Yoruldum, yattım gazete okuyorum

Hafta sonu, bugün okuyamadıklarımı…
Dün Almanya’da yaşanan seçim ve sonuçları, belki yarına…
“Sonuçlar”, gelir – gider çizelgesi belli olduğunda…
İlk aklımdan geçen SPD, Yeşillere…
CSU, AFD’ye seçmen kaybetti.

Şaşırmamak lazım, aslında ikinci düşüncem Almanca sitemden bir bildirge yayınlamak oldu…
O bunak…
Yabancı düşmanlığı ile puan alacağım sandı ama çoğu seçmeni ürküttü…
Kanıtı Berlin, 240 bin insan sokaklardaydı…
SPD…
Daha O insan azmanı başa geçer geçmez yazdım…
Bundan bir b.k olmaz!

Analiz edeceklermiş…
Analiz…
Türk…
Sorunu te kim bilir ne zaman çözdü; “Balık baştan kokar!”

Hesap, hesap…
Fatura…
Keseceksin, soracaksın kardeşim…
Faturayı önüne koyacaksın…
Ama…
Kime ne anlatıyor, anlatmaya çalışıyorum ki…
Beyhude, nafile…
Benimkisi nakarat işte!

Tekrar hatırlatmak isterim “kanlı mi olacak kansız mi?” sorusunu

BILDIGIM, EMIN olduğum…
Sandık ile geldiler AMA sandık ile gitmeyecekler…
İsteseler bile gidemezler artık…
Çünkü…
B.k, pislik paçalarından akıyor, ülkeyi b.k. leş kokusu sardı…
Kasvetli, ağır bir hava…
Teneffüs etmek mümkün değil artık!

Tek çözüm, tek yol…
Devrim, yıkacaksın hayal alemlerini…
Yıkacaksın AK sarayları başa!

İstersen darbe de…
Var mu ulan bir diyeceğin?
Hiçbir zaman kendimi saklamadım…
Adım, sanım meydanda…
Senden mi korkacağım?

EVET…
KANLI olacak, yok başka çaresi!

Oku Bekir hocayı, Bekir Coşkun Beyefendiyi…


Konsolosluktaki hayalet…
13 Ekim 2018

Krala muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, girdiği Suudi Arabistan Konsolosluğu’ndan çıkmayınca ortalık karıştı… Suudi Arabistan, Türkiye, Amerika başta olmak üzere diplomasi ile polisiye birbirine girdi…
Kimisine göre içeride infaz edildi, bunlar da kendi aralarında üçe ayrılıyor:
– Parçalanarak bavulla götürüldü…
– Canlıymış gibi uçağa bindirdiler…
– Buzdolabında duruyor…

Kimine göre hayatta…
Bunlar da üçe ayrılıyor:
– Nişanlısı ön kapıda beklerken arka kapıdan tüydü gitti…
– Mutfakta oturuyor…
– Suudi Arabistan’a götürdüler pataklıyorlar…

Yabancı gazeteci meslektaşlarımız, gazetecilerin başına gelen her türlü bela konusundaki deneyimlerimizden dolayı bize sordular “Ne olmuş olabilir?” diye…
“İçeriden çıkmayan gazetecilerden ziyade içeri giren gazetecileri biliriz… Keşke karikatür çizseydi, yerini söylerdik” dedik…

Kimi gazeteci arkadaşlarımız ise çözdüler meseleyi:
“Kaşıkçı kaybolduktan sonra iki Suudi uçak geldi, içindekiler üç-beş saat sonra binip gittiler… Bavullarında adamın parçalarını götürdüler… Uzun bavullara bacaklarını koymuşlardı… Şapka çantasında kafası vardı…”
Dilerim adam çıkıp gelsin…

Burası Ortadoğu’dur arkadaşlar…
Kılıç, satır, kesik kafa, cinayet, ölüm diyarı…
Hukukun uğramadığı, bireyin insan sayılmadığı, iktidarlar uğruna kafaların kesildiği, kin ve nefretin hüküm sürdüğü, canlı bombaların patladığı, ahlaksızlıkların iktidarda olduğu, kan kokan topraklar…
Ellerindeki en büyük silah dindir…
Din adına hırsızlık yaparlar, din adına uçaklar dolusu uyuşturucu-altın-kara para taşırlar, din adına zulmederler, din adına kafa keserler…
Toplumlarını din ile uyutup kirli ve kanlı iktidarlarını sürdürürler din adına…
Bu nedenle laiklikten nefret ederler…

