2.

Yine şehit, yine şehit…
Ne ucuz ne ucuz?
Elin evladı ele ucuz. Hele bu milletin evlatları, canları…
Sudan ucuz.

Parti kapısı önü değil devlet kapısı diyenlere abuk zubuk cevaplar…
Bence de anne babalar bir parti kapısına dayanacağına…
Dayanmalı devlet kapısına…
Yapıyoruz diyor; yaptıkları için neredeyse her gün can veriyoruz.

Dün yazdım…
Çok evvelsi dedim çok zor diye, nereden biliyorum çok zor olduğunu?
Kardeşim tarih kitapları diye bir şeyler var, hani dört köşe içinde sayfalar…
Sayfa üzerinde harfler böyle bir nesne var ya, hah…
İşte onlardan biliyorum, senin aksine ben onları okuyorum çünkü.

RoketSan…
Rocket yarışmasının ikincisini düzenlemiş, geç kaldınız ama hiç yapmamaktan iyidir…
Gençlerden oluşan 570 takım katılmış…
Çocuklar benden sizlere bir ağabey bir baba tavsiyesi…
İçinizden SADECE BIRI, sadece birinin başarısı TÜM ÜLKE kıvancı…
Werner von Braun, bir Alman…
Onun sayesinde bugün Amerika gökyüzünde, uzayda söz sahibi…
Keza…
Hatırlayın 735 Kilometre menzilli roketi, yazmıştım…
Bilim adamının ismini, milliyetini hatırlamıyorum. Sadece hatırladığım Amerika’dan…
Irak’a geldiği…
Hayal önemli, hayali hayata geçirmek daha da önemli…
Amerikalılar vermedi fırsatı, güvenmedi…
Saddam yap dedi, YAPTI!

İnan…
Pezevenkler pişman.

Ne anlatmaya çalışıyorum sözlerimle sizlere?
Bir hedefin olsun hayatta, ulaşmak istediğin bir nokta…
Kur hayalini, gerçekleştir…
Ufak tefek, KOCAMAN sorunlardan yılma…
Azim ile git üzerine, böl problemi küçük küçük parçalara…
Bir bir çöz, çözülmeyecek gibi görüneni…
Özgüven…
Iman daima refakatçin olsun, baktın ki takıldın, ara ver sonra yönel soruna…
Kafayı topla…
Okul hayatını hatırla, hocaların dediğini, ÖNCE yapabileceğini yap, kolaydan başla en son yönel zora…
>>> yolundan şaşma <<<
Yanlış diyenlerde olsa, çelme takmaya çalışanlar, hedefini daima göz önünde bulundur…
Kanı bilmem, asil kanı AMA inan sevdiklerin güç verecek sana…
Pes etmek, yılmak yakışmaz Türk olana.

250 Km menzili, kafayı yedirecekler bana…
Sığınak delici…
Ulan amcık ağızlılar, soytarılar…
Palyaçolar…
Herifler ikinci dünya savaşı esnasında yaptılar…
Deprem etkili bomba!

EVET, DEPREM…
Patlama o kadar şiddetliydi ki deprem yaratıyor…
NEDEN MI GEREK GÖRDÜLER BÖYLE BIR BOMBAYA?
Kimi köprüler vardı, hayati…
Yıkamadılar, ancak bu bombalar ile yerle bir oldu O köprüler!

Not:
V1…
V2 (Vergeltung = misilleme) hep Onun eseriydi, daha doğrusu O öncülük yaptı…
Hani Hitler İngiltere’yi bombaladı ya, Amerikalılar tabii hemen kaptı herifi…
Bir bilseniz o zamanlar Amerikalılar ile Ruslar arasındaki bilim adamı rekabetini…
Yediler birbirlerini Alman yüzünden…
Bir roket, gençlerin yaptığı simsiyahtı, ütünde Atatürk’ün imzasi…
Gurur duydum sizlerle, gurur…
Atatürk’ün evlatları.

Sığınak delici ve çeşitleri…
Hangisi ulan hangisi?
Keriz sikenler sizi!

IFA

Bir fuar Almanya’da…
Consumer Electronics und Home Appliances…
İnsanlar o kadar sosyalleşti ki…
Sosyal medya falan, sıra örneğin beyaz eşyada…
Yaaa…
S.ktirin gidin be, s.ktirin gidin…
Araba misali, araba araba değil…
“fuzuli” tekerlekli elektronik sergisi!

