Şimdi telefon ettim

Al sana soyağacı sorgulaması…
El âlem, dijital olarak bilmem kaç nesil geriye gidip…
Bademler tarafından belki bilinçli…
Salama, dallamada olsa köklerini araştırabiliyorken…
Bizim aile, anne tarafı…
SADECE…
İki nesil geriye gidebilmekte!

Ki evveliyatı önemli ispatlayabilelim hak ve hukukumuzu(!)

Yok…
Kaybettiler bizleri, nasıl ki ben silinmişim sistemden…
Kimsenin günahına girmek istemem, muhtemelen bilerek…
Yok etme azmindeler bizleri!

Dijitalse dijital…
Elimde kapı gibi kâğıtlarım var…
Bir nesil eksik, sadece bir. Ankara’dan çözülebilir!

Aile içinden de olabilir diyor büyük dayım, varmış uzaktan uzağa gelen bir gelin…
“Anasının gözü” emlakçı, anlayacağınız tokadı yiyoruz ha bire bir yerden…
Birilerinden ama kimden?

Yok kardeşim adalet…
Mülkün temeli cümlesi gerçeğin ta kendisi.

Ayrılamıyorum ki Almanya’dan…
En fazla bir, iki hafta. O da yetmez, yetmiyor. Oma, insan mesuliyeti var üzerimde…
Kendimden, yapabileceğimden, altından kalkabileceğimden o kadar eminim ki…
Yüzüne söyledim zamanında Mehmet’in…
Seni o evle birlikte havaya uçururum diye…
Eğitimliyim…
Ben dediğimi yapan bir tipim, çoğu şeyde şakam yoktur benim.

Zamanında babam bağladı elimi kolumu, O varken bana söz düşmezdi…
Şimdi de anne tarafı diye, ikinci kuşaktan, doğrudan dayılarım varken…
Önder sadece izleyici, bir tarafımdan çatlayacağım…
Biliyorum çünkü tam benlik, altından girip üstünden çıkabileceğim bir mesele…
Bilmem kaç yüz yıllık toprak, gidecek elden göz göre göre.

Ata yadigârı…
Ana tarafımdan da olsa, yarıdan yarıya…
Dededen, dededen dedeye gelmiş ev…
Ki…
Evden geçtim, zaten tadilattan geçti, yani yenilendi, benim için bir değeri kalmadı…
AMA TOPRAK…
AMA KADIN AMA EVLAT…
Benim kutsalım!

Dur bakalım…
Öyle veya böyle çıkacak bir yerden kokusu, Kuledibi gibi…
Pür dikkat izlemekteyim.

Yok ki savcı, yok ki polis yok ki mahkeme…
Sunayım delileri, hakkımı arayayım, hakkımızı!

İftira atmışım, özür diler, düzeltirim

Çok kötü niyetliyim, iyi bir şey düşünemez oldum…
Her şeye bakış açım olumsuz, her şey karamsar…
Hani mavi / pembe kart üzerinden para kazanmak niyetindeler dedim ya…
Hani hadi vatandaş pamuk eller cebe…
Bademlere iftira attığım için özür diler düzeltme yaparım!

Yeni geldim, mavi kartı yeniledim…
3 Euro işlem bedeli!

Ancak…
Çoğu konuda yanılmadım, iftira atmadım…
Mesela bilişim konularında, teknolojide…
### YINE ÇOK ÖNEMLI BILGILER EDINDIM ###

Kardeşin derdine deva olamadım, olsun yolu öğrendik ya kısmetse haftaya…
Önce basitinden başlayalım, kısa sürecek olandan…
Bu konudaki düşüncelerimi biliyorsunuz, ANAMISZDAN e-DEVLET ILE ÇIKMADIK(!)
Hatırlı okuyucularım bilirler…
> Önder işi < dendiğinde ne denilmek istendiğini ve bu lakabı bana kimlerin taktığını.

Ben Önder Gürbüz diyorum ki…
Tayyip vari, Tayyip işi diye bir şey de var…
Bakınız, kıyaslayınız bir zamanların Türkiye Cumhuriyeti’ni VE…
Bugünün Tayyipistanını!

Dolandırıcılık ruhumuza işledi…
Devlet eliyle ruhumuza nakış edildi, ne demek istediğimi örneklemek isterim sizlere…
Eskiden çalışıyorken, haliyle servisteydim, yani bir işyerinden diğerine müşterinin ayağına da giderdim. Kötü bir alışkanlıktır bende kalem kaybetme…
Kaybederim, orada burada unuturum…
Çantamda gezdirdiğim kalemler bitince müşterilerden isterdim…
VE…
Genelde geriye vermeyi unutturdum!

Ne yapmış oluyordum???
Hırsızlık!!!

Aman canım bir kaleminde hırsızlığı olur mu deme…
DEME…
Kraldan kralcı olduğun taktirde, ahlaki açıdan bu hırsızlıktır…
NOKTA

Keza, ki neredeyse hiç olmazdı, geç kalırsam falan, randevuya yetişemesem masum yalanlar, trafik mesela(!)
Şirket eliyle, mecbur bırakıldığımız için…
Bozuk olan parçanın altında bir değerde yenileme…
Dolandırıcılık mi?
Dolandırıcılık!

