Kadın, kadınsa… Ruhu, inceliği ve zarafeti öter bülbül misali her an, her yerde

Berbattım, yok berbat kelimesi, feci kifayetsiz kalır kendimi his ettiğim yanında…
Yok, yok güzel dilimizde bu durumu anlatacak bir kelime yok.

Ağırlar bir taraftan ki morfin denilen illetin iki kat gücünde, şimdilik ileride ne olacak bilmiyorum, bana mısın demiyor, halsizlik…
Tarifsiz…
Bir halsizlik.

Dedik ya Önder Rheinland-Pfalz eyaletine karşı…
Bu sabah düştüm yola…
Trafik çok sıkışık…
Hani Stop and Go diyorlar ya, aynen öyle…
Genç bir kadın dikkatimi çekti, kucağında bebeği ile…
Ağzı açık ayran budalası gibi bakıyorum onlara hayran hayran, bebeği çok özledim…
Yeminle içimdeki küçük çocuk hasretini anlatamam…
Gittikçe yaklaşıyorlar, yaklaştıkça içimdeki hayranlık artıyor…
Kadın zaten bakımlı AMA ya bebeğine ne demeli, kız çocuğu…
Allah’ım, bir içim su…
Pembe bir kurdele, o saçlar lüle lüle…
Üstündeki manto, ayağındaki ayakkabı hepsi uyum içinde!

İddiaya girerim…
Sizlerle her türlü iddiaya girerim…
O kadının evi…
Eminim bebeği gibi, kocasının üstü başı…
Eminim ya emin, her türlü iddiaya girerim O kadın…
Kadın!

Bağırıyor avaz, avaz, ötüyor bülbül gibi ben kadınım diye!
Her erkeğin erkek olmadığı biri her kadın da kadın olamıyor maalesef.