Uykusu geldi fuzuli isler müdürünün, dün gittim…
Bugün yine gideceğim, soğuk çeliğin teması…
Barutun kokusu…
Belki iyi gelir!?

Başım kalkmıyor yastıktan, yastık diyor
… git, dön yapman gerekenlerin başına…
Sırt ağrısı, bacaklar…
Popom, yeminle ne oturabiliyorum ne yatabiliyorum…
Hanıma sırtımı çiğnettim, hep çok korkar çiğnemekten, bir ses…
Sanki tüm kemiklerim kırıldı, bir sancı saplandı zannettim Önder bu sefer gerçekten yolcusun…
OLMADI!

Yine olmadı, bir daha sefere kısmetse…
Özel bir alet, sanki bir saatin çarkı, oldukça sert…
Yuvarlak, yatıyorsun üstüne seni masaj yapıyor, kürek kemiklerimin hizası, önce kafa çalışmadı…
Jeton…
Jeton düşmedi, çok iyi geliyor ama kullanamıyorum, kürek kemik hizasına geldi mi ameliyat yerim…
Her halde iç organları da eziyor, Allah’ım ne acı…
Masaja git diyor, evet bana özel masaj yapıyorlar dayanamıyorum…
Dayanma gücüm kalmadı, yârim metre civarı ameliyat yeri, kalem gibi bir şey…
Onunla…
Sanki diri diri derini yüzüyorlar, çıldıracak gibi oluyor insan…
Söyle…
DKD bile, ben böyle yasamaya mahkumum ama sevdiklerim değil mahkûm buna…
Kadını bir görecektiniz nasıl korktu, İsviçre…
Evet, İsviçre’yi ciddi ciddi düşünmeye başladım. Yok başka çaresi!