MetaVersum’u mu kaldı?

Berbatım gene, ağrılar…
İlaçlar bana mısın demiyor, uyuşturucu üstüne ağrı kesici…
Anca…
Anca biraz acildim, birazcıcık!

Utanıyorum biliyor musun UTANIYORUM…
Kendimden, çeyrekliğimden…
Mensubu olduğum > toplumlardan <
Hadi Alman gene bir noktaya kadar su götürüyor da…
Bizimkileri ne etmeli?

Biliyor musun…
Sanatçısı, bilim insani, mühendisi…
Entelektüeli, gerçeği…
Çakması değil, zaman zaman yazarım gelişmeleri ki…
Hani belki bir utanan olur, değiştirir kendisini, çevresini…
Almanya’da >>> dizel <<< sorunu var değil mi…
Yok Almanya değil öncüsü…
Yazmıştım, yazdığıma eminim büyük kentlere köpük köpük çatı üstü bahçeleri…
Orada besliyor, yetiştiriyor SORUMLU INSAN sebze, meyvesini…
Yer kalmadı ki, her yer beton…
Hem düşük maliyet, üreticiden – tüketiciye…
HEM yeşil demek oksijen demek…
Bir yudum nefes!

SIKERIM onların gönlünü de gözünü de…
Çocuklar hastalanıyor, biliyor muydun bunu, dünyada bebe ölümlerinin sebebini…
YOK…
Açlık ikinci sırada, su…
Temiz su bulamadığı için ölüyor bebeler!

Bir tutam entelektüel, INSAN…
İnsan…
Yeni bir inisiyatif başlattılar, Uzakdoğu ve Amerika mercekli…
Belediye otobüslerinin üstü bile, belediye otobüsleri…
Yeşillendiriliyor…
Apartmanlar, daireler, evler…
Bizde…
Gönüllerin belediyeciliği ile…
Seller – sular…
Kazalar, boğuluyor insanlar!

Bunlara mi yazayım…
Bu milleti mi eğitmeye, bunlara mi öğretmeye çalışayım…
Söyle…
Bu çeyrek halimle, parmaklarımı bile kıpırdatmaya halim yokken çoğu zaman…
Kimin için cabalarım…
SÖYLE?

Tek gerçek, TEK…
Onlar bile aldatıyor, yanıltıyor seni…
Yok sana değil sözlerim, kalbinde olan sevdiklerin!


Sarmaşıkların her tarafı sardığını bir düşün. Özellikle koyu kahverengini seçtim ki tezat, koyu kahverengi yeşile

ÇÖPLER…
GOK, gok oldu gitti…
Gok, gok

😊

Hangisinin sözüydü hatırlamıyorum, yok diyemiyordu…
GOK!

İnsanı… Şeytan neden cezp eder, nedir bunun sırrı? Allaha hizmet, Allah sevgisi Onu her an her yerde görmek değil mi? Bilincinde olmak varlığının, farkına varmak!? Evet, insana, yarattığına hizmet Hakka hizmet… İnsan, şeytanın kendisi olmasa!

EVETTT…
Bezdim AMA pes etmedim…
Bu çeyrek nefes alıyor daha, gücü kuvveti…
BELKI…
Sevdiklerini korumaya bile yetmeyecek ama…
Önder…
Daha ayakta!

😊
Sorma nasıl?
Ayakta mı ayakta!

Bundan on sene öncesi…
DÜNYAYI SARSAN bir haberdi…
Tabii insanı sarstı, iki ayaklı hayvanı değil…
AKP’lisi, MHP’lisi, Y-CHP’lisi ve bilmem nesi…
Kendine hakaret sayıyorsan bu sözlerimi…
Hakaret ulan hakaretin ta kendisi!

İster oku iter okuma beni…
Ne yapacaksın hapse mi atacaksın, öldürecek misin çeyreği?
Durduğun yanlış, hata, buradayım bekliyorum seni!

Arılar ölüyor arılar…
Arı demek Allah’ın yarattığı neredeyse her şeye can demek…
Sen, ben, bebelerimiz dahil onlar olmasa aç kalırız aç…
Bu sabah haberlerden geçti…
Yaz geldi yaz, kuşlar cik, cik, cik baharın, yazın, güneşin, güzelin habercisi…
Kuşlar…
Artık yeterince böcek yemez olmuşlar!!!

NEDEN???