Başkasının üstünden randevu almak zorunda bırakılmakta bir nevi dolandırıcılıktır…
Dolandırıcılığa teşviktir…
NOKTA!!!

e-Devlet şifresi, silah ruhsatı, polis temiz kâğıdı için gerekli…
Salt bunun için değil başka işlemler içinde artık zorunluluk…
Ki eminim güvenliği yeterince alınmamıştır!

Sadece PTT’den değil, konsolosluklardan da alınabiliyor bir…
IKINCISI VE ÖNEMLISI…
Mavi ve pembe kart Türkiye’den, nüfus idarelerinden de alınabiliyormuş…
Bilgilerinize!

NOT:
O kadar doluyum ki…
Kin ve nefret, cehalet karşısında, düşürüldüğümüz durumlara…
O kadar kinleniyorum ki…
Biraz dinleneyim, ROBOTIC’den başlayarak ağır silah sanayisine…
BADEMLERE…
Bu sefer içten gelen bir tavsiyeye kadar her şey olacak bu makalede!

Psikolojik tedavi gördüğümü bilmiyordum

😊

Başımdakiler…
Ruhu sapığım başta olmak üzere, tatlı su manyağım…
Çeşit çeşittir benim manyaklarım, biri kardeş, hani sözde evli olan…
Onun da pembe kart sorunu var…
Eve giderken telefon açtım, işteydi hala randevuyu söyleyip hazır olmasını istedim…
Tepemi attırdı bir sözüyle, hani hanim diyor ya benim için borazan sesli…
Ben diyorum adamı oturduğu yerden zıplatırım…
Farkında değilim, bir güzel haşlamışım, haşlamış tuzlamışım…
Yanında insanlar varmış, düşünün telefonla konuşuyoruz…

😊

Duymuşlar beni…
Demiş:
“Kusura bakmayın ağabeyim psikolojik tedavi görüyor”
Ne yapsın kızcağız?
Utandırdım onu, çok üzüldüm, mahcup oldum…
Anlaşılan…
Üzüm üzüme baka baka karardı…
Veya…
Tersi de olabilir!?

YARINA TÜM GÜN YOKUM!

BENNN, insana bakarım, günahsız kadına, çocuğa, ihtiyara ve bazen erkeğe bile. Dinine, milletine değil

Aç haberleri ve izle…
Kürt olsa ne olur, Arap olsa kaç yazar, Türk…
Canım, kanım olsa değişen ne olabilir?

O bebeler, yaralanan, ölen…
O kadınlar…
Gençler…
Suriyeli olsa ne olur, Lübnanlı olsa, Israil’i olsa kaç yazar?

İnsanız be, insan…
Vicdan…
Vicdanin hiç sızlamaz mı senin?
Neden ULAN neden…
Nedenini biliyor, göz önünde bulunduruyor musun?

Yerli ve milli hainlere duyurulur

Mehmetçik, gerçek şehit ölse kaç yazar?
Senin yerliliğinde, milliyetçiliğinde bu kadar!

Hollanda parlamentosu…
1915 olaylarını soykırım olarak tanıdı…
Bir, bir, bir tanıyorlar…
Siktir lan, skandal desen kaç yazar?

Her şey…
Başına seçtiklerine bakar!!!

İnsanların birde anasını ağlatmasalar

Ben boşuna isyan etmiyorum, etmiyorum, yeminle etmiyorum…
Hanımın üzerinden aldım randevuyu…
Şipşak…
Böyle olmalı AMA böyle değil işte, kaldı ki…
Allah vere görevli memur iddiasında haklı çıksa, yapsalar hanımın randevusuyla benim işlerimi!???

Köfte meselesi ### AL SANA bu da bir o kadar önemli bilgi ###

“Dostluğumuz” ta rahmetli zamanına dayanır, üç aşağı beş yukarı aynı zamanda evlendik…
İki yeni evli çift, çok güzel bir arkadaşlık dönemimiz oldu. Ta ki kaza olana kadar…
Sonrasında annem anlatıyor ben komada, hastanedeyken falan çok yardımcı olmuşlar velilerime.

Makarnam kadar…
Izgara köftemde çok güzel olur, yok kendimi metih etmiyorum…
Bana söyleneni tekrarlıyorum. İkimizde ayni guruptaydık, cuma öğleden sonra giderdik balığa, pazar akşama kadar. Balıktan başka her şey…
Ye iç keyfine bak, güzeldi yani çok güzel. Ta ki köftem söz konusu olana kadar…
Bir iftira…
Allah inandırsın, iftira içeriği ile ilgisi – alakası yoktu!!!

Selami sabahı kesmedim, merhaba, merhaba(!)

Ne kadar inatçıysam, tepemin tası çabuk fırlar, sigortalar var…
İşlevsiz yani çabuk atar…
Bir o kadar da kinciyimdir kanımdan kan, canımdan can, kalbimde bir köşe sahibi değilse…
Unutmam da yoktur, af etmemde!

Eşi berber, valide hep gider…
Yeni geldi berberden…
Alman vatandaşlığına geçmek istemiş, kendisi ve çocukları…
Kocası istemeyince ya hep ya hiç demişler!!!

Anlatmışımdır…
Ben zamanında geçtiğimde, hanımı Türk bıraktım, istedi…
İzin vermedim, ikna ettim…
Vardı nedenlerim…
Kime güveneceksin kardeşim…
Kendinden başka kime?