Demiştim

Hemen sözde “darbe” sonrası…
Bundan sonraki tutumu darbenin gerçekten bir darbe mi…
Yoksa kendi senaryolarından ibaret olup olmadığını gösterecek diye yazmıştım.
Tüm göstergeler, her şey G. Fuller imza veya izinin gösteriyor gibi.

Sözcü gazetesi sahibi, tutuklanması son halka…
Yasaları torbalar ile çıkaran olağandır ki topluca tutuklayacak…
F. Güllen sadece bir vesile…
Binlercesi arasında bir neden, sesini çıkaran tehlikeleri, doğruyu söyleyip hırsızlıklara, yanlışlara…
Vatan ve milletin satılmasına dikkat çeken suçlu, F. Güllen sadece bir bahane…
Binlercesi arasından bir neden(!)

Kanlı mi olacak kansız mi sorusunun cevabi…
Mutlaka kanlı olacak…
Hiççç…
Bir taraflarını yırtma, sessizliğinin, tepkisizliğinin bedelini ödüyorsun. Bende…
Bende bir suçluyum AMA en azından aynada yüzüme tükürmek için bir nedenim yok…
2007’de başladım yazmaya, şimdi 2017 yılındayız…
En azından bir sesim çıktı, tepkimi, tarafımı koydum ortaya…
Sen…
Sen sesiz “şeytanı” oynadın, bana dokunmayan yılan bin yaşasın dedin!

Yalan mı?
Söyle…
Yalan mı?

Kadın, kadınsa… Ruhu, inceliği ve zarafeti öter bülbül misali her an, her yerde

Berbattım, yok berbat kelimesi, feci kifayetsiz kalır kendimi his ettiğim yanında…
Yok, yok güzel dilimizde bu durumu anlatacak bir kelime yok.

Ağırlar bir taraftan ki morfin denilen illetin iki kat gücünde, şimdilik ileride ne olacak bilmiyorum, bana mısın demiyor, halsizlik…
Tarifsiz…
Bir halsizlik.

Dedik ya Önder Rheinland-Pfalz eyaletine karşı…
Bu sabah düştüm yola…
Trafik çok sıkışık…
Hani Stop and Go diyorlar ya, aynen öyle…
Genç bir kadın dikkatimi çekti, kucağında bebeği ile…
Ağzı açık ayran budalası gibi bakıyorum onlara hayran hayran, bebeği çok özledim…
Yeminle içimdeki küçük çocuk hasretini anlatamam…
Gittikçe yaklaşıyorlar, yaklaştıkça içimdeki hayranlık artıyor…
Kadın zaten bakımlı AMA ya bebeğine ne demeli, kız çocuğu…
Allah’ım, bir içim su…
Pembe bir kurdele, o saçlar lüle lüle…
Üstündeki manto, ayağındaki ayakkabı hepsi uyum içinde!

İddiaya girerim…
Sizlerle her türlü iddiaya girerim…
O kadının evi…
Eminim bebeği gibi, kocasının üstü başı…
Eminim ya emin, her türlü iddiaya girerim O kadın…
Kadın!

Bağırıyor avaz, avaz, ötüyor bülbül gibi ben kadınım diye!
Her erkeğin erkek olmadığı biri her kadın da kadın olamıyor maalesef.

„Dünya liderliğinden“, ümmet liderliğine

Yakındır, çok sürmez, hazırla kendini halifeliğe…
Herifte…
Kıç kalmadı yalana yalana, ilan-ı aşk edercesine Gökçek “terfi” ettirdi ümmet liderliğine(!)

Çok pohpohlamayacaksın arkadaş, insanoğlunu çok pohpohlamayacaksın…
Ya kalkar önü ya arkası, uçar, havalanır, basmaz bir daha ayakları yere…
Bakın burası çok önemli…
Iran ziyareti…
Gitti Irana, Molla yanına Amerika’nın elçisi!

Bakmayın siz İranlılara, Mollalara falan…
Adamlarda hem var kültür hem devlet terbiyesi…
Elbette dönecek g.tüne baka baka geri.

Ortadoğu siyasetine söz sahibidir Iran, Mısır ve eskiden Suriye…
Kesinlikle AKP öncesinde, özellikle Türk ordusu sayesinde, ülkemizin de bir zamanlar söz sahibi olduğu gibi. Kaldık din simsarı, deve tellalı, muhabbet ve yatak odası çöpçatanlarının eline.