Ve bunun bizim için…
Allah’ın yarattığı her şey için ne demek olduğunu hayal edebiliyor musun?
Kurama, Allah’a ister inan ister inanma…
Afrika…
Yetişecek belki imdada, şöyle tercüme etmiş olayım, uzun, çok uzun seneler öncesi…
Yüzlerce, binlerce yıl öncesi, gelmiş kara arı dedikleri yerleşmiş Sicilya’ya…
BIR INSAN, SADECE BIR…
Tesadüfen buluyor bir kovan, merak işte bu ne diye soruyor, soruşturuyor…
Gidiyor Üniversiteye, meğer nesli tükenen, daha doğrusu tükenmiş sayılan Sicilya kara arısıymış…
KARAR VERIYOR KARAR, adıyor kendini bu arıları kurtarmaya…
Dirençli, var bir düşmanı bir ASALAK…
Yapışıyor ariya emiyor kanını, INSAN DIYOR KI…
Madem öyle, O zaman bu ari alışacak bu ASALAK ile yaşamaya…
Deniyor, deney üzerine deney…
Öte taraftan işini gücünü bıraktığı için kuruyor bir şirket, çalışanları YABANCI amaaa…
Arıcılıkla kazanıyor parasını, çalışanları ise sanki ailesinden biri…
INSAN dedik ya INSAN…
Ve başarıyor sonunda arı…
Asalağı ile birlikte yaşıyor, kovan sayısı, kraliçe ari artıyor…
Hayat bu ya kahpe, deniyor kovan kovan yayıyor adaya, YERLI ve MILLI arılar…
Çiftleşiyor kraliçeler ile…
Kovan direnci yitip gidiyor. Bunun üzerine alıyor arıcı karar, yok artık yerlisi, millisi…
HAYATA KALMAK…
En önemlisi!

Bu aşk hikayesi…
Götürüyor bizi…
Ondanda önemlisi evlatlarımızı, taşıyor bizleri çok kötü geleceklere…
Önderden söylemesi!

Bu arılar…
Belki kurtaracak insanlığı…
Peki, ya bizi?
Bizi kim kurtaracak?

Biz kardeşim, biz bizi kurtaracağız…
Haydi sandık başına, son dönemeci dönmeden…
Kurtuluşa!

oku

Ayaklar baş olunca

Venezüella…
Ülke genelinde üçüncü elektrik kesintisi. Bir Amerikan hazırlığı olabilir mi?
Bir gece ansızın gelebiliriz diye…
Yazık değil mi bunca petrol köpeğin eline kalınca?

Veya Amerika…
Meksiko sınırı, duvarı çekemedi…
Şimdi tehdit ediyor sınırları tamamen kapayacağım diye…
İyi ya kesilir mülteci…
De…
Bilmem biliyor musunuz sinirsiz imkanlar ülkesinde binlerce insan her gün geçiyor Meksiko’ya, evet, evet Amerikalı geçiyor Meksika’ya, neden mi?
Amerikan sağlık sistemi, millet ödeyemiyor para, geçiyor Meksiko’ya…
Tedavi, ilaç yâri paraya!

Tayyipistanda, dün Diyarbakır…
Gece haberlerden geçti, en son sabaha karşı sonra birdenbire ses seda kesildi…
Şehit meseleleri gibi, gerçek şehitler…
Haber yasağı her hal!

Geçilmez ya geçelim bu konuyu…
Seçimlere saliseler kala > Pençe < operasyonu…
Allah, Allah hangi şeytan dürtü acaba?
Ayaklar baş olunca kardeşim…
Her şey mümkün her şey olası yeter ki iktidarda kal, sürsün sefa…
Milletin neyine yetmiyor cefa?

Bak…
Israil…
Filistinli insanlar, yine öldüler. Yok kardeş demem, diyemem…
Nasıl ki bizler dincilerin zulmünden kurtulamıyorsak onlarda öyle, bugün Almanya’da haberlere konu oldu Türkiye, çocuk evlilikleri ile!

Ahiret sorusu, devamı niteliğinde

Bakalım analiz yetiniz ne kadar gelişmiş?
Çok, çok öncesi demişimdir sevdiklerime…
Neye bakman, neyi görmen gerektiğini bilmezsen körsün diye!

Evet analiz yetisi bilgi ile el ele…
Gün gelecek…
HEPIMIZ…
Yaratanın önünde sorgu suale çekileceğiz VE yine…
Hazırlıklı olmak kardeşim, ömrün yarısı demek ise başarının da yarısıdır…
Ömrümün son demlerinde çakıldım kaldım ya…
Yazıklar olsun bana!

