Hayata kalmak icin bir bahane mi?

Somut ve soyut…
Madden var olanın manen ile ebedi mücadelesi mi?
Hangisi?

Uyandım…
Cin gibiyim…
Dün doktor ile konuşmuştuk, yazdi deneyelim dedi…
Ilaçlarimi vermekten acizler, vermediler tabii.

Gözlerimi açtım ilk aklıma gelen sigara oldu…
Sigara, kahve…
Koluma yapıştırdığım nikotin bandı geldi…
Ya sigaraya ihtiyacın var mi?
Kendimi dinledim, beden diyor yok…
Üç çeşidi var, 1 numara en güçlüsü…
Kolumda…
Beyin, daha dogrusu şeytan diyor kalk önder bir cigara, bir kahve…
Hadi kalk, kalk…
Ulan ben senin şeytan gibi gibi dinini, imanını.

Iki sigara, bir kola…
Yok kahve otomatina kadar gitmeye üşendim.

Normalinde ilk yarim saate içerim 3-4 sigara bana mısın demez. Düşünüyorum…
Kardeşi, evladi. Dun gözlerim yolda kaldi…
Çocuklar gelir diye bekledim, gelmediler.

Jack…
Jacki bile özledim, seni…
Allah’im, hayata kalmak için bahane mu yaratıyorum?

Düşünüyorum konuştuklarını, tartıyorum…
Bir öyle bir böyle…
Evlat…
Yok, hala fazlaca çocuk…
Kardes, koskoca kadin. Iki çocuk annesi…
Off…
Bilmiyorum.

Bana ihtiyaçları var mi, bilmiyorum…
YOKSA…
Bana mi oyle geliyor?

Hanım geldi gözüm önüne…
Onu…
Ne zamandan beri bu kadar yorgun görmemiştim…
Ķemirmis beynini…
Kardes kendi havasında, bana bakışları değişti.

Metanetliydim…
Istekli…
Ağlatı beni.

Yanimda yatan Alman, ben daha görmedim böylesine aileciyi. Anne diyor başka bir şey demiyor. Kardeş, erkek. Iki oğlan…
Ha biz ha onlar.

ESA…
Eskiden musterimdi, Avrupa uzay merkezi…
Darmstadt…
O…
Atladı arabaya Paris’ten buraya. Alacak kardeşini, gidecekler beraber Bavyeraya, annelerinin yanına . Yarina, kismetse burada.

Kardes işte kardeş, kavgasiz olur mu?
Yatak…
😉
Koskoca adam olmuşlar, yatak yüzünden telefonda kavga ediyorlar.

Of bilmiyorum…
Ne dogru ne yanlış bilmiyorum…
BILIYORUM…
Kimse vaz geçilmez değildir…
VE…
Tabii biliyorum, farkındayım hayat devam edecek!

Ben ne yapabilir, nereye kadar koruyabilirim?

Allah…
Yazmamış olsun, beden diyor istemiyorum, ihtiyacım yok. Aklımda sigara…
Şeytan…
Git başımdan…
Kendi derdim kendime yetiyor.

Elimde drinaj…
Takılıp duruyor oraya buraya…
Canım aciyor…
Kan alamiyorlar ya, cimri…
😀
Çıkarmıyorlar bur daha

Harika haber, evlat

Geldi hastaneye…
Bir arkadaşı ilaç sanayisinde ise başlamış…
Yönetici konumunda ama üstdüzey degil…
Olsun…
Önemli olan ayak basmak.

Neden harika VE…
Amasi ne?

Anlatirim bazen, ima ederim…
Yok sadece bankacılık, sigortacılık sektoru degil, ilaç sanayisi ile de yakından ilgiliyim.

Ilaç deyip gecme, INANILMAZ maddi ve manevi güç vardir ardında. Askeriyeye kadar uzanır kollari, hele siyaset ili içiçe hâlleri vardir. Tam burada evlat giriyor araya. Muazzam bir tecrübe kazanma sahası.

Şirket…
Şirket degil bence YOKSA ah keşke…
INAN…
Uluslararası bir sektör VE çevre edinebilirsen bir daha ASLA sırtın gelmez yere.

Evet, lobiciliktir bunun ismi. SANAYI ile siyaset arasi arabulucu. Benim hala gözüm diplomaside ama Onun hayati. Ben ancak bir noktaya kadar etkili olabilirim.

