Doların oyuncağı gibi ekonomi!
12 Haziran 2019
Dolar fiyatı, Amerika’nın S-400 füzeleri nedeniyle Türkiye’ye ufaktan ambargo uygulamaya başlamasına rağmen fazla bir tepki göstermiyor. Neden?Geçtiğimiz sonbaharda Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizi atlatmasını sağlayacak program açıklandı. Hedefler konuldu, bomboş, hiçbir numarası olmayan bir paket açıldı.
★★★
Yalnız orada ilginç bir ipucu vardı. Bütün hedefler dolar kuruna bağlıydı. Programa göre 2019 yılında dolar kuru ortalaması 5.60’da kalmalıydı. Aynı hesaplamayla dolar kuru tahmini 2020’de 6.00 lira, 2021’de 6.20 lira olarak öngörüldü.
Yılbaşından bugüne kadar dolar kuru ortalaması ne kadar? Tam 5.61 lira… Bunun anlamı ne? Dolar kuru hedeflenen ortalamanın üzerine daha haziran ayında çıkmış.
★★★
Hedeflerin tutması için ya hızla 5.60 düzeyine inilecek. Ya da yakınında tutulmaya çalışılacak. Eğer daha da artarsa hedeflere bir kez daha elveda denilecek.
İşte bu nedenle Merkez Bankası dolar sata sata rezervlerini bitirdi. Hatta kendine ait olmayan rezerv stokuna girip “eksi rezerv” ile müdahaleye devam etti.
★★★
Ne pahasına olursa olsun bu seviyeler korunmalı. Dolar 5.60 seviyesi civarında tutulmalı. Öncelikle matematiği bilen, ekonomiyi okuyabilen yabancıları piyasadan uzaklaştırmak gerekiyordu ki, Türk Lirası’nda alıp satıp oynaklığa neden olmasınlar.
Bu mevcut döviz rezervleri ile yapılacak iş değildi. Türkiye, bir gecede kuralları değiştirip serbest piyasa ekonomisinden vazgeçti. Faizleri yüzde 1600 seviyesine çıkartıp yabancıların zarar etmeden Türkiye’den çıkmasına izin vermedi.
★★★
İyi de bu yabancı paraya çok ihtiyacımız var ciddi anlamda… Yıllardır gelirken iyiydi… Seçim öncesi giderken dış mihrak damgasını yedi. Bugün için tamam da yarın ihtiyacımız olduğunda, hadi gel artık dersen gelecek mi?
Para silahtır ama siyaset, tetiği ne zaman çekeceğini bilmektir. Bizimkiler kurşunlarını hep boşa harcadı. Haliyle yabancılar bütün ilgilerini kaybettiler Türkiye’ye…
★★★
Yabancı yatırımcı olmazsa dolar hızlı hareket edemez. Kurlarda daha fazla kontrol sağlanabilir. Bunu başardılar, tamam da bizim ihtiyacımız daha çok yabancı sermaye…
Elimizde kaldı yerli yatırımcı. Aldığı dövizin bir kısmı tekrar Merkez Bankası’na munzam karşılık olarak gidiyor. Merkez Bankası’nın döviz satarken kimin olup olmadığına bile bakmıyor. Şimdilik bu sistem kendini besliyor.
★★★
Bunun nereye kadar böyle gideceğini söylemek kolay değil ama Amerika ambargoları artırırsa yurtdışından bırakın borç bulmayı, borçların dönmesi bile zorlaşacak.
Bu ne demek? Bir yıl içerisinde döndürülmesi gereken 170 milyar dolar varken Türkiye “net borç ödeyen” ülke olarak konumlanacak. Parayı nereden bulacak? Şu an uygulanan sistem tıkanacak.
★★★
Piyasalar benim size anlattıklarımı aklı başında her ekonomistin düşünebileceğini bildikleri için “herhalde bir uzlaşmaya varılır” umutlarını koruyorlar.
