Ambrosia*




Ve yeraltı tanrıçası Psyche’nin iltifatından o kadar etkilenir ki kasenin içine bir nefes güzellik üfler…
Psyche mutludur, görevini yerine getirmiştir. Ancak kadın milleti değil mi?
Öncelikle merakına…
Sonrasında umutlarına yenilir. Belki yeraltı tanrıçasının güzelliği sayesinde tekrar Eros’una kavuşabilecektir!?
Kutuyu açmaması tembihlenmişken açar…
Ve o an derin bir uykuya düşer…
Psyche ölmüştür…
Tüm bunları gökyüzünden izleyen Eros artık dayanamaz, bir şekilde Afrodit (Romalılarda ayni tanrıcaya Venüs denirdi) hapishanesinden kurtulup Zeus’a ulaşır…
Tanrıların babasına yalvarır, o kadar içtendir ki yalvarışları Zeus’u insafa getirir, çok büyük bir suç işlemiştir halbuki, bir ölümlüye gönlünü kaptırmıştır. Zeus (Züs)…
Söz verir, Psyche bir tanrıca olacaktır…
Afrodit anlamıştır artık…
Gerçek aşk karşısında, yürekten gelen sevgi karşısında çaresizdir…
Gerisini tahmin edebilirsin…
AMA…
Anlatının özü…
Yunan’ın bu hikâyeyi dinleyenlere anlatmak istediği…
Ölümsüz bir aşk ile birbirlerini sevenler, temiz ve saf bir sevgi ile birbirlerine bağlananlar…
Ancak ve ancak…
Ambrosia’dan yudumlayıp öte dünyada birbirlerine kavuşabileceğidir.

Bana göre…
Sevgi, en güzeli aşk ile…
Mevla’mın bizzat-i nefesidir, çok ama çok güçlüdür…
Tüm dürtüleri…
Kin, nefret ve korku dahil her türlü zorluğu, dürtüleri aşar.

Kadının erkeğe, erkeğin kadına…
İnsanın evladına, ana – babasına, kardeşine…
Vatan ve milletine olan…
Yürekten gelen ve akil ile birleşen sevgisi hem pekiştirir hem her türlü zorluğu aşar!

* Nektar (bir tür meyve özü) tanrıların ölümsüzlük içeceği