Bizler sadece Batı gibi çağdaş ve medeni olmak istedik…
Ama millet işte bu Arabistan gibi olmayı seçti…
Bir defa girdiysen o kapıdan…
Çıkamazsın…

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/bekir-coskun/konsolosluktaki-hayalet-2677851/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Nasıl MUTLU OLDUM anlatamam

Alışverişten geliyorum, kahvem bitmiş hem evde hem dükkanda…
Arada bir böyle şeyler olsa…
Hani…
İlaç niyetine, nasıl iyi geldi, nasıl mutlu oldum anlatamam.

Kimi insan vardır bu dünyada…
Daha çocuk yaşta, kahpe feleğin şamarı iner orasına burasına…
Hep yazarım, sizlerde şahidimsiniz, Allah da…
Her anne, anne, her baba baba olamıyor bu dünyada!

Nasıl masum bir hali var bilseniz…
Alxxxa’nın…
Yedi feleğin çok pis tokadını daha bebe yaşında, ana ana olsaydı düşmezdi bu durumlara…
Baba…
Babayı hiç sorma, severdim rahmetliyi…
Şüpheli bir ölüm bence, kurtuldu bu fahişe yaşantıdan, hayat dediğimizden…
Geride bıraktı küçük kızını.

Anlatsam…
Ki onların hayatı gerçekten roman olur, sürükleyici bir roman…
O kadını…
Babaannesini, ailemiz yok burada, yok bir kan bağı. Babamın deyimi ile mimi minicik bir aileyiz…
Biz bize…
Onlar, onlardan iyi olmasın, sağ olsunlar kimi dostlar…
Aile bildik birbirimizi, dayanışma, hele benim kazamdan sonra.

Alxxxa…
Ali’nin yanında, praktikum dediklerinden…
Okuldan geldi buraya…
Ali boş bırakmaz onu, nasıl sevindim, nasıl mutluyum.

Hiç iyi gelmez bana, hiççç…
Aklıma geleni yapmamak ister inan ister inanma…
Hafta sonu içimden geçirdim di, aklıma geldi…
Yokkk…
Yine yapacağım yapmam gerekeni…
Nasıl sevindim, nasıl mutluyum anlatamam…
Çünkü…
İçimden geçti!

Türkiyeli, Tayyipistan – Türk ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının dikkatine SAMAN ALEVI

Bakma dövizin düşüp, sözde tüketici fiyatlarının düştüğüne…
SÖZDE…
Bak kardeşim hayatında hiç > gerçekten enflasyonla mücadele, KALKINMA planları < gördün mü bilmem!? Muhtemelen görmemişindir…
Ekonomik konjonktür…
Yani genel görünüm öyle…
Eyyy Şirketler fiyat indirin demekle olmuyor…
OLMAZ…
Hele öyle GÖSTERMELIK yerli ve milli ayaklarıyla, geyik muhabbetleriyle hiç olmaz…
Sürdürülebilirlik esastır…
Piyasalar…
Şimdilik yemiş görünse bile bu düzenbazlığı UNUTMA…
Burası Tayyipistan, yok Allah var yukarıda eskiden Türkiye Cumhuriyeti’nde de öyleydi…
Benim sağlığım gibi…
Bir saniye sonra ne olacak bilemesin!

Bak çok büyük ihtimal ile gözünüzden kaçmıştır, BIR CÜMLE…
ÖNEMLI…
Tek bir cümle…
Trump’in ağzından sarf edildi, hani gazeteci, Suudi köpekler…
“Kaşıkçı Amerikan vatandaş değil ki!”
Sen bir Amerikan vatandaşı değilsin, senin kamuoyun bir batı kamuoyu değil “bilgili ve genelde bilinçli” ve hesap soran(!)

Demem o ki…
Ayağını denk al kardeşim, aldanma, yanılma…
HER AN HER ŞEY OLABILIR, her an her şey değişebilir!

Hatırlı okuyucularım belki anımsayacaktır…
Yazdım geçenlerde Kaşıkçıyı…
Five Eyes!!!

