### >>> ! <<< ###

Bunu >>> çok dikkatli oku <<< bazen, yazmışımdır geçmişte, bazen benzetirim Türk ve Almanı birbirine. Belki eski cağlarda bir kavim bir aşirettiler, hayat şartları ayırdı. Türk toplumunda da Almanda da kadının yeri ÖZEL ve ÖNEMLIDIR. Ben boşuna Türk’ün kadını diye yazmadım, yazmıyorum, yazmam

http://dergipark.gov.tr/download/article-file/275681

Her şeye rağmen VE EVET göçebelik bana göre Türk toplumuna kültürel ve sanatsal ama mimari açıdan da büyük darbe vurmuştur. Ve aksi ispatlanana kadar da kimse beni bu kanımdan vaz geçiremez.

http://www.turkiyatjournal.com/Makaleler/73542987_11tellioğlu.pdf

Türk’e…
En büyük darbeyi vuran bence yine Osmanlının kendisi olmuşudur. DIL…
Önemi anlatılamayacak kadar kadim bir değerdir. Dil, temeldir…
Her şey AMA her şey onun üzerine inşa edilir!

Tövbeler tövbesi Allah bile…
İnançlar, öğretiler, rüyalar, hayaller(!)

http://www.ayk.gov.tr/wp-content/uploads/2015/01/ÜÇÜNCÜ-Uğur-TÜRK-DÜNYASINDA-UYGARLIK-MESELELERİ.pdf

Hadi ben kaçtım…
Dediğim gibi merakta kalma…
Yorgunluktan her halde sütçü beygiri gibi ayakta uyuma ihtimalim çok yüksek!

Offf

18:44 / 16:44

Dolar 5,65
Euro 6,38
Çeyrek altın 391,47
Borsa 99835

“Dünya lideri”…
Trump efendiyi uyarıyor(!)

Okudun mu Almanca yayınladığım linki?
Göt veren bunlar ya, sadece birer göt veren!!!

Sanma saldırıdır diye…
KANMA…
Trump ile Euro’nun ne ilgisi var?
Cevap ver bana!

Birkaç dakika içinde…
>>> TÜM değerler birer kuruş arttı <<<
Borsa hariç!

Hatırla…
Yazmıştım, bunlar yani Trump olsun Kahpe olsun öngörülemez…
Piyasalar, öğretiler altüst!

Amannn…
Bana ne?
Ne haliniz varsa görün!

18:56 / 16:56

Dolar 5,68
Euro 6,41
Çeyrek altın 393,25
Borsa 99835

O…
Konuşuyor, laf ebesi…
Amasya’da konuşuyor!

Kamera açılarına dikkat edin…
Oldukça yassı ki çok görünsün g.t kılları diye. BUNA DIKKAT EDIN…
Dar ve yassı açılar

