım mı; “Serok Apo posterine-‚Sayın Öcalan‘ hitabına-Nevruz mektubuna izin verme” dosyanızı?
Açalım mı; “Türk bayrağını indirme-terörist heykelini diktir¬me” dosyanızı?
Açalım mı, “PKK sızmala¬rına, silahlanmalarına nasıl göz yumulduğu” dosyanızı?
Açalım mı; “726 şehit verdi¬ğimiz hendek ayaklanması” dosyanızı?
Açalım mı; “FETÖ’ye kanıp Türk Ordusu’nu itibarsız¬laştırma” dosyanızı?
Açalım mı; “Liboşlara kanıp halkın Peygamber Ocağı inancını zedeleme projesi” dosyanızı?
Açalım mı; “Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanı” dosyanızı?
Açalım mı; “kardeşim Esat’tan “düşman Esed” söylemine nasıl getirildiğiniz” dosyanızı?
Açalım mı; “PKK/YPG’nin imdadına sınırlarımızı açarak Barzani peşmergelerini gönder¬me” dosyanızı?
Açalım mı; “Ankara’ya davet ettiğiniz Salih Müslim görüş¬mesi” dosyanızı?
Açalım mı; “Balyoz-Ergene¬kon kumpaslarıyla FETÖ darbesine yol açtığınız” dosya¬nızı?
Açalım mı; “Bu ülkeye nasıl zararlar verdiğiniz” dosyanızı?
Susun artık!
Mehmetçik’in mübarek sa¬vaşına saygı gereği susun!
Gün siyasi polemik günü değil…
Savaştayız.
O FOTOĞRAFI UNUTMA
Bu zorlu günlerde parti gö¬zetmeksizin kenetlenelim.
İşte… Mehmetçik en son stratejik konumdaki Burseya Dağı’na Türk bayrağı çekti.
Aklıma Abdullah Ağar’ın “Özgür Şehit” kitabında oku¬duğum Gevanakurki geldi.
Hakkari Çukurca’ya yakın bu dağ, Türkiye-Irak arasında PKK’nın üssü konumundaydı. Örgüt tüm sızmaları buradan kontrol ediyordu.
63 gündür Hakkari dağların¬da görev yapan 50 Mehmet¬çik’e,14 Mayıs 2016 tarihinde yeni harekat emri verildi.
Hedef:
150 PKK’lının bulunduğu, tüneller, mahzenler, oyuklar kazdığı ve doçka, havan, roket gibi ağır silahlarla mevzilendiği 2 bin 888 metre yüksekliğin¬deki Gevanakurki idi!
Mehmetçik zirveye ulaşana kadar pusu, taciz, çatışmanın kaçınılmaz olduğunu biliyordu…
Mehmetçik şahadetin kendi¬sini beklediğini biliyordu…
Sırtlardan yamaçlara doğru tırmanırken teröristlerle erken temas yaşandı. İlk şehit burada verildi. Ve ilk gazi…
Arkadaşının yaralandığını görüp gözleri dolarak yardıma koşan genç askere Gazi Meh¬metçik göğsünden kanlı Türk bayrağını çıkarıp bağırdı:
– “Ne diye başımdasın? Al bayrağı git, görevini yap!”
O binlerce yıllık asker ruhuyla…
Mehmetçik, iki şehit, on bir gazi vererek “alınamaz” denen Gevanakurki’yi beş günde teslim aldı.
O gün… Tarih, 19 Mayıs 2016 idi.
Kurtuluşun sembolü Ban¬dırma Vapuru’nun Samsun’a ulaştığı günün yıldönümü.
Mehmetçik, ilk şehidin düştü¬ğü yere gidip Türk bayrağı dikti. Fotoğraf çektirdiler…
En önde oturan Üsteğmen’in elindeki -kumanya kolisinden çıkarılan- karton üzerinde şu yazılıydı:
“HATT-I MÜDAFAA YOKTUR.
SATH-I MÜDAFAA VARDIR.
O SATIH BÜTÜN VATAN¬DIR…
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİ.”
Ne içeride… Ne dışarıda…
Mustafa Kemal’in Askerle¬rini kimse yenemez!
Boşa çenenizi yormayın.

Dua edenden de etmeyenden de Allah razı olsun

Allah’a çok sükür!
Hep dediğimdir ama heppp…
Allah’ın sevgili kullarından olmalıyım, ayrıntılarını sonra anlatırım…
Neden?
Değerli bilgilerde ondan!

HAYAT DERSLERI…
Allah’ın her kuluna nasip etmediği cinsten !!!

Şimdi yapmam gereken bazı şeyler var, telefonlar, gitmem gereken yerler…
Görüşmeler!

Korkağın tekiyim, sekiz bucuk

İçim mıncık mıncık…
Dua edin dostlar, arkadaşlar dua…
Durum gerçekten olağanüstü ciddi, bu yaştan sonra dünyaya demir parmaklıklar ardından bakmak istemem.