Onun bunun ağız kokusunu çekiyorum, halbuki…
Onlar kim bana diyelim bu konuda bir şey öğretmek kim demek isterdim AMA…
Hem yanlış hem büyük burunluluk olur, yine de içimden onlara gülüp geçmekten kendimi geri alamıyorum.

Evet…
Ukdedir içimde, okumamış olmam, daha doğrusu insanlığın bir b.k saydığı üniversite diplomasına sahip olmamam. Ters çeyreğin tekiyim, zorlamaya gelmem…
Öğrenmek istemediğimi, ilgimi çekmeyeni öğrenmem!

Keçi inadı, Arnavut’un inadı meşhurdur AMA bunu söyleyen Öndere rastlamamış daha!

😊

Ben sana atışları anlatacağım…
SEN…
Tayyipistanı ANLA!

Çıkmaz ayin son çarşambasının dönemecindeyiz…
Yıllarca seçim yok bundan sonra…
Ya elde silah, balta, keser, olursa top, tüfek döküleceğiz sokaklara…
Veya…
Hep yaptığımız gibi sineye çekeceğiz, Allah’tan bilip boyun eğeceğiz!

Önder…
Ne kadar kızsa da, küfür – kafir…
Pes etmez bir…
İkincisi, az biraz daha sağlık olsa çoktan dağda!

Yukarıdaki atış tablosunda dikkatinizi çeken nedir?
Bir…
İkincisi; HATA atıcıda mı yoksa silahta mı…
Hangisi???

Dikkatinizi çekmesi gereken, atışların neredeyse hepsi bir noktaya toplanmış, bir bölgede…
Gören göz olsun olmasın, kardeşim kör değilsen bunu görürsün…
Ancakkkk…
Biliyoruz ki her şeyi görmüyor, görmek istemiyorsun…
Gelelim bilgi kısmına, gez, göz arpacık…
İyi ya…
Genel ev misali, ulan herkesin elindeki, altındaki…
Önder’e ÖZEL değil ki!

Avrat dediğin, hatun tek erkeğe saklar kendini!

Bu misal, silah ve erkeğin eli…
Ayarları…
Yani çeyrek ve silah birbirine uymalı!

Eğer, bir atıcının atışları bir noktada, bölgede toplanıyorsa…
Bu şu demektir; silah uymuyor atıcıya…
Veya tersi!

Neredeyse yirmi seneden beri…
Heriflerin her atışları karavana…
Demek ki ya bu toplum bu devlet uymuyor onlara, tersi de olabilir tabi…
VEYA…
Bu bademler AMA en başta O pezevenk beceriksizin teki!

Unutma emi, okulda lakabı paytakmış, paytak!

Bir bilsen oldum olası benim lakabım neydi?
Uzun zamandan beri bu görüntüleri arıyordum, birazda ondan geciktirdim…
Sonunda buldum…
BAK DIKKAT ET BURAYA…
Diyelim ki hem atıcı iyi hem silah ona ayarlı…
Yani >>> her şey dört dörtlük <<<
İnsanız değil mi?
SADECE INSAN, düşmez kalkmaz, yanılmaz bir ALLAH…

Tek “adamlık” her zaman bir hata…
Bir insanın her şeyi bilmesi mümkün olmayacağı gibi, değişik nedenlerden dolayı…
Yanılabilir de bilmeyebilir de, EMINIM çoğunuz da bunu bilmiyordur…
SEN…
Dünyanın en iyi atıcısı ol, “dünya lideri”
Silah…
Kalitelisinin en kalitelisi, tetiğe yanlış basıyorsan…
MERMI…
Asla bulmaz hedefi!

Bilgi kardeşim, bilgi…
En güzeli yuvadan, çekirdekten yetişme bilgi, GÖRGÜ!

Eğitim…
İnsanın hayat mücadelesi denilen şeye hazırlanması, yoğrulması…
Mayası…
Evinde başlar, çocuk yaşta!

IZLE bu görüntüleri, Almancan olmasa bile…
IZLE…
Dikkat et parmağa, bunu sözler ile anlatmam neredeyse imkânsızdı…
Evet…
Atıcı, evet silah evet mermi…
HEPSI birden…
Uyacak birbirine!

DIKKAT ET PARMAGA!

Parlamenter demokrasi…
İşte bu uyumu güvence altına alan sistemlerden birdir, denetim esas demokrasilerde…
DENETIM…
Yeri geldiğinde hesap sorabilme, bir HUKUK DEVLETINDE…
HERKES…
Eşit kanun önünde!