### >>> Çok önemli <<< ###

‘Beka’ sorunu derken…
18 Mart 2019

Türkiye’de iktidardaki AKP hükümeti ile onu destekleyen MHP, muhtar ve belediye başkanlarının seçileceği 31 Mart seçimlerini “beka meselesi” yaptı ya…
Cumhur İttifakı siyasetçileri ile yandaş medya el ele verip, “beka” adı altında iktidara muhalif kim varsa ya doğrudan “terörist” ya da “terör destekçisi” ilan etti.
Bu da yetmedi: Şimdi sırada muhalif siyasetçileri, akademisyenleri, gazetecileri, hatta cinsiyet eşitliği için 8 Mart’ta barışçı gösteri yapan kadınları bile “din düşmanı” ilan etmek var.
Türkiye’de iktidardakiler “beka sorunu” diyerek muhalefeti bastırmaya çalışadursun…
Asıl beka sorunu dışarıda yaşanıyor.
Son bir ay içinde Türkiye açısından gerçekten “beka sorunu” olabilecek üç ayrı gelişme yaşandı.
★★★
– En tehlikelisi Belçika’dan geldi; Belçika’da bir mahkeme PKK’nın “terör örgütü olmadığı” yönünde bir karar almıştı. Bu kararın temyiz mahkemesinde “düzeltilmesi” umuluyordu. Ancak olmadı. Brüksel’deki temyiz mahkemesi de “PKK terör örgütü değildir” kararı vererek yargılanan PKK’lı teröristlerin “suçsuz” olduklarına hükmetti. Mahkemenin “Suçsuz” olduklarına karar verdiği PKK’lılar arasında Zübeyir Aydar, Remzi Kartal gibi elebaşları da var.
– Türkiye’ye gerçekten “beka” sorunu olabilecek ikinci gelişme Suriye’de yaşandı: ABD Savunma Bakanlığı, kongreye yaptığı bildirimde Irak’taki milyonlarca dolarlık askeri araç, silah ve mühimmatı Suriye’ye taşıyacağını açıkladı. Bildirimde, yüzden fazla askeri araç, binlerce silah ve mühimmatın, PKK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD-YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ni “takviye etmek amacıyla kullanılacağı” bilgisi de yer aldı.
– ABD, PKK teröristlerinin Suriye ayağını silahlandırırken, Türkiye’nin Suriye’deki “stratejik ortağı” Rusya da elbet boş durmadı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov açıkca “Türkiye ile PYD-YPG konusunda anlaşamadık” derken, Rus ordusu da “Membiç’te Suriye demokraktik Güçleri ile koordinasyon halinde hareket ediyoruz. İş birliğimiz var” açıklaması yaptı.
AKP hükümetinin tüm bu gelişmelere tepkisi ya hiç yok ya da birkaç kuru açıklamadan ibaret.
Daha bitmedi…
İktidar partisi ve yandaşları, seçim öncesinde ekonomik kriz konuşulmasın diye “beka” diye bağırıp muhalif parti ve kesimleri “terörist” ilan ettikçe, Türkiye’nin ekonomik kayıpları da artıyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun işi büyütüp, Almanya’dan tatil için Türkiye’ye geleceklerin de “eğer terör örgütünün eylemleriyle bir ilişkileri belirlenirse gözaltına alınacaklarına” ilişkin açıklaması, Alman vatandaşlarının Türkiye tatillerini iptal etmelerinin önünü açtı. Daha şimdiden 3 milyarlık bir turizm gelir kaybından bahsediliyor.
★★★
Öte yandan…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fırat’ın doğusunda “güvenli bölge” oluşturup, TOKİ evleri kurma hayali yerinde sayarken, İran Şam’da inşaatlara başladı bile.
İran devlet haber ajansı, İranlı inşaat şirketlerinin Suriye’nin başkenti Şam’ın kenar mahallelerinde 200 bin konut inşa edeceğini duyurdu.
Türkiye yerinde sayarken, Rus, İran ve Çin şirketleri, Suriye’nin enerji altyapısını kurmak için ön çalışmalara başlamış durumda.
İşin bir de siyasi kayıp yönü var; Cumhur İttifakı’nın siyasetçileri ve yandaş kalemlerinin “beka” gerekçesiyle muhalefetin üzerine yürümesi, Batı’da alınan tüm kararların, yayınlanan tüm insan hakları raporlarının ana konusu haline gelmiş durumda.
Türk yetkililerinin “Tanımıyoruz”, “kınıyoruz”, “çöpe atıyoruz” dedikleri Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye kararı ile ABD’nin insan hakları raporunun ortak noktası, iktidarın Türkiye’de muhalefeti susturmak için yargıyı kullandığı tespiti.
Bu tespitin Türkiye’nin AB sürecinin zarar görmesi gibi siyasi sonuçları buzdağının sadece görünen kısmı. Görünmeyen kısımda ise Batılı iş adamlarının “hükümete bağımlı Türk yargısı” algısı nedeniyle Türkiye’ye yapacakları yatırımlardan vazgeçmeleri yer alıyor.
Kısacası, “beka” diye muhalefete “terörist” muamelesi yapan iktidarın Türkiye’ye maliyeti korkunç.
Muhtar seçeceğimiz bir seçim için tüm bunlara değer mi?
Siz yanıtlayın…

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/zeynep-gurcanli/beka-sorunu-derken-3948699/

★★★

oku

★★★

Bekir Bey’i de MUTLAKA oku


+

★★★


+

★★★

Bayağı okunacak bir malzeme…
Artık bana bir, iki müsaade!