Romanlara konu olacak bir karmaşa…
Ardında yatan para…
Bir insan hayatı, emanete ihanet, iftira…
Sözde bakımsız, sefil, pel perişan kadın…
Allah var yukarıda…
Kişisel hijyenden tutun evin temizliğine, gıdasından doktoruna…
Gezmesine…
Elimden geleni, doğru bildiğimi yaptım, o bakımdan için rahat. Dedim ya vicdan…
Bizim örf ve adetlerimiz, geleneklerimiz yönünden rahatsızım…
Aile bildiğim, benden bildiğim ki…
KIM OLURSA OLSUN…
Elimin altında, yanımda olmalı, kontrolümde, denetiminde…
OLMUYOR…
Çocuk değil ki çekesin kulağından, vurasın kıçına bir tokat yapacaksın diyesin…
Neredeyse 100 yaşında…
Nereden girdim ben bu işin içine, hangi akla hizmet ettim…
SANA NE???

Çok önemli, LÜTFEN OKUYUN, resmen silah ruhsatı alamamamın nedeni

MAVI – PEMBE kartım var deme…
Kimi noter işlemlerini de yaptıramıyorum. Konuyla ilgilenip öğrendiklerimi sizlerle paylaşacağım.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Mavi_Kart

Bilgilendirmede verilen telefon numarasına, belki Frankfurt veya Mainz konsolosluklarına telefon edip
Bilgi edinmeye çalışacağım. Örneğin polisten sicil çıkarmak için PTT’den bilmem ne belgesi almanız gerekir, mavi kart çıktığında aldım, ilk defa lazım oldu VE hiç bir şey yapamıyorsunuz.

Ne gariptir ki…
RESMI, konuyla ilgili Tayyipistan siteleri çalışmıyor…
Ulaşabildiğinizde ise verilen, edinebildiğiniz bilgi(ler) çöp değerinde!

Özsevici

Narsistik kelimesini kullanmasını sevmem, Türkçesi varken…
Herifler…
Zibidi zübükler yine oylarla, seçim bölgeleri ve şekilleriyle oynamaya başladı…
Bükemediğin bileği değil…
Bundan sonra…
Altından kalkamadığın, resmen görüntülediğin, kanıtladığın seçim hilesi yapanın elini öpeceksin!

Not:

K.K.
O senin Cumhurbaşkanın olmayabilir, benimde değil…
AMA SENDE…
Ne Cumhuriyet Halk Partisi liderisin ne ana muhalefet partisinin başı!

Sayın Axxxok,

Benden talep ettiğiniz görüntüleri izin öncesi, galiba ilk yazdığınızın ertesi veya bir iki gün içeresine yayınladım. ORJINAL hali…
Sansürsüz. Televizyondan öyle izlemiştim.

Saygılarımla

Önder

indir / izle

Değerli dostlar, değerli dostum…
Oldum olası asabi, asi ve isyankâr bir yapıya sahibim…
Asiyim, isyankârım derken…
Ne Allah’a ne büyüklerime karşı asi ve isyankâr davranmış, terbiyesizlik yapmamışımdır…
Serzenişte bulunmuşumdur, bir nevi imdat çağrısı, yârdim beklentisi…
Ama bilerek ve isteyerek asla terbiyesizlik yapmamışımdır.

Kork…
Kork görgüsüzden, bilemezsin, hesaplayamazsın davranışlarını…
Kork Allahsızdan, insaf nedir, vicdan nedir bilmezden…
Kork açgözlüden, doymak nedir bilmezden…
Kork şımarıktan, tevazuunun asil nefesini teneffüs etmemişten…
Kork böbürlenenden, ben ve benim diyenden. Bizin, gücünün farkında olmayandan…
Kork aşağılık duygusu içeresinde cehennem azabı çekenden, bu duygular ile etrafını cehenneme çevirenden…
Kork kardeşim kork, dikkatli ol, temkinli…
Ama yüreğinde medeni cesaretini sakla, gerekli hallerde sal onu sokaklara…
Asi ol, isyankâr ol, haddini bilerek, durman gerektiği noktanın farkında ol, attığın adımları sağlam at…
Sesiz şeytanı oynama…
Bütüne bakarken ayrıntıyı gözden kaçırma!

Bilgin olsun ki fikir oluşsun…
Paylaş doğru bildiğini, öncesinde doğruluğunu teyit ettiğini…
Paylaşılmayan bilgi paylaşılmayan el hüneri kaybolmaya mahkumdur, nice sanat eserlerinin yapılış şekli gibi…
Paylaş…
Ama değerli olanı, değerin değerini bilenle…
Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme…
Kadir – kıymet bil, hatır naz ol, nazik ve şeffaf…
Eşyaya, maddiyata verdiğin değeri canlıya da ver cansıza da…
Emanetçisin bunu sakın unutma.

Bu gibi belgesellerin ardından genellikle bir tartışma programı gelir…
Arşivlemem…
Neden diye sorarsanız; bir fikir alışverişidir, bir görüş…
Genelde anlık…
Değerliyse, faydalıysa bir görüş, bir bilgi, bir izlenim benim için…
Ya not alırım veya kazırım hafızama, kalan iki buçuk grama…

Bellek FATAL ERROR vermedikten, Read – Write ERROR yapmadıktan sonra…
Her daim yanımda…
İsimler kardeşlerim, isimler önemsizdir…
Önder dediğini belki altı ay sonra belki bir sene sonra kimse hatırlamaz…
Seni seven, sana değer verenlerin dışında…
Kim bilir belki o kadar bile sürmez, yârin unuttu verirler bu ismi?

Az sayıda kula nasip eder Allah ölümsüzlüğü…
O bile sadece bir süreliğine, an gelir izler silinir…
Gerçekçi ol, geçmişini bil, geleceğini hesapla…
Kimileri gibi boş hayaller, hevesler peşinde koşma!