Iyi niyet ile yine bir nevi elçilik…
Vatan, millet degil arkanda INANILMAZ BIR PARA…
Güç…
Yeter ki kirlenme!

Bana bir akıl ver, yardim et bana

Ne yapacağımı bilmiyorum. Kimin ile uğraşacağını?

ZATEN…
Sen dahil normali düşmez bize…
😀
Ora nasil bilmem, wiesbaden – taunusstein arasi…
2-3 derece…
Burasi buz, DIKKAT…
😉
Jack okulda, hundeschule…
Bugün yine gitmiş, tum köpekler bir heves…
Bizimki üşümüş, büzüşürmüş ağzını yalvaran gözlerle

Ya inan…
Bilmiyorum…
Güler misin ağlar misin?

Sorma bir bilsen 24 saate neler yaptım yine 😉

Cebimde 2 euro kaldi, birkaç sigara…
😀
Ya valla çocuktan beterim.

Biliyorsun, bulunduğum ülkenin HER para biriminden ez bir tane vardır cebimde. En az bir tane!

Yani Almanyada doğru hatırlamıyorsam 885 Euro…
Inan ne zamandan beri saymadım, oldu mu koyarım yerine. Cebin kabında 150…
Arabada…
Fotoğraf kutularında, hani yuvarlak, kapaklı yine her birimden ağzına kadar dolu, yaklaşık 70 Euro

Cebimde ayriyeten para olur harcamak için.

Nedenini biliyorsun, benim işim beli olmaz. Ceketi alırım almam, cep yanimda olur olmaz. Çok kalmışımdır beş kuruşsuz ortalıkta , en son
Nizza…
😉
Hastanede rehin kalacağım. Anlatmıştım hastane degil tımarhane dun gece ilaçlarımı vermediler, bende uyumuş kalmisim, vaktinde içmem lazim. Seker 251
Tam bir tımarhane, sağ el sol elden habersiz.

Bavulu hanım hazırladı, ben bana lazim olanlari ekledim.

DEFALARCA BAKTIM…
Eksigim fazlam var mi…

Hah geldilr, allahim su kizcagzin yatdimcisi ol. Cumlemizin, ya neler neler dikkatimi cekti yinr

Tahmin ettim kadini perişan etmiş. Bunaklık, çene. Odamdalar, eşyalarımı yerlestiryorlar
„Ağabey, boyle bir sey sadece senin başına gelebilir“
😉
Paraladım, bir kahve – pasta

Belki

Belki Allah tum bunları bana yaşatıyor ki göreyim!?

O kızcağız ne oldu acaba, genc çift…
Kadin ağzı burnunda…
O bebeler, bir tane daha geldi sabaha karşı…
Yabanci zaten, Alman…
Ne zamandan beri yaşamadım en alt…
Tabakayı…
Yok hor görmek degil, terbiye…
Görgü…
Zor, cok zor yığın olurlarsa..
Sağlıklı bir toplum, sağlıklı demokrasi..
ANCAK…
Geniş tabanlı maddi- manevi refah düzeyi ile mümkün

Insan, insan olduğundan beri, yani tarih öncesi dahi

„Dine soyunan“ kişi…
En azindan bu kişilerin büyük bir bölümü için bu geçerli…
„Tanrılarını“ tehlikede gördükleri anda yapamayacakları şey yok gibidir!

Çünkü…
Tanrı demek…
Her anlamda güç demektir(!)

Ve kimi insan için güç demek, egosunu tatmin etmek…
Hayatının içeriği, bir yaşam tarzıdır.

Bu açıdan bakıldığında…
Dini…
Bireysel ve fakat, sosyal bir halüsinasyon olarak tanımlamak mümkündür….
AMA…
Kişilerin, zümrelerin „dini inanc, öğreti ve görüşleri“ olduğu kadar…
Iman sahibi, temiz yürekli insanlar için bir Yaradan vardır. O…
Mucizelerini…
Güçünü sadece gerekli halerde gösterendir.

Ne gariptir, ne garip…
Anlatmışımdır değişik vesilelerle…
Mısırı…
Hz. Musa’yi…
Tek Tanrıliligin geçmişini, YINE…
Neden Latinler soldan, sağa…
En eski insani medeniyetlerden sayilan…
Mısır…
Sağdan, sola…
Kim kimden esinleniyor…
Kim kimden besleniyor söyle?

Maksat…
Fark yaratmak mı gücü paylaşmamak mı…
Tövbeler tövbesi…
Yolda kalan Allah mı insan mı, insanlık mı?