Ne desen ne söylesen nafile. Türkiye hep kaybediyor, onunla birlikte biz. Doğrudur, birilerinin cepleri doluyor AMA parayı altın ile kıyasla

Altın dünyevi değil…
Evrenden gelme, bu yüzden nadir, bu yüzden değerli…
Para…
Herkesin, her ailenin, her insanın belli bir bütçesi vardır…
VARSA…
Dağıtırsın, Türkiye’ninki de belli. Olmayanı dağıtamasın ki…
Olmayınca ne yapacaksın?
Yaratacaksın, en kolayı ondan bundan topla, yandaş – yoldaşa dağıt…
Veya sat – sav, olmadı borç al dağıt…
Hepsini yaptılar, HEPSINI…
Türkiye ASLA kazanmadı, halk gittikçe fakirleşti…
Tanzim satışlarıdır sonucu…
AMA…
Bunu anlamak için düşünmek lazım, görmek lazım…
Gerçekleri!

Bu sözler bana mı?

Banaysa, teveccühün…
Kalbinin güzelliği…
Adama geçen haftadan bahis ediyorum, halbuki Pazartesi yaşandı. Kafa gitti…
2,5 gram…
Gitti! Yine de teşekkür ederim. Paradan…
Çok daha değerli şeyler var bu dünyada.

Neler ile uğraşmak zorunda kalıyorum

Hallo Michael,

Zur Kenntnisnahme deinerseits

wahrscheinlich hat man dir schon von letzter Woche berichtet.
Du weist ich habe > erhebliche gesundheitliche Probleme < Unteranderem auch an meinen Fersen. An beiden. Es gibt Tage wo ich kein festes Schuhwerk anziehen kann, WUNDLEGUNG bis auf die Knochen. Glaub mir ich kann mich nicht mehr daran erinnern, meine Eltern berichteten das man die kochen sehen konnte. Es kommt immer auf den Tag an, wie es mir geht. Ich kann es beweisen bzw. auf wusch ärztlich bezeugen.

Diese >>> Winterschlappen sind rutschfest <<<

NATÜRLICH versuche ich mich weitestgehend an die Regeln zu halten, leider geht das nicht immer.

Mit freundlichen grüßen
Önder Gürbüz

Bir siktiri hak etti ya; YÜZLEŞME, esas kendisiyle yüzleşmesi gereken KIM SÖYLE!?

Uzaktan gazel okumak kolay…
Elini taşın altına koy, görmediğin bilmediğin bir yerde…
Elini çıyanlar mı kapar, yılan mı sokar bilemesin…
Uzaktan nara atmak çok kolay.

Anlatmışımdır Camii “maceramı”
Diyanete bağlı Merkez Camii, Wiesbaden’de…
Sürüsüne bereket, var bir sürü tahrikat Camisi, dedim diyanete bağlıdır, çocuklar…
Gençler…
Neler gördüm, neler yaşadım neler (…)
Sesimi çıkarmadan…
Aldım başımı gittim!

Önceden de biliyordum AMA esas “sözde Müslümanı” orada ve benzer yerlerde tanıdım…
UTANMAZ…
Rezil bunlar, dindar öyle mi ya…
Allah’a…
Peygamber Efendimizi yüreği ile bağlı olanlar, dinlerini bilenler…
Kitabi okumuş olanlar dindar, bunlar sadece zibidi?

KENDIM…
Bu milletin bir mensubuyum, UTANÇ VESILESI…
Bir kişi, bir kişinin hatırına her şeyden geçer her şeyi unutabilirim…
Mevla’m…
Yazar kitaplarında, yazar her üç Hak kitabında, örnekleri ile…
Allah bağışlayıcı, af edici ben kimim ki?

O…
Bir kişinin de hatırına yazar çizerim, EMINIM, bilirim…
O bir kişi ve imanı ve inancı ve ibadeti ile ve samimiyeti her türlü zahmete değer…
O…
Müslüman, o bir dindar insan…
Ya…
Ben dayanamıyor, katlanamıyorum bu zibidilere…
Türbanlı şırfıntılara…
Bir yabancı nasıl katlansın?

Ver yüzü…
Astarı, gelir gerisi!!!

Bu demek değil ki masum insanları katlet…
Cinayet…
Ama her sakalının baban olmadığı gibi, her okuduğuna inanma…
Hele bu herife…
Çok dikkatli yaklaş, ölç, biç, tart sözlerini!

