Belki

Yanlış anlıyorsunuzdur beni, belki?
Neyi vaat ediyor İnce?
Her öğrenciye bayramlarda 500 TL(!)
Veya…
Ne diyor O kadın?
Öyle bir kavga ederim ki (…)

İnce ile başladık, İnce ile devam edelim…
Eşitlik ilkesi, kanun önünde zaten. Eğitimde…
Fırsat eşitliği(!)
Devlet olmanın gereği…
İhtiyacı olan öğrenciye yardım, burs vermek, elini uzatmak…
Ulannn, bu zaten senin görevin!

Bana bak İnce misin, kalın mi…
Desene evlatlara…
Çocuklar yeteneğiniz, ilginiz, isteğiniz ve tabii bugüne kadar göstermiş olduğunuz gayretler (notlar) esas alınacak ve O dalda eğitileceksiniz!

Yine O kadın…
Bana bak…
Mahalle karılarından bıktı bu millet, kavga istemiyor, gürültü, patırtı…
Yıllardan beri herkes tiksindi, bıktı…
Git emsallerin arasına kenar mahalle şırfıntısı, sen kim bırak kadını, insan olmak kim?

Yok ya…
Piyasa çakmalarla dolu…
Sadece politikacı, sadece birer basit siyasetçi…
Vatan, millet, devlet, bayrak ve gelecek diyen yok gibi!

Nasıl ki açık, açık mezhep denileni TERK ettim, kabul etmiyorum aynen öyle açık açık ilan ediyorum

Sapına kadar Türk’üm, atalarım Türk…
Alman pasaportum var, anlatmışımdır nedenlerini, yüzde yüz çifte vatandaştım, çifte…
Hakkim olanı gasp ettiler…
Kendim için iyi kötü medeni bir insan diyorum, diyebiliyorum…
Oldum olası Cumhuriyet Halk Partiliyim…
Y-CHP adayı Sayın İnce “ideolojik” olarak bana en yakın olanlardan biri olsa bile…
Neden bilmiyorum…
Yüreğim diyor inan, güven…
Belki yanılıyorum AMA şansı olmasa bile ben bu çocuğa güvenmişim, samimiyetine inanmışım…
Oyum aslında…
Demirtaş’a!

Her bir adayı inceliyorum…
Yokkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk…
Muhtemelen sizlerin yaptığı gibi değil, evvelsi ve şimdiki söylemlerini karşılaştırıyorum…
Tavırlarını, neyi savunduklarını, dün…
Ve bugün…
Meral denilen, adından anlaşılacağı gibi bir kadında bunlar içeresinde.…
SP lideri…
Ağzı iyi ve güzel laf yapıyor, ya gerisi, zihniyeti?
Perinçek…
Milliyetçiliğine kayıtsız şartsız inanırım ama savları…
Bana olabildiğince uzak. Haliyle sosyal adalet…
Gayet tabii işçi kardeşler, emeğe saygı ama gerisi bana göre değil artık çünkü yaşımı başımı aldım…
Biliyorum, evet EMINIM…
İnsan doğasına aykırı. Karl Marx bile “Ben komünist değilim!” diyebildikten sonra!?

Uzun lafın kısası…
Samimiyet, ciddiyet, niyet…
Dünden bugüne…
Nasıl dı?
Yaptığı, yapacaklarının teminatı!!!

Allaha çok şükür, yok evlat işine el atamadım. Herif kiminle konuştuğunu bilmiyor

Çarşamba günü öğrenebilecekmiş…
Üç ay daha kullanmasın, yeter ki ders alsın, her şeyde vardır bir hayır. Diğeri, çok ama çok önemli. …
Psikoloğun ismini bilmiyor…
Bu psikologlar yok mu, çokbilmişler…
İnsanı…
Çekmecelere sığacak varlık sanıyorlar. Sığdırsınlar beni herhangi bir çekmeceye de göreyim…
En beklenmedik anda, kendilerinden en EMIN oldukları anda insani şaşırtmasını çok iyi bilirim.

Ömrüm geçmiş malum sofralarda…
Doruğu da görmüşüm, yerin yedi kat dibini de…
Görüştüm bir hatunla, okul, staj de…
Tayyipistan vakti, çok kötü oldu, altıncı ayın on ikisi…
Bak, dikkat et bunu yapmaz her insan, her hatun. Yeter ki efendice derdini anlatabil…
Demin cevabini yolladım. Dedi madem staj daha evvelsi gerekli ki YOK…
Sadece O gün. Acelen var, hayat – memamt meselesi…
O zaman yollayayım sana bir mail, staja katılacağına dair KESIN taahhüdünü ver…
Ben gerekli yere yazarım bir email, durumu izah ederim…
Sende kurtulursun!

Evet, Allah razı olsun kadından…
Çünkü gerçekten çok önemliydi, üzerimden çok büyük bir yük aldı…
Demek ki neymiş?
İnsan ile insan gibi konuşmasını, derdini anlatmasını bilecekmişsin…
O psikoloğunda vardır elbette bir üstü…
Eğer evladın anlattıkları doğruysa ki yok şüphem…
O insan tamamen keyfi davrandı, kanunda yoktur yeri!

Dur bakalım ne olacak, elbette kokusu çıkacak!

Wer ist denn dieser arme Mensch?

Böyle soruyor kadın olan doktor…
Benim dedim…
Diğer doktor soruyor, “bunun Morfin ile eşdeğerde olduğunu bilirsiniz değil mi? Bu ne ya?”
Kandaki yağ oranını düşürmek için kullandığım ilacı gösteriyor…
Dedim, kanımdaki yağ için…
İkisi birden tek tek ilaçlarımı incelediler.

Soruyor yine erkek olan doktor…
Ne oldu? Dedim ameliyat oldum. Ne zaman? 2012…
“O gün bugündür sizi uyuşturucudan kurtaramadılar mı?”
İçimden oturaklı bir küfür ettim, dedim beni en son Münih’e yolladılar ilaçlarımı düzenlemek için, kalan bunlar!
Kadın yine bana döndü, kaç tane kullanıyorsun bundan?
Dedim iki, bazen üç tane…
Yüz ifadesini bir görmeliydiniz. Bir bilse yetmeyip ayriyeten ağrı kesici kullandığımı.

Boşuna sormuyorlar raporlarımı okuyanlar…
“Sen neden ölmedin?”
Sadece kullandığım ilaçları görüp bu kadar tiyatro yaptıklarına göre!

Doktorum izinde, ilaçlarıma dikkat etmedim. Hepsi birden bitti, birkaç günlük ilaçlarım var.

NOT: Her ilacın en küçük paketini yazmış, beş – on günlük ilaç benim için…
Eczane telefon etti, dedi her zamanki boyları ısmarlıyorum. Sadece uyuşturucu için ayriyeten gidip reçete alman gerekecek. Biliyor, yetmeyecek. Devam etti sözlerine, doktorun geldiği zaman reçete getirirsin. Tamam dedim.

Ahtım olsun ki

Muhalefete açık ve net bir soru, bunu ifade etmenizi ISTIYORUM…
Kazandığınız takdirde…
Çete başı ve çetesinden hesap soracak mısınız?

İnsanlara…
Umut vaat edin, vaat etmekle kalmayın sözünüzün ardında duracağınıza ikna edin…
Bunca senede yapılan TÜM haksızlıkları, adaletsizlikleri…
Peşkeş çekilen TÜM kamu mallarını tekrardan Türk halkına kazandıracağınızı…
Geleceğimiz olan genç nesiller için çalışacağınızı, insanları tekrardan huzura kavuşturacağınızı belirtin. Umut olun, umut!