Sözcü yazarı Sayın Rahmi Turan’a açık mektup

Sayın Turan,

52 yaşında bir gurbetçiyim…
Ancak şimdi size yazma fırsatım doğdu. Ömrümün alt yılı dışında hayatım Almanya’da geçti. Diplomasi başlıklı yazınıza istinaden size cevap verme ihtiyacı his ettim. Sizden ricam, sakın sözlerimi Alman yanlısı, Almancı gibi kavram veya duygular ilke okumamanızdır.

Yeri gelir > katı < “Atatürkçünün” karşısında olurum ki Atamızın altı ilkesinden halkçılığı ele aldığımızda insanın hem katı hem nasıl Atatürkçü olduğunu aklım almaz. Ben…
Katıksız ama asla katı bir Atatürkçü olmadım, olamam. Kendimi özellikle Atatürk milliyetçisi olarak tanımlarım. Çünkü inkılapçılık ilkesi ki bildiğiniz üzere devrim, değişim demektir…
Katılık, yani taviz vermez bir vaziyet ile hayata tutunmaya çalışanlar, hayatın kendi dinamiğine ters davranmaktadır. Değişkenlik…
Çağdan çağa, çevre ve ortam şartlarından çevre ve ortam şartlarına, hayat sürekli bir değişkenlik içeresindeyken dengeyi gözeten bir manzumedir. Dolayısıyla Ata…
Halkçılık ve inkılabı, altı ilkesine katarken, hayatın, hayat şartlarının, insan ihtiyaç ve gereksinimlerinin de değişebileceğini, yeri geldiğinde halkı yönettikleri iddiasında olanların bunu gözetmeleri gerektiğini düşünmüş olması bence olasıdır. Yönetimin, Atatürkçü bir yönetimin halk taleplerine “Fransız” olması bence düşünülemez bile.

Yeri gelir ki aslında sürekli bir hal almıştır dincinin karşısında olurum…
Samimi duygular ile yürekten dinine sarılan ve sahip çıkan insana her zaman sonsuz bir saygı ve sevgim olmuşudur. Ki…
Kesinlikle ayrım yapmam ne din içeresinde ne dinler arasında, hepsi benim için değerlidir. Yeter ki yürekten ve samimi olsun, dini inanç ve iman. Simsar ile mücadele…
Her yer ve her ortamda, sözümü sakınmam!!!

Gelenekler Efendim…
Gelenekler, kurallar, görgü zaman içeresinde oluşan değerler manzumesidir. Beşerler arasında da devletler arasında da münasebetler öteden beri kurallara bağlıdır. Kural tanımamalara, “oyun” başlamışken durduk yere kurallara yeni kural eklemeye veya değiştirmeye kalkanlara gereken cevap daima verilmiştir, veriliyor ve gelecekte de verileceğine olan inancımı koruduğumu belirtmek isterim.

HAYIR Efendim, ortada ne tehdit vardır ne edepsizlik nede bir düşmanlık!!!

Bir terbiyesize, kural, hak ve adalet bilmeze…
Bir hırsıza verilen bir cevap vardır…
Onun namında onu seçenlere ve ne yazık ki karşı duranlar ve seçmeyenlerde “nasibe” düşeni almışlardır ve hala birleşerek bu zihniyete karşı koyamadıkları içinde muhtemelen istikbale de buna bezer yanıtlar almaları muhtemeldir!

H. C. Armstrong ve Atatürk…
Ve yasaklanmak istenilen kitabı için rahmetli Gazi Paşamızın yanıtını hatırlatmak isterim…
Ve yine büyük usta Fikret Hakan ardından tekrar hatırlanan O muazzam gerçeğe…
Hollywood’un sahneye koyduğu You can’t win ‘em yapıtına…
Mustafa Kayan, Mustafa Kayan Efendim…
Mustafa Kemal yerine…
Bu kadar bağnazlık olur mu ve bunu yapan, buna izin veren sözde Atatürk’ü hükümet…
Hayır Efendim hayır…
İnsan…
Ektiğini biçer, insan ektiğini biçer Sayın Turan.

Saygılarımla

Önder Gürbüz
Almanya
wordpress.gurbuz.net