Sizlerde hoş gelmişsiniz, University of Massachusetts…
Evet…
Dünya deliriyor, dünya ile birlikte Önder…
Ne çok isterdim bir olmanızı, birlik…
Tüm üniversiteli gençlerin…
Tüm dünyada, siz ki…
Bilgili ve bilinçli gençlersiniz. Sizlerden gençler, küçükler Avustralya’da öğrenciler…
Belki lise çağlarında en büyücüğü AMA…
Yürekleri kocaman, sesleniyorlar dünyaya…
Çevremi kirletme…
Geleceğimi!
Hiç fark etmiyor be çocuklar, hiç fark etmiyor…
Almanlar der ki koskoca dünya bir köy…
Hem vallahi hem billahi…
Aynen öyle, hele çağımızda!
Fark etmiyor dünyanın hangi köşesinde olduğun ne iş tutuğun…
Bilgi fark ediyor, bilinç hele farkındalık…
Gelişmelerin, olayların farkında olmak…
Bak 1600’e…
Rezil etti koca ülkeyi, görgüsüzün teki…
O öyle ya “bizim ki?”
Eşek çocuklar her daim eşek…
İnsan…
Öküz doğduysa öküz ölecek!
Sevgilerle gençler…
Saygıyla…
Her şey sizlerin elinde, yürekte, bilgide, bilinçte sizde…
Güçte!
Elli atıştan otuz sekizi hedefte…
O…
On iki atış, silah benim değil kulübün…
Gez, göz, el yani benim silahı tutuşuma göre ayarlı değil, bana özel…
Genel…
Yani ben kendimi silaha göre ayarlamak zorundayım…
Esas olan tersi!
Evet, hep yaparım bu kıyası…
Silah…
Kadın gibi her erkeğin, her egemenin her yiğidin kendine göre bir yoğurt yiyişi olduğu gibi…
Ben mesela basarım yoğurda sarımsağı…
Ezelden beri!
Ben, o on iki atışı yapıp kendimi silaha ayarlayana kadar yoruldum tabii…
Yine geçti Tayyip Büyük Millet Meclisinden torba yasası…
Ver Şabana gitmez yabana, koy torbaya samanı…
Beygir demem lazım ama kısrak yiyecek nasıla y…!
Dünkü o ses…
Göğsüm yanıyor cayır cayır, öksürmeye hiç gelmiyor…
Hanım diyor git hastaneye, hastane deme bana…
Hastane, doktor demeyin bana…
Camdan, o kadar kırılgan…
Yetti canıma!
Hazırlıktır benimkisi…
Eksersiz gerekli…
O gün gelir millet dökülürse sokaklara, yazmıştım bak Fransa’nın ardından Belçika…
Elime aldım mı silahı…
Gösteriş olsun diye, iş olsun diye almam…
Hesap sormak için, öldürmek için alırım!
Öldürmek…
Veya ölmek…
Sevdiklerin, vatanın, milletin için ölmeyeceksen…
Ne ve kimin için öleceksin?
Geçen hafta pazar günü…
Her zamanki gibi kardeş çağırdı kahvaltıya…
İyi ya zar zor gittik oturduk sofraya…
Kardeş yok ortalıkta, sordum denildi hazırlanıyor gidecek…
Allah, Allah!?
O bir Brötchen’i ben mi yedim yoksa o mu beni bilmiyorum…
Aklımdan nelerin geçtiğini bir bilseniz…
Karşılıklı oturuyoruz onunla, çocuklar, hanım yanda…
Kendimi zor tutum sarılmamak için gırtlağına.
Öyle bir insan değil, biliyorum…
Benimde vur elim yoktur. Birikir, birikir, birikir…
Ve patladım mi çok kötü olur…
Kendimi zor attım sokağa…
Giderken çağırdım hanımı, sesiz bir şekilde dedim git bak şuna…
Evlilik hayatı bu, her şey olur, her şey mümkün…
Haber ver bana!
Duramıyorum durduğum yerde…
Neyse geldi, yok bir şey…
Tabii ben inanmadım hanıma, yoksa neden bir inip de en azından bir günaydın demesin?
Hem çağırıyor hem kendi yok ortalıkta…
Pazartesi…
Biliyorum evde, Jack’i bahane ettim, gezdirmeyi…
Gittim eve…
Dedim ya vur elim yoktur ne kadın ne çocuk…
Ama çok bağırırım, sözlerim ağıdır…
Zaten bu yetiyor onlara…
Gerçekten yok bir şey, of be rahatladım…
Kızım sen anadan doğma salak mısın ya?
Anlattım aklımdan geçenleri, bak ya…
Bir hoşuna gitti…
Hep diyorum dört tarafım manyak dolu!
Sakın böyle bir şeyi bir daha yapma!!!!!!!!!!!!!!
İn aşağıya, bir göreyim seni ne b.k yiyeceksen ye…
Neyse.
Evet…
Egemen, elinde gücü bulunduran…
Çocuğunda aldım günahını, ha aile yönetmişsin ha başka bir şey…
Bu benim bakış açım…
İnsan ekseninde, insan tarafından insana…
Her şeyin bir yeri ve zamanı vardır, insanız…
Anlıktır kimi halimiz, tavrımız, hareketlerimiz…
Her şey > bir anda olup, biti verir <
Toparlayacak olursak…
Bak arkadaşım, kardeşim…
Ne olup bittiğini bilmiyoruz…
Yanılabileceğimiz gibi tahminlerimizde haklıda çıkabiliriz…
Yapıyorlar bir şeyler…
Ne yaptıkları belli değil…
>>> her şey gizli kapaklı <<<
Bakma açıklanan rakamlara ona buna…
Dövize bakman yeterli, yönetmiyor, yönetemiyorlar…
Yönetiliyoruz…
YOKKK, yok kardeşim yok…
Türkiyeli dahi yönetmiyor Türkiye Cumhuriyeti’ni…
Aslında çok geç bile kaldık, bak sözde muhalefete…
Hepsi kendi derdinde…
Yok orası senin, burası benim…
Kim yönlendirip yönetiyor bu memleketi???
Kim?
Kontrolsüz güç, denetimsiz…
Güç değildir, kaba kuvvete, şiddete dönüşebilir…
Ki…
Dönüştü, her türlü müdahaleye o kadar açığız ki!
Çıkacağım şimdi, ancak demin haberlere, dövize bakma fırsatım doğdu…
Yandaş, yoldaş ve bir tarafın bir şeyleri…
Sözde analizci…
Doların 5,10’a düşme beklentisi…
Gerçekleşmedi, tam aksine dolar 5,23’ye çıktı!
Bu ne demek simdi?
Muhtemelen görüşmeler iptal edildi ama heyetler…
Ve getirilip götürülen LAFLAR…
Tabii Rus – Ukrayna etkisinin de rolü vardır…
Mevcut baskı…
Sürdürülecek, güven olur mu böylesine yüzsüz, şerefsize?
Millet faiz diye ağaçlara çıkacak, Müslümanız ya…
Faizde “helal”
Tayyip Lirasına verilen paracıklar, borsa 95 binlerde!
Hakan Çelik denilen şerefsiz, konuşuyor yandaş Demirören’de!
Veröffentlicht am
Uykusu geldi fuzuli isler müdürünün, dün gittim…
Bugün yine gideceğim, soğuk çeliğin teması…
Barutun kokusu…
Belki iyi gelir!?
Başım kalkmıyor yastıktan, yastık diyor
… git, dön yapman gerekenlerin başına…
Sırt ağrısı, bacaklar…
Popom, yeminle ne oturabiliyorum ne yatabiliyorum…
Hanıma sırtımı çiğnettim, hep çok korkar çiğnemekten, bir ses…
Sanki tüm kemiklerim kırıldı, bir sancı saplandı zannettim Önder bu sefer gerçekten yolcusun…
OLMADI!
Yine olmadı, bir daha sefere kısmetse…
Özel bir alet, sanki bir saatin çarkı, oldukça sert…
Yuvarlak, yatıyorsun üstüne seni masaj yapıyor, kürek kemiklerimin hizası, önce kafa çalışmadı…
Jeton…
Jeton düşmedi, çok iyi geliyor ama kullanamıyorum, kürek kemik hizasına geldi mi ameliyat yerim…
Her halde iç organları da eziyor, Allah’ım ne acı…
Masaja git diyor, evet bana özel masaj yapıyorlar dayanamıyorum…
Dayanma gücüm kalmadı, yârim metre civarı ameliyat yeri, kalem gibi bir şey…
Onunla…
Sanki diri diri derini yüzüyorlar, çıldıracak gibi oluyor insan…
Söyle…
DKD bile, ben böyle yasamaya mahkumum ama sevdiklerim değil mahkûm buna…
Kadını bir görecektiniz nasıl korktu, İsviçre…
Evet, İsviçre’yi ciddi ciddi düşünmeye başladım. Yok başka çaresi!
Anadolu…
Ana ve dolu kelimelerinin birleşimi, Anadolu…
Bir ana gibi dopdolu…
Bu topraklardan kimler geldi kimler geçti, her biri bir medeniyetin eseri…
Müslüman, Hristiyan’ın, Hristiyan Müslüman’ın, Yahudi’nin, Musevi hem Hristiyan’ın hem Müslüman’ın dini bayramlarını kutlar yan yana geçinip giderlermiş, eskiler böyle anlatır…
Bilmezmiş millet, ilgilenmezmiş sen Alevisin, sen Yezidi, sen Sünni…
İlgilendirmezmiş ya ilgilendirmezmiş…
Geldi onun bunun çocukları milleti böldü bölüştürdü, YETMEDI kendi ülkelerinde huzur bozdukları…
El alemin memleketine de yetişti!
Çocuktum…
Noel zamanları, Wilhelm Straße…
Wiesbaden’de…
İstanbul’un Şişlisi, Nişantaşı, Beyoğlu…
Kulübeler kurulurdu, boy boy hayvan maketleri, Hani çizgi filim kahramanları var ya…
Her biri…
Allah’ım ne dekor, bırak çoluğu çocuğu yetişkinler bile mest olurdu…
Her yerden yükselirdi mis gibi kokular, karışırdı birbirine tatlısı, tuzlusu…
Hele şarabı…
Glühwein dedikleri buz gibi, çivi gibi havada içini ılık ılık ısıtırdı…
Tatlı bir sarhoşluk sarar insanı, sanki…
Evet sanki yeni bir aşka yelken açmış gibi…
Yeni geldim…
Weinachstmarkt derler buna, dört tarafı beton bariyerler ile dolu…
Bayram bu bayram…
Arifesi…
İnsanlar sevinçli, mutlu…
Çocuklar ya çocuklar panayır yeri, ne istersiniz ADILER…
Sözde Müslüman, özde hayvanlar ne istersiniz, zehir edersiniz milletin bayramını…
Gerçi…
Sen kendi bayramlarında bile Camii havaya uçuran, sen…
İnsan mısın ki?
Veröffentlicht am
Ne ağustos, eylül ekim dinlerim, giderim, giderim, giderim
Varamam…
Varmak istediğim yere, 2 metreye bir metre…
Kırmızı biberim, sarı pipim…
Varamam, varmak istediğim yere, iki metreye bir metre!
Benim yolum yol değil…
Çünkü ne gönül kazanıyorum ne dost…
Ancak…
Benim öyle bir niyetimde yok, ileri demokrat ileri zekâlılar ile fanatik arasındaki fark…
Soğan zarı kadar…
Sonra…
Kendini ki bu münferit bir kani değil, bu kesin…
Kendini, kendi gibi sadece bir insan olanın gerisinin bir şeyleri olarak gören ile…
Bir haysiyetsiz ile kardeşim ne konuşabilirsin ne bir şey öğretebilir ne bir şeyler öğrenebilirsin…
Yani…
Onun gönlünü kazansan, dostluğunu…
Ne olur kazanmasan ne çıkar?
Bu yüzden…
Tutturduğum yol kardeşim yol olmasa bile başka bir çıkarı yok…
Ya hero ya mero…
Ölümden öte köy yok!
Merak etme…
Susmam, susmayacağım AMA birkaç gün kendime ayırırsam başladığım ama bitirilemediklerimle ilgilenme fırsatım doğar!
Farkındayım, müsaade et bunu da yazayım susacağım bir süreliğine…
Bugün yine “çok güzel başladım güne!”
Ara vermem gerek hem kendimi toparlamam açısından hem kendimi unutturmam gerek!
Bu sabah haberi duyduğumda, Allah belamı versin yalanım varsa…
İlk aklımdan geçen…
Tüm bunların güvenliğini kim sağlayacak?
Mevcut kadrolar mı?
Bu bilgi düzeyi ve teknolojik donanımla mı, hadi canım sende, güldürme beni güldürme!
Yazmışımdır, anlatmışımdır gir bak arşivlerime…
Kâğıt kardeşim kâğıt sabır taşıdır, elektronik, dijitalleşme, iyi güzel de…
Tayyipistanda…
Kâğıt üzerinden yapılan dolandırıcılıklar ile dünyada ilk sırada, kaldı ki…
Adiler gerek görmüyormuş artık bu tür bilgilere, ulan pafta, ada vesaire…
Konum belirleme malın mülkün yeri…
Değeri…
Ne zamandan beri önemsiz oldu?