Dün iyi değildim AMA inat bu ya, hani Thomas…
O ihtiyar bunak…
Ulan tıbben uyuşturucu kullanmak zorundaysam, MAKINA KULLANABILIR…
Yine tıbben tescillenmişse, ulan it…
Sen kim oluyorsun, Önderi sorguluyorsun…
Bir bilseniz neler geldi bu başa…
Pişmiş tavuk halt etmiş yanında!


+

Dünün atışları…
İyi değildim, inadımdan gittim. O ihtiyarlara fırsat vermemek için…
75 mermi…
53 hedefte, yirmi ikisi siyah dışında…
Dikkat ederseniz yukarıdan aşağıya bir şey göreceksiniz, görürsünüz, görmeniz gerekir…



Yorulduğumu!

Evet…
Ahiret soruları, soruyu da bilmeli, söz konusu olabilecek ihtimalleri…
Bilgi ile…
Cevapları hazır etmeli!

Not, ÖNEMLI NOT:

Köyde tutuklamalar devam ediyormuş…
Tize, sormuş anneme…
“Ya hiç korkmuyor mu?”
Korkmaz mıyım AMA var mı çaresi?

Biliyor musun BIR TEK gerçek var, sadece BIR

Evet, vatan – millet sevgisi AMA…
Gerçeği…
Her an kalbinde taşıdıkların!!!

Vatanı da taşıyoruz kalbimizde, özellikle gurbette…
Gel gör ki toprağın dışında insan ile uğraşmak, emek harcamak…
Bir kumardan ibaret…
Genelde kaybettiğin bir kumar, kaybetmediğin kalbindeki sevgin…
O insanlar nadiren yanlıktır seni, tanıdıkların – bildiklerin…
Kardeşin bahçesi, giriş öyle güzel oldu ki, yarına kısmetse boya…
İnan…
Dört kişi, kendilerine göre yuvarlanıyorlar…
Hilal…
Beni bugün öyle üzdü ki, bir şey söyledi…
İçim cız etti…
O yüzden bunca emek, sadece çocuklar için. Halbuki nesi var…
BILMIYORLAR…
Görmemişler, Allah da göstermesin…
Anla…
Kot meselesi, hani yırtık pırtık…
Öyle acı şeyler gördüm ki, o kadar acı VE yine sadece izle haberleri…
Dünyada bebeler, bir deri bir kemik. Buna rağmen çok üzdü beni söyledikleri…
Biliyor musun, bir gün götürüp göstermek isterim, Burak…
Götürmüştüm yanımda, öksüzlerin yanına gördü sefaleti…
Daha küçüktü, düşünemedim, hayvanlık bende…
Bu yüzden çekiniyorum göstermeye, söz ile…
Laf ile…
Nasıl ki yazdım binlerce sayfa, anlatamadım derdimi…
Kimi zaman yaşamalı insan, insan olan, görmeli…
Ki…
Ders olsun ona!

Ne kadar acı değil mi, acı…
Ama…
Gerçeğin ta kendisi, bu milletinde başına gelecek var…
Rahmetlinin annesinin bana yönelik söylediği gibi:

“Ya çekecek cefası ya yaşayacak sefası var!”

Bil bakalım hangisi…
Hangisini yaşıyor bu çeyrek, çocuklar…
Kalbinde olan sevdiklerin tek gerçek, TEK!

Ağabey sen neden Daniel Düsentrieb olmadın?

ize

12 kere daha gitmem lazım, sende en az 18 kere talim. En geç onuncu ay…
Dayan Önder dayan…
İnan…
Alemin ağız kokusu hiç çekilmiyor AMA köprüyü geçene kadar ayıya dayı denirmiş.

Sonrasında alacağım kafama göre çapta silah, tabii bir nokta 22 mm’likte…
Belki sadece p229’u alırım, iki kızaklı. Hem 9 hem 22…
Bakalım kısmet, zaman neyi gösterecek.

Emin Çölaşan’a açık mektup; Mülteci – Yerli ve Milli – İşsizlik

Sayın Çölaşan,

İlgili yazınızı okurken kendi hayatimiz, bizzat şahit olduklarım tek tek gözümün önüne geldi.
İkinci nesil bir gurbetçiyim, ömrüm buralarda, Almanya’da geçti desem yalan olmaz. Çok şükür halimize, bize, kardeşim ve bana ki böyle birer anne – babaya sahibiz.