Ondan sonra…
Yok on bir değil, yandı g.tüm…
Çevre falan…
Ya gidin işinize, gidin başımdan…
İki yüzlüsünüz, iki yüzlü…
Etraf sadece riya!

Heyecanlı, oku. Bu herif pezevengi “geçti”

Canim çok acıyor, bitmek tükenmek bilmeyen ağrılar. 30 mg, üstüne çıkmamaya bakıyorum, bazen, nadiren 50mg. Diğer ağrı kesicileri saymadan. INAN, gerçekten Yahudilerde gördüm iman!!!

Kadınlarını değil…
Kendilerini dizginliyor, kapatıyorlar…
O kadar şaşırt ki beni…
Başkentlerinde bile (eski) son derece çağdaş, insanların yarısından fazla…
Erkeklerin…
“Başı örtülü”

Dindar insanlar dindar…
Onlar dinlerini yaşarken bizler…
Her şeyde olduğu gibi çoğu göstermelik, ağızda, LAFTA!

INAN…
Kadınımı kısıtlamam, kadın kadınsa…
Güven tamsa…
Karışmam…
Uygun görmeyebilirim bir giyimi, yakıştırmam ortama…
Üstünü değiştir derim…
Bu kadarcık hakkim olamaz mı?

Hatırla…
Çoğu zaman anlatmam, anlatamam…
Belki hal yoktur anlatmaya, yap derim, YAP…
Bu kadarcık olmaz mı?
Yok ya yok, dönüyor dolaşıyor insana kilitleniyor!

Ingiltere:

oku

oku

oku

Sır kalmıştı!?

