Genç kız olduğundan beri

İlk defa kulaklarında küpe görüm. Çok hoşuma gitti. Yağmur damlası, bilmiyorum üstündeki taşlar gerçek mi? Sormam lazım annesine, değilse bir daha gidişimde!
Bir masraf kapısı daha kardeşim, hatunlar zaten çok başımda, bunun dertleri küçüklüğünden beri ama en azından oyuncak dışında masraf açmıyordu başıma!
😊

Aslında geçen cumartesi gidecektik, ben unuttum. Açtı telefon “Dayday gidiyor muyuz?”
Kızım neden cumadan telefon açmadın, unuttum. Ajandaya da yazmamıştım. Saç – sakal birbirinde, üst – baş uygun değil. Benden utanmasın diye götürmedim. Bu hafta unutmadım tabii…
Yine telefon…
Hadi üstünü kalın giyin gel. Zannediyor ki ben başında dikileceğim, tüm gün onunlayım(!)

İstiyorum, O da istiyor okçuluğu…
Utanıyor, çekingen, birazda psikolojik baskı yapıyor kendine benim oğlan gibi…
Şişman, çok şişman. Evlat ne güzel zayıflamıştı, zıpkın gibi diyemeyeceğim ama çok toparlamıştı kendini, hani bizde derler ya bazen erkekler için çakır…
Gerçekten, evladım diye değil…
Tam bir çakır erkek olmuştu. İmtihanlar, üniversite falan son sınav herif gene şişti…
Hele mastere başladığından beri kafayı yiyeceğim. Bu da öyle başım dertte.

Erkek adam…
Gün gelecek aile sorumluluğu çekecek inşallah, baba olacak…
Kızı – erkeği yok bu işin, birisi baba olacaksa diğeri de ana…
Yuvarlanıp gidiyoruz çok şükür…
Ben çok çektim, çok bol büyüdüm, çok çektim çok. Arsız – hırsız etmeyecek şekilde…
BILINCLI…
Belli bir yaşa geldikten sonra kesenin ağzını daralttım, gerçi annesini, babaannesini, halasını hep gıdıkladı ama benden ancak belli bir miktar alabildi.

Yok…
Cimrilik falan değil kardeşim, bir evlat…
Bir tarafıma mı sokacağım parayı, malı – mülkü…
Benim çektiklerimi çeksin istemedim, anne – baba hırsızı olmuştum rahmetli için…
Yetiştiremiyordum…
Onlar için alışverişe giderdim, beze, meyveye…
En azından bir bölümüne kalk gidelim derdim. Maddiyatsızlıgı çok iyi bilirim…
B.k gibi parayı da!

Uzun lafın kısası…
Bir anne – baba olarak sen istediğin kadar koruyup kolla…
Allah koruyacak…
Sen istediğin kadar öğret, en iyi okullara yolla…
Hayat…
Allah korusun, hayat öğretmeye, evlatlar kötü gün görmeye.

Dayday…
Çok utangaç, sıkılgan…
Koca kız oldu, bıraktım geldim…
Ben zamanin da öğretmezsem gün gelecek ya birileri öğretecek…
Veya hayat çektirecek…
Allah…
Tüm Dayday’lara, Dada’lara…
Evlatlara hayırlı, bereketli, sağlıklı ve mutlu yazılar yazmış olsun…
Ne insan ne hayat kötü şeyler gösterip, öğretmesin.

Hani yazıyorum bir > makale <
Ne bilirkişiyim ne bir şey ancak yazabiliyorum çünkü biliyorum…
Tecrübe, hayat öğretti çok şey. Tayyipistanda…
Kadın ve çocuk olmak; bir KESIT:




2010 yılından 2017 sonlarına kadar…
1915 kadın öldürüldü…
Bu verilere dikkatinizi çekmek isterim, Öldürülen her iki kadından birinin faili kocası veya erkek arkadaşıydı. En az 396 cinayet ayrılık veya boşanma aşamasında gerçekleşti. 355 cinayetin öncesinde kadınlar şiddet, taciz veya tehdide maruz kalmıştı.
> En az 237 cinayet, kadınların güvenlik endişesiyle resmi bir başvuruda bulunduğu halde işlendi. <
Öldürme bahanelerine gelince…
Kadın cinayetleriyle ilgili resmî verilerin paylaşılmaması nedeniyle bianet’in erkek şiddeti çetelesindeki cinayet bilgilerinden yola çıkarak yürütülen çalışmaya göre, öldürülen 1915 kadının 1193’ünün faili (yüzde 62’si) kocası, erkek arkadaşı, eski kocası ya da eski erkek arkadaşıydı. 213 kadın babası, oğlu ya da erkek kardeşi tarafından öldürüldü. 114 kadının faili ise erkek akrabası oldu.
Aldatılma şüphesi, kadının boşanma isteği, erkeğin barışma isteğinin reddi ve namus/ töre, erkeklerin kadınları öldürme bahanelerinden önde gelenler oldu. Bunun yanı sıra „Kadının yemeğe salça koyması“, „Erkeğin ‚erkekliğiyle‘ dalga geçilmesi“, „Kadının erkeği şikâyet etmesi“ ya da „Kadının telefon şifresini söylememesi“ de kadınları öldürmenin medyaya yansıyan bahaneleri arasında yer aldı.


İzmirlim yazdı

Psikolojik…
Ve sosyolojik bir analiz

İttifak
15 Mart 2018
Azı karar çoğu zarar ise…
Fazla mal göz çıkarmaz nedir?
*
Son gülen iyi gülüyorsa…
Neden, sona kalan dona kalır?
*
Ayağını yorganına göre uzat ama…
Borç yiğidin kamçısı değil midir?
*
Söz gümüşse sükut altındır.
O halde niye, sükut ikrardan gelir?
*
Çünkü sayın ahalimiz bizatihi “ittifak”tır!
*
Biraraya gelmesi imkansız gibi görünen, birbirine karşıtlığı temsil eden, taban tabana zıt fikirler, gayet uyum içinde yaşar.
*
Mesela, işimize gelirse “bir elin nesi var, iki elin sesi var” diye akıl öğretiriz. İşimize gelmezse “nerde çokluk, orda bokluk” deriz.
*
Malı götüremiyorsak, “azıcık aşım kaygısız başım” ayağına yatarız. Fırsatını bulursak “atın ölümü arpadan olsun” diye kestirip atarız.
*
“İyi insan lafının üstüne gelir” diye, o insanın yüzüne gülümseyen de biziz… “İti an çomağı hazırla” diye, o insanın arkasından ağız burun kıvıran da biziz.
*
“Eğri oturalım doğru konuşalım”la “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” arasında sadece bi milim vardır.
“İyilik yap denize at”la “merhametten maraz doğar” arasında sadece bi saniye vardır.
*
O sağlam duruştan bu yavşak duruşa…
O dik duruştan bu yamuk duruşa tık diye geçilir!
*
Birlikten kuvvet doğar, her koyun kendi bacağından asılır.
Dost kara günde belli olur, düşenin dostu olmaz.
Ele verir talkını kendi yutar salkımı, üzümünü ye bağını sorma.
Damlaya damlaya göl olur, taşıma suyla değirmen dönmez.
Erken kalkan yol alır, acele işe şeytan karışır.
Gün doğmadan neler doğar, perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz, kurunun yanında yaş da yanar.
Cana geleceğine mala gelsin, mal canın yongasıdır.
Zararın neresinden dönülürse kardır, battı balık yan gider.
*
Hep böyledir.
İyiyle kötü, doğruyla yanlış, güzelle çirkin arasında gel-gitler yaşanır.
*
Dünyada böylesine “ikiyüzlü” davranış biçimine sahip bir başka millet yoktur.
“Binbir surat” bile denilebilir.
*
Bu çerçevede, solcu aniden sağcı olabilir, devrimci aniden liboş olabilir, milliyetçi aniden özerkçi olabilir, rabiacı aniden ülkücü olabilir, pişkin pişkin tükürdüğünü yalayabilir.
*
Akp’nin keşfettiği damar işte budur.
İşine geldiğinde işine geldiği gibi davranan, kendi söylediğini kendisi yalanlayabilen sayın ahalimiz, doğuştan “ittifak”tır.
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/ittifak-2287998/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger


Ve yine…
Bilgilendirdiğiniz için teşekkürü bir borç bilirim!