Bizlere bunları yaşatmamak için ellerinden geleni artlarına koymadılar AMA bu demek değil ki, hadi kardeşim sonradan gelme, aramızda 12 sene var. Ama ben neler gördüm neler…
Vahşi kapitalizm kavramını biliyorsunuzdur, siz Türkiye’yi, daha doğrusu Tayyipistanı anlatıyorsunuz ama Birde buralarda neler olduğunu bilseniz!?

2019 yılını yazıyoruz değil mi, yok gitmeyeceğim çocukluk yıllarıma geri…
Şahit olduklarıma…
Çok olmadı, ancak birkaç ay; ALMANYA yasa çıkarmak zorunda kaldı…
Yasa…
Bura, ora değil kanunlar, kanun, yasalar yasa hele bir uyma…
Yıkarlar dünyayı başına…
İşçi mi getiriyorsun yurtdışından (Almanya dışından) isçi mi çalıştırıyorsun örneğin Polonyalı…
Özellikle inşaatlarda…
MECBURSUN onlara >>> insanca konaklama imkânları sağlamaya <<<
Bu…
Sadece örneklerden biri…
Yemin ediyorum yemin, anlatsam size çocukluk hatıralarımı, gördüklerimi, beynimin kıvrımlarına kazınanları, EMINIM…
Gözyaşlarınızı tutamazdınız!

Bu şartlar altında yaşadı ilk nesil Türkler buralarda…
VE HALA ne şartlar altında yaşıyor kimi insan buralarda.

Yani sorun sadece Tayyipistanda değil, birçok ülkede benzer sorunlar mevcut. Sorun…
Devlet dediğin devlet, toplum dediğin toplum, birey dediğin INSAN MI…
Kanunlar her yerde var…
Sorun denetim yapılıyor, gerekli cezalar ve > hak < zamanında yerini buluyor mu?

Bilgilerinize Efendim…
En derin saygılarım, başarılarınızın devamı dileklerimle

Önder Gürbüz

Almanya
http://wordpress.gurbuz.net

Maili henüz yollamadım, ÖNEMLI BIR NOT ekleyeceğim yazıma yollamadan. Bir, iki yazım hatası da gördüm onları da düzeltmem lazım.

ALMAN hukuk sistemi çökmek üzere…
Geçenlerde açıklandı…
Yoğunluk o kadar çokmuş ki hukukçu yok hukukçu…
Avukatı, hâkimi…
Devlet planlama AMA mülteci yığınlarını, savaşları, işsizlikleri öngörmezsin ki!

İşsizlik belası
27 Mart 2019

Sevgili okurlarım, Türkiye yabancı işsizler için gerçek bir cennet (!) haline geldi. Bizim insanlarımız işsizlikten bunalırken yabancılar ucuz fiyata da olsa iş buluyor.
Bunların çoğu “Ne iş olsa yaparım abi. Ne sigorta isterim ne başka bir şey” diyen garibanlardan oluşuyor. (Zaten sigorta istese adama gülerler.)
Günümüzün iktidarı bunlara kapıları açtı…
Ve milyonlarca yabancı uyruklu kişi sınırlardan içeriye dolup iş piyasasına el koydu.
Türkiye’de adına “Göç idaresi” denilen bir kurum var.
Bunun Ankara şubesi geçtiğimiz haftalarda bizim Ankara bürosunun hemen yanında açıldı…
Ve bizler de olup biteni utanarak, yüzümüz kızararak izlemeye başladık. Akıl almaz manzaralara tanıklık ediyoruz.
★★★
Suriye başta olmak üzere bir sürü ülkeden kopup gelen zavallı insanları o kurumun kapısında her gün izlemek durumunda kalıyoruz.
Afganistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Bangladeş, Pakistan, İran, Irak, Yemen, Somali, Nijerya, Kongo gibi Afrika ülkeleri…
Onlar dibine kadar sömürülüyor.
Diğer illerde de durum herhalde aynıdır, size Ankara’dan örnekler vereyim…
– Bir bölümü çevrede dilencilik yapıyor.
– Sığınmacılar için özellikle İstanbul’da özel piyasalar oluşmuş durumda. Şebekenin İstanbul’daki adamı Ankara’ya telefon edip eleman istiyor.
“Dört kişi istiyoruz. Taksiye koyup gönderin.”
Ankara’dan İstanbul’a taksi ücreti piyasası 1.300 lira olarak belirlenmiş. Taksici onları alıp İstanbul için verilen adrese götürüyor. Para kendisine orada, şebeke tarafından ödeniyor ve bu konuda hiç aksama olmuyor!
★★★
Haftada en az bir veya iki gün İstanbul seferi yapan taksici anlatıyor:
“Araca bazen dört, bazen beş kişi alıyoruz. Adamlar öylesine sefil ve zavallı ki, sekiz kişi bindirsek itiraz edecek halleri yok. İstanbul’da onlara verilen adrese götürüp teslim ediyoruz, paramızı alıp dönüyoruz. Abi adamları teslim ettiğimiz yerleri görseniz, oraya köpeği bağlasan durmaz. Çoğu merdiven altı tekstil atölyeleri veya inşaatlar.
Giderken tarzanca konuşup anlaşmaya çalışıyoruz, bunlara ayda bin lira veriliyormuş. Hepsi bu paraya razı çünkü açlıktan nefesleri kokuyor ve komisyoncuları var. Ceplerinde bir kuruş yok. Çoğu zaman biz onlara yolda simit falan alıp karınlarını doyuruyoruz. İnsanlık dışı bir olay…”
★★★
Birkaçı hariç ülkemizin bütün il ve ilçeleri bu zavallı tiplerle doldu. İçlerinde ne ararsanız çıkıyor…
Hırsız, yankesici, gaspçı, tecavüzcü, fahişe, dilenci…
Türkiye’nin sosyal yapısı fena halde bozuldu.
Yabancıların kaç kişi olduğu bile bilinmiyor…
Milyonlarca!
Peki bu durumun sorumlusu kimdir?
Suriye olayına balıklama dalan, sığınmacılar için bugüne kadar en az 40 milyar dolar harcayan ve umduğunu asla bulamayan bugünkü iktidardır.
Dün gazetelerde okuduk, Binali Bey “İstanbul’da 700 bin Suriyeli var” diyor.
İstanbul’da 700 bin varsa, Türkiye genelindeki rakamı siz düşünün!
★★★
Türkiye’nin belli bölgeleri artık tam bir Suriyeli istilası altında.
O kadar ki, bazı il ve ilçelerimizde bunların sayısı neredeyse Türk nüfusu geçti!
Adana, Mersin, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep…
Hepsi olmasa bile çoğu kentlerin varoşlarında yaşıyor.
Bizim insanımız zaten adına işsizlik belası denilen hadise ile boğuşurken, başımıza bir de bunlar çıktı.
Ölmüş eşek fiyatına sigortasız, ayda en çok bin liraya çalıştırılan ve bu olanaktan (!) yararlanmak için bile bir sürü üçkağıtçı komisyoncunun kucağına düşen, sayıları tam olarak bilinmeyen milyonlarca sığınmacı…
Ve dikkat ediniz, istisnasız hepsi de İslam ülkelerinden kaçıp gelenler!..
★★★
Seçim kampanyası yaşıyoruz…İktidar ortakları her gün çeşitli yerlerde mitingler düzenleyip bir sürü vaatlerde bulunuyor.
Ama hiç değinemedikleri bir konu var.
İşsizlik!
Resmi rakamlara göre şu anda Türkiye’de işsiz sayısı:
3 milyon 537 bin kişi.
Bunların içinde üniversite mezunları var, kalifiye insanlar var, ne iş olursa yaparım abicim diyenler var.
Açılan 40 kişilik iş için 12 bin kişi başvuruyor, kayıt yaptırmak için saatlerce kuyrukta bekliyor.
★★★
Evet, işsizlik sorunu için hiçbiri ağzını açıp konuşamıyor…Ve işin ilginç yanı şu:
Bizim milletimizden bir kişi bile kahve toplantıları dahil, bunların karşısına çıkıp “Bu işsizliği nasıl yarattınız, acaba utanıyor musunuz, palavrayı bırakın da çözümünüz nedir” diyemiyor.
Hesap soramıyor.
Bir yanda milyonlarca Türk insanı işsiz geziyor, öbür yanda ülkemiz milyonlarca yabancı sığınmacının iş pazarı olmuş durumda. Sadece İstanbul’da 700 bin Suriyeli!..
Akıl alacak gibi değildir…
Ve bu yüz kızartıcı durumu yaratanlardan hesap sorulmuyor, sorulamıyor.
Onlar da, işlerine gelmediği için bu konuya hiç değinmiyor!
Çok merak ediyorum, bu işsizler ordusunun ve onların yakınlarının oyları Pazar günü acaba nereye, hangi partilere akacak!

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/emin-colasan/issizlik-belasi-4142683/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger