Monat: Juli 2019

İki kişi…
1 ton mal çektik…
Sorma ne haldeyim, hayalet gibi dolaşıyorum ortalıkta…
Bir posta daha var…
Bu sefer 1000 kilonun altında!

Gelmedi…
Kaldık iki kişi, evladı istemedim, dün çok korktum ondan.

😊
Cimri deme, derdim başka…
Dedim ya koyabilsem yerine…
El…
Ekmek tutmaz oldu!

Ülkeye…
Yatırım getirmek, sağlamak, teknoloji transferi getirmek başka bir şey…
Ülkeyi satmak…
Pazarlamak başka bir şey!

Halk tabiri ile kadın pazarlayana, satana pezevenk derler…
Benim için arada bir fark yok…
Ha kadın satmışsın ha ülkeyi, vatanı satmış, pazarlamışın!

09:45 / 08:45

Dolar 5,65
Euro 6,39
Çeyrek altın 414,44
Borsa 99736

10:00 / 09:00

Dolar 5,67
Euro 6,41
Çeyrek altın 416,56
Borsa 99818

Ben kaçtım!

Uzun süreli bir araştırma…
AMA…
Kesin bir sonuca varabilmiş değilim!

Bir “hikâye”
Rivayet olunan…
Mantığın…
Muhtemelen emir ettiğini, aklıma ilk geleni yazacağım…
Doğru veya yanlış, ilk derken bir taraflarımdan uydurmuyorum…
İçgüdü, his…
Ve Onu “tanıdığım, bildiğim, anladığım” kadarından oluşan bir varsayım!

BILMIYORUM…
VE YINE kesin bir bulgu, somut veriler üzerine oturtulmamış…
Bir, nasıl desem “bilgi”
Devlet, yok salt bu zibidiler değil evveliyatın ayıbı…
Resmi bir veri yok(!)

En azından ben bulamadım…
Her zamanki gibi yine herkes kendine göre yorum yapacak, doğru kabul edecek…
Kısmetse bu akşama kadar, olmadı yârin sabah!

Dünün kudurukluğu bugün çıktı…
Acımayan hiçbir yerim yok, kollar…
10:30 bekliyorum, ikici posta…
Dükkândayım, hamam…
Nasıl ısınmış.

Evlattan çok korktum…
Biliyorsun neden…
Bugün gelmesini istemedim, gelirse de yollayacağım geriye!

Neyse dükkânda işim az kaldı…
Oma…
Ev, evde neredeyse hiçbir şey yapamadım. Geliyorum, yemek yiyemeden…
Baş yastığa değer değmez(!)

Bilmek bile istemiyorum, istemiyorum…
Kaç kişi kapıdan döndü Allah bilir…
Müşteri kaybetmesek bari!

Bir ilk…
İlk defa!

Kendime not: 01.07 – 09.07.2019
Sonra lazım olacak…
Siyasi site değil…
😊
Not defteri!

Dün OPEC Avusturya’da bir araya geldi…
Maksat…
Üretimi kısıtlamak, milletin parası…
ONLARIN, pislik heriflerin…
Adi Arap’ın!

İnsanlarına, milletlerine yedirseler gene bir şey demeyeceğim…
Böyle…
Kendi ceplerine!

Çok küçük bir haberdi, çok küçük…
Öylesine söylendi…
ÖNEM VERMEMEK ÜZERE…
İstanbul Belediye sekreterliğinde, üst perdede…
ISTIFA…
Neden acaba?

Bak Kudüs…
Kazılar, daha doğrusu bir duvarın yıkılarak “kutsal bir tünelin, mekânın açılması”
Yaaa…
Sen, siz İbrani din mensubu insanlar değil misiniz?
NEDEN bu ayrım?
Allah bir?
Kıyametler kopuyor yine, onların tarihi bizim…
Bizim tarihimiz onların tarihi değil mi?

Belediye başkanlığına da güzel bir örnek…
İnan, bilsen Heron’un neler icat ettiğini, örneğin ilk para makinesini…
DIKKAT…
Din ticaret ikilemi…
Makinaya para atıyorsun, makine sana > miktarı önceden belli < “Kutsal su” okunmuş su boşaltıyor bir bardağa(!)

Anlatmıştım…
Tarihin ilk otomatik açılıp – kapanan kapıları…
MAKSAT…
İnsanları aldatmak, “tanrılar” açıyor, kapıyor kutsal mekânların kapılarını(!)

Heron…
Çok büyük bir ihtimal ile “iki teknolojiyi” birbiriyle birleştirirdi…
Yani Heron topuna piston eklerdi…
Eğer…
İhtiyaç olsaydı!

O zamanlar > iş gücü < kölelerdi…
Köle, gerek yoktu makinalara!

Başka bir örnek…
Atatürk ve Ankara’nın belli caddeleri, geniş geniş..
Rivayete göre “kıyametler kopmuş” ne gereği var böylesine geniş caddelere?
Bugün…
O, geniş geniş caddeler yetmez oldu!

Öngörü…
Vizon sahibi olabilmek, ileriyi görmek…
IHTIYAÇ!

Zam, zam, zam…
Zam da zam, zam!

Sabah yediden akşam yediye…
INAN…
Davşandan başka her şey!

Bu yaştan sonra kardeş katili yapacaktı beni!
Aramızda 12 sene…
Yani 42 yaşında, hala öğrenmedi ağabeysini…
42 senede öğrenemedi…
Anla!

Kıyaslıyor, karşılaştırıyor her halde beni tanıdıkları, bildikleri ile…
Elimden o kadar insan, altımdan o kadar kadın kalktı ki…
Tabii bende yanılabilirim, Müneccim boku yemedim…
“Biliyordum ya, biliyordum vermeyecek!”

Bok biliyorsun, bok!!!

Verilmesi gereken, VERILDI…
Nadiren yanılırım insanda, nadiren…
Hele hele hayat memat meselesi ise, hele söz konuş evlatlarsa…
Ha Dada, DayDay ha Bxxxk!

Allaha çok şükür…
Başımı, boynumu bir kez daha eğdirmedi, utandırmadı beni…
Çok şükür Rabbime, çok şükür…
Sığdıramazsın beni bir çekmeceye…
Bakma çeyrekliğime, aldanma özrüme…
Göz, göz ise, kafa da kafa Allah’ın yardımıyla…
Son anda, hiç beklemediğin bir zamanda öyle bir sürpriz yaparım ki sana…
Ağzı açık ayran budalası gibi, baka kalırsın baka!

Çok KORKTUM, çok…
İyi olur Allahtan kötü olur kuldan bilir insan…
Dua…
Çok şükür utandırmadı beni!

17 gibi gidiyorum eşyaları almaya, hava yine otuz derce, başladı yine mide bulantıları.