Bu yaşa geldim böylesini yaşamadım

Sıcaklar…
Kazadan sonra hep sorunum olmuştur sıcakla, dün akşam eve gelirken birdenbire delirecek gibi oldum. Bir sebep yok. Birdenbire sanki aklımı kaçırmak üzereyim. Şakaklarımda bir basınç, patladı patlayacak. Kafamdan aşağıya sanki kaynar sular boşalıyor, gözlerim karardı. Bir şekilde geldik eve.
Saatler sürdü toparlanmam. Bugün hanımı Wiesbaden’e götürürken aynısı…
Birdenbire, daldım ormana. Bayağı bir derinlere…
Kardeşim ormanın içi bile sıcak. Çıktım arabadan oturdum, uzandım yere. Hanım korku dolu gözlerle…
Soyundum, t-shirt’ü falan attım üzerimden. Beynim patlayacak…
Bünye kaldırmıyor, her halde tansiyon…
Gerçekten berbatım, dayanamıyorum bu sıcaklara. Haftaya yine sıcak, çok sıcak olacak.

Bakalım…
Bu işin sonu ne olacak?
Saatlerdir evdeyim, ancak biraz toparlandım. Annem bu sabah bana hitaben diyor:
“Oğlum kendine hiç bakmıyorsun. Elinden gelen her şeyi yapıyorsun ölmek için!”
Evet dedim, ne diyeyim!?

Artık televizyondakine bakar bakar hayal edersin

Kibarcası…
Salatalık, halk ağzıyla HIYAR…
Yüzde 9,78 zamlandı. Afiyet olsun kardeşim afiyet olsun.

Bunu dene, vermiştim tarifini öncesinde…
Salatalığı rendele bir kaba, bir iyice yoğur, suyu çıksın…
Bir, iki dış sarımsak rendele içine. Biraz tuz, yağ, sirke…
Hem doyuruyor hem sıvı ihtiyacını karşılıyor…
Suyuna doyum olmadığı gibi yedikçe yiyesin geliyor.

Artık eskisi kadar „hanım arkadaşlarını“ etkileyemiyor, salonları dolduramıyorsun

Yıprandın…
Yıprattın, bezdirdin!

Neymiş efendim, Tayyipistan misilleme yapmış…
İki ABD’li bakanın mal varlıklarını dondurmuş…
Seviyesiz…
Sidik yarışı!

Bir kurşunluk işin var, bir…
Senin ve senin gibilerin, buna muhalefette dahil!

O yürek lazım…
O bilek…
Bu kurşunu sıkacak bu düzeni yıkacak!


+

Not: Sözcünün başyazarı…
Bir seviyesiz göt kılı!

Bakin yalanım varsa akşama çıkmayayım hem vallahi hem billahi anneme sordum…
Ya ben mi yanlış düşünüyorum, vatan hainiyim yoksa bunlar mı haklı?
Yanlış ve sorumsuz siyasetin sonuçlarına rağmen milli dayanışma gösterilmeli mi?
Herifler, dünya bilmiyor sanki…
Hak, hukuk HER ŞEY bir kişinin iki dudağı arasında, ben bunun nasıl arkasında dururum???

Tokmak’ı oku Tokmak’ı…
Vurmalı ihtiyar bunağın başına başına o Tokmak’ı!

HDP falan beni ilgilendirmez…
Doğruya doğru, yanlışa yanlış kardeşim, bu kadar…
Bu zihniyetin…
ILK REHIN alma denemesi değil ki, ciddi bir devlet ya bileğinin gücü veya masa başında aklının, >>> haklılığının <<< somut verileri ile alır alacağını. Rehin alarak, onu bunu yaparak değil…
Hesap kitap verme, tutma…
Her şey aklına estiği gibi ve herkes buna eyvallah çekecek öyle mi?

Babayı alırsınız oğlum babayı…
Kol gibi sokarlar bir tarafına bir şeyi!

Kıskanıyorlardır kardeşim kıskanıyorlardır, ya kıskanıyorlar veya kedidir, kedi

O kadar başarılılar ki…
O kadar olur yani(!)

Yürümeye halim yok ama…
Oturduğum yerden…
Çevrem geniştir benim. Öyle laga luga tipler değil…
Her biri kendi alanında zirveye erişmiş ya akademik kariyer yapmış veya ekonomide bir yerde söz, en azından ama ciddiye alınabilecek fikir sahibi.

Tabii fikrin temelini bilgi oluşturur…
Onlar bana ben onlara güvenirim. Arada, yılda bir bilemedin iki defa görürüz birbirimizi…
Herkes kendi işinde gücünde…
Asker, polis gibi dostlarımda vardır, rütbeli rütbeli…
Kimisi müşteri…
Bilgi kaynaklarımdır, bilgi!