Ve sakın unutma emi…
Ortadoğu siyasetinde mezhepçiliğin önemini…
Kaldı “bizim” tellal, simsar Caferiler1 ve Vahhabiler arasında…
Gerçi İslam yeniden yorumlandı, doğdu billur bir sabaha açan güneş gibi…
Tayyip-i İslamiye, Hırsızlık-ı vakiye, helaliye…
Türkiye ufuklarında, ne çok hayran ne çok beleşçi taraftar topladı, ünü ülke sınırlarını aştı.

Has oğlan, esas oğlan…
İnmez gayri gök kubbedeki yerinden ve oğlan kelimesi burada anlamı itibarıyla kullanılmıştır, ilan edecek ümmet liderliğini.

1 http://www.imam-khomeini.com/web1/turkish/showitem.aspx?cid=1736&h=22&f=23&pid=2048

Direnişte diriliş var

Sözüm, sözdür benim…
Bakmayın siz ona buna, sanki sözümü unutmuşum gibi davrandığıma…
Sağlığım bir nedense başımdaki manyaklar bir diğer nedenim…
Kafa…
Biraz yerine gelince, bir iki kelime, birkaç satır…
Eski Önder’den eser kalmış olsa…
Jet…
Ancak karşınızı da…
Kendisi himmete muhtaç bir dede!

Bilişimde…
Boğulacaksan büyük denizde boğul, ILKE BU…
Skype Microsoft’un…
Güvenliği ona göre…
ABD hükümetini dinler, arka kapı bırakır AMA Tayyip’i dinleyeceği oldukça şüpheli…
Şu an tüm hesaplarım devre dışı, özel nedenlerle…
Piyasada…
Devlerden biri Microsoft’sa diğeri Cisco…
Skype ile konferans güvenli, WebEx ile üçlü konferans ücretsiz ve güvenli…
Çocuklar direniş örgütlerken şifreleme, verdim bazı örnekler ille şifreleme…
İlle alışılageldik algoritma dışı, ille gizli, ille gizli…
İstediği kadar güvenli olsun bir şey, kul yapımı ve insan elinden çıkan hiçbir şey mükemmel değildir…
Başımızdaki serseriler, Allah var yukarıda, eğri oturalım AMA doğru konuşalım…
Cumhuriyet hükümetlerinde çok uzun zamandan beri görülmemiş bir destek…
Ama öyle ama böyle, orasını kurcalama, tek başına “hükümet” etmekte…
Neler yapardılar, neler. Bu cennet vatan ne hale gelirdi…
Affedersiniz, özür dilerim ancak aynen böyle yazmam gerekiyor…
A.cık ağızlılar, hırsızlığı, şahsi ikbali seçti(!)

Orospu karı misali bir oraya bir buraya g.t kıvırdılar, domaldılar onun bunun önüne…
Yok, hayır. Ben sözümü unutmadım, unutmam, iki elim kanda olsa bile mutlaka eninde sonunda sözümde dururum.

Cisco WebEx sadece konferans değil tabii, kendin oku öğren.
incele

TeamViewer
Güvenli ve uzaktan erişim…
Birbirinize yârdim. Sürüm 12, özele ücretsiz, tüzele ücretli. Chat ve Meeting içerir.
incele

Skype
incele

Not: Facebook, onu bunu s.ktir et. Ne kadar şifreledik deseler bile…
Umumhane kapısı gibi açık herkese!

Önder Gürbüz, Rheinland Pfalz eyaletine karşı

Şu son yıllarda başa gelen pişmiş tavuğun başına gelmez diyeceğim AMA…
Sıradan olacak, ki ben Önder, gerçekten olağanüstülüğe alıştım…
Her ne kadar kendimi Atatürk evladı olarak görüyorsam, bir o kadar da Fatih torunuyum…
Yok…
Pişmiş tavuğun başına gelen BANA az gelir…
Dedim ya Fatih Sultan Mehmet torunuyuz diye…
Ver bana bir öküz derisi…
Kes ince ince şerit halinde, Rumelihisarı kadar yer alır…
İşte son yıllarda başa gelen, enlem ve boylamında bu kadar…
Gerçi…
Koskoca Tayyipistana kafa tutuyorum, Rheinland Pfalz çok mu?

Duydunuz mu zibidinin dediğini, yediği b.ku?
Karat meselesi, pırlanta, elmas ayarı…
Kendini ne sanıyorsa?
Bulunmaz Bursa kumaşı(!)