Erdoğan’ın sırları
6 Eylül 2019

Polisiye roman okumayı çok severim.
Tarihteki cinayetler-suikastler hep ilgimi çeker.
Son günlerde aklımda bir soru var:
Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer, Bizanslılara karşı yapılan Tebük Seferi dönüşünde Hz. Muhammet’e suikast girişiminde bulundu mu?
Bu soru 1.389 yıldır yanıt arıyor!
Sünni İslam âlimi İbn Hazm İslam hukuku “el Muhalla” kitabının 11. cildinde şunu yazdı: “Ebubekir, Ömer, Osman, Talha ve Sa’d bin Ebu Vakkas, Tebük’te Rasulullah’ı öldürmeye kalktı…”
Olay şuydu:
Yıl, 630…
Tebük Seferi dönüşü Hz. Muhammet, dava arkadaşlarına vadi yolundan gitmelerini tasfiye etti; ve kendisi dağ yolunu tercih etti. Yanında sadece -birbirine kardeş ettiği- Ammar b. Yaser ile Hüzeyfe b. Yeman adındaki iki sahabe vardı.
Yolculuk sırasında vadi yolunu tutan Müslüman askerlerden 14-15 kişilik yüzleri maskeli grup, Hz. Muhammet’e doğru saldırıya geçti.
Hz. Muhammet’i dağdan aşağıya atıp “kazayla düşüp öldü” diyeceklerdi.
Hz. Muhammet saldırganları görüp bağırdı; Huzeyfe’ye binek hayvanların yüzlerine elindeki kamçıyla vurmasını söyledi.
Hz. Muhammet’in suikastin farkına vardığını gören ve korkuya kapılan saldırganlar panikle kaçıp vadideki savaşçıların arasına karıştı…
Hz. Muhammet suikastçilerin bindikleri hayvanlardan kimler olduklarını anladı ve isimlerini sadece sırdaşı Hüzeyfe’ye söyledi…
Sır açıklanmadı
İslam kaynakları, Tebük Seferi dönüşünde Hz. Muhammet’e suikast girişiminde bulunulduğu konusunda hemfikir. O dönem Medine’de nüzul eden 129 ayetten oluşan Tevbe Suresi’nde bu olayın izleri var. (Zaten, her türlü şerden kurtulmak için yedi kez okunmaz mı?)
Ayet diyor ki: “Söylemediklerine dair Allah adına yemin ediyorlar. Oysa inkârcılık içeren sözü söylemişler, Müslüman olduklarını beyan ettikten sonra inkârcılığa sapmışlar ve başaramadıkları o işe yeltenmişlerdir. Onların öç almaya kalkışmaları için Allah’ın ve O’nun lütfu sayesinde Resulünün kendilerini zengin etmesinden başka bir sebep de yoktu. Eğer pişman olup tövbe ederlerse bu kendilerinin iyiliğine olur; yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da âhirette de elem verici bir azaba uğratır; artık yeryüzünde onlara ne bir dost ne bir yardımcı bulunur.” (74)
Hz. Muhammet suikastçilerin adını açıklamadı. Yorumcular bin yıldır, bin bir iddia ileri sürdü. Örneğin, Hz. Ebubekir’i Medine’den uzaklaştırmasını buna yorumladılar filan…
Hüzeyfe de açıklamadı isimleri. Hz. Ömer’in zaman zaman “bu kişiler arasında benim de adım var mı” diye sorduğu biliniyor.
Hüzeyfe’nin Hz. Ali’ye “biat etmesi” ve çocuklarına da bunu öğütlemesini nasıl yorumlamak lazım?
Babacan-Davutoğlu
Hz. Muhammet…
Tebük Seferi dönüşü uğradığı suikast üzerinden 20 ay geçtikten sonra vefat etti. Ki “öldürüldüğü” iddiası da var! Hz. Muhammet’in iki eşi (Hz. Ebubekir’in kızı) Hz. Ayşe ile (Hz. Ömer’in kızı) Hz. Hafsa üzerinde polemik yapılıyor asırlardır…
“Yani” aslında deniyor ki; “ kavga Hz. Muhammet öldükten sonra değil, ölmeden önce başladı!”
Öyle ki…
Kimi Müslümanlar halifenin seçimiyle meşgul olduklarından, Hz. Muhammet’in yıkanması ve defni bir gün sonraya kaldı!
Hz. Ömer’in Mescid-i Nebevîye’deki Müslümanlara, “Allah, halifeliği sizin hayırlınız, Resûlullahın (a.s.m.) yâr-ı gârı (mağara arkadaşı) olan zâta nasip etti. Kalkınız, ona bîat ediniz” demesiyle Hz. Ebubekir halife ilan edildi.
Hz. Ali ise hâlâ peygamberin defin işiyle uğraşıyordu. Keza: Cenazeye sadece 17 kişi katıldı; Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer yoktu…
Tüm bunlar asırlardır tartışılıyor…
Kimi doğru, kimi hurafe…
Daha uzun yıllardır da konuşulacak kuşkusuz…
Asırlardır Müslümanlar iktidar hırsıyla kaç parçaya bölündü, bölünüyor.
Son örneği Türkiye’de yaşanıyor:
AKP parçalanıyor.
Bu kavganın giderek daha şiddetleneceğini görmek için kâhin olmaya gerek yok.
Aklıma herhalde bu sebeple yukarıda yazdıklarım geldi!
Babacan ve Davutoğlu’nun iktidarı ele geçirme yöntemi nasıl olacak acaba?
Erdoğan sırlarını öbür dünyaya mı götürecek?
Göreceğiz.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/soner-yalcin/erdoganin-sirlari-5319307/

Kaftancıoğlu

Pkk’yla Oslo’da gizli gizli masaya oturan, Kandil’le pazarlık yapan Canan Kaftancıoğlu’na 9 yıl 8 ay hapis cezası verilmesi iyi oldu bence.

Pkk’yı tanık, Tsk’yı sanık yapan, TC’yi kaldıran
Canan Kaftancıoğlu, bunu çoktan haketmişti.

Barzani’yi Chp kongresinde onur konuğu olarak ağırlayan, Türkiye seninle gurur duyuyor diye alkışlatan, Ankara’ya İstanbul’a Kürdistan bayrağı diktiren, “barutun kokusu düştü burnuma, dört bir yanı istiyorum dibinden patlatayım, tutmak istiyorum Kürdistanımı” diye türküler söyleyen Şivan Perver’e “barış güvercini” muamelesi yapan, Chp mitinginde düet yaptıran, üniformalı teröristleri Habur’da havayi fişeklerle karşılatırken, şehit babasına hapis cezası verdirten, şehit anasını hapis cezasıyla yargılatan, gazilerin protezlerine haciz gönderten Canan Kaftancıoğlu değil miydi?