İyi de bunları görebilselerdi ne derdimiz vardı Suriye ile? Oturur muyduk 4 milyon Suriyeli mülteciyle? Hadi hepsinden geçtim, ekonomi nasıl düştü bu hallere?
https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/murat-muratoglu/dolarin-oyuncagi-gibi-ekonomi-5115134/
İstanbul’u Binali’ye yedirmezler
12 Haziran 2019
Sevgili okurlarım, 23 Haziran gününü merakla bekliyoruz. Bu iş artık İstanbul Büyükşehir’in değil, Türkiye’nin genel seçimine dönüştü.
Binali Yıldırım bir kez daha yitirdiği takdirde siyaset tarihimizin karanlıklarına gömülüp ortalıktan kaybolacak.
Daha önce, 2014 yerel seçimlerinde partisinin İzmir Büyükşehir adayı olmuştu.
Yenilgiye uğradı, nasihat aldı…
Seçilemedi.
Demek ki işi sıraya bindirmiş!
İzmir olmazsa İstanbul, o da olmazsa, Büyükşehir olsun veya olmasın herhangi bir belediye başkanlığı!..
Bugüne kadar (milletvekilliği dışında) her yere atanarak geldi…
Başka bir deyişle hep hazıra kondu.
Kendisine Recep Bey tarafından ikram edilen koltuklara çöktü.
Ulaştırma Bakanlığı, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı…
Şimdi düşüncesi değişmiş olsa gerek ki, herhangi bir yere seçilerek gelmek istiyor!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına!
★★★
Biraz zor ama varsayalım seçildi…
İstanbul Büyükşehir dediğiniz yer dev bir kuruluş. Başı sonu yok, elindeki maddi ve manevi olanakların ucu bucağı yok.
Üstelik bir de belediye şirketleri var ki, onlar daha beter.
Ellerinde yine sonsuz para, yandaşlara aktarılan sonsuz kaynaklar…
Ve bu harcamalar en ufak bir denetime tabi değil.
İstanbul halkının parası bu yolla yandaş vakıflara, derneklere ve cemaatlere hortumlanırken hesabını soran yok.
Bu rezaletin ceremesini ise İstanbul’da yaşayan 16 milyon insanımız çekiyor.
Kazığı asıl yiyen onlar.
★★★
Evet, varsayalım ki belediyecilikte hiçbir deneyimi olmayan Binali Yıldırım 23 Haziran’da büyük bir performans sergileyip seçimi kazandı…
Ve İstanbul Büyükşehir’in başına geçip oturdu.
Kimse kusura bakmasın da, İstanbul’un ucu bucağı olmayan muazzam rantını bu beyefendiye yedirmezler.
Kim yedirmez?
Yandaş yamyamlar!
Peşkeş düzeninden, düzmece ve göstermelik ihalelerden yemlenen asalak kesim onun etrafını hemen sarıp şimdi olduğu gibi hortumların musluğunu sonuna kadar açacaktır.
Unutmayalım, söz konusu vurguncu kesim son derece güçlüdür.
Kolları devlet kurumları dahil her yeri ahtapot gibi sarmıştır.
O kurumların en önde geleni de İstanbul Büyükşehir’dir.
★★★
Bugüne kadar İBB ile ilgili yüzlerce yolsuzluk gerçekleri ortaya konuldu.
Üstelik bunların tamamı belgeli idi.
Binali Yıldırım’ın bu konularda bir kez olsun ağzını açtığını, “Bunlar yalandır, palavradır” dediğini hiç duydunuz mu!
Ayrıca belirteyim, bu beyefendinin önemli bir hatası ve yanlışı daha var:
Kendi sözlerine, kendi söylediklerine sahip çıkamıyor ve arkasında duramıyor…
Size somut bir örnek vereyim:
31 Mart sonrasında İstanbul seçimi Yandaş Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptal edildikten sonra, partisinin durumunu kendince kurtarmak ve bu komediye gerekçe üretebilmek amacıyla “Çünkü oylarımız çalınmıştı” diyen kendisidir.
Devletin en yüksek makamlarında bulunmuş bir şahıs böyle bir iddiayı piyasaya sürdükten sonra arkasında durmaz ve elindeki kanıtları ortaya koymaz mı!
Sadece bu kadarını söyleyip ortalığı bulandırdı ve sonra aradan çekildi.
Oylar nasıl, nerede ve kimler tarafından çalınmıştı?
Yanıt veremedi çünkü oylar çalınmamıştı. Amacı seçimi yeniletip şansını bir kez daha denemekti!
★★★
Şimdi İstanbul halkına bir sürü anlamsız, tutarsız, ciddiyetten yoksun vaatlerde bulunuyor.
Hepsi gerçek dışıdır.
Yapacağı fazla bir şey olmadığını bizlerden çok daha iyi bilmektedir.
Atacağı en olumlu adım hırsızlıkları, vurgunları ve peşkeşleri durdurmaktır ki, bunu yapmasına zaten izin vermezler…
Çünkü kazandığı takdirde İstanbul Büyükşehir’i Binali Bey yönetmeyecektir.
Böylesine bir rant kapısını tutmuş olan yamyamlar, ağızlarındaki büyük lokmaları kolay kaptırmaz.
Eğer kimin yöneteceğini, kararların kim tarafından verileceğini merak ediyorsanız!..
Onu da siz bulun!
https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/emin-colasan/istanbulu-binaliye-yedirmezler-5114987/
Ordu valisi filan…
19 Haziran 2019
Akp’nin en gözde valisi, Adana valisi vatandaşa “gavat” dedi.
★
Bursa valisi, Denizli valisi, Balıkesir valisi, TC’yi kaldırdı.
★
Şırnak valisi, Apo’yu tebrik etti, “ciddi gayretleri olan Abdullah Öcalan’ı takdirle karşılıyorum” dedi.
Kilis valisi, Aktütün karakolundaki 15 şehidimizi toprağa verdiğimiz gün, Binali Yıldırım’la birlikte, Akp milletvekilinin oğlunun stadyumdaki sünnet düğününe katıldı, Akp amblemli pasta kesti.
Amasya valisi “bu memleketi kazanırken çok şehitler verdik, kaybederken de mutlaka şehitlerimiz olacaktır” dedi!
★
Akp valileri, bile bile PKK’ya göz yumdu… Açılım sürecinde, Türk Silahlı Kuvvetleri operasyon taleplerinde bulundu, Akp valileri izin vermedi. Bizzat asrın liderimiz itiraf etti, “valilerimiz verdiğimiz talimat gereği operasyonlara girmiyordu” dedi.
★
Afyon valisi, 25 şehit morgta yatarken, Akp’nin genelkurmay başkanına “tanıtım potansiyeli olan popüler kişi” diyerek, sucuk ve kilim hediye etti.
★
Kayseri valisi, 30 Ağustos resepsiyonunda Onuncu Yıl Marşı yerine, Akp’nin seçim şarkısını çaldırdı.
Amasya valisi, 29 Ekim resepsiyonunu pastanede yaptı.
İzmir valisi, 9 Eylül resepsiyonuna katılmadı, onun yerine, Akp il başkanının kızının düğününe gitti.
★
Siirt valisi, ABD başkanına tweet attı, “ben Türkiye’denim, Siirt valisiyim, sizi seviyorum, hayatınız ve başkanlığınız çok başarılı, ben de sizin gibi olmayı umut ediyorum” dedi.
Elazığ valisi “Amerika başkanının karşısında hazır duran başbakan istemiyorum, van münüt diyen başbakan istiyorum” dedi.
★
Kırklareli valisi “Demokrat parti’nin CHP’yi kapatmaması en büyük talihsizlik” dedi.
Tunceli valisi, Akp’ye oy toplamak için elektriği, suyu olmayan köylere buzdolabı, çamaşır makinesi dağıttı, valiliğin depolarında Akp pankartları bulundu.
★
Edirne valisi “dev tesis” olarak “yalak” açılışı yaptı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra yalak’ın başında konuşma yapan Edirne valisi “bu yalaktan su içen hayvanların süt verimi artacak” dedi.
★
Erzurum valisi “dev tesis” olarak mezarlıktaki hizmet binasının açılışını yaptı, mezarlıkta kurdele kesen Erzurum valisi “o kadar nezih bir mekan ki, insanın ölesi geliyor” dedi.
★
Isparta valisi özel uçakla Kayseri’ye gitti, Kayseri valisiyle birlikte kuaför açılışı yaptılar.
Osmaniye valisi pastane açılışı yaptı, “Osmaniyemiz gün geçtikçe büyüyor, yeni yeni markalar için cazip hale geliyor, pastanemizin her şeyin en güzeline layık olan Osmaniye halkına en iyi imkanları sunacağına inanıyorum, pastanemizin Osmaniye şubesinin sahibi İclal hanımefendiye teşekkür ediyorum” dedi, kurdeleyi kestikten sonra, İclal hanımefendiyle birlikte pastaneyi gezdi, pastalar hakkında bilgi aldı.
Manisa valisi, Turgutlu ilçesine hayırlı olması dileğiyle, şalgam suyu dükkanının açılışını yaptı.
Mardin valisi, resmi incelemeler için gittiği Nusaybin’de elektronik mağazasının açılışını yaptı.
Çorum valisi, Çankırı valisi, Afyon valisi, üçü birden Osmancık’ta market açılışı yaptı, kurdeleyi üçü aynı anda kesti.
★
Nevşehir valisi, umumi tuvalet açılışı yaptı, tuvaletin kurdelesini törenle kestikten sonra, tuvaletleri ve lavaboları inceledi.
★
Kilis’e IŞİD füzeleri düştü, 22 insanımız hayatını kaybetti, Kilis valisi bilimsel bir izahta bulundu, “bu roketlerin buraya düşmesi eleştiriliyor, tabii ki düşecek, havada mı kalacak, yerçekimi var” dedi. Bilahare, daha bilimsel bir izahta bulundu, “süpermen değilim, roketleri havada yakalayamam” dedi.
★
12 bin yıllık Hasankeyf, baraj sularının altında kaldı, Batman valisi “kaybettiklerimizden çok kazandıklarımız var, mesela bu sayede göl kazandık, şehrimiz göle kavuşmuş olacak, tarihi eserler üzerinde tekne turu yapacağız” dedi.
★
Afyon valisi, kokteylli tören düzenleyerek 6’ncı icra dairesinin açılışını yaptı. Yani bi havayi fişek fırlatmadığı kaldı… Akp iktidara geldiğinde Afyon’da sadece 2 tane icra dairesi vardı, vatandaşın borçları hacizleri patladı, kokteylle 6’ncısı açıldı.
★
Volvo jipi olan valiye, bi tane de Mercedes S320 aldılar.
Mercedes’i Volvo’su Mitsubishi jipi olan valiye, Volkswagen minibüs aldılar.
Land Cruiser jipi olan valiye, BMW 735 aldılar.
Mercedes S320’si ve Toyota jipi olan valiye, Audi Q7 aldılar.
Mercedes’i Hyundai jipi olan valiye, Volvo aldılar.
Mercedes’i olan valiye, Audi A8 aldılar.
Mercedes’i Mercedes jipi Nissan’ı olan valiye, bi tane Volvo aldılar, üstüne bi tane de Audi A6 aldılar.
★
“İcabında sayın valim, atlayacaksın kamyonun şoför mahalline sen gideceksin, kömürü sen vereceksin” lafını duyar duymaz, Elazığ valisi atladı kamyona, götürdü, kendi elleriyle kömür torbası taşıdı.
“Devletin valisi” olması gereken Iğdır valisi “elbette iktidarın valisiyiz” dedi.
Aydın valisi “utanılacak sıkılacak bi şey değil, hükümetin valisi olmaktan şeref duyarım” dedi.
Muş valisi, cila süngeri getirtti, ayakkabısı tozlanan sağlık bakanının ayakkabısını silmeye kalkıştı.
★
Eskişehir valisi, polis tarafından dövüle dövüle öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın “arkadaşları tarafından öldürüldüğünü” söyledi, bu cinayetin peşini bırakmayan gazeteci İsmail Saymaz’a internetten tehdit mesajı gönderdi, “rahat durmuyorsun, bir daha bu konuyu işlersen adi ve şerefsizsin, müebbet bile sizi kesmez, yerin altı da var unutma” dedi.
★
Türkiye’nin en saygın siyasetçilerinden Sinan Oğan, Yozgat’ta saldırıya uğradı, linç edilmek istendi, Yozgat valisi korteje saldıran kişilerin “demokratik haklarını kullandıklarını” söyledi.
★
Fetocuları vali yaptılar.
Hatırlayın, Akp gazetecisi köşesinde açık açık yazdı, “ne istediniz de vermedik” dedi, “2004’ten önce kaç valiniz vardı, 2004’ten bu yana kaç valiniz oldu?” diye feto’ya sitem etti.
★
“Fethullah Gülen hocaefendi son 1000 yılın en büyük Türk büyüklerinden birisidir, evrensel Türk rönesansını başlatan Türk mucizesidir, Shakespeare gibi evrenseldir, ona düşmanlık edenlerin utanması gerekir” diyen yandaş gazeteciyi önce Akp milletvekili yaptılar, sonra bu arkadaşın eşini Uşak valisi yaptılar.
★
Tokat valisinin bir oğluna “Fethullah” bir oğluna “Gülen” adını koyduğu ortaya çıktı… Tokat valisi “yanlış anlaşılmasın, çocuklarıma dini anlamları olduğu için bu isimleri koydum” dedi.
★
Üniversite oyunları için 100 milyon liraya yaptırılan kayakla atlama kulelerinde heyelan oldu, Erzurum valisi “reklamın kötüsü olmaz, tanıtım oldu” dedi.
★
Tekirdağ valisi, iftar sofrasında Coca Cola’yı protesto etti, Fanta içti.
Küçük bi pürüz vardı, Fanta’yı zaten Coca Cola üretiyordu.
Bu arkadaşı getirip dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan İstanbul’a vali yaptılar!
★
Ordu valisi, ayakta işemenin “itikadımıza ters” olduğunu söyledi, camilerdeki pisuvarları söktürdü.
Artvin valisi “müslüman Türk kültürünün yaşandığı bir tek yaylalarımız kaldı, oraları da mı turizme açalım” diye itiraz etti.
★
Giresun valisi, ilkokulların mezuniyet törenleriyle ilgili genelge yayınladı, ilkokul öğrencisi kız çocuklarının eteklerinin diz kapağını örtecek boyda olmasını, kesinlikle kolsuz ve askılı bluz giydirilmemesini istedi.
Edirne valisi, ilkokul ziyaret etti, karatahtaya Arapça yazdı.
Samsun valisi, eğitim panelinde konuştu, “öğrenciler terbiye için okşanabilir, bazen veliler şikayet ediyor, çocuğumu dövdü, kulağını çekti diyorlar, öğrenciyi sınıfta terbiye amaçlı okşayan öğretmenin yanındayız” dedi.
★
İlkokul çocuklarına güya bedava süt dağıttılar, onbinlerce çocuk hastanelik oldu. Diyarbakır valisi “sütten değil, psikolojik” dedi. Sivas valisi “zehirlenme değil, süt biraz bozuk” dedi. Konya valisi “zehirlenmediler, etkilendiler” dedi. Edirne valisi “açlıktan mideleri bulanmıştır” dedi.
★
Yalova valisi, okul denetimi sırasında, Tübitak’tan ödülü bulunan öğretmen Halil Serkan Öz’ün saç stilini beğenmedi, öğrencilerin önünde azarladı, “seni dışarda görseler dilenci zannedip para verirler” diye hakaret etti, “çık dışarıya tıraş ol” diye sınıftan kovdu, eğitim sendikaları devreye girdi, öğretmene saygı yürüşüyü düzenlendi, henüz 42 yaşındaki matematik öğretmeni Halil Serkan Öz bu yürüyüş sırasında kalp krizi geçirdi, hayatını kaybetti.
★
Çoğunun görev yeri değişmiş olsa da, bu yaptıkları hâlâ o şehirlerin özgeçmişlerinde komik, tuhaf ve utanç olarak duruyor.
★
Hal böyleyken…
★
Asrın liderimiz, İstanbul’un “seçilmiş” büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında konuştu.
“Bu kişi, benim milletimden, başta Ordu valimizden özür dilemedikçe, bırakın adaylığa layık olmayı, böyle bir makama gelemez” dedi.
★
Yok öyle!
★
İlla özür dilenecekse…
Başta Ordu valisi, Akp’nin valileri önce çıkıp bu milletten özür dilesin, sonrasına bakarız.
https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/ordu-valisi-filan-5185144/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger