Bilgilerinize

Avukatla konuştum…
2006, 2008 model arası arabalar, yani on – on iki senelik KIII…
Dizelde sene değil motor kilometresi önemli…
Altı haneli, TEKRAR 6 haneli reklamlar mümkündür bu gibi motorlarda…
Mümkün derken, nadiren rastlanan bir şey anlamında değil yani!

Modelmiş, konformuş bilmem. Dört teker, bir motor…
Frenler iyi olsun, gaza bastım mi gitsin yeter. Daha ne olsun?
Bir Opel’im vardı…
370000 Kilometrede çöpe attım!!!

Dedi ruhsatlar lazım, hukuk sigortama soracak masrafları üstlenir mi diye…
Üstlenirse…
Audi, Mercedes demem çıkarım hâkim karşısına!

Küçüğüz diye, güçsüzüz diye kimse enayi yerine koymasın Ahmet’i, Mehmet’i, Ayşe’yi, Fatma’yı…
Hak aramasını bilmeli!

Dada’nın sevgililer günü hediyesi

Bıyıklarım…
😊
Kızıla kaçar.

Gelmiş okuldan 14 Şubat günü…
Ananay sormuş bugün günlerden ne?
Dada…
“Sevgililer günü”
“Eee bana hediye almayacak mısın?”
Parmaklarıyla başlamış saymaya, çiçek almaya niyetlenmiş…
“Sen, engem, annem, Hilal”
Başlamış düşünmeye, “Öf çok pahalı olacak” demiş. Ben gideyim en iyisi size resim yapayım diye fırlamak istemiş dükkândan, annem yakalamış ve sormuş:
“Oğlum, kumbaranda 300 € var ya …”
“Aaa o benim ehliyetim için lazım” demiş çıkmış dükkandan.
Daha 10 yaşında…
Ayni ben, gelecek derdinde.


+

😊

Engesinin (yengesinin) topuklu ayakkabılarına ayriyeten dikkatinizi çekerim…
Ağabeysini unutmuş, sonradan eklemiş.
Çocukları öyle bir yetiştirmeye çalıştım ki, benim evlat onları kuzen değil kardeş…
Onlarda onu ağabey bilsin.

Anlamıyorsunuz veya anlamak istemiyorsunuz

Almanya…
Tamam, en azından benim açımdan. Burada büyüdüm, burada yaşıyorum. Siyaseti ile ekonomisi ile sosyolojisiyle ilgilenmemi doğal karşılayabilişiniz(!)

İyi de…
Bana ne Amerika’dan, Fransa’dan, İngiltere’den ki teee…
Avustralya’ya, Çin’e kadar mesela…
Bana ne size ne?
Öyle değil mi, kim takar Yalova kaymakamını?
İtalyan seçimleri, Berlusconi’yi!?
Bize ne???

Şöyle anlatmış olayım…
Erkekliğin yüz karasıyım diyebilirim…
Elin ekmek tutamamasını bırak bir yana, futbol kardeşim futbol ile UZAKTAN, YAKINDAN ilgim – alakam yoktur. Ancak şu kadarını bilirim…
İlgili olanlar salt misak-i milli sınırlar içinde olup biteni takip etmezler…
Avrupa’ya da liglerine de bakarlar…
Niye?

Çünkü hepsi birbirine bağlı, ilişkili(!)

Sanayi devrimi…
Sürüm, dört nokta sıfırı yaşadığımız bir süreçte, salt ekonomik değil siyasi ve askeri küreselleşmiş bir dünyada biri olmadan öteki olmuyor(!)

Herkes, herkesi bir şekilde etkiliyor…
Alsana…
Bir ADI okyanus ötesinden açıklama yaptı, dünya borsaları sarsıldı…
“America first, make America great again”
İyi de…
Siz değil miydiniz bu düzeni dünyaya dayatan?
Neyse geçelim…
Bende çenemi tutmasını öğrenmeliyim, teyzemin deyimi ile…
Zaten yarım götün tekiyim!

Yok çaresi, 25 – 30 sene demeyeceğim ben bu avradı boşayacağım

Gerçi…
Bu yaştan sonra eteri gider beteri gelir!?
Ne olmuştu?

Bugün evlat gelecekmiş, işi varmış mış…
Şüphesiz…
Parası bitti, anasını ayrı beni ayrı gıdıklamaya gelecektir…
Belki arkadaşlarınla falan buluşacak, olabilir.

Anası girdi dün öğleden sonra mutfağa, tee akşam sekizden sonra çıktı…
Nereden biliyorum?
Akbabanın üç günü…
İlk 5 – 10 dakikasını kaçırdı…
Tuzlusu, tatlısı…
Çorbası, köftesi, dolması!

Getirdi bir ara bana bir tabak dolu köfte. Az biraz börek yanında…
Allah var yukarıda, öncesi sordu çorba ister misin diye…
Dolma yok bana…
Yok dedim. Beş – on tane köfte…
Öffff…
Acayip güzel düşmüş, gerçekten harikulade…
Şapır şupur yarabbi şükür diyerek daldım köftelere…
Öf ya öf, öf, öf…
Dedim kadın getir biraz daha…
Dedi “Tavayı yıkadım, köfteleri buzluğa attım”
Vayy…
Allahsız tospa!

Ya kadın birkaç tane daha…
Yok kadın Nuh diyor Peygamber demiyor!
Gerçi iyi ki getirmedi, mide fesadına uğrayacaktım, tıka basa doymuştum.

Bu sabah…
Torba torba taşıdık arabaya…
Analı kuzu kınalı kuzu, ağlarsa anam ağlar…
Gerisi yalan ağlar…
Has oğlan varken, eloğluna üvey evlat muamelesi düşer!!!

😊

Söz konusu güç, mesele petrol, su gibi yaşamsal öneme, stratejik öneme sahip hammaddeler olunca

Kendi sınırların içinde üç – beş bin insanın…
Hele başkasının ülkelerinde binlerin, on binlerin, yüzbinlerin…
Milyonca canın ne önemi olabilir?

Kendi ülkende bile…
Hatırla…
Ankara’da, İstanbul’da patlayan bombaları, yüzlerce ölen insanımızı…
Yine…
Barzani kurmuş yanı başında Kürdistan, pezevenkler…
Pezevengi kırmızı halıyla karşıladı. Sahi PKK, PYD, YPG…
Ne zamandan beri sınırlarımıza komşu?
Neden şimdi?
Kandil dururken neden Afrin?

Ne açıklamıştım geçenlerde, hani tesadüfen öğrendiğim bir gerçeği?