Bekliyorum 19:30’u

Gideceğim kulübe…
Hiç iyi değilim, aldım üçüncü uyuşturucuyu, canımda öyle aman aman istemiyor…
Yok çaresi alamıyorsun başka türlü silah ruhsatı…
Bir yol daha var avcılık…
Nasıl kıyacağım ceylana, tavşana?
İlkemdir…
Nefsi müdafaa değilse, sevdiklerim tehlikede, yemeyeceksem eğer aldığım canı…
Cana kıymam!

İlle ya yiyeceğim veya yedireceğim.
Bir istinsah daha var…
Bilen bilir!

Bilmiyordum Dayday…
Okçuluğa heves edermiş, en kısa zamanda yazdıracağım. Havalar biraz daha ısınsın…
Evlat…
Çok küçüktü, konuşmayı yeni yeni öğreniyordu götürüldüm balığa…
Balıkları tutukça “hopa baba hopa”
İğneden çıkarıp koyunca yere öldürmeden önce…
Balık can havliyle çırpınıyor ya…
Gıdıklardı balıkları, balık çırpındıkça gıdıklanıyor diye sevinir, kahkahalarla gülerdi…
Aptal herif, babasının oğlu heves etmedi ne balığa ne silaha…
Dada…
Bir – iki gideyim, üçüncüsünden sonra onu da alacağım yanıma…
Havalar ısınsın doğru balığa, gece yatmaya!

Bakalım O ağabeysinden hevesli çıkacak mı?

😊

İlaçlar, uyuşturucu… bana mısın demiyor yine

Stres herhalde…
Isısız bir ada gerekli…
Ne kadın ne çocuk ne telefon ne cep, teknolojik özürlü halde…
Sadece ben…
Oltalarım, silahlarım ve kitaplarım…
Aynen böyle, aynen…
Dedim oturup başladıklarımı bitireyim, yarına dertlerim…
Yok…
Bu seferde sağlığım, acılar takıldı bir tarafıma…
Huzur, rahat yok bana!

Bu dünyada bir yerde bir insan öldürülüyorsa, bundan yine başka bir yerde bir insan sorumlu, bir KESIT




Lobicilik kardeşim lobicilik, çok önemli…
Siyasi, ticari, askeri hayatin her alanında, her konuda lobi çalışmaları çok önemli. Söz vermişimdi…
Bir sonraki makalem bu konuda olacak…
BM gurubunda konsensüs gerekli, bir aykırı ses ve tüm çabalar haybeye gidecek!

Kural…
Before not behind olmalı…
Ülkemizin en büyük sorunlarından biri, kendisini ifade edememesi…
Bu AKP öncesinde de böyleydi, AKP ile ayyuka çıktı, demişimdir sevdiceğime, hep dedim kadın…
Kimse, hiç kimse kendini, niyetini, gerçekleri ilelebet gizleyemez elbet bir gün çıkar açığa…
Ve eyer kafayı çalıştırmasak uluslararası zeminde bu konu, kendimizi ifade edemememiz, yeterli ve gerekli yerlerde etkili lobi çalışması yapamamamız bu ülkenin > Aşil topuğu < kaldi, kalacak…
Hep…
Bizi buradan vuracaklar!!!




Bu bağlamda bir ek bilgi, tescillenmiş…
Dinciler, Hamas örgütü mesela Camilerden roket atıyor Israil’e…
Bunların neresi Müslüman, neresi insan, bu nasıl bir ahlaki anlayış?
Tersi olsa yine aynı soruyu sorar olurdum!

Yeri geldikçe Israil’i, siyasetini yerer, kınarım. Aynı şiddetle, aynı kararlılıkla.

Bir insan, bir komutan Camii’ye ateş emri verir mi, verebilir mi?
Ya bir robot, bir makine nasıl bir karar alırdı?
😊
Ve Robotik itiraz ediyor şiddetle, GPS var, nokta ateşi…
İyi de be güzel kardeşim, özeli biliyoruz zaten konum belirleme, hava şartları ki yine bilinen bir şey askeri çok farklı, garanti etsene bana yüzde bin beş yüz bu sistem her koşulda her zaman çalışır diye!

Yok kardeşim yok, kimi kararları insan almalı…
Düşmez kalkmaz bir Allah, yanılmaz…
Buna rağmen insan diyorum başka bir şey demiyorum!

DIKKAT, buraya dikkat…
FULL OTONOM VE FULL OTOMATIK SILAH SISTEMLERI VAR
Israil üretiyor böyle cihazları, sözde…
Ateş emrini sadece insanlar veriyor, sözde(!)

http://www.iai.co.il/2013/22031-en/homepage.aspx

Israil üretir de Amerikalıların, Rusların, Fransızların, İngilizlerin elinde böyle sistemlerin olmaması mümkün mü?

Anlatmıştım geçenlerde, dedim Almanlar kiralayacak IHA’ları…
IAI müşterileri arasında Alman devleti…
Hep diyorum, hep…
Türkiye ve Israil, Ortadoğu coğrafyasında iki çıban başı…
Teknolojik, kültürel her konuda ya her konuda bu iki devlet yakınlaşıp iş birliğini geliştirmeli.




izle


Şimdi gerçekten gidiyorum hadi bana çüşşş…
Pardon, tschüss

😊

Sir Isaac Newton

Aslında üç cilt olması lazım, benim bildiğim öyle…
Ancak bildiğimden emin olduğum hiçbir şey bilmediğimdir şairin dediği gibi…
Birini bulabildim, ORJINALIN dijitali…
Dijital kütüphanenizde bence yer alması gereken bir eser…
Diğerlerini bulursam buradan yayınlarım.

Isaac Newton – Philosophiae naturalis principia mathematica Vol.I

https://ia800605.us.archive.org/6/items/A297190/A297190.pdf

Bu haliyle dört cilt?!!!
https://ia802701.us.archive.org/2/items/bub_gb_TA-l3gysWaUC/bub_gb_TA-l3gysWaUC.pdf

https://ia801408.us.archive.org/28/items/philosophinatur02jacqgoog/philosophinatur02jacqgoog.pdf

https://ia801408.us.archive.org/17/items/philosophinatur03wriggoog/philosophinatur03wriggoog.pdf

https://ia801407.us.archive.org/19/items/philosophinatur07wriggoog/philosophinatur07wriggoog.pdf

Yokkkkkkkkkkk…
Gidemedim henüz, telefon geldi belediyeden…
Kaç zamandır onunla konuşuyorum…
İçimde yine o korku, telaş…
Allah razı olsun adam çok iyi niyetli AMA…
Güvenemiyorum ki!!!

Benim adıma olacak olan, en çokta korkum ondan!

Hanım diyor…
“Senin hayatında ille bir kadın olacak kendine bakman için. Kendine bir aynada bak. O seni görse beğenmeyecek!”

Yokkk, vallahi billahi değil…
Sefil Bilo…
Sefil Önder’i oynuyorum, bu bir gerçek…
Kardeşim…
Anlatıyorum size ki anlattıklarım sadece eisbergin zirvesi…
Bilmediğiniz, tahmin dahi edemeyeceğiniz nelerle uğraşıyorum, nerelere yetişmeye çalışıyorum…
Ne güç kaldı ne kuvvet…
Moral desen yerin yedi kat dibinde, sadece mecburiyet!!!

Bir soru

Gitmem gerekli, ne zaman dönerim?
Bilmiyorum, size bir bilmece…
Kâğıt dolma nedir?

😊

Dün akşam yattım yerlere!!!

Hani > oğluna < pişirdi taşırdı ya…
“Biz” dış kapının dış mandalıyız ya…
Hani bana dolma vermedi dedim, ölsem af etmeyeceğim…
Dayday ve Dada elimizde büyüdüler, sanki anneleri…
Dün…
Her şeyden onlara da ayırmış.

Dükkânı kapamadan beş dakika evvelsi geldi yanıma dedi…
“Çocuklara gidiyorum!”
İyi ya kadın ama çabuk gel biliyorsun çok kötüyüm…
Gitti, gerçekten de on dakika sonra dada geldi.