Korkmaz sönmez
16 Mart 2018
Her kuşu öpmüştü.
Bi leylek kalmıştı.
Asrın liderimiz “en büyük üzüntüm, İstiklal Marşı’nın hakiki manasını yüreklere nakşedecek bir bestenin bulunamamış olmasıdır, burada bestekarlara büyük iş düşüyor, temenni ediyoruz ki o da çıkar” dedi.
*
Aslına bakarsanız…
*
Babasının oğlu Bilal konsere gitmiş, “efenim beğendiğiniz parça varsa okusunlar” denmiş, Bilal hemen istek parçasını söylemiş, “Sabile’yi çok severim” demiş… Herkes şaşkınlıkla birbirinin yüzüne bakmış, “efenim maalesef o bahsettiğiniz şarkıyı bilemedik” demişler, Bilal sinirlenmiş “nasıl bilmezsiniz yahu” demiş, “eller ayır sabile, yollar ayır sabile, yıllar ayır sabile!”
*
İstiklal Marşı’nın dramı budur.
*
Sözle müzik birbirine oturmaz.
*
Ben kendi payıma ilkokulu bitirine kadar “lardaaa yüzeen al sancaaak” bölümündeki “larda”nın ne olduğunu kavrayamamıştım.
Habire öğretmenime soruyordum, larda ne demek öğretmenim?
*
“Tüteeen en son ocak obe” var bir de.
Deliriyorduk meraktan, Allahım yarabbim “obe” ne?
Sınıf arkadaşlarımla birlikte “Japonca kelime mi acaba?” diye fikir yürütüyorduk, rahmetli öğretmenimiz de obe’nin aslında “o benim”in obe’si olduğunu anlatmaya çalışıyordu.
*
Böylece “nim milletimin yıldızıdır parlayacak” bölümündeki “nim”in nereden kaldığını da öğrenmiş oluyorduk.
*
Çünkü…
Güftesi 1921 yılında, bestesi 1924 yılında kabul edildi.
Yani, üç sene önce yazılan sözlere, üç sene sonra müzikal gömlek dikildi.
Marştan çok acemaşiran makamında, bildiğin alaturka şarkı gibiydi.
Haliyle cuk oturmadı, pot yaptı.
Altı yıl o şekilde vaziyet idare edildi.
Baktılar ki olmuyor, 1930 yılında bestesi gene değiştirildi.
Bu hali kabul edildi.
Anca bu kadar oldu.
*
İşte bu nedenle çık sokağa sor, nüfusun en az yarısı “korkmaz sönmez” der.
Halbuki “korkmaz” diye bir kelime yoktur İstiklal Marşı’nda.
*
Türk halkı, sadedir.
Marşımız, çetrefillidir.
Oturmaması ondan.
Oturmaz, uymaz, istersen elli beste daha yap, mümkün değildir.
*
İyi bir şey yapayım derken, illa abartıp kuş kondurma merakımız olduğu için, ses aralığı yüksek tutulmuştur.
Söylerken mesela, Edirne’den şak diye Erzurum’a, şak diye Trabzon’a, şak diye Muğla’ya geçmen gerekir ki, konservatuvar öğrencileri için bile çok zordur.
*
Sadelikten uzak olduğu için…
Söz başka telden çalar.
Saz başka telden söyler.
*
(Peki neden böyledir derseniz?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temelleri arasında yeralıp, Mustafa Kemal vizyonuna danışılmadan yapılan, Mustafa Kemal’e sormamıza gerek yok, biz çok daha iyi hallederiz diye TBMM’de emrivakiyle yapılan, ilk ve tek işti!
Olacağı maalesef buydu.)
*
Neticede…
Bunu öğrenene kadar göbeğimiz çatladı.
Dombıra’yı araklayıp üstüne tırışkadan söz yazmaya benzemez, gözünüzü seveyim bi daha dokunmayın kardeşim.
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/korkmaz-sonmez-2290743/

Of Allah’ım of, güleyim mi ağlayayım mi?

Söyle ne yapayım?
Çatım bir “belaya”, yamuldum…
Zaten yamuğun tekidim iyice yamulttun beni…
Bunca insan içinde bula bula beni mi buldun?

Kendimi Tayyip’e çarpmış Türkiye gibi his ediyorum…
Abdullah’a soru sora sora sonunda “kafayı yiyen” Mustafa Mutlu’ya…
Söyle…
Ben seni ne yapayım?