Bir deniz subayı, çok anlatmışımdır kendisini, sever o beni ben kendisini…
Dünyanın bir taraflarına parmak atıyor, bir orada bir burada…
Keza Alman bir şirketin Asya temsilcisi, ondan da duyarım hep aynı şeyleri…
Çinliler kardeşim…
Ticari süper zekâ, çok dikkat etmeli…
Haz etmiyorum, nefret ediyorum bu zihniyetten AMA hani üstümde kalmasını istemem…
Arap’ın sol taşağı…
Kesildi ya Arap muslukları, eh dünyada para vermez oldu, borç…
Yönelecekler Çine…
Benden söylemesi, sonradan demedin deme…
Sizin gibi salakları sikecekler ayakta!

AlYarağı gördünüz mü bilmem, hayran hayaran izliyor kayınpederini, Emine gibi baş salıyor uysal köpek gibi. Öyle tahmin ediyorum ki…
Alacaklar parayı ama yedi sülalemizi rehin ederek!

Adnan’dan (Menderes) Recep’e, Turgut’tan (Özal) Tayyip KAHPEdoğa’a

“Hiç unutmayacağım, Emrehan kadardım geldiler köye milletten nikah yüzüklerine kadar istediler”

Böyle anlattır annem O dönemi, Adnan Menderes’i. Çok anlatmışımdır kendisini. Bu yüzden tek söz daha edilmeye laik olmayan bir kimse. İhtiraslarının, sapkın düşüncelerinin, hayallerinin kurbanı olan bir zavallı. Bak Turgut Özal’ı da sevmem, takdir etmem…
Diyeceksin ki ulan oğlum sende kimseyi beğenmiyor haz etmiyorsun, herkese kafa tutuyorsun…
Doğru…
Ama fark ettiniz mi bilmem atalar der ki “yiğidi öldür ama hakkını yeme”
Ve ben bunu yapmamaya çalışıyorum, yaptıysam, haksız yere birsi veya birilerinin hakkını yediysem içtenlikle özür dilerim. Özal mesela…
AB(D)’ye karşı GAP Projesi…
Çok önemliydi, gereken ehemmiyet ve önemle takip edilemedi.

ANCAK…
Eleştirilerimin odak noktası ki fark etmez sağı, solu, ortası…
Iman sahibi ve veya dincisi, yüreği ile Atatürkçüsü olmadı gardırop, salon Kemalist’i(!)
Af etmem, en amansız şekilde eleştirir, küfür bile ederim vatana, millete ihanet edene…
İnsanız değil mi?
Hatasız kul olur mu? Olmaz tabii. AMA…
Siyasete soyunanın hata yapma lüksü YOKTUR…
NOKTA

Çünkü…
Toplu günahlar, sevaplar olamayacağı gibi yapılan hatalar bireysel bazda bireyin kendisini, en fazla çevresini etkiler AMA siyasetçi…
Koca bir toplumu, bir devleti etkileyebileceği gibi sucu, günahı olmayan nesillerin bile “kanına” girebilir. Yani belli bir yere gelebilmiş bir siyasetçinin yapacağı yanlışlar…
Bırak kısayı, ortayı bir tarafa çok uzun vadeli olabilir…
Ağır olur ağır, çok ağır. Altından kolay kolay kalkılamayacak türdendir!
BIR NOKTA daha

Sık eleyip ince dokumak, her durumu alınacak her kararı EN SON TAHLILE kadar çok yönlü ve en son ayrıntısına kadar değerlendirmeli SIYASETÇI!

Ama ben kime neyi anlatıyorum ki?

Nato mermer nato kafa…
Biat…
Şerefsizlik, yalan kanlarına, genlerine işlemiş…
Yaptıkları yapacaklarının teminatı…
Almışlar ellerine sürmeyi boyuyorlar onanı buranı…
Ulan…
Ananı allayıp pullayıp babana sattılar, hala anlamadın mi geri zekâlı?

Yerli ve milli hırsızlar yolsuz kaldılar…
Pamuk eller…
Lütfen cebe, fakire bir sadaka kardeşim yerli ve milli dayanışma duyguları ile fakire bir sadaka!

DIKKATINIZI şu olguya, gerçeğe çekmek isterim…
Bildiğim kadarıyla savaş durumu hariç, milli bir felaket, facia…
>>> Hiç bir Cumhuriyet Hükümeti <<< vatandaştan para istemedi…
Bunlar ki sadece AKP zihniyeti değil, Menderesi annem vasıtasıyla anlatmış oldum…
Özal dahil “benim memurum işini bilir” mantığında…
Kaşık ile verip, kendi ceplerini doldurduktan sonra vatandaştan kepçeyle almakta!