Nedir bilir misin?
Senin O kuş beynin ve kendine baş seçtiğin…
Acaba…
Gerçekten kiminle, kimlerle dans ettiğinin farkında mı…
Dünyada olup bitenden?

Neyse çenem gene düştü, vaktim yok yazmaya…
Dönmeliyim işimin başına!

Oku Almancan varsa!

Nedir benim bu çilem ya nedir benim bu çilem???

Akil alacak bir şey değil, çocuk uyutur gibi köpek uyutuyorum…
Sigaram bitti, adim atayım, göremesin beni başlıyor ağlamaya, havlamaya…
Neyse uyudu sonunda…
Bıktım ya vallahi billahi bıktım!

Kendimle mi uğraşayım…
Başımdaki manyaklarla mı…
Yoksa “âlemin” kedisi, köpeği, tavuğu, horozuyla mı?
Söylesem mi?
Koyun, inek, eşek eksik!

Rüyaya bak

Valide rüyasında görüyor, ölmüşüm…
Evlat beni Polonya’da üniversitesinin bahçesine gömüyor…
Bu sabah annem uyanınca kendi kendine düşünmüş, acaba Önder üniversiteye mi başlayacak? Diye…
Ah anne bu sağlık bu kafayla mı?

Dönmüş babaannesine demiş…
Hepinizi buraya gömeceğim, gittiğim her yere de götüreceğim!
😊

Normalinde

Merak etme…
Benim gözümden hiçbir şey kaçmaz…
Normalinde!???

Yakıştıramadıklarım…
Konduramadığım…
Düşünmek, hayal bile etmek istemediklerim…
Olur, oluyor sevdiklerime…
Sağlığım birazcık yerindeyse, yani ağrılarım kontrol altında tutulabildiği sürece…
Benim gözümden hiçbir şey kaçmaz…
Normalinde!???

Normal dediğimiz nedir sence?

Sıradanlaşan bir seyir, süreç ise…
Önderin hayatı değildir alışılagelmişle…
Uzlaşmak bir biçimde!

Bak kâğıt kuyut işleri, oldum olası nefret ederim…
Bir noktada çakılıp kalmayı, hareket, sürekli…
Zorla köpek ava gider mi?

Eskiden birkaç saate belki…
En fazla bir günde altından kalkabileceklerim alıyor günlerimi…
Öyle yavaşladım ki…
Eskiden fırtına gibi olan ben döndüm g.tüme…
Sümüklü böcekten beter, bu sabah benden yaşlı adam, annem ya annem mesela…
Yürürken benden hızlı. Tanıyorum adamı, 70’e yakın. Sağlık yürüyüşü, hızlı hızlı…
Ben yeni sünnet olmuş çocuk gibi…
Bacaklar, adımlar açılmıyor ki!

Senin en büyük sorunun…
Bencilliğin, egoizm…
Kendine, hayatına örnek aldığın insan büyük bir düşünür olsa bile…
Manyağın teki, senin gibi…
Nasıl ki senin yanlışın bencilik ise benimki…
Özveri!

Yetiştiremiyorum…
Canımda uğraşmak istemiyor artık…
İnan…
Bak yeminle, vallahi billahi yapabilirim, zırdeliyim…
Kafam çalışmıyor kızım, kafam…
En ufak bir hata eskiden olduğu gibi çok ama çok pahalıya mâl olabilir…
Dikkatli olmalıyım, sağlam kafa sağlam bedende olur meselesi…
Yüzbinleri bir anda feda edebilecek hale geldim. Bakalım…
Kendim için değil vallahi, billahi…
Evlat için, evlat. Var mı evlattan daha değerli?

Bahçe, yeşillik o başka hep istedim di…
Müstakil, biliyorsun toprağa verdiğim değeri…
Okullar başladı yine, Jack dahil her şey yine bende…
Belki gün içeresinde yârinki randevuyu erteleyebilirim.

Haa sağlığım…
Ağrılar = uyku…
Dün yazdım orospu karı misali…
Cilveli…
İnan çok yorgunum, çok bıkkın…
Orospunun kime bacak açacağı belli olmuyor ki!

Anlayacağın…
Neyi ne zaman yapacağım artık hiç belli olmuyor benim!