Iraklı onun ayarında değilmiş, seviyesi o kadar yüksek ki?!!!
Babil kulesi!???
Bilmem bilir misiniz hikayesini, bu topraklar ne dâhiler ne gerçek, insan pırlantası, elması meydana çıkardı, neler neler. Tabii…
Zibidiler, zorbalar, kendini bir b.k sananlarında bini…
Bir para!

Nemrut…
Evet, evet Nemrut…
İnsanlık tarihinin >>> ilk <<< zorba hükümdarı…
Zaten nemrut kelimesinin anlamı, acımasız, sert tutumlu, can yakıcı…
Kendini bir b.k sananlardan…
Yaptırdı Babil kulesini amacı Tanrı mertebesine ermek, onun kadar yüksek, erişilmez olmak…
Aldı eline ok ve yayı…
Tanrıyı vuracak(!)

Allah bu…
Düşmez – kalkmaz, yanılmaz Yaradan…
Kızdı…
Bir fırtına, bir kasırga, dayanılmaz, karşı konmaz bir rüzgarla etti Babil kulesini yerle bir…
Yetmedi…
Madem insanlar sana itaat ediyor, dediğini anlıyor ve yerine getiriyor, hiçbir insan bir diğerinin dediğini anlamasın, dil karmaşası…
Ona benzer “bizim” zibidi, Kasımpaşa ayısı ortalığı karıştırdı…
Tanrı gazabı mıdır bilmem…
Ülkede kimse kimsenin dediğini anlamıyor, dil birliği olmadığı gibi…
Eylem, düşünce birliği kalmadı…
Yüreklerde ayrıştı, katılaştı…
Merhametin, anlayışın yerini bencilik aldı!

Dilenci değilim dostlar…
Sizlerden ne para istiyorum ne pul…
Hele oy…
Ama yürekten bir duanıza hayır demem, diyemem…
Olur da kabul zamanına rastlar…
Dua edin, gebereyim. Veya…
Dua edin bitsin bu ne olduğu belirsiz, belirsizlikler…
Güç kalmadı, kafa kalmadı, sağlı solu tokatlar, tekmeler…
Gerçi Allah beterinden korusun cümlemizi AMA ben gerçekten sıfırı tükettim.

Füze gibi mübarek

😊

İlginizden ötürü teşekkür ederim arkadaşlar…
İstatistiklere göre ki…
Biliyorsunuz benim adım Tayyip değil, yani istatistiklerde hile falan yapmıyorum…
İstesem bile yapamam çünkü Hoster verileri…
Kendi kendimi Hacklemem lazım yani…
OLMAZ tabii!

Öyle görünüyor ki…
Bu ay, dünya çapında 40.000 okuyucuya, ziyaretçiye ulaşacağım…
İnşallah…
Çünkü bu rezilliğe ancak > elbirliği < ile DUR diyebiliriz!

Bilmem bilir misiniz?
Bir kaplan…
12 tane yetişkin > sağlıklı < erkek gücünde…
BIR kaplan…
Karınca deyip geçme…
Küçücük şeyler, tek başına ne kadar etkili AMA…
Yüzlerce, binlerce ateş karıncası…
Ormanlar kralı Arslan’a dünyanın kaç bucak olduğunu gösterip kaçırıyor!

Fetih edilmeyecek kale, yenilemeyecek rakip yok bu dünyada!

Cesaret arkadaşlar, yürek…
Dürüstlük, terbiye…
Saygı…
Kendine, çevrene ve karşındakine…
Elbirliği ile ne karşımızda yedi düvel ne Tayyipgiller durabilir…
Atatürk…
Onun ruhu, onun bizlere emanet ettiklerini ilelebet yaşayabilir…
Yaşatabiliriz…
Bilgi, doğru ve güvenebilir bilgi, akıl ve cesaret ile…
Yamacı çırağı misali Kafatası ölçmeden, ölçüp biçeceğiz tabii…
Hesap, kitap ama…
Ayırmayacağız, ötekileştirmeyeceğiz birbirimizi!

Al sana, ben size demedim mi şantaj, rüşvet, adam kayırma

IBB…
Mal varlığını araştıracak…
Evet deseydi, boyun eğseydi gelmezdi başa…
Tansu Çiller…
Markajda!

Yok arkadaş, yok…
Balık başından kokar…
Tayyipistandan geliyor kokular…
Leş kokuyor etraf, leş…
İnsan atmığı, insanlık leşi…
Öldü vatan – millet sevgisi!

Meral Hanıma da bir uyarı…
Tecrübelerle sabit…
Geçmiş, geleceğin ne kadar teminatıysa…
Bir o kadar takipçisi!