Ardından hanım…
Gösterdim küçük pezevengi dedim bu ne?
Dedi: 😊 “Bir tarafları şişecek, dolma var dedim canı çekti. Hilal gelmek istemedi”

İyi, hadi toparlanın doğru eve…
Bilinmesi gereken…
Ben dolma dedim mi, evin kadınları bilir sarmayı kast ederim…
Yaprağı…
Lahanayı…
Veya kıvırcığını (Wirsing), karasını artık mevsim neyi el veriyorsa…
Arada…
Evde sözü geçer, özellikle kadınlar arasında…
Yaprak, sarma, yaprak sarma…
Bizim oğlan dolma deyince sarma sanmış, evde biber dolması var…
Görünce…
Adı aklına gelmemiş hani >>> kâğıt dolma? <<< diye sormuş!
😊

Allah var yukarıda, herhal oğluna yapıyor diye*
O gün köftesi ve sonradan tespit ettiğim gibi dolması gerçekten çok güzel düşmüş…
Küçük herif bir yedi bir yedi. Afiyet, bal – şeker olsun küçük hafızıma.

*Yok kıskanmıyorum AMA tepem atmıyor degil
😊

Scientific sense1 and philosophiae naturalis principia mathematica2

Bilim…
Akıl, mantık, gözlem, tesadüfler…
Ve araştırma azmi…
Bilim…
“Her türlü” gerçeğin matematiksel formülleri ile anlatılma çabası…
Ve merak, gerçekleri, nedenleri keşif etmek(!)

Hiç düşünmedim, düşünemedim di, aklıma gelmediydi…
Pentagon…
Açıklama yaptı, Zeytin Dalı operasyonu…
IŞID ile mücadeleyi durma noktasına getirdi!

Düşünmeden edemiyorum, belki sadece bir hüsnü kuruntu…
TIR(lar) meselesi, hatırladınız mi?
G.tünü yırttı, yakalanınca TIR, içi silah dolu…
Bir açıklama çabası, Türkmenlere diye…
Dedi Türkmen >>> kardeşler <<< biz Tayyipistandan hiç silah görmedik ki!

IŞID’a gidiyordu, belli…
Onlar altın, Tayyip pezevengi petrol…
Acaba diyorum, özellikle Pentagon açıklamasından sonra…
Acaba…
Zeytin Dalı operasyonu(!)

Hadi canım sende…
Yapmaz “bizim ki”, yapmaz değil mi???

1. Bilimsel anlamda
2. Doğa felsefesinin matematiksel ilkeleri (Isaac Newton, yazdığı kitabın ismi)

Vicdansızlık yapma

Hala utanırım, utanırım, tükürürüm bazen yüzüme aynada…
Sade aklımdan geçirdim diye…
Valide…
İhtiyar, ben çeyrek, evlat hanımı sakat bıraktı…
Kiloluydu rahmetli, koca göbekli…
Son çare demiştim yatırmamız lazım, Allah acıdı…
En azından bana bu utancı yaşatmadı!

Allahsızlar…
Vicdansız köpekler…
Babama karşı son görevimi yerine getirtmediler(!)

Askerlikte, askerlik…
Ulan ayakta duracak hal yok…
Bugün git yarına gel…
Almanya nere Türkiye nere?

Ne paralısı ya?
Bir gün yapacak halde değilim, bir gün. Saniyem saniyeme uymuyor!!!

Gerçekten çaresizdim, gerçekten…
İki erkek, iyi kötü bir babamızı, dedemizi bakamayacak mıydık?
Hanımı zaten sokmazdı yanına, yıkama…
Annem, olmayacak duaya âmin demek gibi bir şey. Gerçekten çaresizdim.

Allah gani gani rahmet eylesin koca göbekli…
İstanbullu Kadir, Allah taksiratını af etsin, mekânın cennet olsun.