Nasıl ki…
O gün, konsolosluktaki O gün öğrendim insanımızı…
Dinci…
Öğreti bana ayırmasını dindar ile zibidi arasındaki farkı…
NEDEN ÖLDÜRMEDIM KENDIMI HALA…
Bunca sorunlar yumağı?

Allah korkusu, sevdiklerimi bir daha göremeyeceğim korkusu…
Ta küçüklüğümden beri bana öğrettikleri…
Gecenlerde kulüpte…
Terlik meselesi, bu akşam bakalım ne olacak?
YEMINLE, doğru bak. Adam soruyor iyi ki kendini şimdiye kadar öldürmedin. Sakın silahı burada alına dayama!?

Aklıma gelmedi değil, düşünmedim değil…
AMA…
ALLAH!!!

Bak dün BMW…
Saat sekiz haberlerinde, yani reytingin en yüksek olduğu zaman…
Açıkla yaptı, yazmıştım Sözcü, gazete bozuntusu…
Açıklama yaptı BMW:

“BIZ ÇALIŞANLARIMIZDAN RICADA BULUNDUK, iş konusunda aranızda Türkçe konuşmayın”

ZATEN, kanunen YASAK böyle bir talep, YASAK!
Bak kardeşim, hayvan ile insan birbiriyle konuşamaz…
Hayvan, hayvan ile, insan insan ile anlaşır…
Hayvan gibi davranırsan hayvanca bir tepki görürsün…
HATAYI, önce bir kendinde ara. Hatasızsan, suçsuzsan gel bana…
Anam avradım olsun ki yârdim etmezsem sana canim bahasına…
Dünyanın en adi … işte oyu olayım!

HATA…
Hep mi bizde, HAYIR…
AMA çoğu zaman!

TEHLIKE…
Kendi hatalarını görememende…
Kendini…
Sütten çıkmış AK kaşık sanma!

Yüzleşme
19 Mart 2019

Ne diyorlar; “İslamofobi”…
“İslam korkusu” demek…
Meğer saldırganlar, Müslümanlara karşı ön yargı ve ayrımcılık sebebiyle korkup cinayet işliyormuş!
-“Saldırganların ruhsal dengesi bozuk!”
Batı, faşizmle yüzleşmek istemiyor.
Neymiş; Yeni Zelanda, böylesine patolojik vakayla ilk kez karşılaşıyormuş?
Müslümanlar ilk kez karşılaşmıyor ki; önce, kan akıtmaya giden yola bakın….
Çok uzağa gitmeyin komşu ülkeye bakın; Avustralya’da son dört yılda yedi olay meydana geldi! Önce, 5 Nisan 2015 günü yapılan İslam karşıtı mitinge göz yumuldu. Hemen arkası geldi… “The United Patriots Front” adlı faşist örgüt, Müslümanları tahrik etmek amacıyla açık alanlarda domuz kızartma partileri düzenledi. Müslümanları domuz şeklinde karikatür olarak çizdiler. Nerede cami inşaatı varsa protesto ettiler. Bira şişeleriyle başörtülü kadınlara saldırdılar. Sidney’de bir polis dört Müslüman kadına ateş etti; sonra “yanlışlık olmuş” denilip üzeri kapatıldı. Yapılan salon toplantılarında “Müslümanlar ile aynı sokaktaysam titreyerek geçiyorum” gibi kışkırtıcı konuşmalar yaptılar. Perth Kongre ve Sergi Merkezi’ndeki fuarı gezen başörtülü kız öğrenciler “kıyafetleriyle terör tehdidi” oluşturdukları gerekçesiyle binadan çıkarıldı.
Dün bu kışkırtmalara göz yumanlar, bugün Avustralyalı faşist Brenton Harrison Tarrant’ın Yeni Zelanda saldırısına kılıf arıyor!
ABD’de 48 saldırı
Batı’nın “demokrasi merkezlerinde” durum farklı değil…
Kanada’da Müslümanlara yönelik 16 saldırı oldu. Son saldırıyı anımsatayım:
Alexandre Bissonnette adlı faşist, 29 Ocak 2017 akşamı Quebec şehrindeki camiye saldırdı; altı Müslümanı öldürüp, on dokuz kişiyi yaraladı. Ne dediler; “nasıl olur da Quebec gibi suç oranı çok düşük yerde, böyle olay olur!” Ama… “Soldiers of Odin” adlı faşist örgütün “Müslüman mahallelerinde devriye gezme” taleplerinin bu tür olaylara neden olduğu konuşulmadı. Ve faşist Bissonnette, terörden yargılanmadı. Buna rağmen katil Bissonnette bu ay dosyayı temyize gönderdi…
Kanada’nın komşusu ABD’de 48 saldırı meydana geldi.
-Faşist Mark Anthony Stroman, “11 Eylül’ün intikamını alacağım” diye seri cinayet işledi; iki kişiyi öldürüp, birini kör bıraktı.
-Faşist Oscar Morel, New York Furkan Camii İmamı Maulama Akonjee ile müezzin Thara Uddin’i öldürdü…
-Faşist Jeffrey Caylor, “Müslümanları sevmediğini” söyleyerek Iraklı sanatçı Hassan Alawsi’yi öldürdü…
-Faşist Jeremy Joseph Christian, başörtülü olduğu için iki Müslüman kadını bıçaklayarak öldürdü…
-Faşist Frank Silva Roque, Sikh inancına uygun olarak sakal bırakıp, başını bağlayan Balbir Singh Sodhi’yi, Müslüman sanarak öldürdü! (Buna benzer ayrı ayrı olaylarda yedi Hintli Sikh, Müslüman sanılarak öldürüldü!)
Kansas’ta bomba yüklü kamyonla saldırdılar, şans eseri ölen olmadı.
ABD’de Müslümanlara yönelik terör saldırıları sayfalara sığmaz.
Her seferinde ne dediler:
-“Bu vandalizmdir…”
-“Bu nefret suçudur…”
-“Bu saldırganların psikolojisi bozuktur…”
Faşistler, terör suçundan yargı önüne çıkarılmadı.
Ölümlerden önce yapılan kışkırtmalar konusunda kimse tek söz etmedi.
İngiltere’de 28 saldırı
Faşist Peter Mangs, İsveç Malmö’de seri cinayetleri sonucu iki kişiyi öldürüp on üç kişiyi yaraladı. “Göçmen karşıtı ruh hastası” dediler…
Bir yıl sonra…
Kendini, Müslümanların Avrupa’ya göç etmelerini engellemeye adamış bir şövalye olarak nitelendiren Norveçli faşist Anders Behring Breivik, iki saldırıda toplam 77 kişiyi öldürüp 319 kişiyi yaraladı. “Göçmen karşıtı ruh hastası” dediler…
Faşist Anton Lundin Pettersson, maske takıp kılıçla okul basıp dört kişiyi öldürdü. “Göçmen karşıtı ruh hastası” dediler…
İsviçre Zürih’te “ülkemizden defolun “diye bağırıp İslam Merkezi’ne ateş açan faili meçhul biri/birileri, iki kişiyi öldürüp üç kişiyi yaraladı. Hâlâ aranıyorlar! Saldırıdan önce medyada “Müslüman nüfus hızla artıyor” gibi sahte haberler ile saldırının arasındaki ilişki hakkında bir söz edilmedi…
Almanya’da Solingen’deki Türk katliamı unutabilir mi; çoluk-çocuk beş kişiyi öldürüp on dört kişiyi yaraladılar. Onca laf söylediler, ne değişti; aynı faşist grup üyesi David Sonboly Münih’te on kişiyi öldürüp otuz altı kişiyi yaraladı. Neymiş, “göçmen karşıtıymış!”
Böyle böyle Almanya’da 11 faşist saldırı meydana geldi.
-İngiltere’de 28 faşist saldırı meydana geldi.
-Fransa’da 15 faşist saldırı meydana geldi.
-İspanya’da 5 faşist saldırı meydana geldi.
-İsveç’te 5 faşist saldırı meydana geldi.
İtalya, Hollanda, Yunanistan, Belçika vs. liste uzun…
-Danimarka’da 3 faşist saldırı oldu. Bir Türk, üç faşist tarafından beyzbol sopasıyla dövülerek öldürüldü. Evet, yazmakla bitmez. Ancak.
Faşizm gerçeğiyle yüzleşmek istemiyor Batı…
Diyorlar ki:
“Bize, ‘faşistler suç işliyor‘ dedirtemezsiniz!”
Asıl tehlike bu…

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/soner-yalcin/yuzlesme-2-3964960/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger