8 Tem 2001, Çarşamba

Dolar demokrasisi TERIMI başka şeyler ifade etmektedir DÜNYADA ama gene de okuyun derim

„Dolar demokrasisi: Kayıt-dışı demokrasi…
18 Tem 2001, Çarşamba

Dolardaki yükselme sadece üreten kesimleri değil, siyasi anlamda ülkenin kendi geleceğini planlama iradesini de yokediyor. Doların biraz daha yükseldiği haberi geldiği andan itibaren adeta Türkiye“nin tüm yaşayan hücreleri ölü hücreye dönüşüyor. IMF politikalarını uygulamak ile milliyetçi refleksler arasında kalarak iradesi parçalanmış hükümet ise ne yaparsa yapsın piyasalara güven vermekte zorlanıyor. Böylece bu hükümetin temsil ettiği „kayıt-dışı siyaset“ ve „kayıt-dışı demokrasi“ mantığının ülkeyi siyasetin ve demokrasinin tamamen oksijensiz kaldığı bir duruma teslim ettiği iyice çıplaklaşıyor.

Hiçkimse olan bitenin sadece ekonominin sınırları içinde başlayıp biten olaylar olduğunu düşünmemelidir. Herşey siyasetin ve yönetimin dairesi içinde olup bitmektedir. Bunun en görünen ve can yakan tarafı olan ekonomik kriz sadece bir türevdir. Doların yükselmesini tetikleyen şey Türkiye“nin „istikrar“ adı altında, „iç tehdit“ kaygılarıyla felçleştirilmiş ve „siyasetsiz siyaset“e teslim edilmiş yönetim yapısıdır. Şu aşamadan sonra ise artık sistemden türeyen kriz, başka alanlarda yeni yoğunluklar kazanarak yeniden sisteme dönmektedir. Belli partileri dışlamak, siyaset dışı akreditasyon alanları yaratmak ve siyasetsizleşmeyi hakim kılmak üzere kurgulanan yapı, kendi ürettiklerinin „bumerang etkisi“yle karşı karşıya kalmaktadır. Sistemin ürettiği her kriz katlanarak sisteme dönmekte ve siyasal alanı biraz daha etkisizleştirmektedir.

Birlik-bütünlüğü ve bağımsızlığı korumak üzere yapılanlar, bağımsızlığı en çok zedeleyen sonucu doğurmuş ve Türkiye“yi „lira“ ve „dolar“dan teşekkül eden iki paralı bir ülke haline getirmiştir. Bu olumsuzluğun, ülkenin siyasete, siyasi model kurmaya ve yeni siyasallaşma biçimlerine duyduğu ihtiyacın ürünü olduğunu gösteren bir işaret olduğunu gösteren bir işaret olduğunu anlamamıştır bu hükümet. Zannedilmiştir ki, siyasi yapı aynen korunarak ekonomik yapının revize edilmesi mümkündür. Siyasetin gerçek bir yenilenmeye tâbi tutulması halinde, ekonominin arkaik karakterinden kurtarılmasının imkansız olduğunu göremiyor Türkiye“nin „türedi siyasi aklı“. Üstelik eskimiş siyasi aklın karşısına „yeni akıl“ olarak çıkarılıyor bu „türedi akıl“. Neticede Türkiye „yeni bir siyasi akıl“la tanışmadan, ekonomiyi çağdaş normlara kavuşturabileceğini zannediyor.

Dolardaki en küçük oynamanın artık Türkiye“nin tüm dinamiklerini doğrudan tehdit edebilen bir boyuta kavuşmasını herkes birinci dereceden alarm kabul etmelidir. Siyaseti istikrar adına kilitleyen yapı kendi ürettiğinin üzerine yapışması ile karşı karşıyadır. Buradan çıkışın yolu, ekonomiyi siyasetten ayırmak şeklinde ifade edilen ya da IMF“in istediği yasaları Meclis“ten acele geçirmekten ibaret sayılan reflekslerden geçmez. Siyaset konuşulmadan, ekonomiyi siyasetin dışında özerk bir alan olarak ele alma çabası hiçbir rasyonalite doğurmaz. Yapılması gereken şey, siyasetin ve siyasallaşmanın etkinleşmesini sağlamak ve bu etkinlik temelinde Türkiye“nin yönetim yapısını dizayn etmektir.

Eğer bu çerçevenin kurulmasında biraz daha gecikilirse, „dolar demokrasisi“ tümüyle teslim alacak Türkiye“yi. Böylece biçimsel açıdan demokrasi özelliği taşıyan ama esaslar açısında demokrasiyle ilgisi olmayan bir hale bürünecek Türkiye. Bu bileşim tam bir „kayıt-dışı demokrasi“ olacak. „Kayıt-dışı demokrasi“nin egemenleştiği bir ülkede ise, o ülkenin ne kendi parasını, ne de rejimini ve güvenliğini kendisinin tanımlaması mümkün değildir.

Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği (AGSK) süreçlerinden Türkiye“nin dışlanmasına bütün hassas kurumları tepki veriyor. Aynı hassasiyet Kıbrıs ve Güneydoğu konularındaki tartışmalarda da vardır. Dikkatler bu noktalarda yoğunlaşmışken, demokratik devlet esaslarından güvenliğe, dış politikadan toplumsal barışa kadar tüm zeminleri „eriten“ bir süreci tetikliyor „dolar demokrasisi“. Bu süreç siyasal demokrasiyi sistemden köklü bir biçimde kovacak sonuçlar doğuruyor. Türkiye gibi bir siyasal varlığın dinamiklerini „kayıt-dışı“ hale getirmeye çalışıyor. Bu sorunların sorundur; tek gerçek tehlikedir.

Herkes bir kağıda „dolar demokrasisi“ yazsın ve bunun ne manaya geldiğini çok iyi düşünsün. Fazla geç olmadan…“

https://www.yenisafak.com/yazarlar/omer-celik/dolar-demokrasisi-kayit-dii-demokrasi-53278

*

Ja!

Israil parlamentosu kendini fes ediyor, darısı sizlerin başına. O pezevenk asılmak üzere

*

3 TARAFI…
DENIZ OLAN ÜLKE…
Çin…
DONANMASI, hani Avusturalya’ya atom denizaltısı…
Fransa kıyametleri koparıyor…
Perde arkası, of, off, offf…
Neeeyse…
BIR TANE…
TÜRK…
Limanı kalmadı, hepsini sattılar…

Popom…
Ayrıntısına giremem, hani SÖZDE askeri casusluk falan…
Neler çıktı açığa biliyor musunuz?

Acayip yerli ve milliler canim…
ACAYIP!

Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur