Biliyor musunuz?
Nefret ediyorum bu yaratıktan, gerçekten nefret!
Kör cahil…
Hayvanın teki ki hayvanlar âlemine ne büyük bir hakaret ettiğiminim farkındayım yani…
Osmanlıyız, Osmanlı torunuyuz diyen bir toplum ki kendi geçmişini Muhteşem Yüzyıl gibi dizilerden öğrenen, Müslümanız deyip…
Hacı – hoca takımının ağzına bakarken, hurafeler, kulaktan dolma bilgiler ile yetinip…
Aaa Kaa Pee gibi bir oluşuma katılan, destekleyen…
Bir yaratıkta Allah’ın sıfatlarını gören, Peygamber Efendimizin soyundan geldiğine inanan…
Bu çağda, bu bilgi düzeyinde, doğru bilgiye ulaşmanın bu denli kolaylaştığı bir zamanda…
Bir milletin, toplumun mensubu olmak…
Gerçekten utanç verici!
Yaaa insan…
Eyyy insan…
Sen gerçekten salak mısın yoksa salak ayaklarına yatıp olacakları sadece gözlemlemekle kalan, tepkisiz, düşüncesiz birileri misin?
Bilim…
DNA diyor başka bir şey demiyor…
VE algı…
DNA’yı, Forenzik bilimini hatasız, şaşmaz sayıyor(!)
Gerçekten öyle mi???
Yazmayacağım, iyi değilim. İsteyen araştırıp perde arkasını öğrenebilir…
Lydia Fairchild olayı…
Bilimin ne çok yanıldığını ortaya koydu. Yani DNA kanıtı bile şaşmaz değildir…
Araştırmaya üşenenler veya Türkçe bilgi bulamayanlar için çok kısa söyle anlatmış olayım…
Bir anne, dünyaya iki çocuk getirmiş bir anne…
Çocukların annesi olmamak ithamıyla karşı karşıya kalır. Ya ben bu çocukların annesiyim dese bile…
Kimseyi inandıramaz. Mahkeme üzerine mahkeme…
Bilim, DNA testi aksini iddia etmektedir. Kadın üçüncü çocuğuna hamile kalır…
“Noter” şahitler huzurunda üçüncü çocuğunu dünyaya getirir. Testler…
YINE…
Doğan çocuğun annesi olmadığını gösterir!
Tabii bu sefer şahitler olduğu için mahkeme bilirkişileri, bilimi görevlendirir…
Bu ne ya, kadın şahitler huzurunda çocuğunu dünyaya getiriyor sizler bunun böyle olmadığını iddia ediyorsunuz. Bunun >>> perde arkasını <<< bana anlatacaksınız diyerek bilimi göreve çağırır!
Uzun süren araştırmalar neticesinde…
Sık görülmeyen bir olay olmakla birlikte kadının bir kimer olduğu ortaya çıkar!
Neden anlatım şimdi bunları size?
Osmanlı kardeşim Osmanlı…
ISRARLA…
Ne yöne doğru açılmaya çalıştı, neresiydi gelebildiği, ulaşabildiği SON NOKTA?
Viyana!
Osmanlı ağırlıklı olarak ki ta kuruluşundan beri batıya açılmaya çalıştı…
Söğüt…
Bursa, Edirne, İstanbul…
Tabii bunu bilen ve anlayana!
Dün…
O saygıdeğer Hanımefendiyi okudunuz mu?
BEN…
Osmanlı düşmanı değilim…
AMA…
Yaratığa, bir adinin karşısına dikilebilecek kadar Türk’üm…
Selçuklunun…
Osmanlının, Atatürk’ün bir torunu!
Bizi, bizleri…
Ortadoğu bataklığına sürüklemekle kalmadı…
Gittikçe medeni dünyadan, bilimden, irfandan…
Dinden, imandan uzaklaştırdı!!!
Yalan, dolan….
Hayal âlemi günlük ekmeği…
Ekmeğimiz oldu!
* Kimerizm, iki sperm tarafından ayrı ayrı döllenmiş iki ayrı yumurtanın gelişmesi ile oluşan iki embriyonun (çift yumurta ikizi kardeşlerin) gelişmenin erken döneminde (blastomer veya gastrula evrelerinde) birleşerek tek bir canlı olarak doğmalarına denir.
OKU
Ha bak unuttum…
En ÖNEMLISINI UNUTTUM…
Osmanlı…
Selime kadar, I. Selim…
Hele III. Selim…
Osmanlı o zamana kadar >>> „hiç bir Zaman“ <<<
Mezhepçilik…
Din, soy ayrımı yapmadı. Osmanlı tebaası esastı…
BIRLIGI…
Esas aldi!
Bu p… ne yaptı, ne yapıyor?
Ayırışta bildiği kadar ayrıştırıyor!
—
İyi değilim…
Belki bir gün I. Selim’in neden buna gerek gördüğünü…
Yani mezhepçiliğe dayandığını anlatırım.
—