Anlayan anladı…
Anlamayan…
Anlamasın zararı yok, koyunlar arasında koyun…
Sürüye çoban lazım!

Lütfen Tansu Hanım…
Biliyorum, eminim çünkü kendi gözlerimle gördüm, yaşadım…
Kadın denilen varlığın…
Şaşmaz içgüdüleri, vatan sevgisi…
Anaç şefkati ile sarılın memlekete…
Geri adim atmayın dinci karşısında…
Pazarlayan, satan vatan toprağını…
Ne olduysa oldu, hiçbir dönemle ama öyle ama böyle talan…
Yangın yerinden mal kaçırır gibi…
Devletin malı deniz, yemeyen domuz zihniyeti…
Olmadı, yanşamadı böylesi…
Lütfen Tansu Hanım, yürekli ve akılı bir insan olduğunuzu biliyorum…
Pes etmeyin, vatan ve milletin ardında durun.

Cuk diye oturdu…
Bu fıkradakine bezer:

Soru önergesi Y-CHP tarafından…
Bunlar MHP misali “iktidarın” adamı mi yoksa muhalif mi?

S.kiyorlar hep birlikte memleketi…
Aman…
Üstünü örtün, kokular, pislikler, kirli çamaşırlar dökülmesin meydana…
Çıkmasın hırsızlıklar, arsızlıklar pazara!

Size bir şey söyleyeyim mi…
Başıma bir şeyler gelirse…
TEK…
Dostum YOK ama…
Allah’ıma sığındım ne asker ne muhalefet ne iktidar…
Elimden tutacak kimse yok, arka çıkacak…
Gördüğümü, doğru bildiğimi, yüreğimin sesini dinliyor…
Yazıyorum. Bakalım ne olacak bu işin sonu…
Don Kişot misali yel değirmenlerine karşı…
Yel…
Gelir geçer, eser, bitter…
Bizler hancı onlar yolcu!

Viran olası hanede…
Evlad-ü ayal var…
Teyzemin sorduğu gibi…
“Yarım g.t neyine güveniyorsun?”
Bilmem?
Yazıyorum işte!

😊

Deli, deli, zir deli…
Aşık arkadaş aşık, kadına…
Millete ve vatana!

Not: Yok sanmam…
Tansu Hanim evet dedi, dinciyle iş birliği yapacak diye bu araştırmanın tetikçisi olsun.
Y-CHP bu, K nokta K başında…
Bilmiyorlar mı her türlü güç ellerinde, koskoca devlet istatistiklerinde…
Âleme karşı yapıyorlar hile, onlar için çocuk oyuncağı…
Tansu Hanimi AKLAMAK, paklamak!

Bityeniği…
İşin aslı – astarı başka, hep birlikte anlıyor musunuz hep birlikte vatan ile millet ile…
İpliğimizi pazara çıkardılar…
BOP…
Gelecek, yüzyıllık hayal gerçekleşecek!

Zeynep Hanim yazdı

Belki anlarsınız niye diye…
Kelimelerin, virgülün, noktanın anlamını…
Ömrüm böyle geçti.