Kare kodu diyorlar QR’e, tabii GPS…
>>> Yabancılara mülk alımında kolaylık, malın gerçek değeri, vergi kaçakçılığı <<<
Yaaa…
Git işine, çete başı, baş hırsız ve çetesi, kırk haramiler devletin başında olduğu sürece, usulsüzlük, adam kayırma > günlük ekmeğimiz < olduktan sonra…
Sen, devlet dijitalleşe ne olur dijitalleşmese ne olur?
Dedim ya anlatmışımdır, nasip değilmiş yeminle…
EMINIM, yüzde yüz başaracak ve diploma sahibi olacaktım, gerçi bundan onlarca sene evvelsi…
Önder…
Dünyada yedi yüzler arasında olacaktı. 4,5 – 5 veya 6 milyar insan arasında 700 kişiden biri…
Emir vaki en tepeden geldi…
Bizzat yönetim kurulu başkanından geldi talimat, yollayın bu herifi bu okula, kursa…
DÜNYA PARA…
Tabii bedavadan almıyorsun aldığını, imtihan karşılığı…
Başarırdım kardeşim başarırdım, EMIN başaracağımdan, ben ömrümde çalışmadım hep hobimin peşinden koştum. Özel ilgim…
“Uzmanlık alanım”
Bilişim güvenliği!
Tabuları dijitalleştireceklermiş…
Yapıyorlar bir şey…
Yol misali, bak Bodrumu sel bastı, yapıyorlar…
Ama ne yaptıklarının farkında değiller, altyapı eksikliği!
G20…
Trump > efendi <
Dün yazdım, bilgi eksikliği, DarkNet’in derinlikleri…
Ki…
Hala yazamam kimi bilgileri, açıklamıştım gerekçelerini…
Tüm görüşmeleri iptal etti, bizim Kahpedoğan zaten önemsizin biri…
Putin de öyle mi?
Aslında aklımda bir proje var, biraz kafam dağılır…
Vücut dili okumasını öğrenmek ister misiniz?
Bilinçaltı…
Kişi…
Denetleyemez kendini, yalan dolan böylelikle bir yerde bitti?
Öğrenmek ister misiniz, en azından temel bilgileri aktarayım mı?
😊
Dur bakalım belki!
Dünya ekonomisi…
Bir öngörüde bulunmak Trump geldiğinden beri…
Neredeyse imkânsız hale geldi…
Kolay değil kardeşim, deneyim ister, eğitim…
Bir iki görüntüyü kare kare ayırmalı, anlatmalı, ses kayıt analizi dahil öğretmeli, eğitmeli sizleri…
Çünkü…
Kişi ses tonuyla da ele verir kendini…
Nasip, kısmet bakalım…
Öyle bir projeyi başlatmak niyetindeyim. UNUTMADIM popülizmi…
Sözüm sözdür benim, unutmam, eninde sonunda yaparım dediğimi…
Gazeteciler içindi aslında bu çalışma, tabii >>> gerçek gazeteciler için <<< ama sizlerde bilseniz, öğrenseniz ziyanı olmaz kanısındayım. Gelelim, dönelim G20’ye…
Evet…
Psikoloji, sen ne olursan ol, kim olursan ol en nihayetinde sadece bir insansın…
Sadece insan…
Deniliyor ki en mantıklısı bence, dün Trump’in avukatı…
Advocatus Diaboli…
Latince, Türkçesi şeytanın avukatı yalan söylediğini açıkladı…
Tabii durum böyle olunca salt Putin ile görüşmesini iptal etse, itiraf niteliğinde…
O halde…
INSAN ne yapar?
Tüm görüşmeleri iptal eder!
Bu yüzden diyorum son zamanlarda kurşuna dikkat et, gereksiz harcamalardan kaçın…
Kuralsızlık…
Kural olunca insan dikkat etmeli.
Hadi ben kaçtım, sağlıcakla kalın…
Bir ara…
Görüşmek üzere!
Ardındakilerini…
Hayal bile etmek istemiyorum bir adinin diğer adi karşısındaki tavrını…
Bir taraflarını yalamasını…
Nasıl ki gösterdi gücünü, dize getirdi…
Doları onayı ve teşviki ile tepesine çıkarıp, balyozu gibi indirdi…
Yoldan çıkanı, yola, hizaya girmeyi teşvik etti…
Allah biliyor bizim adi ne tavizler verdi…
Ki…
Dolar bu seviyelere indi, göreceğiz dünya liderini…
Elbette tarih gösterecek, yazacak nasıl önünde domalıp…
… verdiğini!