Oma’nin yanından geldim…
Acınacak halde. Görseniz…
İçiniz parçalanır. Öyle üzülüyorum, bugün yine kafası tamamen gitmiş halde…
Annesinden, babasından söz ediyor…
Bir başına, tek başına. Bundan bir sene kadar önce götürdüm, göstermek için ihtiyarlar yurdunu…
Kendimi öldürürüm dedi…
Götür götürebilirsen, yatır yatırabilirsen…
Hadi ondan geçtim, “tüm gün yalnız”
Hemen karşımız, sokağın bir tarafından öte tarafa geçiyorsun. Gitmiş sormuştum…
DIKKAT
ALMAN, tanıyormuş beni görmekten. Dedim böyle böyle…
Ne dedi biliyor musunuz?
“Lafı mi olur” Allah belamı versin yalanım varsa “> komşuyuz <, getir gündüzleri yaşıtları arasında olsun, tüm etkinliklere katılabilir. Para falan istemiyorum senden, akşam evine götürürsün!”
Ki…
Varlıklı kadın, istese bile sorun olmazdı yani!

Bu…
Türkiye’de zaten ama Almanya’da da artık normal değil…
Bir insanın ömürce çalışıp emeğinin karşılığı ile ihtiyarlık günlerini, son günlerinde geçimini sağlayabilmesi artık olağan değil. Oldum olası, insanlık var olduğundan beri diyebiliriz ki evlat sigortaların en güvencelisiydi. Ne kadar çok evlat o kadar çok teminat!?

Derler ya bir ana – baba yedi evlada bakar, yedi evlat bir ana – babaya bakamaz!

Diye, aynen öyle. Bu garibimin evladı olmadığı gibi akrabası da kalmadı, uzaktan, yedi köşeden bir kuzen İsviçre’de. Birkaç gün oluyor götürmüştüm karşımızdaki yurda…
Allah’ım yedi bitirdi beni. Adama…
İstemem de istemem. Ya kadın zorla güzellik olur mu?
İstemiyorsan istemiyorsun…
Nasılsa Önder var, sende bin tepeme(!?)

Tüm bunları neden anlattım, anlatıyorum size?
Hanımı bırak bir tarafa, O zaten bilincinde…
Yüzü orada, okuduğunu biliyorum…
Yalansa yazsın bin bir suratım bir yorum altına, yalan diye, manyak psikoloğum…
Sormuştu bana “Annen?!”
Çok severler ya birbirlerini gelin ve kaynana…
Dedim ona…
Bir ana bir baba, kadın çok sokakta!!!
Anladı ve sustu, konu bir daha açılmadı!

Demem O ki hem Oma..
Hem en son gidişimde ÖZELLIKLE Anadolu yakasında…
O kadar çok ihtiyarlar yurdu acilmiş ki Tayyipistanda…
İçim cız etti…
Vicdansızlık yapma, onalar ana ve baba…
Ama iyi ama kötü…
Seni bu yaşa getirdiler mi? Getirdiler…
NOKTA

Bak anana – babana…
Karın istemese bile, koyacaksın NOKTA!

Yaşam şartları falan bırak bir kenara…
BAK…
25 seneden beri konuşmuyorum ne kayınvalidem ne kayınpederimle…
Yeminle, Allah bin bir türlü belamı versin yalanım varsa…
Olmasa ablası, ağabeyleri ve kardeşi…
Bırakmam O insanları muhtaç kalsalar sokaklarda…
Ha sofraya bir tabak fazla koymuşun ha eksik…
Onlar…
Bir ana, bir baba!

Bilgilerinize

Avukatla konuştum…
2006, 2008 model arası arabalar, yani on – on iki senelik KIII…
Dizelde sene değil motor kilometresi önemli…
Altı haneli, TEKRAR 6 haneli reklamlar mümkündür bu gibi motorlarda…
Mümkün derken, nadiren rastlanan bir şey anlamında değil yani!

Modelmiş, konformuş bilmem. Dört teker, bir motor…
Frenler iyi olsun, gaza bastım mi gitsin yeter. Daha ne olsun?
Bir Opel’im vardı…
370000 Kilometrede çöpe attım!!!

Dedi ruhsatlar lazım, hukuk sigortama soracak masrafları üstlenir mi diye…
Üstlenirse…
Audi, Mercedes demem çıkarım hâkim karşısına!

Küçüğüz diye, güçsüzüz diye kimse enayi yerine koymasın Ahmet’i, Mehmet’i, Ayşe’yi, Fatma’yı…
Hak aramasını bilmeli!