ABD’nin garnizon devletine, takvimde başka gün kalmamış gibi, tam 29 Ekim’de, tam Cumhuriyet Bayramı’nda, topuyla füzesiyle bayrağıyla, Türkiye topraklarında resmi geçit yaptırmadı mı Canan Kaftancıoğlu?
Türkiye üzerinden Türkiye’yle alay ede ede Kobani’ye geçen peşmerge güçlerinin yediği lahmacunun parasını bile Chp İstanbul il başkanlığına ödetmedi mi?

– “Öcalan’ın düşünceleri bizim de düşüncelerimiz” diyen, “Öcalan’la direkt diyaloğumuz var” diyen, “Kandil’le direkt görüşülmesini arzuluyorum” diyen kim? Akp’nin başbakan yardımcısı.
– “Görüşmeler aracı ülkelerle yapılıyordu, aracıları aradan çıkardık, Ak Parti kendisi görüşüyor” diyen kim?
Akp’nin içişleri bakanı.
– “Sayın Öcalan demeyi, posterini taşımayı, Pkk bayrağı açmayı suç olmaktan biz çıkardık, cezalarını erteledik” diye övünen, “Abdullah Öcalan oruç tutardı, camiye giderdi, namazında niyazında çocuktu, kandırıldı, kurban edildi” diyen kim? Akp’nin Tbmm başkanı.
– “Pkk’ya katılanlar benim canım ciğerim” diyen kim? Akp’nin milletvekili.
– “Pkk seçime girsin ve seçilsin, Öcalan şanstır” diyen kim? Akp’nin milletvekili.
– “Öcalan, Türkiye’nin reel politiğini sağlıklı değerlendiriyor, yaklaşımı pozitif” diyen kim? Akp’nin adalet bakanı.
– “Abdullah Öcalan kadar ilkeli olun” diyen kim? Akp’nin spor bakan yardımcısı.
– “Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor” diyen kim? Asrın liderimizin ekonomi başdanışmanı.
– “Türk yoktur” diyen kim? Akp’nin genel başkan yardımcısı.
– “Öcalan demokrasiye katkı sağlıyor” diyen, “bağımsız Kürdistan için silah kullanabilirsiniz” diyen kim? Akp’nin milletvekili.
– “Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti var, tecrübesi var, düşünceli ve hassasiyet sahibi” diye öve öve bitiremeyen, “Öcalan kendisi için bir şey istemiyor” diyen kim? Akp’nin başbakan yardımcısı.
– Murat Karayılan’ın basın toplantısını Kandil’den canlı yayınlayan kim?
Akp’nin Anadolu Ajansı.
– Kandil’de Murat Karayılan’ın yanına sırayla oturarak, sırıta sırıta hatıra fotoğrafı çektiren, Murat Karayılan hakkında “çatık kaşlı olacağını düşünmüştüm, halbuki sohbet boyunca gülümsüyor, kariyer hırsı yok, bir lokma bir hırka, saygılı, kültürlü, bilimsel konuşuyor” diye döktüren kim? Akp’nin medyası.
– Pkk açılımı yapılırken, Pkk’ya yukardaki övgüler düzülürken, Atatürkçü subaylar asrın iftirasıyla hapse tıkılırken, Atatürkçü subaylar kahırdan canına kıyarken, Atatürkçü subayların yerine fetocu subaylar monte edilirken, fetocu olduğu tescilli cemaatçiler Akp hükümetinin isteği ve imzasıyla amiral ve general yapılırken… Türk Silahlı Kuvvetleri’nin namuslu, yurtsever, Atatürkçü kadroları hakkında “ahlaksız, rezil, vatan haini, millet düşmanı, kalleş, tecavüzcü, pespaye, kepaze, tiksiniyorum, iğrenç, katil, cani, suç şebekesi, kafatasçı, namussuz, zalim, lekeli, utanmaz, onursuz, çürümüş, sefil, köle tüccarı, çarpık, yamuk, sakat, kanunsuz, lanetli, terbiyesiz, din sömürücüsü, beyinsiz, ahmak, salak, korkak, yüreksiz, mezhep kışkırtıcısı, iftiracı, kaypak, suçlu, sahtekar, mafya, çete, kirli tertip, şaşı, kör, bombadan tehlikeli, gırtlağına kadar çamura batmış, Yunan ordusu gibi, Sırp katillerinden farksız, Patagonya ordusunun zavallı generalleri, Türkiye bağırsaklarını temizliyor, Allah’ın evini bombalayacaklar, dinsizler” diye yazan kim? Akp’nin medyası.
– Açılım sürecinde, bile bile Pkk’ya gözyuman, Tsk’nın operasyon taleplerine izin vermeyen, engelleyen kim? Akp’nin valileri.
– “Pkk terör örgütü değildir, kendi topraklarında politik harekettir” diyen kim?
Akp’nin milletvekili.
– “Yolda gördüğüm çobanla konuştum, çözüm süreci sayesinde hayvanlarının yüzünün güldüğünü söyledi, çözüm sürecini hayvanlar bile anlamış ama bazı insanlar anlamıyor” diyen kim? Akp’nin milletvekili.
– “Öcalan nadir insanlardan birisi, çok prestijli, karizmatik, gerçekten bir rehber ve lider” diyen kim? Akp’nin akili.
– “Bakın ben garanti veriyorum, ülke bölünmeyecek, bölünme olduğu zaman gelin benim yakama yapışın” diyen kim? Akp’nin akili.
– “Ulus devlet bizim başımızda Allah’ın belasıdır, Türk üst kimliği bölücüdür, Öcalan’ın eli rahatlatılmalı” diyen kim?
Akp’nin akili.
– “Ulus devlet ayrıştırıcıdır” diyen, “ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi” diyen, “Kobani’ye selam ediyorum, Kobani’deki kardeşlerimin alnından öpüyorum” diyen kim?
Akp’nin başbakanı.
– Apo’nun Akp’ye oy isteyen mektubunu bütün Türkiye’ye servis eden kim? Akp’nin Anadolu Ajansı.
– Akp’ye oy isteyen Osman Öcalan’ı devletin televizyonunda ekrana çıkaran kim? Akp’nin Trt’si.

E terör örgütüne destek verdiği için Canan Kaftancıoğlu’na hapis cezası vermeyeceksin de, kime vereceksin kardeşim.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/kaftancioglu-5322391/

Eyyy Doğru, Sayın Necati Doğru

Bu HERIF…
Kimdi, neydi?
Alt tarafı bir belediye başkanı…
Hatırla…
Bir başkası onun konumundaydı…
Oldu ülkenin başına bela!

HERIF…
İstanbul’dan başka her şey ile ilgileniyor, deprem kapıda!

Köşe kapmaca…
Bir yenisini hazırla!

Canan’a 9! Ekrem’e 18!

Hollanda, Norveç, İsveç, İsviçre, Finlandiya dünyanın en zengin ülkeleri arasındalar. Devlet yönetiminde başbakan, bakanlar dahil tüm kamu kadrolarına verdikleri makam araçlarının sayısı 1000’i bile bulmuyor. Yeni Başkan Ekrem İmamoğlu’nun söylediğine göre “sadece İstanbul’da 1700 makam aracı” kiralanmış.
Bol bulduk kiralayalım.
Hanım da binsin.
Kız ile oğlan da binsin.
Kaynanam da binsin.
Depoları da belediye parasıyla doldurulsun. Çünkü ben bugüne bugün Belediye’de makam sahibi müdürüm.
★★★
Sanıyorum.
Ve inanıyorum.
İmamoğlu, ihtiyaç fazlası makam araçlarını sergileme eylemini; “bu yanlış kaynamış kemiği yani makam aracı saltanatını yıkmak” için yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde son 25 yıldır “Kuran’da ayet var: İsraf haramdır. İslam’da hadis var: Kamu parası yemek günahtır” diyenlerce yönetildiği 2011-2018 yılları arasında araç kiralamaya toplam 2.2 milyar TL pompalanmış. Bunun 1.3 milyar TL’si sadece iktidarı destekleyen bir gazete patronunun damadına aktarılmış.(Murat Ağırel Yeniçağ Gazetesi, 6 Eylül)
★★★
Belediye Başkanları.
Mercedes’in en üstü.
Aşağısına binmiyor.
Başkan yardımcıları:
Renault’un üst modeli.
Aşağısına binerse.
İtibarsız sayılıyor.
Genel Sekreter.
Audi’nin en üstü.
Aşağısı kurtarmıyor.
Sekreter Yardımcıları.
Ford’un üst modeli.
Daire müdürleri:
Onlar da üst modelci.
Alt kadrolar:
Onlara Clio.
237 sayılı “Taşıt Kanuna” göre, sadece Belediye Başkanı ve Genel Sekreteri’ne “makam aracı” verilir. Adına da “makam aracı değil hizmet aracı” denir. Hizmet aracından kasıt, ne belediye başkanı ne de sekreteri, aracı ailesinin ve kendinin özel işinde kullanamaz anlamındadır.
★★★
Benim gazete muhabirliğine başladığım yıllarda İstanbul Belediyesi’nde Ahmet İsvan (CHP’li sosyal demokrat) başkandı ve onun döneminde sadece “sahada görevleri olan” daire müdürleri; Zabıta- Fen İşleri- Yapı Kontrol- Ruhsat İşleri müdürlerine makam aracı verilirdi. Diğer dairelerin müdürleri gerekli olduğunda “ortak havuzdan” araç alır, görevlerini yapar dönerlerdi. “Makam aracı şoförüyle beyefendiyi bekler…” diye bir kibir bataklığı yoktu. Aynı yıllarda Başbakan olan Bülent Ecevit (CHP’li sosyal demokrat) ülke krize girince döviz ödenerek alınan çok pahalı ve çok lüks makam aracını bırakıp, Türkiye’deki otomobil fabrikalarında yapılan yerli üretim araca binmeye başlamıştı.
Şunu demek istiyorum.
Önce CHP’li belediyeler, başkanlar, başkan yardımcıları, genel sekreterler, daire müdürleri, onların yardımcıları lüks-pahalı-masraflı- geniş iç hacimli- uzun makam araçlarından inecekler ve “AKP’nin yiye yiye belediye modelini” bitirip tarihin çöplüğüne atacak örnekler sunacaklar.
★★★
Ekrem İmamoğlu “İsrafı önleyeceğiz, tasarruf bizim ibadetimiz olacak” sözünü verdi. Bu sözün gereği olarak gazeteciler ile TV muhabirleri, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu işe otobüsle gidip gelmeye başladı…” diye haber yapacakları günü bekliyor. İstanbul halkı da “Belediyenin daire müdürü işe metro ile gidip geliyor…” diye haber okumak istiyor.
İlk örnek adım!
CHP belediyelerinden gelmeli. “Devlet malı deniz… bal tutan parmak yalar…” çürümüş kültürü bitmeli, bitirilmeli. Yenikapı sergisi ilk meyvesini CHP belediyeciliğinin örnekleri ile vermeli.
Bekliyoruz.
★★★
Yenikapı sergisi!
İktidarı delirtti.
Canan’a 9 yıl verildi.
Ekrem’e 18 yıl istenir!
“İstanbul’a da kayyum” diye tempo yükseltiyorlar. CHP belediyeciliği, hizmeti bir santim aksatmadan, “makam aracı saltanatını” bitirirse “hapis ve kayyum iştahları” boğazlarda düğümlenir.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/necati-dogru/canana-9-ekreme-18-5322335/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Sorun burada ya zaten, özgüvende

Neden var sendikalar…
Neden kimi sivil toplum kuruluşu…
Patronlar temsilcilikleri?
NEDEN???

Her insan olamaz derdine mehlem…
Özgüven…
Gerekli bilgi, ne acı ki!

Eğitim de her derde deva değil…
Birçok konuya çare…
Ama genele değil deva.

Zor, inan zor…
Zor zamanlarda insanlar daha da sapıtıyor…
Bak İngiltere’ye…
Bir Osmanlı piçi, bak ülkeye beterin beteri…
Biliyorsun değil mi, Colomb niye keşife gitti?
Dedim ya zor zamanlar insanları çok zorlar…
Osmanlı…
Kapadı yolu, Avrupa – Asya arası…
Neticesi…
Amerika’nın keşfi. Bak bayram ediyorlar, birlikte sınır keşfi…
Ulan herifler çoktan aldı tedbiri…
30 bin Kürt demiyorum, demeyeceğim…
Vatan ve millet haini, terörist bademler gibi…
Daha Amerikan eğitimden geçecek…

Bırak Osmanliyi, Neosunu…
Bunlar…
Osmanlının boku bile olamazlar!

Dikkat et bak, yazmıştım böl ve yönet. Eninde sonunda senin de başına gelecek. Ancak… Hala içimde bir inanç, bir his saki tüm bunların ardında bir hinoğlu hin yatıyor, Sanki, bilmiyorum belki bezginlik, bezdirme siyaseti!???