Özellikle erkeklere mahsus bir meseledir, vida, vidalar…
Teknisyen tarafım hep şaşar, ya niye gene “fazladan” elemde kadılar?
Mühendis tarafım kızar, bilir gereklidir o vidalar(!)
Sürekli bir kavgadır, bir çekişme önder ile önder arasında…
Böyle geçer günlerim, kendimle barışık değilim…
Af edemiyorum kendimi ama bu başka bir mesele…
Yok, yok gerçekten tüm vidalarım yerinde…
Hani kafamdakilerden bahis ediyorum, salt gevşektir, sıkılması mümkün değil…
Bu yüzden tepemin tası çabuk atar.
Ya elbette boşuna değil bana takılan lakaplar…
Bu sabah mesela anacığıma sordum kardeşi, teee Facebook zamanından beri küsüm…
Kedileri çıkarmadılar, çıkaramıyorlar ama en azından tavşanlar ahırda, gidip geliyorum ama…
Sadece çocuklara…
Psikoloji, yaşam koçu. Gelsin bana versin elime somut veriler, reklamını yapayım…
Sağır Sultan duysun, gelsin akçeler…
Annem dedi “Korkuyor, çekiniyor senden! Hemen her şeye bağırıyorsun”
Boş ver dedim, ben bağırır bağırır, kızarım sonrasında susarım…
Kızmalarım, tepemin atması meşhurdur, dedim ya gevşektir vidalar…
Ne yapayım, sorarım size ne yapayım?
Her şey üzerimde, sadece kadınları düşündükçe, eloğlu bir – iki taneyle başa çıkamıyor…
Ben beşi bir yerde oynuyorum, eksik oldu birde Oma oldu mu sana altı!
Yanlışlarım var, çok büyük yanlışlar…
Özelikle evlatta yaptıklarım beni perişan eder…
Çocuk yaştaydım, on, on iki. Ortak mahfuz kaderimizdir yurtdışında yaşan ve ikinci nesil diye tabir edilenlerin ortak kaderi. Ana ve baba dil bilmez her şey bizdeydi, oraya koştur buraya koştur, tercüman ol nerdeyse her şeye. Tabi daraltıyor özellikle altından kalkılmayacak meseleler. Çabucak büyümek zorundaydık, yaşamadan çocukluğu. Dedim evlat yaşamasın bu sıkıntıları, aldım TÜM sorumluluğu üzerime, bırakmadım HIÇ KIMSEYE yapılacak bir iş, üstlenecek sorumluluk.
Ne büyük bir yanlış ne kadar büyük…
Hal böyle olunca tabii bir tepkidir vidaların gevşemesi…
İstemeden kırdıklarımdan, bazen bilerek ve isteyerek üzdüklerimden, yürekten…
Canı gönülden özür dilerim.
Askerlikti ilk üstüne yüklediğim sorumluluk, eline yüzüne bulaştırdı, yine ben çözmek zorunda kaldım.
Maddi manevi, ekmek elden su gölden…
Dedim çek, ileride baba olacaksın, ailenin sorumluluğu üzerinde olacak, çektirdim, kendim acı çekerek. Ve buna benzer neler neler. En son Israil davası, annem bu sabah bana sordu…
“Önder, sen hiç böyle şeyler yapmazdın. Ne oldu sana?”
Ne olacak anacığım, yaptığım hataların geçte olsa telafisi, en azından denemsisi…
Pahalıya patladı, olsun! Yeter ki evlat bir şeyler öğrensin, ucunda ölüm olmasın. Korktuğum…
Yok şahsen değil sevdiklerimi kaybetmekten korkarım, kâbusum. Ve sevdiceğim sen bile beni tedavi edemezsin, travma öyle derinlerde ki, tedavisi bu saatten sonra mümkün değil.
İstediğim ve verebileceğim, özellikle verebileceğim…
Sonsuz güven, güvenirler bana, biliyorum sende güveniyorsun. Böyle uzaktan uzağa biraz garip oluyor ama biliyorum, his ediyorum geleceksin dedenin ninesi olacaksın ve Allah nasip – kısmet ederse…
Yaşatacağım yeryüzünde cenneti sana, sana ve tüm kalbimde olanlara. Hangi birinizi birbirinizden ayırayım? Üç çiçek, üçü birbirinden değerli hepsinin gönlümde, O çok özel odada yeri var…
Biri ilk, orta ve SON, kalbimin kraliçesi, kalbime taht kuran…
İnan…
Yeminle hiçbir kadına vermemişimdir bu sıfattı, söylememişimdir sadece sana….
Bunlar…
Herkesin okuyabileceği ama illa yüreğinde his edemeyeceği şeyler…
Bir an için düşün, saçlarını okşarken, kokunu, o özlediğim kokunu içime çekerken kulağına fısıldayacaklarımı, sevdim seni karım, sevdim seni kadınım gibi. En iyi sen biliyorsun nasıl, en iyi sen…
Sadece sen, hep kalacak olan sen. Yanlışların telafisi mümkündür, en azından iyi kötü. Kırılan kalp onarılmaz ama sevgi ve şefkatle ile sarılıp sarmalanabilir. Karşılıklı hatalar, karşılıklı yanlış anlamalar.
yârin açacağım kütüphanenin kültür ve din bölümlerini. Senin girişin ise çok özel olacak, senin gibi özel. Gitmem lazım, kaçta dönerim haberim yok. Gidip bir bakayım ne diyor bu insanlar. Anlatılacak gibi bir şey olursa anlatırım. Öpüyorum yüreğini, öpüyorum o özlediğim kirazları.
Sevdim seni kadın…
Sevdim seni aşk ile…
Benzemez kadına, vatana aşk…
Ne ana, baba, kardeş sevgisine…
İnsan sadece ve sadece aşk ile sevebilir Allah’ı, vatanı ve kadını.