Siktir ulan göt veren, siktir oradan! Cafer Mahiroğlu diye bir göt kıllı, kendi adına konuş, beni ve benim gibileri konuya katma, “Gurbetçi Euroları getirsin kriz biter” demekteymiş. Bizimle birlikte mi kazandandı bizim adımıza konuşuyorsun?

Gerisini bugünün Sözcüsünde oku.

—YILMAZ ÖZDİL

Kredi notumuzu düşürenler şerefsizdir

o

İnek ithal ediyoruz.
Koyun ithal ediyoruz.
Saman ithal ediyoruz.
Kıyma ithal ediyoruz.

*

Sonra… Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s notumuzu düşürdü diye şerefsiz Moody’s diyoruz. Ekonomimize kötü not vermeyi gerektirecek bir durum yok diyoruz.

*

Yastık altındaki dolarlarımızı bozduruyoruz, milli paramız TL’ye çeviriyoruz kampanyası yaptık, dolar bozdururken fotoğraf çektirip sosyal medya hesaplarımızdan paylaştık. Neticede bankalardaki döviz hesapları 1.3 milyar dolar arttı! Sayın ahalimiz dolarımızı bozduruyoruz derken, 8 milyar Türk Lirası’nı dolara çevirdi.

*

Sonra… Kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s yabancı para cinsinden notumuzu düşürdü diye şerefsiz Standard&Poor’s diyoruz. Algı operasyonu yapıyorlar ama, büyük oyunu gören milletimiz milli parasına sahip çıktı diyoruz.

*

(Bizim gazete Sözcü de çok sinirlendi Standard&Poors’a… “İyice saçmaladılar, Türkiye’yi Papua Yeni Gine seviyesine indirdiler” diye manşet attık. Halbuki, Papua Yeni Gine’nin para birimi, kina… 1 dolar 3.3 kina ediyor. Bizim gazetenin beğenmediği Papua Yeni Gine’nin parası, bizim paradan iki kat değerli… Yani aslında Papua’nın sinirlenmesi lazım, bizi Türkiye’yle aynı kefeye nasıl koyarsınız diye!)

*

“Oturum izni” almak için, son bir yıl içinde Londra’da ev satın alan Türklerin sayısı 85 bin… Ödenen para yaklaşık 5 milyar sterlin.
Bodrum Yalıkavak Marina’da stant kuruldu, Miami’de ev satın almak isteyenlere yardımcı oluyorlar.
Barcelona’dan ev satın alan Türklerin sayısı, Barcelona’dan ev satın alan İspanyollara yaklaştı!
Yunanistan’dan ev almak için kuyruk var, çünkü Yunanistan sadece ev satın alan kişiye değil, ailece oturma izni veriyor.
Ev parasının iki misli ödeyip vatandaşlık almaya çalışanlar var. Türk vatandaşları Yunanistan vatandaşı olabilmek için bir milyon euroyu gözden çıkarıyor.
İstanbul’da villa sitelerinde topluca özel sunumlar yapılıyor, Portekiz’den nasıl ev alabilirsiniz, Malta’dan kaç euroya alabilirsiniz, hangi ülke kaç bin euroya oturma izni veriyor, anlatıyorlar.
Bulgaristan’da sırf oturma izni peşinde koşan Türk vatandaşlarına satmak için toplu konut inşa ediyorlar.
Türkler o kadar çok ev satın aldı ki, Sırbistan’da konut fiyatları yükseldi.
Makedonya sürümden kazanıyor, 40 bin euroya oturma iznini veriyor.
Sayın ahalimiz fellik fellik kaçmanın yollarını arıyor…
Asrın liderimiz bile açık açık “varlıklarını yurtdışına kaçıran patronlar” olduğunu söyledi. Milletin parasıyla milyar dolarlar kazanan yerli ve milli (!) müteahhitlerimiz, aile fertlerini komple götürmek için, Londra’da komple cadde satın alıyor.

*

Sonra… Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch notumuzu düşürdü diye şerefsiz Fitch diyoruz. Memleketimiz güllük gülistanlıkken, sen hangi kriterlere dayanarak Türkiye’nin notunu kırıyorsun diyoruz.

*

Temel bir gün kendi tekstil markamı kuracağım, ismini de Temel ile Hamsi koyacağım demiş.
Yahu böyle marka olur mu demişler.
Paul&Shark oluyor da Temel&Hamsi niye olmasın demiş.

*

Biz de öyle yapalım.
Kendi kredi derecelendirme kuruluşumuzu kuralım, kendi kendimize not verelim, kendi kendimizin notunu yükseltelim.

*

Günümüzde görmeyen gözlere bile çare var artık ama…
Görmek istemeyen gözlere çare yok maalesef.

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/kredi-notumuzu-dusurenler-serefsizdir-2582709/

Bin Laden’den Cenova köprüsüne

Ulan Allahsız kahpeler…
Onun bunun doğurdukları…
Bu millet sizlerle mi Müslüman oldu?

Dedelerimiz, atalarımız…
Ninelerimiz neydi, dinsiz mi?
Senden mi öğreneceğiz dinimizi…
G.tü boklu zibidi!

Altı günlüğüne geldim, bir hafta bile değil. Allah rahmet eylesin Omacık vefat etti ama Önderin çilesi bitmedi. Hala gönlümce hareket edemiyorum yani.

Geldiğim günden itibaren dikkatimi çekti…
Kardeşim gurbetçiyim, hasret, özlem göbek adım…
Ezan sesini bile özlüyorum, hasretlik çekiyorum…
Müslüman bir ana – babanın yine Müslüman bir evladıyım…
Ibrai inançtan gelen ve Hak dini, kitap dinlerinden olan herkes benim din kardeşim!
NOKTA

Yeter ki dili ile değil yüreği ile inansın Mevla’ma…
Dinci değil bir yerde dindar bir insanım, dinimi bilirim, emir ve tavsiyelerini…
Uyarım, uymam, uygularım, uygulamam o başka…
Tutturduğum yol doğru demiyorum, dinen yanlış olduğunu biliyorum AMA…
Rabbim…
Ki iddiadan ÖTE ispatlı…
Benim ve benden olanların yanında…
Buraya da kocaman bir NOKTA

Ses kaydını aldım, döneyim Almanya’ya yayınlarım dinle…
Ses kirliliğini, ses terörünü…
Bu ne ya?

Ezan…
Kardeşim 53 yaşındayım böyle rezillik görmedim. Bu yüzden gidecektim müftülüğe…
Şikâyet etmeye…
Camii üzerinde camii. G.t kadar yerde bile…
Her halde akıllarınca zaman ayarlaması, ulan bu ne?
Ezan başlıyor, başımın üstüne. Bana öyle öğrettiler, böyle gördüm böyle büyüdüm…
Ezan okunduğunda eşek gibi yatılmaz. Mezarlık yanından geçerken müzik dinlenmez…
Bu ne???

Merkezi sistemmiş, otomatik…
Kasetten, ses kaydı ya cızırtısı?
Biri başlıyor aradan bir iki saniye sonra bir başkası, bir başkası…
Ezan sesi karışıyor birbirine!!!

Adıyla sanıyla sikerim sizin Müslümanlığınızı!

Tize geldi, Cuko ve ailesi…
Sarı pipi, Allah’ım öldürecek bu çocuğun dili beni…
O bir damla bamyasıyla birlikte yutacağım hap diye…
Maşallah kırk bir kere, o kadar sevimli o kadar tatlı dili…
Oturduk, hasret giderdik. Ne küçük ne ortanca dayıma gidebildim. Biri çalışıyor çok geç gelecek diğeri Allah şifalar versin >>> çok ağır hasta <<<
Yok kardeşim yok, öyle nezle girip…
Kanserden, kalpten aşağısı kurtarmaz bizi(!)

Bak ne anlatacağım sana…
Yokkk…
Demokrasinin ilerisini bizzat yaşayarak görüyorsun, ben sana demokratik bir sistemden örnek vereceğim. YETMEZ tabii…
Birde…
Bademlerin çok sevdiği yap, işlet, sik silkebildiğin kadar devretten bir örnek ile sözlerimi bitireceğim.

Bin Laden’in koruması…
Almanya’da ikamet ediyormuş. Benim gibi iç istihbaratın (Verfassungsschutz) gözetimine girmiş. Benim aksime Almanya için, devlet, toplum için bir tehlike olduğu kanaatine varmışlar. Kısadan keseceğim AMA dikkatle okuyup, anlamanı tavsiye ederim…
Mahkeme falan, DIKKAT buraya dikkat…
Adamlar mahkeme kararını dinlemeden herifi sınır dışı ediyorlar…
Mahkeme kararını, doğru hatırlıyorsam açıklamandan bir gün evvelsi yapıyorlar bunu…
Mahkeme kararını açıklıyor…
EŞITLIK ILKESI…
Almanya’da kalabilir. Adamı geri getireceksiniz!

Demek ki neymiş?
Bir hukuk devletinde en tepeden gerisine herkes kanun önünde eşitmiş!!!

Bizdeki gibi değil, kanun…
Hâkim ki Allah belamı versin yalanım varsa Almanlar diyor bunu Almanlar…
Hem de devlet televizyonlarında, bizdeki gibi bir > Sultanın < iki dudağı arasında değil alınacak kararlar…
Evet, yaratığa, adiye Sulatan diyorlar…
Bu yüzden dünya kamuoyunda >>> tutkuluların rehine olarak alıkoyulduğu <<< kanaati hakim!

Şimdi haberlerden geçti, şimdi…
Yıkılan Genova köprüsü Alman köprülerinin durumunu gündeme getirdi…
İster inan ister inanma…
Japonya’da nükleer santral deprem sonrası ariza yaptı, Almanya’da siyasi etkileri oldu…
Nükleer santralların güvenliği gündeme geldi VE gereken yapıldı…
Şimdi TÜM KÖPRÜLER ki eminim gereken bir şekilde yapılacaktır…
Söz konusu olan HAYAT, insanların canı…
İşte devlet olmanın iste devlet yönetmenin iste sorumluluğun, mesuliyetin gereği ve yükü!

Bu sabah açıkladılar, önümüz bayram ya…
Kaç seneden beri AK Pezevenkler “yönetiyor” bu devlet demeyeceğim, ülkeyi, kabileyi?
19 kişi yollarda can vermiş, 19 can!

Evet, herif Bin Laden’in koruması ama Almanya’da suç işlememiş…
Eşitlik ilkesi. Cana, hayata verilen değer, önem…
Ve sözlerimi bitirirken…
Ulan HAYVAN sen devlet yönetmeyi ne sanıyorsun, sorumluluğu?
Söyle ulan ne sanıyorsun???

Yol, köprü, enerji, iletişim, hava yolları ve güvenliği…
Vatandaşın beslenmesi…
ULAN PARALI ASKERLIK, “profesyonel ordu”
Vatanin, milletin güvenliği, emniyeti…
Özel teşebbüse bırakılır mı?
Denetimi!???

Sen nesin, kimsin, neden seçti insanlar seni, getirdi devletin başına?
Sorumluluğu, mesuliyeti başkalarına devredesin diye mi?

Haberlerde yer aldı bu bilgi…
Köprüyle ilgilenen şirket bugünlere kadar >>> milyarlarca Euro <<< kazanmış, milyarlarca…
İlk günlerde 150 milyon, bugün rakamı 500 milyon Euro’ya çıkardılar yardımı…
Milyarlar kazandılar milyarlar. Bir canin değeri, yıkılan milli servetin değeri ne olacak…
İnsanların çilesi?

Eyyy HAYVAN…
Bir an…
Ulan bir an için olsun oturup düşün bunları…
Sen vatani kime, kimlere emanet ettin…
Profesyonel orduya mı, özel teşebbüse mi…
Devlet nerede, millet, vatan ne olacak…
Ulan toprak…
Atalarımızın kan, ter, göz nuru döktüğü bu topraklar ne olacak?

Kumbaba, deniz harika

Yeni geldim, dünden börek vardı. Tutuşturdular elime parkta…
Yanına birkaç köfte kızartım. Öf mis!

Anneme telefon ettim, kıyametleri kopardı…
Biliyordum dedi böyle olacağını!!!

Tövbe yaz vakti gelmem bir daha yanlız başıma. kızdı, kızdı sanki bilmiyor mecburiyetten geldiğimi.
Kumbaba, Florya ve Avcılar çocukluğumun geçtiği yerler. Yad ettim rahmetli Metini…
Geldi gözümün önüne o günler.
Aslında „yerlisine“ bedava sahiller, Kumbaba…
Hala öyle mi bilmiyorum, yerlisiysen, ev sahibi gidiyorsun alıyorsun belge, bitti!

15 Tayyip Lirası alıyorlar…
ALSINLAR…
AK BELEDİYE SONUÇTA…
Ama kardeşim hizmet verin vatandaşa…
Ne bir çöp kutusu ne merdiven…
Can kurtarandan eser yok, eser.

İhtiyarı var, özürlüsü benim gibi, kadını, çocuğu..
Yukarıdan sahile inmek, vallahi billahi hayati tehlike, en azından vücudunda ne kadar kemik varsa kırarsın. Öyle yani!

Deniz ılıman, beklemiyordum böylesini. Dönüşte uğradım mezarlığa, uzun uzun oturdum sevdamın başında. Dua ettim ölmüşlerine. Tek tek gittim yanlarına. Hasret kardeşim, özlemmm beter bir elem.

Evdeyim…
Biraz dinleneyim. Bu arada gelir tize…
Öyle umuyorum en azından. Evde işlerim var, valide. Kadın başına yapamaz, kırılan dökülen, tamir edilmesi gereken.

Anlayacağınız zamanla yarışıyorum…
Her bir saniye değerli. Olsaydı birkaç günüm daha gidecektim müftülüğe. O konuyu anlatırım sonra

“Cidden terbiyesiz adam”mışım

Eyvah, eyvah milli mücadele ruhuymuş muş…
Öyle diyor pezevenk…
Eğer Atatürk zamanı bu ruh(suzluk) hâkim olsaydı duman olmuştuk duman.

Benim kuzen, Yxxx kurdu bu cümleyi…
Telefon etmiştim, yoldaymışlar. Tatile gidiyorlarmış. Ohhh kurtuldum dedim…
Tabii hemen çaktı manzarayı!

Anlamıyorlar kardeşim anlamıyorlar. İnsan böyle bir şey ille kendi başına gelecek ki ANLASIN!

Uyuşturucu…
Ağrı kesici, şeker ve kalp ilaçları, kan sulandırıcı…
Vesaire, vesaire…
Bir Allah bir ben biliyorum nasıl ayakta durduğumu, birde…
Benden olan, 7/24…
365 gün benimle olanlar.

Evet ayaktayım çok şükür, kendimce koşturuyor, sevdiklerime faydalı olmaya çalışıyorum…
Amaaa…
Gel birde bana sor!

Komşu ihtiyar amca bile diyor “oğlum bir bakıyoruz araba burada, birden kaybolmuş. Ne yapıyorsun, nerelere gidiyorsun?”
Koşturuyorum amca koşturuyorum, AK Pezevenkler ikide birde başıma iı açıyorlar!
Sevdiklerime vakit ayırmaya, oraya buraya gitmeye hal kalmıyor…
Anlamıyorlar…
Vakit dar!

Teyzem gelecek, kuzenlerim…
Bebeler…
Onlar gelmeden bir koşu Şileye gidip bir denize gireyim. Bu…
Bu seferlik TEK ÖZEL ZEVKIM, boğaza bile gidemedim. Geliyorum…
Yorgunluktan çocuk gibi uyuyup kalıyorum.