‘Putin de kandırmış’ açıklaması yolda

Kuzey Irak’taki “bağımsızlık referandumu” sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Barzani’de de yanılmışız” açıklaması malum…
Ancak yeni bir “kandırıldık/yanılmışız” açıklması da çok yakın…
Yeni “kandıran/aldatan” kişinin ise Erdoğan’ın “dostum” dediği Rusya lideri Vladimir Putin olması pek muhtemel.
Bu “kandırılmanın” tüm işaretleri, Putin’in Türkiye ziyareti sırasında Erdoğan’la yaptığı basın toplantısında verildi.
Erdoğan, “Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda tam mutabakat” olduğundan bahsetti.
Putin doğrudan konuya girmedi. Yerine, Rus Dışişleri Bakanlığı’nın bu konuda daha önce yaptığı açıklamaya atıf yapmayı tercih etti. Söz konusu Rus Dışişleri açıklamasında ise “Kürtlerin bağımsızlık arzusuna Rusya’nın saygı duyduğu” cümlesi vardı.
Bitmedi…
Erdoğan’ın “tam mutabakat” açıklamasından sonra Putin’in sözcüsü Dimitri Peskov da ikinci bir açıklama yapma ihtiyacı duydu. Peskov, “Putin ile Erdoğan arasında Irak Kürdistan Bölgesel yönetiminin yaptığı bağımsızlık referandumu konusunda önemli bir fikir ayrılığı yok” dedi.
Kelimelere dikkat edin:
Sözcünün açıklaması, “önemsiz” bile olsa bu konularda “fikir ayrılığı yaşandığını” ortaya koydu.
Yani Erdoğan’ın Irak konusunda yaptığı “tam mutabakat” açıklaması, daha “dumanı tüterken”, havada kaldı.
Peki ya Suriye konusu…
Erdoğan ile Putin’in görüşme yaptığı saatlerde, Suriye’den de kritik bir açıklama geldi.
Esad yönetiminin kilit adamı, Dışişleri Bakanı Velid Muallim, “Kürtlerle özerklik müzakerelerine hazırız” dedi.
Rusya sayesinde ayakta kalmış Esad yönetimi, IŞİD’in yenilmesinden hemen
sonra AKP hükümetinin her fırsatta terörist olarak nitelendirdiği PYD/YPG ile masaya oturabileceğinin işaretini verdi.
Erdoğan’ın bizzat Putin’e, üstelik defalarca şikayet etmesine rağmen Moskova’daki PYD ofisi hâlâ açık. Suriye’de PYD/YPG kontrolündeki Afrin kantonunda ise Rus askerleri halen devriye gezmekle meşgul.
Yani, Suriye konusunda da Ankara ile Moskova arasında “tam mutabakattan” bahsetmek çok gerçekçi durmuyor.
Tüm bunları alt alta koyunca da ben bekleyin derim.
Yeni bir “yanılmışım” ya da “kandırıldık” açıklaması yolda gibi…
Rusya ile S-400 krizi mi?
Erdoğan-Putin basın toplantısında herkes iki liderden S-400 füze anlaşması için birkaç cümle söylemesini bekliyordu.
NATO üyesi Türkiye’nin, Rusya’da S-400 gibi gelişmiş savunma teknolojisi transferinin ayrıntıları, neredeyse tüm dünyanın öğrenmek istediği konuydu.
Ama olmadı… Ne Erdoğan, ne de Putin konuya girdi.
Oysa Erdoğan daha önce S-400 için “kaporasını verdik” bile demişti.
Peki ne oldu da S-400 gibi kritik bir konu, “sümen altı” edildi.
Bunun bilgisi, Putin’in ziyaretini tamamlamasından hemen sonra Rus tarafından sızdı…
Moskova, S-400’ler için Türkiye’ye “teknoloji transferi yapmayı” reddetmişti.
Yani Moskova, yaklaşık 2.5 milyar dolarlık anlaşmayı sadece “basit füze satışı” olarak görmüş, Türkiye’nin ileride aldığı bu füzeleri üretmesi ya da geliştirmesinin yolunu açacak teknoloji transferini yapmayı ise reddetmişti.
Moskova’nın böyle ayak sürümesi ise AKP hükümetini iyice zora soktu.
Erdoğan yönetimi, füze konusunda daha önce de “Çin’le anlaştık. Çin füzeleri ve teknolojisini alacağız” açıklaması yapıp, caymıştı.
Benzer bir durum S-400 için de artık söz konusu.
Peki “kapora” ne olur?
İşte onu saraya sormak lazım…
AKP’nin Irak’taki muhatabı bakın kim?
Iraklı Kürt liderler Ankara’da “devlet başkanı” protokolüyle ağırlandı.
Görüşme odasında, bir tarafta Türk Bayrağı, diğer tarafta Barzani bayrağı vardı.
Ankara ve İstanbul’da, Türk Bayrağı’nın hemen yanına “Ala rengin” asıldı.
Ve şimdi, bizzat Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’nın ağzından, Kuzey Irak’a yönelik “yiyecek bulamayacaksınız” uyarısının yapıldığı günlere geldik. -Tabii, Arakanlı Müslümanlar için AKP tarafından adeta yer gök yıkılırken, hemen yanıbaşımızdaki Kuzey Irak halkına ‘aç kalacaksınız‘ demekteki çelişkiye hiç değinmiyorum bile…-
AKP tarafından Barzani’ye gösterilecek tepkinin dile getirildiği her açıklamada, Irak’taki yeni muhattabın da altı çiziliyor; Bağdat yönetimi…
Peki Bağdat yönetimindeki en etkin kişi kim?
Bir zamanlar, yine bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Sen benim muhatabım değilsin, karatımda değilsin, haddini bil” dediği Başbakan Haydar El İbadi.
Belli ki AKP iktidarında Türk dış politikasında “karat/kalite ölçümü” tıpkı döviz kuru gibi günlük değişiyor.
http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/zeynep-gurcanli/putin-de-kandirmis-aciklamasi-yolda-2032872/