En çok neye kızıyorum biliyor musun?
Kendime…
Salaklığıma. Biliyorsun, beni benden iyi biliyorsun hayır diyemeyeceğime…
Değil mi biliyorsun?

Hem kadın olman hem insan ruhunu okumuş olmanla istediğin gibi oynatıyorsun beni…
Olsan yanımda…
Elimin altında bunları yapamayacağını da biliyorsundur…
Oyna böyle benimle uzaktan uzağa…
Tarkan’ın şımarık şarkısını duymuşsundur, YAKALARSAM seni…
Ne olacağını bilirsin.

😊

Dear Debera,
I can’t help you. I don’t understand what you are want from me?
You said anything about crime, about an thief…
I’m only an information scientist, not a police. Only an
information scientist. I write about turkish politics, thats all.

Yapma gülümmm, yapma

Ne bana ne kendine, lütfen yapma…
Üzme…
Kendini ne beni. Önemli olan ne biliyor musun?
Önemli olan yüreğin yürekle olması, ruhların bir olması, düşüncelerin bir diğerinde olması…
Yapma papatyam yapma güzel kuşum, ceylanım diyemeyeceğim biliyorsun neden…
😊
Yapma güzel çiçeğim, gülüm benim.

Bir göz ağlarken diğeri güler derler, yüreğin bir köşesi ağlarken kimi köşesi doludur, dopdolu, güller. Bunca kadın geçti elimden, ilk göz ağrımın, ortasının ve son göz ağrımın yeri apayrı. Allah… Üç fidan ekti yüreğime, filizlendi büyüdü. Her biri birbirinden değerli üç çiçek, üç kelebek ancak… Biri kalbimin kraliçesi!


dinle

Uğraşma kadın uğraşma. Çocuk gibisin, ben kızdıkça daha çok kızdırmaya çalıştın. Anla gülüsü bitti.
Artık uğraşsanda tepki vermeyeceğim, bil kalbimdesin, O özel odada…
Ne demiştim sana kalp dediğin bin bir oda!

Her bir odaya kilit vurdum…
Kapadı kapılar…
Yataklık dahi olsa, ölsem kadınsızlıktan…
Başıma vursa ki biliyorsun üç günden fazlasına dayanamam…
Kadın milletine gülüm…
Hatun kişiye tövbe ettim!!!

Hani bademler

Soy sorgulaması falan yaptı, millet hürya giriş yaptı siteye…
Site Kilitlendi…
Onun gibi AMA çok etkili
!

😊

Ben hala girip bakmadım, bir ara…
Kapatmazlarsa.

Anonymous

Bunlar…
Bu arkadaşlar “zararsız”
Benim gibi çoğu idealist, üye olun, dahil olun…
Mesela çocuk pornografisine karşı eylemleri olmuştur sadece örneklerden biri…
Korkmayın…
Bazen karar alınır ve dünyanın herhangi bir yerinde çoğu kez hükümetlere karşı, devlet kurum ve kuruluşlarına topluca “saldırı” gerçekleştirilir. Saldırı kelimesi sizi korkutmasın…
Eşzamanlı…
Organize sanal bir diyelim siteye giriştir…
Amaç…
Belli bir süre için o siteyi servis dişi bırakmak. Devletler, hükümetler hoş karşılamaz bunu…
Onun için yer altındadırlar…
Ancak medeni cesaret bazen kimi adımların atılmasını gerekli kılar.

Anonymous Türkiye

https://www.anonymous-france.eu/anonymous-turkiye.html

“Korsan” haber sitesi Almanca

Start

Facebookta, twitter’de sayfaları var Anonymous diye aramaniz yeter.

Ek bir bilgi:
Bakmayın sözde haberlerde yer alan içeriklere, genelde bir yazılım yüklüyorsunuz…
Otomatikman saatinde faaliyete geçiyor. Yeter ki bilgisayar o an açık olsun. Para – pul peşinde değiller!!!

Ben analiz ettim…
İzledim yazılımı, bizim meslekte monitoring denir buna…
Sadece kararlaştırılan saate, kararlaştırılan eylem gerçekleşti.
Ancak…
Uzun yıllar oluyor bunu yapalı…
Herhangi aksi bir şey olsaydı duyulurdu…
Güven kardeşim güven…
Asla zedelenmemeli!!!